20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 4 HAZİRAN 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA DİZİ 15 Darbeyle gelen Cumhurbaşkanõ CHPağõrlõklõ Danõşma Meclisi’nde ka- bul edilen yeni anayasa, 1924 Anayasa- sõ’ndan özünde önemli farklõlõklarõ içeri- yordu. Halkçõlõğa, devletçiliğe ve inkõlapçõlõğa yer verilmeyen anayasada milliyetçilik de milli devlet olarak değiştiriliyor. İlk kez sosyal dev- let ilkesi anayasaya giriyordu. Kapatõlan Demokrat Parti’nin devamõ ol- duğunu sürekli vurgulayan Adalet Partisi re- feranduma sunulan yeni anayasayõ halkõn onaylamamasõ için geniş bir kampanya yü- rüttü. Partinin sloganlarõ: Hatta “Mr. Referandum” adõndaki bir Amerikalõnõn “evet” oyu verilmesinin Ame- rika’ya evet demek anlamõna geleceğini söylediği halk arasõnda yayõldõ... Referandum 9 Temmuz 1961’de yapõldõ. 1961 Anayasasõ’nõ halk yüzde 61.7 oyla onayladõ.. Fakat yüzde 40’a yakõn hayõr oyunun bir anlamõ vardõ. Kimi akademisyenlere göre yüzde 40 oy, kapatõlan DP’nin seçmende varlõğõnõ sür- dürdüğünün kanõtõydõ. Nitekim genel seçimler bu kanõyõ doğrular yönde sonuçlar verdi. 15 Ekim 1961’deki genel seçimde De- mokrat Parti tabanõnõn mirasçõsõ partiler Adalet Partisi, Cumhuriyetçi Köylü Partisi, Millet Partisi ve Yeni Türkiye Partisi oyla- rõn yüzde 62’sini alarak 277 milletvekili çõ- kardõ. Buna karşõn 1961 seçimlerinde favo- ri gösterilen CHP, ancak 177 milletvekili ka- zanabildi. CHP’nin tek başõna iktidara geleceğine öy- lesine kesin gözle bakõlõyordu ki; İnönü’nün damadõ Metin Toker’in yayõmladõğõ ünlü Akis dergisinin kapağõnda Türkiye’nin hemen bütün illerinde kõrmõzõ zemin üzerindeki al- tõ ok, seçimi CHP’nin kazanacağõnõ işaret edi- yor. Kimi iller de diğer partilere bõrakõlõyor- du. Bu seçim kimi çevrelerde, idam edilen Menderes’in zaferi diye yorumlandõ ve…. Asker baskısı altında... ... Çalkantõlõ günler başladõ. Seçim sonuçlanmõş, yeni parlamenter- ler Ankara’ya gelmişlerdi. Fakat sivil yönetimin başlayacağõnõn gös- tergesi olan yeni Türkiye Büyük Millet Mec- lisi’nin açõlõp açõlmayacağõ belli değildi. Genelkurmay Başkanõ Cevdet Sunay’õn da içinde bulunduğu Türk Silahlõ Kuvvetler Birliği’nin seçim sonuçlarõna olumlu gözle bakmadõğõ ve bu nedenle yeni bir askeri mü- dahalenin kapõda olduğu söyleniyordu. Birliğin etkin bir bölümünün, özellik- le Albay Talat Aydemir’e bağlõ olduklarõ söylenen “Albaylar Cuntası”, eski DP’ye bağlõ “güçlerin” yeniden Türk siyasal ya- şamõna egemen olacağõnõ ve 27 Mayõs dev- riminin dokunulmazlõğõnõ ortadan kaldõra- caklarõnõ öne sürüyordu. Millet iradesiyle seçilip gelen TBMM’ye ve ilan edilen demokratik ilkelere, yeni ana- yasadaki ilkelere riayet etmekten, saygõdan söz eden yoktu. Seçimlerin üzerinden bir hafta geçti geç- medi 21 Ekim’de İstanbul 1. Ordu Komuta- nõ Orgeneral Cemal Tural ile İstanbul As- keri Valisi Korgeneral Refik Tulga’nõn da aralarõnda bulunduğu on general, amiral ve 18 subay TBMM’nin yazgõsõnõ tayin edecek 21 Ekim Protokolü’nü imzaladõlar. 22 Ekim’de Milli Birlik Komitesi’nin An- kara kanadõ da Mürtet Protokolü ile hareke- te katõldõ. Darbe olasılığı tırmanıyor Silahlõ Kuvvetler Birliği’nin onursal baş- kanõ Genelkurmay Başkanõ Cevdet Sunay protokollerin askõya alõnmasõnõ sağladõ.. Bu nedenlerle soru güncelliğini korudu: 25 Ekim 1961 günü TBMM toplanacak mõ, top- lanmayacak mõ? Sorunun yanõtõ yoktu. Başkent gergin.. Hürriyet’in Ankara temsilcisiydim. Soruya yanõt bulabilir miydim? Şansõmõ denemek istedim. Soruyu yanõt- layacak tek adresin, Genelkurmay Başkanõ Cevdet Sunay’õn Ankara Namõk Kemal Ma- hallesi’ndeki konutunu telefonla aradõm. Şans işte. Telefonu Sunay Paşa açtõ “Paşam” dedim. “Söylentiden geçil- miyor. Millet Meclis’nin saptanan tarihte açı- lamayacağını söylüyorlar. Yeni bir darbeden söz ediliyor. Acaba bize bir emriniz olacak mı?” Sunay sinirli bir sesle: “Millet Meclisi açılacak” dedi. “Ne zaman” diye sordum.. “Tespit edilen tarihte 26 Ekim günü Mil- let Meclisi açılacak” dedi Sunay, kesin ve ka- rarlõ bir sesle. Her zaman demokratik rejimin yanõnda yayõn yapan ve demokratik rejimi savunmayõ gö- rev bilen Hürriyet, ertesi sabah Genelkurmay Başkanõ’nõn kõsa demeci ve büyük puntolarla: “Millet Meclisi 26 Ekim’de açılacak” manşetiyle çõktõ: Fakat aynõ gün demokratik re- jimin üzerindeki kara bulutlar dağõlmadõ. Aksine askerlerin öne sürdükleri koşul- lar, “ya demokrasi ya darbe” ikilemi karşõsõnda kalan parti liderleri Adalet Bakanlõğõ’nda top- landõlar. 27 Mayõs müdahalesi ile Köşk’ten indirilen Celal Bayar’dan sonra: Türkiye Çankaya’da iki kez iki cumhurbaşkanõ gördü. İki cumhurbaşkanõnõn ortak yanla- rõ, her ikisinin de asker kökenli olmasõydõ. Bir farkla: Türkiye Büyük Millet Meclisi 4. Cumhurbaşkanõ Cemal Gürsel’i asker baskõsõyla seçmek zorunda kal- dõ. 5. Cumhurbaşkanõ Cevdet Sunay ise sivillerin adayõydõ. TBMM’de iktidardaki Adalet Partisi ile ana muhalefet partisi CHP’nin ortak kararõyla seçildi. Asker dayatmaları kabul edildi ama... E kim ayõnõn soğuk bir günüydü. Bakanõn makam odasõnda partilerle askerler arasõnda görüşmeler sürüyordu. Bilgi alamõyorduk ama bakanlõğõn çevre- sinde bekliyorduk. 24 Ekim’di. Ya Genelkurmay Başkanõ’nõn kõsa demeci, Hürriyet’in manşetten verdiği haber doğrulanacak ya da… darbe gerçekleşecekti! Sonradan öğrendik ki içeride darbeye kar- şõ çare olarak askerlerin önüne koyduğu ağõr ko- şullarõ parti liderleri aralarõnda tartõşõyorlar! Adalet Bakanõ’nõn odasõnda, 27 Mayõs’õn İçişleri Bakanõ’nõn “Sayın parti liderleri, di- yeceğim şudur: Hükümet bugün fiilen mevcut değildir” dediği yaygõnlaştõ. Askerlerin darbe yapmamalarõ için öne sür- dükleri koşullar liderlere bildirilmişti. Partilerin koşullarõ kabul ettiklerini açõkla- malarõ isteniliyordu. Koşullarõn başõnda, Milli Birlik Komitesi Başkanõ Cemal Gürsel cumhurbaşkanõ seçilecekti Yassõada hükümlüleri affedilmeyecekti. MBK’nin ordudan tasfiye ettiği Eminsu di- ye anõlan yüzlerce subayõn yeniden TSK’ye dönmeleri sağlanmayacaktõ. MBK’nin üniversilerden tasfiye ettiği 147’ler de geri dönemeyecekti. Söylentiye göre bir diğer önemli dayatma İsmet İnönü’nün Başbakanlõk’a getirilmesiydi. Toplantõya CHP Genel Başkanõ İsmet İnö- nü, Yeni Türkiye Partisi Genel Başkanõ Ekrem Alican ile Raif Aybar, Adalet Partisi Genel Baş- kanõ (27 Mayõs günü harekete katõlmayan ordu komutanõ, MBK’nin önce Genelkurmay Baş- kanlõğõ’na getirip kõsa sürede emekliye ayõrdõğõ) Adalet Partisi Genel Başkanõ emekli Orgeneral Ragıp Gümüşpala ve… CKMP Başkanõ Osman Bölükbaşı ile Hasan Dinçer katõlmõştõ… ….askerlerin koşullarõ üzerinde mutabakat olduğu sanõldõğõ sõrada Bölükbaşõ, böylesi önem- li kararlara partisinin yetkili kurullarõ görüşme- den evet diyemeyeceğini söyledi. Bir başka odada yetkili kurullar veya yetki- liler ile görüştü, döndü ve: “Hayatımın en büyük fedakârlığını yapı- yor ve evet diyorum” dedi. Ötekiler rahat bir ne- fes aldõ. Liderlerin üzerinde en fazla durduklarõ ko- nu, askerlerin MGK Başkanõ, 27 Mayõs’õn lide- ri Cemal Gürsel’in cumhurbaşkanõ seçilmesini da- yatmalarõydõ.. 23 Ekim’de bir karar alõp yarõn Çankaya Köş- kü’nde yuvarlak masa toplantõsõna katõlmalarõ ge- rekiyordu. İsmet Paşa, Gürsel konusunda partileri ik- na etmeye çalõşõrken Bölükbaşõ’na “Sen kabul edersen, grubuma, Bölükbaşı kabul ettiği için bu şartı kabul ettiğimi söyleyeceğim” diyordu. Anlaştõlar, 24 Ekim sabahõ Köşk’teki yu- varlak masa toplantõsõna Bölükbaşõ dõşõnda bü- tün liderler katõldõ. MBK ve Devlet Başkanõ, Başbakan Cemal Gürsel’le Genelkurmay Başkanõ Sunay’õn önün- de Yassõada hükümlülerine -şimdilik- af çõkarõl- mayacağõnõ, Eminsu’larõn orduya dönmelerine olanak sağlanmayacağõ ve… Cemal Gürsel’i cumhurbaşkanõ seçeceklerini içeren bir protokolü imzaladõlar. Asker dayatmalarõ kabul edildi ama… B aşka rüzgârlarõn esmesi de do- ğaldõ. CHP dõşõndaki bütün par- tilerde milletvekilleri çoğunluğu 27 Mayõs “mağdurlarının” eşleri, ya- kõnlarõ, kardeşleri ya da “dava arka- daşlarıydı”. Örneğin 27 Mayõs sabahõ tutuk- lanõrken karşõlaştõğõ insanlõk dõşõ mua- meleleri onuruna sindiremeyerek götü- rüldüğü Harp Okulu’nda pencereden at- layarak intihar eden Menderes hükü- metinin İçişleri Bakanõ Namık Ge- dik’le başbakan yardõmcõlõğõ yapmõş Sa- met Ağaoğlu’nun eşi Adalet Parti- si’nden milletvekili seçilerek parla- mentoya girmişlerdi Örneğin bu iki hanõmefendinin gö- nülleri darbe liderinin cumhurbaşkanõ se- çilmesine razõ olabilir miydi? Genelde Adalet Partisi grubunda egemen olan hava, Gürsel’i seçmemek, onu yerine aday gösterecekleri Prof. Ali Fuat Başgil’i desteklemekti. DP’nin devamõ Adalet Partililere Prof. Başgil yabancõ değildi. 27 Mayõs’tan önce bunalõmõ ön- lemek için ne gibi önlemler alõnmasõ ge- rektiğini görüşen Bayar başkanlõğõnda- ki Köşk’teki toplantõda Prof. Başgil de bulunmuş, ne yapmak gerektiği sorusuna “Huzuru sağlamak için hükümet is- tifa etmeli, Başbakanlık’a Mende- res’in yerine bir başkası getirilmeli” diye yanõtlamõştõ. Menderes’in şayet olaylar dura- caksa istifaya hazõr olduğunu söyleme- sine karşõn Bayar öneriyi uygun gör- memişti. Ama unutulan ‘bir şey’ vardı Yeni partiler kurulmuş, seçim ya- põlmõş, parlamento çalõşmaya hazõrdõ. Siviller artõk askerden yönetimi de- vir alõyorlardõ. Alabilecekler miydi? Öncelikle Gürsel’in adaylõğõna baş- kaldõrõ… CHP dõşõnda sağ oylarõ temsil eden partiler, AP adayõ Prof. Başgil’i cumhurbaşkanõ seçtirebilecekler miydi? TBMM’nin açõldõğõ gün hemen her- kes Gürsel’e karşõ AP adayõ olacak Başgil’i arõyordu. Fakat ünlü anayasa profesörü Meclis’te yoktu. Nerede ol- duğunu bilen de yoktu. Prof. Başgil’i Ankara’da bulmak ola- naksõzdõ. Bir süre sonra Başgil olayõnõn iç- yüzünü öğrendik. Başgil, akşam yemeğini yakõn ar- kadaşõ AP yönetim kurulu üyesi Tahsin Demiray’la yedikten sonra Barõkan Oteli’ndeki odasõna çekildi. Sabahlarõ Başgil’in erken kalktõğõ- nõ bilen Demiray, erkenden otele geldi. Başgil odasõnda da otelde de yok- tu. Eşyalarõ da yoktu. Kaybolmuş, yitmişti. Akşamõn bir saatiyle sabah ara- sõndaki sürede ne olmuştu da Başgil, ote- li terk etmişti? Olayõn içyüzü ortaya çõktõ. Gecenin bir saatinde MGK üyesi, eski Harp Okulu Komutanõ Sıtkı Ulay ile bir arkadaşõ Başgil’i “ ziyaret” et- mişler. Lisan-õ münasiple Cumhurbaş- kanlõğõ adaylõğõndan vazgeçmesini is- temişler. Hatta -kimi bilgilere göre- adaylõktan vazgeçmezse başka yön- temler uygulanacağõnõ bildirmişlerdi. Başgil, sorun yaratacak insanlar- dan değildi. Gece geç saatlerde yakõn arkada- şõ Demiray’a haber vermeden başken- ti terk etti. Sabah AP milletvekilleri bütün bir gün Başgil’i aradõ. Cumhurbaşkanlõğõ’na tek aday kal- mõştõ: Cemal Gürsel. TBMM 27 Mayõs lideri Gürsel’i cumhurbaşkanõ seçti. 125 AP milletvekili Gürsel’e oy vermedi. TBMM açõldõktan sonra askerler kõşlalarõna çekilecek miydi? Hayõr!.. Gürsel’in cumhurbaşkanlõğõ dö- neminde önemli olaylar birbirini izledi. GÜRSEL NASIL BİR İNSAN? E vet, Cemal Gürsel 27 Ma- yõs müdahalesinin önderi idi. Evet ama, -bana göre- Gürsel asker doğmuş, asker ola- rak yaşamõş insan olmasõna kar- şõn son derece mütevazõ, sevecen, insancõl bir yapõdaydõ. MBK’de idam kararlarõna karşõ oy kul- landõ. Cumhurbaşkanõ idi ama yaz aylarõnda hemen her gece, Baş- bakanlõk Konutu’nun karşõsõnda küçük parka çõkardõ. Gürsel parka geldikten sonra park dolar, etrafõnda her sõnõftan insan toplanõr. Simitçisi, arabacõsõ, memuru, işçisi… kim olursa olsun, sor- duğu soruyu Gürsel yanõtlar. Ki- mi zaman siyasetle ya da bir ül- ke sorunuyla ilgili açõklamalar yapardõ. Kimi zaman gündüzleri yave- rini yanõna alõr. Gölbaşõ’ndaki küçük sade kahvelerden birine gi- rer. Gölü seyreder. Peşindeki gazetecilerle sohbet ederdi. Bir gece park sohbetinde Kürt sorunu üzerinde geniş açõkla- malar yaptõ. Parkta mutlaka bir muhabir bu- lundururduk. Gürsel demek, ha- ber demekti. Kemal Şener, konuşmayõ din- lemiş, büroya geldi. Anlattõ. Yazmaya başladõ. Fakat o sõrada Köşk’ten Genel Sekreter Nasır Zeytinoğlu aradõ. “Paşa’nın konuşmasını ve- riyor musunuz” diye sordu. “Evet” dedim, “vereceğiz!” “Bir ricada bulunabilir mi- yim gazetenizden?” dedi ve hemen ekledi: “Paşa’nın bu akşamki ko- nuşması duyarlı bir konu. Söy- ledikleri ise şu ara yazılmaması gereken bilgileri içeriyor.” Yalnõz biz değildik konuşma- yõ izleyen, başka gazeteler de var- dõ. “Onlarla konuşurum” dedi. Ama yetkimi aşardõ haberi vermemek. “İstanbul’a sora- caktım. Diğer gazetelerin de haberi vermeyecekleri sağla- nırsa biz de o zaman Gürsel haberinden vazgeçebilirdik.” İstanbul isteğe olumlu yanõt verdi. Nasır Zeytinoğlu tekrar aradõ. Diğer gazetelerin de ko- nuşmayõ haber yapmayacaklarõ güvencesini verdi. Demek istediğim Gürsel böy- lesi açõk bir adamdõ. Halk ada- mõydõ. Bir gece bir arabacõ, Gürsel’e, atõnõ koşacak bir arabasõ olma- dõğõnõ söylemiş. Gürsel, ertesi günü emir ver- miş, arabacõya bir araba almõştõ. Sonradan öğrendim. Araba- nõn parasõnõ cebinden ödemişti. Meclis’te başka rüzgârlar esiyordu S Ü R E C E K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle