10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR DOĞAN KUBAN İlköğretim Kuşağına Niye Eziyet Ediyorsunuz Bundan galiba üç yıl önce eğitimcilerimiz bir "seviye belirleme sınavı" icat ettiler. Herhalde eğitim düzeyinin pek de parlak olmadığını görmüş ve çareyi eğitim düzeyini yükseltmek yerine, yetiştiremediklerini elemekte bulmuşlar. Türkiye'de ilk eğitimin seviyesinin düşük tansiyon gi- bi endise verici düzeylere ulaştığının farkına varmış olmaları bile bir aşanıa. İzmir'de oturup Yunanistan'ın nerede olduğunu bilmeyen ve ilköğretimi teşekkürle bitirip (!) hiçbir dersten üçcen fazla nuınara ala- mamıs birini tanıyorum. Okulun kendisinc teşekkiir et- mesi herhalde okula gittiği için olınalı. Bıı :avallı çocuk lisede birinci smıfta iki kez kaldı ve okulu terk erti. Bir ha- rita bile görmediğini tahnıin etınek yanlış olmaz, bir kitap okuduğunu da görmedim. Başka bir lise mezunu tanıdım: liseyi bitirip bir meslek okuluna girmiş.ti. Ders notları dı- ştnda başka hiçbir kitap okumadı, ve okumadığmı söyler- ken de en ufak bir utannıa hissine sahip değildi. Eğitimi örgütleyenler çocuklara öğretim adı altında verilen bilgi- lerin içeriğine kendileri de inanmadıkları için bu sınav sis- temini düşünmüş olnıalılar. Yeni sınav sistemi yıl sonunda öğrencinin hem yıl içi başarısınt, hem de yıl sonunda o yıl içindeki bilgileri öğ- renme düzeyini belirlemek açısından doğru bir sistem ola- bilir. Üç yıl boyunca yapılan bu sınavların ortalama de- ğerleri girilecek liseyi saptadığı, ve nedense liseler kendi- lerine göre öğrenci kabul etme puanlan koydukları için yurt düzeyinde kabul edilemeyecek eşitsizlikler ortaya çıkıyor. Bu eşitsizliklerin giderilmesini sağladığı kabul edilen sınav sistemi ilköğretimi ahlaki olduğu şüpheli gelişmelere ve pa- ra çıkarlarına kurban eden bir mecraya dökmüş gibi algı- lanabiliyor. Velilerin "bul karayı, al parayı" diye tanım- layacağımız bu ortamda çocuklarına avantaj sağlamak için başvurdukları bir olıımsu: mekanizma şekilleniyor. İlköğretime ilişkin dinlediğim bir hikâye şöyle: veliler, pres- tijli liselere girebilmeleri için çocuklarmın öğretmenleri- ne puanlan bira: yükseltmeleri için ricada bulunuyorlar- mış (!). Bu arada ögretmenler öğrenci sayısmın çokluğu nedeni ile çocuklara yeteri kadar ulaşamadıklarını ve bu- nun için çocukların dışarıda kurslara ya da ekstra dersle- re girmelerini öneriyorlarmış. Haklı da olabilirler. Fakat böyle bir nıekanizmanın ulaşabileceği sonuçlar endişe ve- rici. İnanmak istemediğim abartılı durumlardan söz etti- ler. İki saatlik bir ders için yüzlerce lira alan ögretmenler olduğuna inanamıyorum. Fakat kördiiğüm olmuş bir sis- temde melek olmayan insanların varlığı da yadsmamaz. Kaldı ki kurs sistemi denilcn öğretim marketi resmen ka- bul edilmiş olduğuna göre bu ancak öğretim sisteminin bir zayıflığından kaynaklanabilirdi. Nedeni 'sayı çok yeıişe- miyoruz'. Bu, mahalleye günlük ekmeği yetiştiremeyen fı- rıncmın savunmasına benziyor. Eski Roma'da halk gün- lük ekmeğini bulamadığı zaman isyan ederdi. Olağanüstü bir okula girmek veya olağanüstü bir okulda okumak için insanların özel bir öğretim kurumu seç- meleri evrensel bir uygulama. Bu eşitsizliğe bir şey diye- miyoruz. Fakat bütün bir ilköğretim sisteminin yanında kanser gibi büyümüş paralı bir ikinci sistemin varlığı uta- nılacak bir gelişmedir. Dünyada bunun paraleli yok. Bunun ne denli büyük eşitsizlikler kaynağı olduğu göz ar- dı edilemez. İstanbul'daki öğretim düzeyi ile Ardahan'daki öğretim düzeyi arasında bir karşılaştırma yapılmış mıdır? Bunun parasal içeriği nedir? İki saatlik dersc yüzlerce do- lar para vcrebilen ailelerin çocuklarıyla, cvlerine ayda o ka- dar para girmeyen ailelerin çocukları arasında fırsat eşit- liğinden söz edilebilir mi? Üniversite sınavlannda sıfır çekerek başarı kazanamayan binlerce çocuk, acaba toplumun hangi katlarından geli- yorlar? Öğretim amacını yitirmiş bir ilköğretim, ortaöğretim sistemi ve kamburu olan kurs marketinden geçerek iste- medikleri bir üniversiteye, ya da meslek okuluna sadece pu- anlan tuttuğu için giren çocuklar topluma ne kazandıra- bilir? Olay burada da bitmiyor. Dershane denilen market am- balajlanmış ve özetlenmiş bilgi satmaktadır. Bu bilgi so- ruları hazırlayanların yetenekleri oranında sulandırılmış bir çorbadır. Türk çocukları test kitaplarındaki kutu kuru oyu- nunu oynamaktan vakit bulup ne kitap okuyorlar, ne de kendilerini ifade edecek kadar yazı yazabiliyorlar. Eskiden okullarda liseyi bitirene kadar yaptığımız kompozisyon ça- lışmaları (tahrir) yorum ve yazı ile ifade niteliklerini or- taya çıkarabilen bir sürekli egzersizdi. Bugün karşımızda bir sayfa yazı yazmakta zorlanan bir üniversite gençliği var. Bugünkü sistem düşünmeyen robotlar yetiştiriyor. (+) ve (-) ye indirgenmiş bilgi (fast-food) servisi yapan Mc Donald's servisine benziyor. Acaba bu sınav sorularını ha- zırlayanları kim seçiyor? Hangi bilgi ve yetenekleriyle bu çok ciddi indirgemeyi gerçekleştiriyorlar? Bir bilgi ve dü- jüncenin soruya indirgenmiş biçimi ile gerçek bilgi ara- sındaki ilişki irdelenmesi gereken bir bilgi sorunudur. Türkiye'de ilk ve orta öğretimde utanılacak bir ticaret ya- pıldığı gerçeğini göz ardı edemeyiz. Böylece SBS sistemi (Bir öğrenci bu sınavlara "Sana ne Benim Seviyemden" adı- nı takmıj) öğrenci sayısı ile baş edemeyen bir idarenin yap- maya zorlandığı korkutucu bir kalitesizliğe işaret ediyor. Çocuklarını cahil bırakmak istemeyen ve parasal olanak- ları smırlı olan aileler çocuklarını okutmak için forsa gi- bi çalışmak zorundalar. Hiçolanakları olamayanların ya- kınmaktan başka yapacakları bir şey yok. Bir anne velilerle konuştuğunu, hiçbir velinin "ço- cuğum önce ruh sağlığı olan bir ortamda eğitimini ta- mamlasın, bu eğitimde gerçek bilgilerle donatılsın ve bu sınav hastalığmdan kurtulsun" demediğini anlattı. Tanrı kelamı gibi kabul ettiklerini, hiçbir şeyin düzeleceğine inan- madıklarını söylüyordu. İlköğretimin bir öğretim olmaktan çıkmış birdirbir ya da seksek gibi bir oyun haline dönüşmüşe benziyor. Özel okullara para kazandırma aracı ödevi görüyor. Bir hika- ye dalıa dinledim: Bazı özel okulların müdürleri 1.5 ay son- ra yapılacak SBS sınavı için çocuklara "artık okula gelmeyin, kurslara gidin!" diyorlarmış. Bunlara inanmak istemiyo- rum. Ama öğretmen olarak onurum kırılıyor. Bu olayla- rı anlatan annelerin bunları anlatmakta hiçbir menfaat- leri yok. Eğer böyle bir tane bile örnek olsa bu bir çürü- medir. Kaldı ki o kadar iyi niyetli olmak da olası değil. Sınav sonuçlarında farkına varılan hastalıklı sonuçlar bir öğretim sistemi iflasıdır. Bir yandan ülkeyi eğitim kur- tarabilir derken, ilkokuldan üniversiteye bütün öğretimin cenaze duasını okuyor olabiliriz. Okullar marketlerden da- ha hızlı açılıyor. Türk toplumu okumak istiyor. Fakat bu salaş sistemden daha kötüsü topluma ihanettir. Türkiye'nin geleceğini tehdit eden cehaletin ve çağ- daş dünyayı paraya endeksleme eğiliminin ülkenin gele- ceğini içinden çıkılmaz bir kaosa döndürdüğunü algılamakta zorlanırsak, 21. yüzyılda köle statüsünde yaşamaktan kur- tulma şansımız çok azalabilir . Yenikitap s Başlayanlar ^J İçin Akıl Oyunları Hazırlayanlar. F. Çalapkulu-S. Yürekli-D. Çağlayan Akıl Oyunları Dergisi 7 senelik ya- yın hayatında çok çeşitiizekâ oyunlanna yer vermiş. Derginin editörleri ve Türk Beyin Takımı üyeleri, yıllardıreksikliği- ni hissettikleri, yenibaşlayanlara nasıl yardımcı olabiliriz, onlar için nasılbir kaynak bir başucu kitabı yapabiliriz sorularından hareketle bu kaynak kitabı hazırlamışlar. Dünya Zekâ Oyunları Şampiyonası'nda da kullanılan zekâ oyu- nu çeşitlerini içeren bu kitap; soru anlatımlarıy- la, örnek çözümleriyle ve zorluk seviyeleriyle yeni başlayanlar için bulunmaz bir kaynak kitap olmuş. 128sayfa, 1 hamur, Fiyatı 10tl.Aynnülı bil- gi için: Akıl Oyunları Dergisi Tel: 021645030 55 Kare Karala Derleyen:KamerAlyanakyan Ülkemizde ve dünyada çok sevilen Kare Karala sevenleriy- le, onu tanımak isteyenlerle ye- ni resimler oluşturmak için kitap olarak karşımızda. Sudoku ve Türevleri-2 Hazırlayanlar: Serkan YOrekli-GülceÖzkOtOk Dünyanın geneline yayı- lan "Sudoku çılgmlığı bir başka forma büründü vepe- şinden gidecekleri bulmak için bütün dünyayı dolaşma- yabaşladı. Arbkherhangibir otobüsteki kadının, öğle ye- meği arasında yemeğini bekleyen adamın, ders arasında öğrencinin, bir kahve arasında bekle- yecek olanların elindeki, aklındaki tek kitap. Sudoku vtTUravltriZ Tayfun Akgül kal! •t+
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle