23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B 3 HAZİRAN 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER İnsan Hakkı - Din Hakkı soner@cumhuriyet.com.tr İsrail’in korsan saldırısı bir biçimde, insan hakları ile inanç hakkı üzerinden siyaset yapılmasını, örgütlenmeler arasındaki derin uçurumu, kökten çatışmayı iç ve dış odaklı olarak tazeledi... Haklı olarak bu cümleden pratik hiçbir sonuç çıkaramadığınızı biliyorum. Örneklerle açıklamak zorundayım. Açık denizdeki insanlık dışı operasyonun saatler sonrasında gazeteye geldiğimde elektronik posta kutuma gelen mektuplar normal günleri birkaç yüzle katlamıştı. Daha önceden benim elektronik postama uğramamış İHH rumuzlu yeni mektuplar sayesinde elbette. Acıyı, öfkeyi paylaşma, protesto etkinliklerini haber verme amaçlı, içerikli olsalar da, benim için ürkütücüydüler; ırkçı, dinci ayrımcı üslupları ile Yahudileri hem ırk hem de dinsel bakışlarıyla düşman ilan etmiş, toptancı suçlayan, ahlak dini İslama hiç de yakışmayan kin, düşmanlık, beddua, intikam içeren duygularını, daha ötesi eylem önerilerinin çok çarpıcı dillendirilmesi söz konusuydu. En hafifi ile Erdoğan hükümetine İsrail’e savaş ilanı öneriliyor, Yahudiliğin Ortadoğu’dan silinmesi, toptancı “katil ırk-din-halk” damgalamasıyla, Müslümanlara çektirilenlerden yola çıkılarak savunuluyordu... Bir iki saat geçmeden, bu adresten gelen mektuplar içinde bu ırkçı, dinci, kin, intikam dolu içeriğe karşı tepkiler, eleştiriler arttı. Çok sert yanıtlardan sonra da, “Sizin aranızda olmak istemiyorum, beni sitenizden çıkarın” uyarıları. Çıkarılmadıklarını gördükçe de, bu kez öfkeli, küfürlü “Yeter, siz onlardan betersiniz, beni sitenizden çıkarın” haykırışları... Salı günü posta kutumu açtığımda bir tek İHH kaynaklı mektup yoktu. Bu kez “Gazze’ye özgürlük” diye yeni bir grubun bombardımanı söz konusuydu. Sanırım biraz daha sansürlü bir dille aynı öfke, aynı yaklaşımlar öne çıkıyordu. Yine öğleden sonraki saatlerde, “Beni sitenizden çıkarın, aranızda olmak istemiyorum..” uyarıları arka arkaya gelmeye başlamıştı. Dün sabah postamı açtığımda bu yeni tanıştığım ikinci grubun da bir tek mektubu kalmamıştı. Daha önceden tanışık olduğum Türk-İslam sentez kimlikli, kimilerinde İslamcılığın, kimilerinde Türkçülüğün öne çıktığı siteler devreye girmişlerdi. Bu kez aralarında olup bitenlerin analizinde, Erdoğan hükümetinin oynadığı rolde, birbirinin zıddı yorumlarda tartışıyorlardı... Gazze halkının açık cezaevinde yaşıyor olması gerçeği ile İsrail’in terörist devlet kimliği, operasyon haksızlığında buluşulduktan sonra, Erdoğan hükümeti-İHH ilişkileri, Gazze’ye yardım amacının içeriği, zamanlaması, sonuçları üzerinden birbirinin tersi sonuçlara varmada kapışılıyordu... Gazze halkının mağduriyeti, İsrail’in terörist devlet kimliği ikinci planda, ABD, emperyal çıkarlar, Ortadoğu oyunları, Erdoğan hükümetinin amaçları üzerinden, pek çok somut ortak veri sunumundan sonra tersine sonuçlar, kafa karmaşası, olasılıkların çokluğu, kördüğüm oluşunun kanıtları gibiydi... Yandaş medya yorumcularına baktığımızda da aynı sonuçları görebiliyoruz. Bir eksene göre Erdoğan hükümeti iç politika çıkmazlarına çözüm ararken, büyük bir öngörüsüzlükle iktidar sorumluluğunda yapması gerekenleri yapmayı, alması gereken önlemleri almayarak Türkiye’yi çok zor bir noktaya sürükledi. Diğer eksene göre ise çok güçlü bir refleksle, dış politika öngörüleri, zamanlamalar ile Türkiye’nin gücünü, ağırlığını çok doğru noktalardan duyurarak terörist İsrail hükümetine suçüstü yaptırdı. Türkiye vatandaşları öldürülmüş olsa da dünya dengeleri içinde daha iyi bir yere geldi... Olan, ister iç isterse dış odaklı olsun olaylara insan hakları ekseninden bakmaya çalışanlar ile ırk, din (bu olayda İslami ya da Yahudilik penceresinden olsun hiç fark etmeden) eksenlerinden yaklaşanların, aynı kaygılarla yola çıkmışken kaçınılmaz ayrışmaları.. İnsan hakları ekseninden olup bitenlere bakabilenler için hâlâ Gazze’nin açık cezaevi olması, İsrail hükümetinin terörist devlet üslubunda yaklaşımları öncelikli... İnsani yardım konvoyunda bu inançla yer alanlar hemen söylemleri ile kendilerini gösteriyorlar. Dini, siyasal hesaplar içinde olanlarsa sırıtıyorlar. Aynı ayrışmayı olup bitenlerin protestosu, bundan sonrası için istemlerin, önceliklerin sayılmasında da kolayca gözlemleyebiliyoruz... Bir zamanlar ülkemizde Filistin direniş hareketlerinin desteklenmesi sol örgütlenmelerin vicdanı iken, günümüzde radikal İslami hareketlerin, siyasal İslamcı hesapların öne çıkması gerçeğinin sorgulanması tam da bu nedenle... Görülen o ki söz konusu tartışma giderek daha çok önem ve anlam kazanmış olarak gündemimize oturacak. “Yahudi düşmanlığı radikal İslamın kucağına düşmeden, insan hakları ihlallerini yapan İsrail iktidarları ile arkasında duran emperyal çıkar odaklarıyla hesaplaşma ekseninden sapmadan”uyarılardan ders çıkarabilmek önemli.. Erdoğan hükümeti ne yazık ki hâlâ bu anlamda güven vermenin çok uzağında bir yerde... 5510 sayõlõ yasa ile ilaç ve muayenede başlayan kesinti uygulamasõnõn iptali ve toplanan paranõn iadesi istendi Emekliden katkõ payõna davaEkonomi Servisi - Emekli maaşlarõndan ya- põlan ilaç ve muayene kesintileri dava konusu ol- du. DİSK’e bağlõ Emekli-Sen kesintilerin iade edilmesi ve konunun Anayasa Mahkemesi’ne ta- şõnmasõ talebiyle Ankara Nöbetçi İş Mahkeme- si’ne dava açtõ. Dava, Emekli-Sen Genel Başkanõ Veli Bey- sülen adõna Ankara Nöbetçi İş Mahkemesi’nde açõldõ. Dava dilekçesinde, 5510 sayõlõ yasa çõkana kadar emeklilerden ilaç ve muayene kesintisi adõ altõnda herhangi bir kesinti yapõlmadõğõ, bu ka- nunla, kazanõlan hak niteliğinde olan uygulamanõn değiştiği ifade edildi. Dilekçede, cüzi rakamlar- la başlayan uygulamanõn hem ücret artõşõ hem de yaygõnlaştõrõlmak suretiyle sağlõk hizmetlerinin ücretli hale getirildiği belirtildi. Hukukun genel ilkeleriyle çelişkili Dilekçede, emekli maaşõndan alõnan muayene ücretlerinin iade edilmesi talep edilerek, uygu- lamanõn hukukun genel ilkeleri ve anayasaya ay- kõrõ olduğu belirtildi. Dilekçede şunlar yer aldõ: 2006 yõlõnda 5510 sayõlõ Sosyal Sigortalar Kanunu çõkana kadar çalõşanla kurum arasõnda çalõşma hayatõnõn başlamasõ ile akdi bir ilişki ku- rulmuştur. Buna göre müvekkil adõna, işçi ve iş- veren belirlenen primi ödeyecek, buna karşõlõk ise kurum, emeklilik, iş kazasõ, meslek hastalõğõ gi- bi güvenceler ile birlikte ücretsiz sağlõk hizme- ti ve ilaç sağlayacaktõr. Taraflar arasõnda kurulan akdi ilişki bu şe- kilde tüm çalõşma hayatõ boyunca sürmüştür. Mü- vekkil yasal yükümlülüğünü yerine getirerek emekli olmuştur. 5510 sayõlõ düzenleme kurum lehine tek taraflõ olarak değiştirilmiştir. Bu du- rum taraflarõn arasõnda kurulan akdi ilişkiye ay- kõrõdõr. Ayrõca sağlõk yardõmlarõndan yararlanõlmasõ sõrasõnda, katkõ payõ adõ altõnda yapõlan kesinti hu- kukun evrensel ilkelerine, anayasanõn sözüne ve ruhuna aykõrõ. Konu Anayasa Mahkemesi’ne gön- derilmelidir. Cem Yılmaz evinizin güvenlik sorununa el attı Ekonomi Servisi - Türk Telekom, “Ev Gibisi Yok” konsepti çerçeve- sinde, Tepe Güvenlik Sistemleri ile iş- birliğiyle güvenlik hizmeti de ver- meye başladõ. İşbirliğine göre, ev/iş telefonu ve uyumlu alarm cihazõ olan müşteriler 12 ay süreyle vergiler dahil 9.90 li- raya, uyumlu alarm cihazõ olmayan- lar ise 24 ay süreyle vergiler dahil 29.90 liraya bu hizmetten faydalana- caklar. Güvenlik hizmetine ilişkin düzenlenen toplantõda konuşan Türk Telekom Pazarlama ve İletişim Baş- kanõ Erem Demircan, Türkiye’de 19 milyon hane bulunduğunu, ancak bunlarõn sadece 150 bininde bir gü- venlik sistemi kullanõldõğõnõ belirte- rek bu işbirliği ile bu pazarõn önem- li ölçüde büyümesine katkõda bulu- nabileceklerini söyledi. Türk Telekom Satõş Başkanõ Aydın Çamlıbel de “150 bini birkaç mis- line çıkarırız diye düşünüyorum” dedi. Tepe Güvenlik Yönetim Kuru- lu Başkanõ Ali Kurtdarcan ise yõlda 50 bin yeni abone alõmõ ve toplamda 1 milyon aboneye hizmet verme im- kânõ sağlayacak şekilde kendilerini or- ganize ettiklerini bildirdi. 1.9 milyar bedava dakika Erem Demircan, 2009 yõlõ Ka- sõm’dan bu yõlõn Mart sonuna kadar müşterilerine 200 milyon lira değerine karşõlõk gelen 1.9 milyar ücretsiz ko- nuşma dakikasõ sunduklarõnõ, ancak ses trafiğinin artmasõ nedeniyle bunun şirket için bir gelir kaybõ yaratmadõ- ğõnõ söyledi. Demircan, bugün itibarõyla dört milyon abonenin Ev Avantaj paketi- ne üye olduğunu belirtirken eylüle gö- re yüzde 15’lik bir trafik artõşõ oldu- ğunu söyledi. Demircan ayrõca, her ay ev telefonu ve sabit hatlarda 100 bi- nin üzerinde yeni abone kazanõmõ yaptõklarõnõ ekledi. Sürekli artan maliyetlerden yakõnan çiftçiler açõklanan hububat fiyatlarõnõ yetersiz buldu Buğday fiyatı güdük kaldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tarõm ve Köyişleri Bakanõ Mehdi Eker, 2010-2011 yõlõ için açõkladõğõ hububat müdahale alõm fi- yatlarõ genellikle çiftçilerin beklentisinin al- tõnda kaldõ. Anadolu kõrmõzõ sert buğdayõn tonu için ya- põlacak ödemenin haziran, temmuz ve ağustosta 550 TL’de kalmasõ ve ton başõna 50 TL’lik prim verileceğinin duyurulmasõ konusunda görüşle- rini açõklayan Türkiye Ziraat Odalarõ Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa He- pokur, açõklanan hububat fiyatlarõna ilişkin ola- rak “Çiftçinin beklentisi ton başına 650- 700 lira ve artı primdi” dedi. “Fiyatları duyduğumda çok şaşırdım” diyen Hepokur, şöy- le devam etti: “Günlerdir Afyonkarahisar, Uşak, Isparta, Niğde, Aksa- ray gibi illeri gezip oda yöneticileri ve çiftçilerle görüşüyo- rum. Gübre ve ener- ji fiyatları aldı başı- nı gidiyor. Çiftçinin maliyetleri giderek yükseliyor. Buna rağ- men açıklanan rakam- lar çok düşük. Çiftçi en iyi dostu traktörünü bile satar hale geldi. Çiftçinin beklentisi ton başına 650-700 li- ra ve artı primdi. Bu şartlar altında çiftçi bu yaz da borcunu ödemekte zorlanacak.” AA’ya görüşlerini açõklayan Antalya Ziraat Odasõ Başkanõ Halil Ordu, Diyarbakõr Ziraat Odasõ Başkanõ Bahri Erdem, Antakya Ziraat Odasõ Başkanõ Celal Civelek, buğdayda verimin geçen yõllara oranla düştüğünü, buna karşõlõk gir- di maliyetlerinin yükseldiğini belirterek fiyatõn en az 600-650 lira olmasõ gerektiğini kaydetti. Seyhan Ziraat Odasõ Başkanõ Süleyman Gir- men de “Rakamlar her ne kadar dünya bor- salarının üzerindeymiş gibi görünse de dün- ya çiftçisinin girdi maliyetleri ile aramızda cid- di fark var. Türk çiftçisi dünyanın en paha- lı mazot ve gübresini kullanırken dünya çift- çileriyle nasıl rekabet edebilir?” diye sordu. Zam şampiyonu balık ve kontör Ekonomi Servisi - İstanbul Tica- ret Odasõ (İTO), mayõs ayõnda ve yõl- lõk bazda İstanbul’da perakende fi- yatlarõ en fazla artan ve azalan mad- deleri, fiyat ve artõş oranlarõyla bir- likte açõkladõ. Açõklamaya göre, ma- yõsta fiyatlarõnda artõş görülen mad- de sayõsõ 62 oldu. Geçen ay gõda harcamalarõ gru- bunda yer alan balõk, av yasağõ so- nucu yaşanan arz eksikliği nede- niyle fiyatõ en fazla artan ürün oldu. Balõk fiyatlarõndaki artõş yüzde 33.84 oranõnda gerçekleşti. Bunu yüzde 28.57 artõşla telefon kontör ücreti, yüzde 8.16 artõşla bütangaz ocağõ, yüzde 7.48 artõşla sakatat izledi. Soğan, yüzde 125.74 ile yõllõk bazda fiyatõ en fazla artan madde ol- du. Mayõsta toplam 32 maddenin fi- yatõ azalõrken, erik yüzde 45.39 dü- şüşle aylõk bazda fiyatõ en fazla aza- lõş gösteren madde oldu. BUĞDAY 550 LİRA Anadolu kõrmõzõ sert buğdayõn tonu haziran, temmuz ve ağustosta 550 TL olacak. Eylül ayõndan itibaren ise kõr- mõzõ sert buğdayõn fiyatõ her ay 10 TL artacak. Ton ba- şõna 50 TL prim verilecek. 1 Mayõs 2011’e kadar dahilde İşleme Rejimi kapsamõn- da ihraç kaydõyla ithalat yapõlamayacak. Eker, TMO’nun alacağõ buğdayõn tüccar ve sanayicile- re hangi fiyattan satõlacağõnõ da açõkladõ. Buna göre, 1 Kasõm 2010’dan itibaren sanayici ve tüccara ürün sa- tõşõ yapõlacak ve Anadolu kõrmõzõ ekmeklik sert buğda- yõn tonu 1 Kasõm 2010’dan itibaren 645 TL’ye, 1 Ara- lõk 2010’dan itibaren de 655 TL’ye satõlacak. Ton ba- şõna gübre desteği 15 TL, mazot desteği 11 TL, sertifi- kalõ tohumluk desteği 18 TL, toprak analizi desteği de 9 TL olacak. Ekonomi Servisi - Altõn Pu- sula Halkla İlişkiler Ödülleri sa- hiplerini buldu. Türkiye Halk- la İlişkiler Derneği’nce (TÜ- HİD) düzenlenen 9. Altõn Pu- sula Halkla İlişkiler Ödülleri’ni kazanan proje ve kuruluşla- ra ödülleri, İstanbul Modern Sanat Mü- zesi’nde gerçekleş- tirilen tören ile ve- rildi. TÜHİD Yöne- tim Kurulu Baş- kanõ Fügen Toksü, törende yaptõğõ konuş- mada Altõn Pu- sula yarõşmasõna katõlan proje sayõsõnõn her yõl artmasõnõn, yö- neticilerin ve kuruluşlarõn iletişi- me verdikleri önemin bir göster- gesi olduğunu ve sektörün büyü- me trendinin sürmesinden mem- nuniyet duyduklarõnõ söyledi. 9. Altõn Pusula Halkla İlişkiler Ödül- leri’ne 12 kategori ve 12 alt ka- tegoride toplam 195 proje baş- vuruda bulundu. Türkiye Bankalar Birliği ve Grup7 İletişim Danõşmanlõğõ’nõn “Çok Yaşa Bebek” projesi Altın Pusula Büyük Ödülü”ne layõk görülürken Türk Telekom “TRT 23 Nisan Uluslararası Çocuk Bayramı” sponsorluğu, Çağdaş Yaşamõ Destekleme Derneği “Anadolu’da Bir Kızım Var Öğretmen Olacak” ve Deniz- bank A.Ş-Bersay İletişim Danõş- manlõğõ “Denizbank Tarım Se- ferberliği” projeleriyle jüri özel ödülüne değer bulundu. Ödüle la- yõk görülen diğer bazõ kuruluşlar ve projeleri şöyle: Kurumsal iletişim: Aras Kargo – Caretta İletişim ve Danõşman- lõğõ - “30. yõl” Gündem yönetimi: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği – “Kriz Varsa Çare de Var” Kurum içi iletişim: Sabancõ Holdõng - “Sabancõ Altõn Yaka Ödülleri” Pazarlama iletişimi ve bütün- leşik pazarlama projeleri: Turkcell - “Gençken Yapõlacak 100 Şey” Etkinlik yönetimi: “Efes Pilsen Bira Grubu/Miller – Pro İletişim Danõşmanlõğõ - Miller Freshtival” TÜHİD Yönetim Kurulu Başkanõ Fügen Toksü, Altõn Pusula yarõşmasõna katõlan proje sayõsõnõn her yõl artmasõnõn, yöneticilerin ve kuruluşlarõn iletişime verdikleri önemin bir göstergesi olduğunu söyledi. DİSK’e bağlõ Emekli-Sen, emekli maaşlarõndan yapõlan ilaç ve muayene kesintisinin iade edilmesi ve konunun Anayasa Mahkemesi’ne taşõnmasõ talebiyle Ankara Nöbetçi İş Mahkemesi’ne dava açtõ. Halkla ilişkiler Oscar’õ ‘Çok Yaşa Bebek’in Arsa değerleri ev sahibi ile kiracõyõ vuracak Ekonomi Servisi - İstanbul başta olmak üzere pek çok kentte protesto- lara neden olan 2010 yõlõ bina ve ar- sa metrekare bedelleri, kiracõ ile ev sa- hibini de karşõ karşõya getirecek. Üs- telik, bu değerler, mülk sahiplerini, gayrimenkul satõşõnda haksõz vergi yü- kü altõnda bõrakabilecek. Prof. Dr. Şükrü Kızılot, yeniden belirlenen 2010 yõlõ bina ve arsa metrekare be- dellerinin Mart 2011’deki beyan dö- neminde büyük şoklara neden olaca- ğõnõ belirtti. Kõzõlot’a göre, metreka- re birim değerleri sadece kira süreci- ni etkilemekle kalmayacak, satõş sü- recine de doğrudan yansõyacak. Kõ- zõlot’un saptamalarõ şöyle: Bazõ il ve ilçelerde arsa metrekare birim değerlerindeki artõş, yüzde 300- 400, bazõlarõnda yüzde 1000-2000 oldu. Değeri yüzde 10 bin hatta yüz- de 15 bin arttõrõlan arsalar bile var.  Evin ya da işyerinin emlak ver- gisine esas değeri hesaplanõrken, ar- sa payõnõn değeri de bina değerine ila- ve ediliyor. Böyle olunca, bazõ evle- rin değeri, normal piyasa değerinin bi- le üzerinde çõkõyor. Gayrimenkulünü kiraya verenler, o gayrimenkulün emlak vergisi de- ğerinin yüzde 5’inin altõnda kira be- yan edemiyorlar.  Gelir Vergisi Kanunu’nda “Em- sal Kira Bedeli Esası” başlõklõ 73. madde var. Bu maddeye göre; kiraya verilen gayrimenkullerin kira bedel- leri, emsal kira bedelinden düşük olamõyor. Bu bedel de emlak vergisi değerinin yüzde 5’i oluyor. Örneğin; İstanbul Şişli 19 Mayõs Caddesi’nde, net alanõ 140 metreka- re olan bir dairenin emlak vergisi as- gari değeri, 1 milyon 300 bin liraya çõktõ. Böylece sahibi, yõllõk kira geli- ri olarak, asgari 65 bin lira bildirmek zorunda. Bu da ayda 5 bin 500 lira ki- ra demek. Dairenin sahibi, kiracõsõna “Evin emlak vergisi asgari değeri 1 milyon 300 bin lira olmuş. Gelir Vergisi Kanunu’a göre, değerinin yüzde 5’inden aşağı kira bildire- mem. Kirayı 1 Ocak 2010’dan iti- baren yıllık 65 bin lira, yani aylık 5 bin 500 lira yapıyorum” diyor. 2010 yõlõ bina ve arsa metrekare bedelleri, gayrimenkulün hem kira boyutunda hem satõşõnda fahiş vergi yükü doğuracak. Prof. Dr. Şükrü Kõzõlot, bugün 100 bin liraya alõnan ve iki yõl sonra 250 bin TL’ye satõlan bir evin emlak vergisi değerinin 500 bin lira olacağõnõ belirtti. Kõzõlot, “Vatandaşa tapu harcõnõ da 500 bin liraya satmõş gibi göstereceksin deniyor. Gelir vergisine de yansõyacak” dedi. SATIŞI DA ETKİLEYECEK  Mülkünü 5 yõl içinde satanlar, gerçeğin üzerin- de beyan etmek zorunda kalacak. 100 bin liraya alõ- nan bir ev iki sene sonra 250 bin TL’ye satõldõğõnda, bu arsa değerleri nedeniyle emlak vergisi değeri 500 bin lira. Bu durumda vatandaşa deniyor ki, 500 TL’den satmõş gibi tapu harcõ ödeyeceksin. Ayrõca gayri- menkuller 5 yõlda elden çõkarõlõrsa doğan kazanç de- ğer artõşõ kazancõ olarak gelir vergisine tabi. Yani, va- tandaş 250 bin liraya sattõğõ bir ev için 500 lira üze- rinden yüzde 35 oranõyla gelir vergisi ödeyecek.  800 bin liraya alõnan ve 900 bin liraya satõlan ama emlak vergisi 4 milyon liradan göstermek zorunda kalõnan arsa için 3 milyon lira civarõnda kazanç gös- terilmek durumunda kalõnacak. Bu da 1 milyon lira vergi demek. Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, TMO’nun bu yıl 5.5 milyon ton alım yapacağını açıklayarak, 3 milyar TL’lik finansman kullanacaklarını bildirdi. (Fotoğraf:AA) Fügen Toksü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle