19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 3 HAZİRAN 2010 PERŞEMBE 6 HABERLER BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI İktidar ve İsrail Eğer şu sıralarda PKK terörü yeni cinayetler işlemediyse, son bir hafta içinde 12, son iki ayda 19 olayda 34 şehit verdi güvenlik güçleri! (*) İktidarın ve Allahüekber diye yollara düşen ve İsrail’e savaş açılmasını isteyen İslamcıların tepkilerinin yüzde birini bile anımsamıyoruz! Kendi terör sorununu ve yurttaşlarının güvenlik sorununu çözemeyen bir iktidar, İsrail karşısında esip gürledi! Şüphesiz İsrail’in uluslararası sulardaki haydutluğu (**), işlediği cinayetler ve Gazze’de uyguladığı ambargo karşısında Türkiye’de kimse tepkisiz kalamaz. Ancak iktidarın şiddet dozuna bakacak olursak, içeride siyasi parsa toplama amacı açıkça görülüyor: Filistin’de İslamileştirme politikasının uygulayıcısı Hamas’la iktidar arasında müthiş doku uyumunu biliyoruz. İkincisi, Saadet Partisi ile rekabet! Önümüzdeki seçimler için Saadet’in, İsrail’e karşı dini cihad silahıyla, AKP içindeki köktendinci oyları çekmeye çalıştığı varsayılabilir. İki din politikasının bir tür kapışmasını da yaşıyoruz, denebilir! Recep Bey bu oyları bakalım kaptıracak mı? Ayrıca, esip gürlemeyi bir yıl boyunca nasıl sürdürecek, seçmen kaybını ve CHP’nin yükselişini, dış politikada yükselen bir hamaset ile nasıl önleyecek?.. Hukuk ve Ergenekon Ergenekon savcıları, birden hareketlendi! Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay gözaltına alındı! İddia, mahkemeye baskı yapmak için Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri içinde lobi faaliyeti sürdürmek! Ayrıca İşçi Partisi’nin avukat yöneticisi Mehmet Cengiz de, yine benzer iddia ile gözaltında. Gözaltı gerekçesi tam şöyle: “Yargı camiası üzerinde hâkimiyet kurarak yargı adaletini engellemek ve böylece baskı altına alarak Ergenekon örgütünün istekleri doğrultusunda hareket ettirmeye çalışmak.” Sanırım Ergenekon şemasında yeni bir yönetici kadro daha açılmış oldu! Seyfi Bey’e belki de şemada “Ergenekoncuların hukuku ele geçirme faaliyetlerinin lideri” gibi bir yer açılır! Ne de olsa Seyfi Bey bakan düzeyinde, daha alt düzeylerde bir “görev tanımı” ayıp olur! Burada dikkat çekmek istediğimiz nokta, bu hukukçu operasyonunun, anayasa değişikliği paketinin Anayasa Mahkemesi’nde ve referandum yolunda olduğu zamana denk getirilmesi! Yüksek yargıyı kötülemeye ve gözden düşürmeye yönelik bir kampanya açılması için uygun zaman mı? Kim bilir! Anayasa değişikliğinin özü ve esası, Yüksek Yargı ve Anayasa Mahkemesi! İktidar, değişiklik kabul edilirse, buralara yapacağı atamalarla, yüksek yargıyı tam ele geçirecek ve hukuk meselesini kökünden çözmüş olacak! Yeni tutuklama dalgası, iktidara yardım mı? Balbay Bizimleydi! Gazeteci örgütleri çok iyi bir iş yaptı ve “Tutuklu Gazetecilere Özgürlük Platformu” oluşturdu. Geç kalmış ama sevindirici bir girişim! Tutukluluğun açıkça cezalandırmaya dönüşmesi, vicdanın kabul edebileceği bir durum değil. Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay “Bizi tutuksuz yargılayın..” diyor. Pazartesi gecesi İSTANBUL CUMOK’un yaz buluşması vardı. Onur konuğumuz tabii ki Balbay’dı! Balbay kendisini Silivri’de sanıyor olabilir, ancak akşam bizle beraberdi! İnsanın nerede bulunduğu, salt fiziksel bir olgu değil. Olayın bir de duyumsanma yönü var! Okurlar, Balbay’ı yanlarında hissettiler, onunla şakalaştılar, yanaklarını öptüler! Saçlarını okşadılar! (*) Ordu, güvenlik güçleri gizli olmadıkları için, açık hedeftir. Tamam, ancak terörün hedefi olduklarına göre, çok özel bir koruma belki de teröristler kadar gizli bir koruma yapısı geliştirilmesi gerekmez mi? (**) Bazı okurlar “İsrail, Türkiye’nin Arap dünyasında soyunduğu lider ve kurtarıcı rolü vurdu ve hiç heveslenmeyin sizi nasıl vuruyorsam yeni umudunuzu da öyle vururum, mesajını verdi” diyor. Arap dünyasını biz mi kurtaracağız!!! Hakkâri’de Işõklõ ve Kavşak’ta konuşlandõrõlmõş askeri birliğe açõlan ateş sonucu 4 asker yaralanmõştõ BDP Genel Başkanõ Selahattin Demirtaş, Kürt sorununun diyalogla çözülmesi gerektiğini söyledi ‘Gerekirse Kandil’e giderim’ Yaralõ asker şehit olduYurt Haberleri Servisi - Hakkâri’nin Çu- kurca ilçesinde önceki gece askeri birliğe te- röristlerce açõlan taciz ateşinde yaralanan 3 as- kerden Onbaşõ Fatih Gökkaya, şehit düştü. Hakkâri’nin Çukurca ilçesine bağlõ Işõklõ ve Kavşak bölgelerinde konuşlandõrõlmõş aske- ri birliğe, PKK’li teröristlerce önceki gece ta- ciz ateşi açõlmasõ sonucu 4 asker yaralandõ. Hakkâri Asker Hastanesi’nde tedavi altõna alõ- nan askerlerden komando Onbaşõ Fatih Gök- kaya tüm müdahalelere karşõn kurtarõlamadõ. Şehit onbaşõ Fatih Gökkaya için Hakkâri Dağ ve Komando Tugay Komutanlõğõ’nda tören düzenlendi. Gökkaya’nõn cenazesi toprağa ve- rilmek üzere memleketi Aksaray’õn Hõrkatol köyüne gönderildi. Bölgede çõkan çatõşmada 1’ i kadõn 2 terörist öldürüldü. Şehidin Aksaray’daki baba evine acõ ha- berin ulaşmasõyla ağõtlar yükseldi. Sağlõk gö- revlilerinin müdahale ettiği şehit annesi Kıymet Gökkaya, evinde sağlõk görevlile- rinin kontrolü altõnda tutulurken gözyaşõ döken baba Osman Gökkaya, oğlunun bir haf- ta önce yanlarõnda olduğunu söyledi. Gök- kaya, “Oğlum 10 günlük izne gelmişti. İzin süresi dolunca birliğine geri döndü. Dön- düğünde ise telefonla aradı. ‘Baba ben bir- liğime teslim oldum. Yarõn operasyona çõ- kacağõz’ demişti” dedi. Şehit Onbaşõ Fatih Gökkaya’dan geriye izne gelmeden önce ai- lesine gönderdiği fotoğraflar ve bir fotoğra- fõn arkasõna yazdõğõ şiir kaldõ. Şiirde, “Dağ- lara çizmişler resmimi. Komando koy- muşlar ismimi. Belki bir gün geri döne- mem diye, göndermişler sana resmimi. Dağlarda çiçekler solduğu zaman, göklerde bulutlar dolduğu zaman, yağmurla sel do- lup aktığı zaman, inan ki bir gün bir ta- nem, ben ağlıyorum o zaman” yazõsõ dik- kat çekti. Şehidin cenazesi Aksaray Uluca- mi’de ikindi vakti yapõlan törenin ardõndan Aksaray Şehitliği’nde toprağa verildi. Hatay’õn İskenderun ilçesinde 6 askerin şe- hit olmasõ üzerine başlatõlan operasyonlar yo- ğunlaştõrõldõ. Hatay Valisi Mehmet Cela- lettin Lekesiz, “Asker ve polisimiz te- yakkuzda. Koordineli bir şekilde hareket ediliyor. Operasyonlar kapsamlı olarak sürüyor” dedi. Lekesiz, İkmal Destek Komutanlõğõ’na yeniden taciz ateşi açõldõ- ğõ iddialarõnõ yalanladõ. Siirt’in Eruh ilçesi yakõnlarõndaki Çõrav Da- ğõ’nda arazi aramasõna çõkan güvenlik güçleri ile teröristler arasõnda ise sõcak temas sağ- landõğõ, ormanlõk alana doğru kaçan terö- ristlerin yakalanmasõ için operasyonlarõn sürdürüldüğü bildirildi. Bölgeye Skorsky helikopterlerle komandolar indirildiği, terö- ristlerin bulunabileceği derin vadilerin ise he- likopterlerle bombalandõğõ ifade edildi. UTKU ÇAKIRÖZER AYŞE SAYIN ANKARA - PKK’nin eylem- lerinin ve askeri operasyonlarõn yoğunlaştõğõ son dönemde, “Ge- rekirse tankların önüne yatarız” diye başlattõğõ “canlı kalkan” eylemleriyle ile dikkat çeken BDP Genel Başkanõ Selahattin De- mirtaş, akan kanõn durmasõ ve Kürt sorununun “diyogla” çö- zülmesini sağlamak için gerekir- se “Kandil’e gidebileceğini” açõkladõ. Meclis’te anayasa değişikliği görüşmeleri sürerken ABD’ye gi- den ve üst düzey hükümet yetkili- leri ile de görüşen Demirtaş, bu ül- kedeki temaslarõ, bölgede kanõn durdurulmasõna dönük eylemleri, CHP’deki yönetim değişimi ko- nularõnda Cumhuriyet’in sorula- rõnõ yanõtladõ: - Son dönemde bölgede çatış- malar yoğunlaştı, son İskenderun olayı yaşandı. Bu gelişmeleri na- sıl değerlendiriyorsunuz? - Hükümet bu işin ne kadar far- kõnda bilemiyorum. Anlatmaya çalõşõyoruz ama hükümet anla- maktan çok uzak, çatõşma riski yokmuş, olur, ufak tefek şeyler ge- çiştirilir gibi bakõyorlar. İki aydõr BDP’nin yaptõğõ çağrõlarõ duyma- dõ hükümet. -Ama hükümet arayış içinde görünüyor; Cemil Çiçek, Was- hington’a gitti örneğin... - Ama işte bu askeri seçenek ara- yõşõ gibi geldi bana. Çözüm arayõ- şõnõ araya sõkõştõrarak, “Dağdan in- meye mecbur ederiz” gibi bir yaklaşõm. Bence Türkiye kamuo- yuna yansõyanlardan çok daha va- him durum. İskenderun olayõ ile bir tartõşma başladõ ama bu sefer çok ciddi, o nedenle de kaygõlarõmõz çok büyük. Bölgedeki askeri ha- reketlilik, operasyon hazõrlõğõ, bu- na karşõ işte PKK’nin yan hazõr- lõklarõ, yaptõklarõ açõklamalar, iç ka- muoyunun kaldõrabileceğinin çok ötesine sarkabileceğini görüyoruz. Yani her gün birkaç İskenderun olabilir. Biraz önce KCK’nin, Mu- rat Karayılan’õn bir açõklamasõ düştü. “Ateşkes bizim açımız- dan anlamını yitirmiştir. Ateş- kesin sona ermesinde sorumluluk hükümetindir” diyor. Uzun sü- redir, her şeye rağmen “ateşkesi bozduk” demiyordu. “Aktif sa- vunma, pasif savunma, meşru sa- vunma” diyordu. Fakat bu başka bir şeydir artõk. Hükümet bunun ne kadar farkõnda bilemiyoruz. -Kırılma nerede başladı, nasıl gelindi bu noktaya? Bence yerel seçimler sonrasõnda başlamõştõ bu kõrõlma. Hükümet kõ- rõlmayõ derinleştirmek için ne ge- rekiyorsa yaptõ. - İlk kez Kürt sorununun bu kadar açık tartışıldığı bir or- tamda, etnik temelli çatışmanın, gerginliğin tırmanmasını neye bağlıyorsunuz? Bunun birçok nedeni var, ama bence bunun sorumluluğunu halka yüklememek lazõm. Kürt milliyet- çileri ile Türk milliyetçileri bunu yapõyor, diye işin içinden çõka- mazsõnõz, mesele o kadar basit de- ğil. Birincisi Kürt sorunu, Kürt ol- mayanlara doğru dürüst anlatõla- madõ. Belki biz de doğru üslubu kullanamadõk. Fakat devletin ken- disi de, diğer hükümetler de anla- tamadõ. Dolayõsõyla Türkiye top- lumunun önemli bir kõsmõ, Kürt so- runu dediğimiz meseleyi bilmi- yor, daha yeni yeni tanõmaya baş- lõyor. Peki, kimin aracõlõğõyla ta- nõmaya çalõşõyor? Sağ, muhafaza- kâr, bu işi hakikaten, demokratik- leşme çerçevesinde çözmeyi özüm- sememiş bir parti aracõlõğõyla ta- nõyor. Türkiye toplumu bunu dõşlaya- rak, çözüm bulabilecek noktadan çõkõlmõş durumda. Bu nedenle CHP’nin, MHP’nin bu konuda ik- nasõ ile mümkündür. Kürtleri kan- dõrarak çözüm buluruz diyorsanõz olmaz, Kürtler var, MHP, CHP var, AKP de var. Bunlar uzlaşarak ya- şamak zorundadõr. -İskenderun olayını siz nasıl analiz ettiniz? İsrail’in parmağõ var filan di- yorlar, ben çok doğru bulmuyorum. Başka bağlantõ kurmak lazõm. Çün- kü aylardõr örgüt bunun sinyallerini veriyor, açõklamalar yapõyor. “Ben her yerde eylem yapabilecek güçteyim” diyor. “Ben silah da bı- rakırım ama bu iş görüşmeyle olur, Başbakan gelsin konuşsun. Bizimle konuşmuyorsa, Öcalan’la konuşsun diyor. O da olmuyor- sa, sivil toplum örgütleriyle ko- nuşsun, ama mutlaka konuşsun, silahları nereye bırakacağımızı konuşsun” diyor. Ama hükümet bu konuda, ne gizli diplomasiyi iş- letebiliyor, ne uluslararasõ dene- yimleri kullanõp farklõ müzakere yöntemleri kullanõyor, ne iki tara- fõ rahatsõz etmeyecek yöntemi dev- reye sokuyor. -“Parti binalarımız barış mer- kezleri olacak” dediniz, ama bu toplum tarafından pek öyle al- gılanmıyor... Evet bize karşõ muazzam bir önyargõ var. Biz Yüksekova’da, Li- ce’de canlõ kalkan eylemleri yap- tõk, “BDP yine PKK’ye canlı kalkan olmaktan vazgeçmiyor” diye yazõldõ. Halbuki böyle bir amaçla da yola çõkmadõk. Orada as- kerlerin önüne geçtik ve o çocuk- lar ölmesin dedik. Operasyonlara karşı “canlı kalkan eylemi” yaptınız, PKK’ye yönelik de de böyle eylem planı- nız var mı? Daha güçlü barõş politikasõ orta- ya koymak durumundayõz. Böyle- si dönemlerde genelde demokratik siyasal alan geri plana düşer, tõrnak içinde “siner.” Biz böyle olmasõ- na izin vermeyeceğiz. Şunda da ka- rarlõlõk göstereceğiz: En kritik nok- tada, en üzerimize gelinen nokta- da, en çok baskõ altõnda olduğumuz dönemde bile ben çõkõp Kandil’e gidebilirim, bu süreci durdurabil- mek için. Hükümet onun önünü açar mõ bilmiyorum ama bu şekil- de Kandil’e gidersek, bir devlet me- sajõ götürmek isterim. Ama buna rağmen yapmazlarsa, ben, “Siya- sete mutlaka bir şans verilmeli, ölümler acıdır, durdurabilmek için bir destek istiyoruz” derim. Devlet aklı devreye girmeli Diyalog meselesini bence Tür- kiye’nin olgun bir şekilde tartõşmasõ lazõm. O kanala girdikten sonra iş çok kolaylaşacak. Sadece AKP bu işi beceremez, sonu “açılım”a ben- zer. Dolayõsõyla devlet aklõnõn bu- rada devreye girmesi lazõm. Devlet aklõnõn içinde CHP de vardõr, MHP de vardõr, devreye girmesi lazõm. Ve Biz Türkiye toplumu olarak, et- nik çatõşmayõ önleyecek, bölünmeyi önleyecek ortak güce sahibiz de- mesi lazõm. Mesela Başbakan çõk- sõn Diyarbakõr’a gitsin işte bu dö- nemde. Ben bu işi barõş içinde, di- yalogla çözmek istiyorum desin. Burada bu açõklamayõ yapsõn, “Biz akan kanı durduracağız, diya- logla, müzakereyle çözeceğiz” desin. İlla PKK ile ellerinde bond çanta ile oturmalarõ gerekmiyor. Murat Karayılan’la Başbakan masaya otursun demiyoruz, ama Başbakan tek başõna da masaya oturmasõn. Masanõn iki tarafõnda da ben olacağõm demesin. İki tarafõn- da bõrak aydõnlar da olsun, BDP de olsun, başkalarõ da olsun. Tabii Öcalan’õn bu süreçten çekilmesi de önemli. -Abdullah Öcalan devreden nasıl çıktı? Öcalan ben yokum diyor, PKK de bunu kabul ediyor. Bu şu de- mektir: Öcalan devrede değilse, PKK ile yani Kandil ile devlet tam karşõ karşõyadõr. Ve ikisinin de kullandõğõ tek şey vardõr, o da silah. Öcalan devredeyken, devlet de ör- güt de Öcalan üzerinden mesajla- şabiliyordu. Kemal Kılıçdaroğlu rüzgârını nasıl değerlendiriyorsunuz? Valla, o rüzgâr daha bizim oralara ulaşmadõ. Ulaşmasõ da çok kolay görünmüyor ama ben hakikaten isterim bir muhalefet partisi olarak, ana muhalefet partisinin sosyal de- mokrat kimliğe bürünmesini. - Baykal’ın siyasetten böyle devre dışı bırakılmasını nasıl değerlendirdiniz? Bir siyasi liderin bu şekilde, gayri ahlaki bir yöntemle siyaset dõ- şõ bõrakõlmasõ kabul edilebilir bir şey değil. Siyaseten rakiplerinizi, mutlaka sandõkta devre dõşõ bõ- rakmalõsõnõz. Bunun dõşõnda hiçbir yöntem ahlaki bir yöntem değildir. - Amerika ziyareti nasıl geçti, na- sıl bir izlenim edindiniz? Türkiye’nin tõkandõğõ noktada- larda ABD tõkanmõş değil. Bu meselenin terör olmadõğõnõ biliyor Amerikalõlar. Türkiye’ye bence daha fazla şunu dayatacak Ame- rika: Bu mesele terör meselesi de- ğil. Bunu açõkça bize ifade etme- diler ama biz bu mesajõ aldõk. Bu bir terör olayõ değil, sosyal, siya- sal bir olaydõr diyorlar. Mesela Amerika bu olaya “şiddet” diyor. Terör ile şiddet arasõndaki farkõ bi- liyor. Terör şiddetin bir yöntemi- dir, türüdür, o da şiddettir ama sõrf terör yapmak için şiddeti kullanan örgütle başka şekilde mücadele edilir ama şiddeti siyasal amaçlarõ için kullanan örgütle başka şekil- de mücadele edilir. Demirtaş gündemdeki konularla ilgili Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. (NECATİ SAVAŞ) Bölgede kanõn durdurulmasõna dönük eylemleri konusunda Cumhuriyet’in sorularõnõ yanõtlayan Selahattin Demirtaş, “Çözüm AKP ile olmaz, ‘devlet aklõ’ devreye girmeli: CHP ve MHP ikna edilmeli” dedi. SERTAÇ EŞ ANKARA - Emekli Tuğgene- ral Ali Er, bölücü terör örgütünün eylemlerinin tõrmanmasõnõn “mevsimsel” nedenlerden değil, Ortadoğu’daki gelişmelerden kay- naklandõğõnõ dile getirdi. Terör ör- gütünün eylemlerini geniş bir alana yaymaya çalõştõğõna dikkat çeken Er, “Doğrudan askeri te- sisler ve polis tesisleri hedef alınıyor. Türkiye, İran’a sert güç kullanmaya hazırlanan ABD’yle işbirliğine zorlanıyor” değerlendirmesini yaptõ. Son iki ayda giderek tõrmanan ve Türkiye’nin beklenmedik böl- gelerine yayõlan terör konusunu değerlendiren emekli Tuğgeneral Ali Er, gelişmelerin Ortado- ğu’daki gelişmelerden ayrõ düşü- nülemeyeceğine dikkat çekti. ABD ve İsrail’in İran’a yönelik yumuşak güç yerine sert güce yö- nelik işaretlerin netleşmeye baş- ladõğõnõ anlatan Er, bu kapsamda nükleer kapasiteli üç İsrail de- nizaltõsõnõn Basra Körfezi’ne gön- derildiği bilgisinin sõzdõrõldõğõnõ vurguladõ. Er, “Özellikle top- lumsal barış ve ulusal sabır li- mitlerinin test edilircesine bö- lücü terör örgütünün inisiyati- fi ile gerçekleşen saldırılar, stra- tejik bir plan için güvenlik or- tamının şekillendirilmesi ema- relerini vermektedir” değer- lendirmesini yaptõ. İran’a yönelik olasõ harekâtta, Türk hava sahasõnõn ve toprakla- rõnõn kullanõlmasõna iktidar ve muhalefetin izin vermesinin ola- sõ olmadõğõnõ anlatan Er, eylem- lerin Türkiye’yi ABD ile işbirli- ğine zorlama amacõ taşõdõğõnõ sa- vundu. Eylemlerin doğrudan as- ker ve polisi, güvenlik kuvvetle- rinin tesislerini hedef aldõğõnõ be- lirten Er, hükümetin terörle mü- cadelede hiçbir önlem alamadõğõnõ kaydetti. Er, “Eylemlere mev- simsel artış gözüyle bakılma- malı. Devletin kurumları hedef alınarak devletlik otoritesi ve asayişi sağlamadaki başarısı sı- nanıyor. Bu süreçte Türkiye’nin ABD’ye direnme gücü zayıfla- tılmak isteniyor. ABD’yle iş- birliğine zorlanmaktadır” dedi. E. TUĞGENERAL ER ‘Eylemler mevsimsel değil’ Emekli Tuğgeneral Er, terör saldõrõlarõnõn Ortadoğu’daki gelişmelerle bağlantõlõ olduğunu savundu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Irak’õn kuze- yindeki bölgesel yönetimin lideri Mesud Bar- zani, temaslarda bulunmak üzere dün Türki- ye’ye geldi. Barzani, Ankara’ya gelişinde Esen- boğa Havaalanõ’nda herhangi bir açõklama yap- madõ. Barzani’ye ziyareti sõrasõnda bölgesel yö- netimin Eğitim Bakanõ Sefin Dizayi ile Sanayi ve Ticaret Bakanõ Sinan Çelebi eşlik edecek. Mesud Barzani’nin temaslarõna bugün ilk ola- rak Dõşişleri Bakanõ Ahmet Davutoğlu görüş- mesiyle başlamasõ ve Davutoğlu ile Barzani’nin ortak basõn toplantõsõ düzenlemesi bekleniyor. Gündem terörle mücadele Dõşişleri, ziyarete ilişkin yaptõğõ açõklamada “Barzani’nin ülkemizde gerçekleştireceği te- maslarda, başta terör örgütüyle mücadele olmak üzere, Irak ve IKBY ile ilişkilerimizin daha da geliştirilmesine yönelik olarak atıl- ması gereken adımların ele alınması öngö- rülmektedir” dedi. Barzani’nin ayrõca Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafõndan kabul edilmesi de bekleniyor. Yarõn Ankara’daki Arap ülkelerinin büyükelçileriyle bir araya gelecek Barzani’nin daha sonra İstanbul’a geçmesi, Türkiye’den ise pazartesi günü ayrõlmasõ öngörülüyor. [email protected] BarzaniAnkara’da Hakkâri Çu- kurca’daki ta- ciz ateşinde şe- hit olan Onba- şı Fatih Gökka- ya Aksaray’da uğurlandı. (AA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle