10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Alkol ve madde bağımlılığı NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi w w w . n p i s t a n b u l . c o m 0 2 1 6 6 3 3 0 6 3 3 Türkiye'de ve dünyada hızla alkol ve uyuşturucu madde alım oranları artmakta, maddeye başlama yaşlarıise tüyler ürpertici bir şekilde gittikçe düşmektedir. Prof. Dr. Nsvzat Tarhan NPIİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi Yönetim Kurulu Kişinin bedensel, ruhsal ve sosyal hayatını yok eden, insanı insan olmaktan çıkaran uyuşturucu maddelerle mücadele etmek, geleceğimiz olan çocuklarımızı bu maddelerden korunıak ancak iyi bir koru- yucu halk sağlığı yaklaşımıyla olabilecektir. Ancak koruya- madığımız ve bir şekilde ıvtaddeyle karşılaşmış kişilerin maddeden kurtarılması için iyi bir psikiyatrik tedavi proto- kolünün olması zorunludur. Bu kişilerin iyileşebileceğine, maddeden kurtulabileceğine öncclikle biz sağlıkçıların inanması gerekmektedir. Madde tedavisini "ya tutarsa " mantığıyla karşılamak vc kişilere bu mantıkla yaklaşmak cabii ki başarı şansmı daha baştan azakacaktır. Haliyle psi- kiyatr, psikolog, sosyal hizmet uzmanları, rehber öğretmcn- ler, aileler, yakın arkadaşlar ve bağımlı kişiler işbirliği için- de olmalı, bir ekip çahşması halinde sorunun üzerine git- melidir. 3. Çevrede madde kullanımının yayguı olması da riski ar- tumaktadır (arkadaş, komşu v.s.). Genellikle özenti şeklin- de başlayan madde kullanımı bağımlılığa kadar gitmekte- dir. 4. Stres etkenlerinin olmasıriskiartınr. Eğer kişide bir psi- kiyatrik rahatsızlık varsa, madde kullanım riski artmakta- dır. Mesela toplum önünde etkinliklerde bulunmaktan korkma şeklinde giden sosyal fobide alkol bağımlılığı %19, uyuşturucu madde bağımlılığı %13 oranında görülmekte- dir. 5. Aile içi iletişim ve paylaşım sorunlannın olması kişileri maddeye iten önemli bir etken olmaktadır. NPIÎSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi'nde bu bilgilerin ışığında nasıl bir yaklaşım seıgilenmektedir? Alkol ve madde kullanım bozuklukları psikiyatri dünyasın- Alkol Bağımhlığının Tipleri vardur: Psikolojik bağımlılık safhasında kişi ruhsal ya da bedensel bir sıkıntıyı gidcrmek için olağandışı, aşırı alkol alma durumundadır. Bırakıldığı zaman kesilme belirtisi görülmez. Bunun bir ileri aşama- sında kişide aşırı alkol alma sonucu gastrit, poli- nevrit, karaciğer yağlanması gibi bedensel bozuk- luklar çıkmaya başlar ve bunlar fiziksel bir bağım- lılığın ortaya çıktığının belirtileridir. Daha ileri aşamada istemli denetim ortadan kalkar, içme is- teği durdurulamaz bir hal alır. Bedensel bozukluk- lar gelişir ve alkol bırakıldığı zaman kesilme belir- tileri ortaya çıkar. Bu alkole ruhsal ve fiziksel yönden bağımlılık oluştuğunun bir delili olarak karşımıza çıkar. Artık en ileri safhada kişi alkole susamış gibidir. Aşırı bir istek ve tutku ile alkol armaya başlar. Bulunca su gibi içerler. Günler, haftalar bazen de aylarca süren bu dönemleri daha sonra hatırlamayabilir. Bu son safha kişinin psiko- sosyal yıkımının en üst düzeyde olduğu ve alkolün kişiyi adeta esir ettiği safhadır. Şiddetle tedaviye ihtiyacı olduğu bir dönemdir. Çünkü alkole bağlı ölümler ve zehirlenmeler ve kalıcı bozukluklar bu safhada oluşur. Alkole bağlı psikiyatrik ve bedensel hastalıklar çok ağır seyreden hastalıklardır. Deliryum tremens denilen bir tablo vardır ki alkolün kcsilnıesinden sonraki 48 saat için- de ortaya çıkan bilinç bozukluğudur. Bilinç bozukluğu çev- rede olan bitenin farkında olma düzeyinin azalması şeklin- de görülür. Hasta gün içinde açılıp kapanmalar gösterebi- lir. Bu dönemde eğer gerekli tıbbi müdahale yapılmazsa ani kalp ve solunum durnvalarına bağlı ölümler ve kalıcı bunamaya giden şiddetli bozukluklar görülebilmektedir. Uzun vadede alkol paranoyası, alkole bağlı bunama, dep- resyon, kaygı bozuklukları, uyku bozuklukları, cinsel işlev bozuklukları, iktidarsızlık, felç, karaciğer ve pankreas has- talıkları, beyincik hastalıkları, ağız boşluğu, yenıek borusu, kalın barsak, karaciğer ve pankreası tutan kanserler sık gö- rülen hastalıklardandır. Genel Sebepler 1. Kişilik sorunlan; özellikle aşırı güvensiz, bağımlı, engel- lenmeye dayanma tahamnıülü olmayanlar, depresif ve içe dönük kişilerde madde kullanımı daha sık görülmektcdir. 2. Çevresel etkenler; Ailesinde madde kullanımı olan bi- reylerde risk daha çoktur. Mesela birinci derece akrabala- nnda alkol bağımlılığı olanlarda alkol bağımlılığı riski 7 kat daha fazladır. Bir kişinin madde aldığından şüphelendiren şeyler nelerdir? Madde kullanımının en korkulan sosyal sonucu gençlerde yaygınlığının artmakta olduğudur. Madde kullanan bir genci tanımak için dikkat edil- mesi gereken noktalar şunlardır: • Geceleri çok sık dışarı çıkması ve bar disko gibi eğlence yerlerine çok sık gitmeye başlaması • Eski arkadaşlarını bir bir ve kısa sürede terk edip yeni ve çok sık bera- ber olduğu yeni arkadaşlıklar kurması ve kim olduklarından ailesine bahsetmemesi • Gece saatleri bile olsa gelen birtelefonla apartopar dışarı çıkması veya cevapsıztelefonların sayısında belirgin artış olması • Çok para harcamaya veya istemeye başlaması • Ona ait olmadığını bildiğiniz eşyalarla gelmesi ve bunları bir daha gö- rememeniz • Ani kilo kayıpları ve iştah sorunlannın olması • Uyku düzeninin bozulması • Göz çevresinde kızarmalar, donuk bakışlar olması • Elde ve vücutta daha önce görmediğiniz titremelerin olması ve daha birçok aniden değişen sosyal ve fiziksel şartların olması. da hekimin çaresiz kaldığı ve sınırh imkânlara sahip oldu- ğu hissini veren bozukluklardır. Bu kategoride yer alan ki- şiler genellikle tedavi edilemeyecek derecede kişiliği bozuk bireyler olarak algılanır. Hatta sağlıkçıların arasmda bile bu kişiler için farkma varılmayan bir damgalama yaklaşımı vardır. "Madde kullanım bozuklukları zaten tedavi edile- meycn bozukluklardır, madde alan kişiler genellikle prob- lemli olduklarından uyumları da bozuktur. Dolayısıyla bir şeyler yapmaya çalışahm, ama pek sonuç alınabileceğini sanmıyorum" düşünceleri birçok defa zihinlerden geçmek- tedir. Hâlbuki iflah olmaz diye nitelendirilen kişilik bozuk- lukları madde kullananlarm sadece %30'unu oluşturmakta- dır. Geri kalan %70'lik kesim tedavi potansiyeli olan kişi- lerdir. Bu bilginin ihmal edildiği bu yaklaşım tarzı, haliyle tedavi başarısını olumsu: yönde etkilcmekte ve daha yolun başmda ünıitsizliği körüklemekte, madde kullanım bozuk- luklarının tedavisinde en önemli etken olan cesareti balta- lamaktadır. Madde tedavisinin birinci kuralı hekimin has- tasını iyileştireccğine inanması, hastasma inanması, hasta- nın da hekimine ve iyileşeceğine inanmasıdır. Tedavide başköşeyi tutan bu duygusal aşamayı başarıy- la geçtikten sonra maddeyle somut mücadele başlamakta- dır. Maddeyle mücadele her şeyden önce bir ekip işidir. Bir psikiyatri uzmanının yönettiği bu ekibin içinde psikolog, sosyal hizmet uzmanı, sahat terapisti, spor uzmanı, müzik- terapist, hemşire, hastabakıcı ve yakm çevreden kişiler yer almalıdır. Ayrıca madde kullanım bozuklukları bedensel hastalıklara ve bozukluklara sebep olduğu için bir dâhiliye uzmanı vc nöroloji uzmanının da danışman hekimler ola- rak ekipte yer alması gerekmektedir. Böyle bir ekiple mad- de kullanım bozukluğu içindeki kişi tedavi boyunca yalnız bırakılmamakta ve maddeye yenik düşmesinin cngellen- mesine çalışılmaktadır. Madde kullanım bozukluğunun te- davisi çoğu zaman bir klinikte başlar, ama hayatm içinde devam eder. O yü;den klinik harici hayatının tanzi- minde ve mücadclesinde yardımci olmadaki ctkililik, tedavi başarısını büyük ölçüde artınnaktadır. Böyle bir ekibin oluşturulduğu hastanemizde, çok önem ver- diğimiz güven ve inanma felsefesi içinde madde kulla- nım bozukluğu için gelen kişileri önce rutin bir değer- lendinııeden geçiririz. Değerlendirmc ve tedavi aşamaları şu şekilde ge- lişmektedir; 1. Acil değerlendirme; eğer madde kullanım bozuklu- ğuna bağlı zehirlenme, kalp ve karaciğer bozukluğu, genel durum bozukluğu, deliryum tremens, yoksunluk gibi acil bir durum söz konusu ise ilk değerlendirme acil tedavi birimindeki hekim tarafmdan hızla değer- lendirilir ve kişi ihtiyacına göre yoğun müşahede altı- na alınır. Bu arada rutin kan ve idrar tahlilleri, gere- kirse beyin MR'ı ve ultrason, beyin haritası (kantitatif EEG) tetkikleri yapılır. Dâhiliye ve nöroloji tarafın- dan dcğerlendirilip girişim gerektiren bir hayati durum olup olmadığı tespit edilir. Eğer kişinin o an ki duru- mu daha yakın bir gözlemi gerektiriyorsa yoğun bakım ünitesine alınır. 2. Poliklinikte psikiyatrik değerlendirme: acil olmayan şartlarda poliklinikte görev yapan psikiyatri uzmanı, gelen kişiden ayrıntılı bir psikiyatrik hikâye ahr ve değer- lendirme sonrasında ilgili tcstleri ve tetkikleri ister. Bu tet- kiklerin sonrasında kişide bir yoksunluk ihtimalinin olup olmadığını, hastane ortamında mı ayaktan mı takip etme- nin uygun olacağını, nasıl bir tedavi stratejisi izlemesi ge- rektiğini, kimlerle ve hangi branş hekimleriyle fikir alış ve- rişi yapması gerektiğini tespit eder. Bu genel değerlendiril- me aşamasından sonra özellikle madde kullanım bozukluğu olan kişiler için hazırladığımız tedavi programına başlanır. A. Biyolojik destek ptogramı; B. Psikolojik destek programları; a. Bilişsel teıapiler b. Davranışçı terapiler c. Psikoteknik uygulamalan - Neurobiofeedback (sinirsel ve bedensel geribildirim tek- niği ' RehaCom (Bilgisayarlı Eğitim Modülleri) d. Rehabilitasyona yönelik terapilen - Meşguliyet terapilen (Ergoterapi) ' Sanat terapilen ' Müzikterapi (müzikle tedavi): - Sosyal terapiler Yapılan çalışmalarda 1 yıllık bırakma döneminin bu- lunmasının uzun dönem gidiş için olumlu bir gösterge ol- duğu vurgulanmıştır. Bu bir ilandır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle