23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada “Kaderci” Başbakan Zonguldak’ta. İşçi haklarını savunarak sol parti olduğunu yıllardır kanıtlamaya çalışan “halkçı” CHP’den tek bir kişi yok göçük bölgesinde! 30 can gitmiş, aileleri, Türkiye yasta. Parti kimler gidiyor, kimler geliyor telaşı içinde. Bir yandan “eskileri” darıltmadan partide barış içinde yaşama çabası, bir yandan da “eskilerin tasfiye etme” hazırlıkları. Kılıçdaroğlu’nun zor günleri. İki ayağını bir pabuca sığdırmaya çalışıyor. Kurultayda aday olarak bir konuşma yapacak. Lakin bu konuşmanın, ikinci derecede sorumlu olduğu günlerdeki konuşmalara benzememesi gerekiyor. Bu konuşma tek başına iktidar umutlarının canlı simgesi olan birinci derecede sorumlu bir insanın konuşması olacak. Bu konuşmayla Kılıçdaroğlu; CHP gibi köklü partinin önümüzdeki duyarlı süreçte partiye vereceği -herhalde- yön ve yöntemleri açıklayacak. CHP ne kadar soldur? CHP düne kadar izlediği kimi politikaları ne ölçüde değiştirecektir? Göreceğiz. Örneğin laiklik konusuna nasıl bakıyor, Kürt sorununa nasıl yaklaşıyor veya uzaklaşıyor? İşsizliğe çare nedir? Yolsuzluklar uğraşı, zaten Kılıçdaroğlu’nun temel uğraşı. Ama yoksulluğu yenmek için bulduğu -buldu ise- çare nedir? Acaba Kılıçdaroğlu umutları güçlendirecek söylemlerle mi bu konulara değinecek… ... yoksa işsizlik, yolsuzluk, yoksulluk, Kürt sorunu vs. gibi temel sorunlarda kurmay heyetinin bulduğu sloganlarla mı yola çıkacak? Sloganların çekiciliği yadsınamaz. Ecevit’i Karaoğlan yapan ünlü sloganlarıydı; ne çare Başbakanlığa geldiği 1970-80 arasında bu sloganların hemen hiçbirini gerçekleştiremedi. Ne toprak işleyenin ne de su kullananın oldu! Köykent projesi gereği 1999’larda son başbakanlığında Karadeniz’in bir ilinde üç beş köyü bir araya getirdi. Büyük küçük baş hayvanları köykente gönderdi. İlk seçimde köykentte Ecevit’in DSP’si ancak üç beş oy alabildi. Cumartesi günü Kemal Kılıçdaroğlu’nun düşleri gıcıklayan sloganlarla vaatlerde mi bulanacağını veya sorunlara bakış açısını somut, inandırıcı verilerle mi yaklaştığını öğreneceğiz. Parti politikalarını irdeleyen konuşması kadar yeni dönemde CHP yönetimini nasıl kuracağı sorunu da önemli. Bir habere göre parti meclisi seçimlerini çarşaf liste ile yapmaktan vazgeçmiş. Şayet bu haber doğruysa çarşaf listeyle yapılacak seçimle parti meclisine Baykal’cı diye bilinen kimilerinin ağırlıklı biçimde girmesinden (kendisi veya çok yakın çevresi) kaygılanıyor, demektir Zaten Kılıçdaroğlu ne kadar birlik beraberlik, parti içinde barışı savunursa savunsun... CHP’de şimdilik görünmeyen, ama gelişmelerden hissedilen ayrışma olasılığı, hatta olanağı parti bünyesinde alt kademelerden Meclis grubuna kadar hemen her kesimde varlığını duyumsatıyor. Bir başka haber siyasetçi karakterini sergileyecek içerikte bir haber. Baykal’ın parti tüzüğünde yaptığı genel sekreteri (Önder Sav’ı) sıradan bir yönetici durumuna getiren değişiklik donduruldu. Haber doğru çıkarsa kimi çevre, Kılıçdaroğlu, beklemediği bir anda adaylığını destekleyen Sav’a diyet ödüyor diye yorumlayacak... kimileri de 53 yıllık yoldaşı Baykal’ı bir hamlede dönüp bırakan genel sekreteri daha güçlü konuma gelmesini olumsuz davranış olarak değerlendirecek. Yorum ve değerlendirmeler nasıl olursa olsun Kılıçdaroğlu-Sav ittifakının temelinde tüzük değişikliğinin uygulanmaması yattığı veya Önder Sav’ı tatmin edecek biçimsellik alması olasılığından söz ediliyor. Söylendiğine göre Sav, genel başkan birinci yardımcısı olacak, genel sekreterin etkinliği çok azaltılacak... ama örgütten bir numaralı sorumlu eski genel sekreter Bay Sav, birinci başkan yardımcısı olarak örgütten sorumlu olacak! Bu haber gerçekleşirse Önder Sav’ın birden Kılıçdaroğlu’na dönüşünün gerçek nedeni bütün çıplaklığıyla ortaya çıkacak, demektir. Yazıyı yazarken CHP Genel Merkezi’nden Baykal döneminde, herhalde Genel Sekreteri Önder Sav’ın nezaretinde hazırlanan kimi broşürler geldi: Parti meclisi çalışmaları... Baykal’ın Kutlu Doğum Haftası’nda yaptığı konuşmanın CD’si... Çeşitli konuşmaları ve broşürlerin birinin başlığı, bir siyaset adamını tarif ediyor: “...Kimlik, Kişinin Şerefidir!” SAYFA 21 MAYIS 2010 CUMACUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 21 Mayıs Oslo Y 18 Helsinki B 25 Stockholm Y 23 Londra PB 23 AmsterdamB 16 Brüksel Y 18 Paris B 21 Bonn B 20 Münih Y 22 Berlin Y 17 Budapeşte Y 20 Madrid B 28 Viyana Y 18 Belgrad Y 17 Sofya Y 17 Roma Y 20 Atina Y 21 Zürih Y 17 Moskova B 23 Aşkabat PB 25 Taşkent PB 31 Bakû Y 22 Bişkek PB 26 Tiflis Y 27 Kahire B 29 Şam A 29 İstanbul Y 21 Edirne Y 22 Kocaeli Y 22 Çanakkale Y 19 İzmir Y 19 Manisa Y 20 Denizli Y 21 Zonguldak Y 21 Sinop Y 21 Samsun Y 21 Trabzon Y 17 Giresun Y 18 Ankara Y 21 Eskişehir Y 19 Konya Y 22 Sivas Y 20 Antalya Y 24 Adana Y 27 Mersin Y 26 Diyarbakır B 28 Şanlıurfa B 30 Mardin B 25 Siirt B 26 Hakkâri B 18 Van Y 15 Kars Y 14 Ülkemiz geneli parçalı çok bulutlu, Güneydoğu Anadolu, Hakkâri ve Şırnak dışında tüm ülke aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçecek. Yağışların kıyı Ege ile Antalya çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. Balyozda Pulatsü ifade verdi İstanbul Haber Servisi - 1. Hava Kuvveti Komutanõ Korgeneral Korcan Pulatsü, “Balyoz Planõ” soruşturmasõ kapsamõnda talimatla ifade verdi. Avukatõ Ali Fahir Kayacan ile birlikte dün Ankara Adalet Sarayõ’na gelen Pulatsü’nün ifa- desi, terör ve organize suçlara ilişkin soruştur- malara bakmakla görevli başsavcõvekilliğinde alõndõ. İfadesi yaklaşõk 2 saat süren Pulatsü, daha sonra adliyeden ayrõldõ. Balyoz Planõ soruştur- masõ kapsamõnda, İstanbul Cumhuriyet Başsav- cõlõğõ’nõn talimatõ doğrultusunda, Ankara’da bu- güne kadar 2 albay ve 2 yarbay olmak üzere 4 muvazzaf subayõn ifadesine başvuruldu. Haber Merkezi - Muhalefet partileri ve sendikalar, Zongul- dak’taki maden kazasõnõ “Mes- leğin kaderinde bu var” sözle- riyle değerlendiren Başbakan Tayyip Erdoğan’a sert tepki gösterdi. Siyasi partiler, sağlõk meslek örgütleri, sendikalar ve si- vil toplum kuruluşlarõ Zonguldak Karadon’da yaşanan maden oca- ğõ faciasõnõn sorumlularõ olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Çalõşma ve Sosyal Güvenlik Ba- kanõ Ömer Dinçer ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanõ Taner Yıldız’õ istifaya çağõrdõlar. Baş- bakan Erdoğan’õn sözlerini eleş- tiren temsilciler, “Ölümler kaza ya da kader değil, cinayettir” dediler. CHP Genel Başkan Ada- yõ ve İstanbul Milletvekili Ke- mal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’õn, nitelendirmesine, “Talihsiz bir açıklama, ölüm bu mesleğin kaderi değil” ya- nõtõnõ verdi. CHP Genel Başkanvekili Cev- det Selvi, parti olarak üzerlerine düşeni yapacaklarõnõ belirterek “Böylesine büyük acıları kader diye geçiştirmeye çalışanlar söy- ledikleri sözün de o sözün so- rumluluğunun da farkında ol- malı. Ateşin düştüğü yeri yaktı- ğı hiç akıldan çıkarılmadan, iş güvenliği ve iş sağlığı konusun- da herkes bir kez daha sorum- luluğunu hatırlamalı” dedi. MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, “Bu ve benzeri olay- larda varsa ihmal veya kusur- ların sorumluları adalet önüne çıkarılmalı, sistem gözden geçi- rilmelidir” dedi. BDP Tunceli Milletvekili Şe- rafettin Halis “AKP hüküme- ti, bu ölümleri doğal görerek ka- za ve kader saymaktadır. Bu si- yasi iktidarın gözleri önünde ve sorumluluğunda yaşanan bir işçi katliamıdır” dedi. İşçi Partisi Genel Başkan Yar- dõmcõsõ Bülent Esinoğlu, işçile- rin ölümünün “kader” değil “katliam” olduğunu vurguladõ. ÖDP Genel Başkanõ Alper Taş da ölümleri “cinayet” ola- rak nitelendirerek Erdoğan’õ is- tifaya çağõrdõ. Sendikalar ve muhalefetten Erdoğan’a ‘kaza-kader tepkisi’ ‘Kader değil katliam’ KESK İstanbul Şubeler Platformu, Karadon’da yaşanan maden faciasını dün İstanbul Unkapanı’ndaki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan- lığı Bölge Müdürlüğü önünde düzenledikleri eylemle protesto etti. Dövizler taşıyan grup, “Kaza değil cinayet”, “Katiller belli hesap sorulsun” sloganları attılar. Eylemde konuşan KESK Genel Başkanı Sami Evren, “Kazalara neden olan mevcut sistem ve zihniyettir” dedi. D İSK Genel Başkanõ Süleyman Çelebi iktidara acil önlem alõnmasõ çağrõsõnda bulun- du. Çelebi, “Başbakan ön- lemlerden bahsetmek ye- rine ‘madenciliğin kade- rinde var’ diyerek kader- ciliği bir seçenek olarak sunmaktadır. Başbakan’a sesleniyoruz, ‘Ölüm çõka- racağõnõz kuyularõ değil, yaşam üreteceğiniz kuyu- larda nöbet tutun.’” ifade- lerine yer verdi. ? Sağlõk ve Sosyal Hiz- met Emekçileri Sendikasõ: Kader olarak ifade etmek ise sorumluluktan kaç- mak anlamına gelmekte- dir. ? DİSK Emekli-Sen: “Hayır! Sayın Başbakan yaşananlar kader değil. Temsil ettiğiniz ideolojinin sebep olduğu ci- nayetlerdir. Dolayısıyla sorumluluktan kaça- mazsınız.” ? TMMOB Yönetim Ku- rulu Başkanõ Mehmet So- ğancı: “Maden kazaları takdiri ilahi olarak görül- düğü, iş yaşamı insan değil rant odaklı görüldüğü sü- rece bu kazalar kaçınıl- mazdır” ? İstanbul Tabip Odasõ: “Başbakan’ın, Çalışma Ba- kanı’nın Zonguldak’ta ‘do- ğal bir afet’ yaşanmış gibi tu- tum takınmaları ibret ve- ricidir. Bu katliamlar kader değildir. Bir ülkede Çalışma Bakanı’nın istifa etmesi için daha ne olmalıdır” Belediye-İş Sendikasõ ve Emek Partisi de Saraçha- ne’deki İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde düzenle- dikleri protesto gösterisinde ölen madenciler anõsõna say- gõ duruşunda bulundular. KESK İzmir Şubeler Platformu üyeleri, Konak Alanõ girişinde toplanarak hükümetin taşeron- laşmaya karşõ tavrõnõ protesto etti. KAZALARIN NEDENİ MEVCUT SİSTEM VE ZİHNİYET 51 No’lu DVD karmaşası HATİCE TUNCER İkinci Ergenekon dava dosyasõnda tutuklu sanõk Levent Göktaş’ta bulunduğu iddia edilen, kõrõldõğõ ve kopyasõnõn bulunmadõğõ öne sürülen 51 Numaralõ DVD’nin kopyasõ bulundu. 51 No’lu DVD’nin kopyasõnõ ince- leyen bilirkişi raporuna göre 51 No’lu DVD’nin kopyasõ, orijinal DVD’nin ele ge- çirildiği tarihten bir hafta önce oluşturuldu. Daha önce kõrõldõğõ ve kopyasõnõn alõnma- dõğõ bildirilmesine karşõn İstanbul Terörle Mü- cadele Şubesi, 11 Aralõk 200 tarihinde DVD’nin bir kopyasõnõ mahkemeye gönder- di. Bunun üzerine İstanbul 13. Ceza Mahke- mesi’nin 51 No’lu DVD’nin incelenmesi için naip hâkim Hüsnü Çalmuk’u görev- lendirdi. Çalmuk, 51 No’lu DVD’nin kopyasõ olduğu öne sürelen DVD’yi Teknik Bilirki- şi Dr. Hayrettin Bahşi’ye inceletti. Bilirkişi raporunda kopya DVD’nin 31 Ara- lõk 2008 tarihinde saat 17.40’ta “Nero Bur- ning Rom” adlõ program ile oluşturulduğu kaydedildi. DVD’nin hangi bilgisayarda oluş- turulduğu konusunda herhangi bir bulguya rast- lanmadõğõ vurgulanan raporda, DVD’de yer alan dosyalarõn incelendiği belirtilerek, bazõ dosyalarda veri bulunamadõğõ anlatõldõ. Ra- porda, ayrõca her bir dosya ile ulaşõlan bilgi- lerin naip hâkimliğe sunulduğu kaydedildi. Şengün: Bana kimse talimat veremez Ergenekon davalarõna bakan İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi Başkanõ Köksal Şen- gün, bir Yargõtay üyesinin kendisiyle sanõk Doç. Dr. Emin Gürses’in tahliyesiyle ilgili konuştuğuna ilişkin ses kaydõ iddialarõna sert tepki göstererek “Bana kimse talimat ve- remez” dedi. Başkan Şengün, “Benim kim- seyle kavgam yok ama bunların hepsi ay- nı kaynaktan. Samanyolu, Zaman, Yeni Şa- fak. Bu da manidar” diye konuştu. Bir ha- ber sitesinde dün Yargõtay 8. Dairesi üyesi Hamdi Yaver Aktan’a ait olduğu ileri sürülen bir ses kaydõ yayõmlandõ. Ses kaydõnda, Ak- tan olduğu ileri sürülen kişinin, “Emin Bey çıktı mı çıktı, söyledik burada Köksal’a ne tutuyorsun bu adamı” dediği öne sürüldü. 2. Ergenekon davasõnõn dünkü oturumun- da verilen ara sõrasõnda davayõ izleyen basõn mensuplarõnõ odasõna çağõrarak açõklama ya- pan Şengün, “Benim öyle bir görüşmem yok” dedi. Mesleği gereği Yargõtay üyeleri- ni tanõdõğõnõ belirten Şengün, “Bir hâkim böy- le bir şey konuşur mu, asla” diyerek mes- lek ilkelerinin altõnõ çizdi. İstanbul Haber Servisi - Birinci Ergene- kon davasõnõn 147. duruşmasõndan birleştiri- len Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hare- keti dosyasõnõn tutuksuz sanõğõ Taner Ünal’õn çapraz sorgusuna devam edildi. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’nce Si- livri’de görülen Birinci Ergenekon davasõnda Ünal, üye Hasan Hüseyin Özese’nin sorula- rõnõ yanõtladõ. Özese’nin “Telefon görüşme- lerinde sık sık bahsedilen 1 numara kim- dir?” sorusunu Taner Ünal, “Ben de merak ediyorum, bulunsun. Zihni Çakõr biliyor” di- ye yanõtladõ. Özese ise “Gerekirse onu şahit olarak dinleriz. Ben size soruyorum” dedi. Ünal ise dernekten uzaklaştõrõlan Halil Bozkurt ve Mustafa Alpay adlõ kişinin “1 nu- mara, derin devlet” gibi konulardan bah- settiklerini belirterek şöyle devam etti: “Bizi yönlendiriyorlar, provoke ediyorlar. Hat- ta ben bir ara Abdulkadir Aksu zannetmiş- tim. 1 numara, hayali bir kahraman, hayali bir örgütün hayali bir lideridir. Burada yar- gılanıyoruz. Zihni Çakır ‘Muzaffer Tekin’e benziyor, daha yaşlõ, daha zayõf’ diyor. Aziz Nesin’lik bir olay.” Duruşmada tutuklu sanõk avukat Kemal Ke- rinçsiz fenalaştõ. Kerinçsiz’in Ramazan ayõn- da tutamadõğõ oruçlarõ tuttuğu ve tansiyonu- nun düştüğü öğrenildi. İKİNCİ ERGENEKON DAVASI TUTUKSUZ SANIK ÜNAL: ‘Firma AKP’ye yakın’ DİSK Dev Maden-Sen Genel Baş- kanõ Çetin Uygur da AKP’nin uzun sü- redir kazanõn meydana geldiği bölge- deki taşeronu çalõştõrarak zengin etti- ğini, bu taşeron şirketin de esas işinin inşaat olduğunu dile getirdi. Uygur, maliyet arttõrmamasõ için işçilerin sağlõğõnõn hiçe sayõldõğõnõn altõnõ çi- zerek, madencilik sektöründe yoğun bir sömürünün yaşandõğõnõ ifade etti. Ba- kanlõğõn ciddi denetimleri ortadan kaldõrdõğõnõ vurgulayarak, sektörde deneyimi olmayan AKP’ye yakõn fir- manõn iş alanõna hâkim kõlõndõğõnõ kaydetti. Uygur, bu durumun taşe- ronlaşmanõn girdiği her yerde yaşan- dõğõnõ da sözlerine ekledi. Kemal Kılıçdaroğlu, yarın yapılacak CHP Kurultayı’yla Gandi gibi ‘uzun iktidar yürüyüşü’ne başlamadan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un önceki gün yaptığı konuşmayı mutlaka bulup okumalıdır. Başbuğ’un komutasındaki Genelkurmay Karargâhı son iki yıldır Atatürk ve silah arkadaşlarını doğum ya da ölüm yıldönümlerinde paneller düzenleyerek anıyor. Bu kez de 19 Mayıs’ta, doğumunun 129. yıldönümünde Atatürk anıldı. ‘Atatürkçü Düşünce Sistemi’ üzerine bir konuşma yapan Başbuğ, yerli ve yabancı tarihçilerden atıflarla Atatürk’ün liderliğinde ve başarılarında payı olduğuna inandığı dokuz prensibi şöyle sıraladı: 1. Bilim ve Akılcılık: Atatürk’ün her zaman bilim ve akılcılığı rehber alarak, dogmalara karşı çıktığının altını çizerek Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun CHP tüzüğü ile ilgili “Paşam burada doktrin yok” eleştirisine Atatürk’ün “Elbette yok. Eğer doktrine gidersek hareketi dondururuz” yanıtını anımsattı. 2. Özgürlükçülük: Atatürk’ün demokratik ve hürriyetçi olduğunu kaydederken tarihçi Hikmet Baydur’un “Atatürk sadece tek konuda serbest tartışmaya izin vermedi. O da dinin sömürülmesi” sözünü özellikle vurguladı. 3. Kurumsallaşma: Atatürk’ün dünyanın en karizmatik liderlerinden biri olmasına karşın bütün meslek hayatı boyunca kanuniliğe ve kurumsallaşmaya titiz saygı gösterdiğini belirtti. 4. Duygusallıktan arınma: Atatürk karar verirken duygularından arınıyor, kendine havariler seçmiyor, memleket ve millete hizmet konusunda kim liyakat sahibiyse onun önünü açıyor. 5. Gerçekçilik: Atatürk’ün kesinlikle bir ütopist olmadığını belirterek, “Gerçek lider herkesin hareketsizlik icinde ne yapacağını bilmediği dönemde, en uygun zamanda en akılcı ve en gerçekçi çareyi bulup ve hareket geçendir” tespitinde bulundu. 6. Halkla iç içe: Atatürk’ün yurtiçinde il il gezdiğini ve gittiği her yerde “sizden biriyim” diyerek halkla beraber olmaya özen gösterdiğini belirtti. 7. Dürüstlük: Atatürk’ün her zaman halka doğruları ve gerçekleri anlatmak yanlısı olmasına dikkat çekti. 8. Sadelik: Atatürk’ün kendisi hakkında hiçbir zaman ‘en büyük’ ya da ‘en yüksek’ gibi sıfatlar kullandırmadığını anımsattı. 9. Tolerans: Atatürk, önyargılara dayanmayan her eleştiriye açıktı. Zonguldak Gelik’teki maden kazasıyla yakından ilgilenen Ankara Büromuzun tespiti şudur: Buradaki temel sorun özelleştirmeler ve taşeronlaştırma uygulamaları. Kat kat yapılandırılmış olan bir maden ocağının üst katında kamu işçisi, alt katında taşeron firmanın işçileri çalışıyor. Ortaya çıkan bu çok başlılık, denetimde sorunlar oluşturuyor. Madenlerde yeterli denetim yapılamamasınnı ana nedeni “denetçilerin işverenden maaş almaları”. Uyarıları dikkate almayan Başbakan, kaza ve ölümleri ‘kader’ olarak nitelendirmekle yetiniyor. Bu yaşananlar “iş kazası” değil “iş cinayeti”dir. Son bulması için öncelikle taşeron uygulamasının sona erdirilmesi, denetimlerin arttırılması, iş güvenliğinin hızla sağlanması gerekir. Türk gençlerinin, özellikle de kız çocuklarının çağdaş eğitim olanağına kavuşması için maddi manevi tüm varlığını ortaya koyan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin kurucu Genel Başkanı Türkan Saylan’ın toprağa verilişinin birinci yıldönümüydü önceki gün. Bugün ise insan dostu, mütevazı basın emekçisi Mustafa Ekmekçi’nin aramızdan ayrılışının 13. yıldönümü. Her ikisini de özlemle anıyoruz. utku.cakirozer@cumhuriyet.com.tr ANALİZ UTKU ÇAKIRÖZER Başbuğ’un Tarifini Kılıçdaroğlu Mutlaka Okumalı 1 numarayı ben de merak ediyorum
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle