10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SON ARAŞTIRMALAR >- QQ EN UZAKTAKİ GALAKSİ KÜMESİ Astrononılar cvrenin derinlikte, liilincn en uzak ga- laksi kümesini gözlemlediler. 9,6 milyar ışık yılı uzak- lıktaki küme evrenin hajlangıcma air. Garching Max- Plunck Yeröcesi Fi:iği Enstitüsü'nden yapılan açıklamaya göre daha önceki rekor sahibi 400 milyon ışık yılı da- ha yakında yer almakra. Kızılötesi vc röntgen ışığında yapılan gözlemlerle, kümenin, cvrenin ilk döncmlerinde oluşan cski ve yo- ğun kütleli galaksilcrden meydana geldiği anlaşılnıış. Benzcr incele- mclcrlc astro- nomlar evrenin başlangıcıyla il- gili ycni bilgiler e d i n d i 1 e r . Galaksiler evre- nin en büyük ya- p 11 a s, I a r ı d ı r. Samanyolumuz 2000 galaksiden oluşan Virgo kümesinin bir parçası. Japon ve Alman bi- lim insanlarmdan oluşan araşrırma ekibi, Subarı/XMM- Neıvton-Deep-Fields ile röntgen alanmda yaptığı göz- lemlerle, kümenin iyindcki galaksileri tek tek teşhis ede- bildi. Sııbaru teleskopuyla kızılötesi alanda yapılan göz- lemlerle de uzaklık respit edilmis.. YAŞLILIKTA YENİ SİNİR HÜCRELERİ Sinir hücrelerinin birçuğu doğumdan önce oluşur, daha sonra ise fazlalıklar indirgenir. Almanya'da fare- Ieıie ger^kleştirilen son bir araşrimıayla, yaşlılıkıa da beyinde bölünebilir hücrelerin bulunduğu anlaşıldı. Max'Planck bilim insanlarına göre yeni sinir hüc- releri oluşturabilen dört iarklı sinirsel kök hücre ripi söz konusu. Fareler için ge- yerli olan insanlar iyin de geçerli olabilir, çiinkü in- san beyninde de yetis,- kinlik dönemine dek bö- lünebilir sinir hücreleri bulunuyor diyor bilim in- saııları Cell Stem Cell dergisinde. Daha önceki cah- minlerin aksine öğren- me ve bellek it^in önem- li bir rol oynayan bölge olan hipokampüste ya- şam boyu yeni sinir hücreleri oluşturabilen sinirsel kök hücreleri respit edilmis,. Farelerle yapılan incelemeler- den yeni oluşan hücrelerin halihazırdaki ağ sistemiyle bütünleştigi ve hayvanların öğrenme yetisi için önem- li oldugu bilinmekte. Ancak yeni hücre oluşumu iler- leyen yaşla birlikte a:almakta ve bunun sebebi bugüne dek bilinmiyordu. Max-Planck İmmünoloji bilim in- sanları yetişkin fare beyninde niye daha a: yeni sinir hüc- resinin oluştuğuyla ilgili ilk kez bir açıklama getirdiler. Araştırmacılar iarklı pupülasyonlara ait sinirsel kök hücreleri saptatvuş. Buna göre hipokampüste etkin, dinlenmekte olan ve etkin olmayan sinir hücreleri bu- lunmakta. Gençfarelerdeki kök hücreleri yaşlılara gö- re dört ınisli f.ızla bölüniiyor. Hücrelerin sayısı yaşlılıkta sadece biraz daha az. Yani sinirsel kök hücreleri yaşlı- lıkta tamamen yok edilmek yerine, ihtiyaç halinde kul- lanılmak üzere "dinlcndiriliyor". Dinlenmekre olan kök hücrelerinin ne jekilde tekrar etkinlejtiği kesin olarak bilinmiyorsa da bilim in- sanlan hücrelerin yeniden uyarılabileceğinden eminler. Mesela bedensel açidan daha hareketli olan farelerde daha fazla hipokampüs nöronu olujtuğu görülmüj. Demek ki koşmak yeni sinir hücrelerinin oluşmasım sağ- lıyor diyor bilim insanları. Hatta mesela epilepsi nöbeti gibi hastalıklı beyin etkinlikleri bile kök hücrelerini bö- lünmek için uyarmakta. Sinirsel kök hücreleri sadece fare değil insanın hi- pokampüs bölgesinde de yaşam boyu oluşabiliyor. Bilim insanları bu yüzden insan beyninde de etkin ve etkin olmayan kök hücre tiplerinin bulunduğunu talı- min ediyorlar. İnsandaki etkin olmayan kök hücreleri- nin de farelerdekine benzer bir şekilde etkinleştirilcbi- leceği sanılmakta. Epilepside fazladan yeni sinir hüc- relerinin olujması önemli bir rol oynamakta. Bu nedenlc beyindeki sinirsel kök hücrelerinin, beyin yaralanma- larında veya Alzheiıner gibi dejeneratif hastalıkların te- davisindc kullanılabileceği düşünülmekte. GÜZEL KADINLAR SAĞLIĞA ZARARLI Güzel bir kadınla sadece beş dakika aynı mekânda bulunmak, stres honnonu kortizol seviyesinin artması- na yeriyor. Üstelik bu kadın ne kadar ulaşılmaz görünürse, o kadar ^uk kortizol s a 1 g 11 a n m a k t a. Sonuy Valencia Universitesi'ndc ger^kleştirilen bir araştırmayla elde edildi. Deneyler sıra- sında bir odada Sudoku bilmecesi «jiözen bir üniversite öğrencisinin yanı- na yabancı bir er- kek ve bir kadın verilmiş. Kadın odayı terk ettiğinde öğrcncinin kortizol scviyesi aynı ka- lırken, erkeğin odayı terk etmesi halinde kortizol sevi- yesi aıtmış. Deney 84 erkek öğrenciyle tekrarlanmıs,. Normalde insanın kendisini iyi hissetmesini sağlayan kortizol hormonu yok fazla salgılandığında kalp hasta- lıkları, diyabet ve iktidarsızlığa neden olmakta. ALTI SAATTEN AZ UYKU ÖMRÜ KISALTIYOR Altı ila sekiz saat uyku insan için en ideal uyku sü- residir. Ingiltere, Amerika, Avrupa ve Doğu Asya'da ger- çekleştirilen on altı araştırmayı değerlendircn bilim in- sanları, altı saatten az uykunun erkcn ölüme davetiye çıkaracağınt söylediler. Geneldc altı saatten fazla uyu- mayan insanların yirmi beş yıl içinde ölme olasılıkları normal uyku çeken insanlara kıyasla yüzde on iki faz- la. Fazla uykuda bu etki saptanmamış, olsa da düzenli ola- rak doku: saatten fazla uyumak hastalık habercisi ola- bilir diyor bilim insanları. Uyku bedensel ve zihinsel sağ- lığımız iijin bir tür turnusol kâğıdı gibidir ve depresyon gibi birçok hastalık tarafından etkilenmekte. Bilim in- sanları beş saat uykunun çpk az olduğunu ve bu durumda sağlıkla ilgili bir sorunun olabileceğini söylüyorlar. Nilgün Özbaşaran Dede G E N E T İ K B İ L İ M | DNA'mızda Neandertal genleri var Uluslararası biraraştırma ekibi uzun bir süredirtah- min edileni kanıtladı. DNA araştırmasından çıkan so- nuca göre Neandertal ve Homo sapiens bir araya ge- lerek yeni nesiller üretmiş. Modern insan kalıtımın- da yüzde dört oranında Neandertal DNA'sı taşıyor. H ırvatistan, îspanya, Rusya ve Almanya'da bulunan yedi farklı kemiğin incelenmesine dayanan araştırmanın hedefi, nıo- dem insanın en yakın akrabasından ne derece farklı olduğunu görmekti. Kemiklcr, Leipzig Max-Planck Evrimsel Antropoloji Enstirüsü bilim insanlarınm yönetiminde incelendi. Neandertal u:un bir süre Avrupa'da yaşamıştı. 40.000 yıl kadar önce de modern insan Avrupa'ya geldi. Son araştınnadan anlaşıldığı üze- rc Homo sapiens, bu bölgede başarılı bir jekilde hayatta kalabile- cek genetik donanıma sahipti. Neandartal ve modern insanın kalıtımı arasmdaki fark sade- ce yüzde 0,2 oranında. Daha önceki arngtırmalarla, insan ve şem- panze arasındaki genetik farkm da sadece yüzde bir civarında ol- duğu ortaya çıkmıştı Bilim insanları modem insana evrimsel iis- tünlük sağlayan genler saptamısjar. Bunların çoğu zihinsel yetilerle ilgili olsa da beden yapısı ve metabolizmayla ilgili olanlar da var. Bilim insanları karşılaşurnıa amaçlı olarak modern insana ait beş; kalıtımın dizilim analizini de yapını;. Bunlardan ikisi Afrikalıya, diğerleri Avrupalıya, Çinliye ve Papua Yeni Gineliye ait. Bu beş kişi geneüik olarak Neandertal insanıyla aynı uzaklıkta olması bck- leniyordu; anıa sadece Afrikalı olmayanlarm kalıtımında yüzde dört oranında Neandertal DNA'sı bulundu, dolayısıyla da bunların Neandertal insanına Afrikalıdan daha yakın olduğu görüldü. Bu iki insan türünün melezlejmesi Yakındoğu'da gerçekleşmiş. Neandertal ve Homo sapiens cinsel ilişkiye girmekle kalma- yıp üremeye yetisine sahip ij«cuklar da dünyaya getirmiş. Kalıntılann analizlerinden an- lajıldığı üzere iki insan türü arasın- daki karışım »v.i«ey M«7naısiwv» . 60.000 yıllık bir ( vmoija ^ •* . ' İki dönemle sınırla- n a b i l m c k t e . Yakındoğu'da bu- lunan en eski Homo sapiens kalıntıları yaklaşık olarak 100.000 yıllık. Neandertal insanı bu böl- gede 40.000 yıl öncesine kadar yaşıyordu. Alman bilimci Johannes Krause, Neandertal ve Homo sapiens Avrupa'da binlerce yıl bir ara- da yaşamasına rağmen, burada bu genetik karışımı görmedik, di- yor. Hücrelerin enerji santralleri olarak bilinen mitokondrilerin analizlerine dayanan daha önceki araştırmalarla Neandertal ve Homo sapiens arasında yakın bir akrabalık bulunmamıştı. Son araştırmada hücre yekirdeğindeki kalıtım incclenmij. Sadece anneden geı^n mitokondrilere karşın hücre çekirdeğindeki genler bambaşka bir öykü anlatabilirler diyor Knıuse. Bilim insanları hücre çekirdeğimizdeki genlerin yüzde yirmi bejinin Neandertal genleri olduğunu tahmin ediyorlardı anıa yalnızca yüzde dördünü Neandertal insanıyla paylaştığımızı gördüler. Neandertal ve modern insanın melezleştiğine dayanan tez, as- lında u:un bir süre önce Amerikalı antropolog Erik Trinkhaus ta- rafından ortaya atılmıştı. Trinkhaus kemik karşılaştırmalarıyla bu sonuca varmıştı. Ancak klasik tabloda, genetik karışımın Avrupa'da meydana geldiği görülüyordu. Son araştınnayla bu düşünce ka- nıtlanamadı. Aynca bazı annopologlar seksenli yıllarda Papua Yeni Giııe ve Avustralya'daki insanların daha ilkel bir insan biçimini tcmsil ettiklerini varsayıyorlardı. Yeni sonuçlar bu tezi de kanıtlamıyor, sonuçta bu insanlar da aynı oranda Neanderral geni taşıyorlar. Geçen Cuma (7.5.10) Science dergisinde yayımlanan ataştırınanın yazarlardan olan ar-
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle