23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cerrahpaşa'da kanser ilacı üretildi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde Türkiye'de ilk kez nöroendokrin kanseri için Lu-177 DOTA TATE adı verilen radyonüklit bir ilaç üretildi. Ticari satışı ya- pılmayan bu ilacı dünyada yalnızca 6-7 merkez üretiyor. Şimdi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı, Eczacılık Fakültesi Farmasötik Teknoloji Anabilim Dalı ile birlikte bu ilacı üreterek hastalara uygulamaya başladı. ReyhanOksay Nükleer tıp, hastalıkların tanı ve teda- visinde radyoaktif nıaddelerin kulla- nıldıgı bir alan. Lu-177 DOTA TATE isimli ilaç. da nükleer tıhhın kullandığı bir mad- de ve hastane ortamında üretilmesi gerekir. . uygulanan bu ilaç bugüne dek hep yurt dışından tcmin cdiliyordu. Şimdi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Levent Kabasakal'ın girişimleriyle Cerrahpaşa'da üretilmeye buşladı. İlk ke: 3 Mayıs tarihinde bir hastaya uygulanan ilacın ülkemizde ürctilmcsi, hem ekonomik açıdan, bem de Tiirk bilim in- sanlanna teknik ve bilgi donanmu ka:andırması açısından önemli bir gelişme. Prof.Dr.Levent Kabasakal sorularımı:ı ya- nırladı: Bu ilacı hastaneniz bünyesinde gelistirme fik- ri nasıl doğdu? Bu ilacı biz gelijtirmedik. Hastanemi: büıv Prof. Or. Levent Kabasakal ve Ecz. Emine Meltem Ocak ycsindc üretilebilir ve kııllanılabilir liale getir- dik. Amacıni ülkemizde bulunmayan nükleer tıp biliminin en önemli kollarından biri olan r.ıd- yolannasi alanında yerişmiş insan gücü olııştur- nıaktı. 2000 yılında İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ile temasa geçtim ve bu alanda çalışılması gerektiğine ikna ettim. 2001 yılııidaki ekonomik krizden sonra nöroendokrin kanserlerin tanısmda kullanılan bir radyoaktif ilaç olan ln-111 oktreoıid, çıik palıalı olduğu için ülkemizde tcmin cdilemez halc gelmişti. İlacın daha gelişmiş, halinin Barı Avrupa'da uzman- laşmış bazı merkerlerde lıastane içerisinde üre- tildiğini biliyordum. Kongıeleıden tanıdığım çok ünlü bir rad- yofarmasist olan Prof. Helmut Maecke ile temasa geçtim. Rasel, İsviçre'de Laboratuvarını gczdinı. Radyofamıasi alanında yetişmek ü:ere 2002 yı- lında Ec:. Emine Meltem Ocak farmasötik tek- noloji anabilim dalında yüksck lisans tezine bas.- ladı. 2004 yılında, European Cooperation for Science and Technology'den (e-COST action) davet aldmı. Meltem Ocak 2OO5'te aynı bölünıde dokıorasma başladı soııra Inshruck Avusturya'ya iti. 2008 yılında COST aksiyonunun partne- ri olarak destek almaya başladık. 2009 yılında TÜBİTAK'a üretiın projesi, İstanbul Üniversitesi Bilimsel Araştırma Fonu'na işaretleme ve uy- gulama projesini verdik ve kabul edildi. Laboratuvar altyapısı Aralık 2009 rarihinde ta- nvamlandı. 13 Ocak 2010 tarihinde ilk görün- tüleıue hastası çalışıldı ve 3 Mayıs 2010 tarihinde ilk tedavi uygulandı. İlacın etki mekanizması nasıl çalışıyor? Radyoaktif maddeler 60 yıldan beri hasta- lıkların tedavisinde kullanılıyor. Bu tür radyo- aktif maddelerden çıkan ışınlar yaklaşık 0.5 cnı'lik bir mesafeyi çok yüksek dozda ışmlayarak bulunduğu bölgedeki dokuları ortadan kaldırı- yor. Diğer dokulaıa önemli :arar vermiyor. Nöroendokrin kanserler ne tür kanserlerdir? Bu ilacın etkisi ne kadar sürüyor? Bu kanserle- rin tek tedavi yöntemi bu ilaç mı? Yoksa Lu-177 tamamlayıcı bir tedavi (diğer tedavilere ek ola- rak) olarak mı uygulanıyor? Nöroendokrin kanserler nadir görülür ve ge- nellikle oldukça yavas, ilerler. En çok mide-bar- sak sistemi, pankreas ve akciğerlerde gelişiyor. Tanısı oldukça :or. Genellikle tanı konduğun- da ilcrlemiş oluyor. Tedavisi cerrahidir. Bu ila- cı cerrahi tedavi uygulanamayan ve diğer teda- vi seçeneklerine cevap vermeyen hastalara uy- guluyoruz. İlacın maliyeti yüksek mi? Halen ülkemi:de kullanılan ve esasında hastaları tedavi etmediği bilincn ilaç için yurt dışına 25.000 TL ödüyonız. Bu ilacın maliyeti yaklaşık 5000 TL. Hazırlanması ve kalite kont- rolleri ise 1-1.5 saat sürüyor. Diğer mcrkczlerdeki ilaçlardan hicAiir farkı yok. Ancak hasta sayısı ar- tar ise maliyet düşüyor. Bu ınerkezler bu tedavi konusunda uzınanla$mı$ ınerkezler ve çok sayı- da hasta tedavi ediyorlar. Bu nedenle oralarda daha ucu: olabilir. Bu projelcrin en önemli ayağı bu tür ilaçla- rı üretebilecek teknik ve bilgi donanımına sahip olmaktı. Bu ilaçlaıı üretmiş olmakla sadece 3 ay içerisinde yaklasık 150.000 Avro ülke kaynak- laıından tasarıuf sağladık. Yıl sonuna kadar bu rakamın 750.000 Avro'daıı fazla olacağını dü- şiinüyoıu:. İlacı 7 değişik kuruma da vereceğiz. Universite biricurum olarak amacımı: ticari üre- tim değil, daha cok kendimize ait yeni, patcn- tlenebilir ürünler gelisjtirmek. Lu-177 DOTA TATE isimli ilaçradyonüklit bir madde. Yan etkisi? Bilinenin aksine diğer kemoterapi ilaçlarıyla karşılaştırıldığında radyonüklit tedavilerin yan etkileri yok denecek kadar azdır. Etkinlikleri ise karşılaştırma yapılamayacak kadar fazladır. Rndyonüklit tedavi yöntemi onkolojik tedavi- de "ıııodel" olarak kabul edilebilir. Çiinkü en önemli etkisini bulunduğu kanser dokusu ü:e- rinde oluşturur. Proje ekibi. Soldan sağa; Ibrahim Vargel, Özgür Deren, Şafak Gücer, Yasemin Alanay, Nurten Akarsıı, Gökhan Tunçbilek, Sevim Balcı, Mehmet Alikaşifoğlu, Dilek Aktaş, Elif Uz. Proje ekibinde yer alan Engin Yılmazve Hilal Özdağ fotoğrafta bulunmamaktadır. Hacettepe'de önemli başarı: Yüzün gelişiminden sorumlu gen bulundu Hacettepe Üniversitesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı'ndan bilim in- sanları, dudak, damak ve yüzde ciddi yarıklara ve gelişme bozuk- luklarına neden olan Aristaless-like homebox-1 (ALX-1) adı veri- len geni bularak, embriyo döneminde yüzün nasıl geliştiğine iliş- kin çok önemli bilgilere ulaştılar. Türkiye gen bulma çalışmalann- da yükselen bir yıldız oluyor. Bu genetik bozukluklar erken devre- de saptanabilecek... Reyhan Oksay H acettepe Üniversitesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Gen Haritalama Laboratuvaıı sorumlusu Prof. Dr. Nurten Akarsu ve ekibi, bu çalışmanın insanlar- da yü: gelişiminin anlaşılabilmesi açısm- dan çtık büyük önem taşıdığına dikkat çe- kerek, doğum öncesi tanı şansının arttığını, dudak, dam;\k ve yü: yarıklarının yenilikçi tedavi yaklaşımlarına ışık tuttuğunu be- lirtiyor. Prof. Nurten Akarsu çülısmalanyla ilgili sorularımızı yanıtladı: ALX'l adı verilen geni kegfederek, yüzün orta hattınınfizyolojisiniolu§curan gen ailesinin fonksiyonunu ortaya koy- dunuz. Bu keşifkaçyılhk birçahşmanın so- nucu Bu çalışma yaklasık 10 yıl önce o :a- man Hacettepe Üniversitesi Plastik ve Rekonsrrüktif cerrahi Anabilim Dalı iiyc- si olan Doç. Dr. Ibrahim Vargel'in ve Prof. Dr. Yücel Erk'in beni Hacettepe Üniversitesi Kıaniyomaksillofasiyal Cemıhi Çalışma Gnıbıma davet etnıesi ile başladı. Bu gnıp bünyesinde farklı disip- linleri (Plastik ve Rckonstrüktif Cerrahi, Beyin Cerrahisi, Radyoloji, Ortodonti ve Genetik) barındınyor. 10 yıl boyunca henü: geni bilinmeyen kraniyofasiyal ha- talı oluşumlarına yönelik bir veri ve ör- neklem bankası nluşturduk. İlk haşlarda bi- linen genlerin bu hatalara yol açmadığı- nı göstcrdik. Bu arada TÜBİTAK Avrupa Birligi 6. Çerçeve Programlarında Nadir Hastalıklara yönelik olarak kurulan bir konsorsiyumun (E_RARE) partneri oldu. Projemiz (CRANIRARE) ilk çığrıda des- teklenen 13 projenin arasına girdi. Asıl gu- rur verici olan, Türkiye'den iki grubun da- ha (Doç. Dr. HülyaKayserili, İstanbul Üni. -Tıbbi Genetik) ve Prof. Dr. Erhan Pi§kin, Hacettepe Kimya Müh. ve Biyomüh.) proje partneri olmaları idi. Bu arada projemize katılan Bio. Dr. ElifUz ve Doç. Dr. Yasemin Alanay'ın kat- kılarını da özellikle belirtirim. Bajarı tüm gruba aittir. 5u keşfin önemi nereden kaynakk- myor? İnsanlarda yü: gelişimi birkaç to- murcuk halinde boşlayıp bunlarm tam bir koordinasyon ile birbirleri ile birleşmele- ri ile sonlanıyor. Bu koordinasyonun bo- aılması farklı derecelerde dııduk-damak ve yü: yaııklaıına neden oluyor. Bu koordi- nasyonda rol alan gcnler şu ana kadar bi- linmiyordu. Bu çalışma ile ilk kez ALX gen ailesinin, yüz taslağmın oluşmasında bi- rincil derecede etkili olduğu ispatlandı. Bu gen ailesi 3 genden (ALX1, ALX3 ve ALX4) oluşuyor. ALX2 şu ana kadar hiç- bir türde tanımlanmadı. Geçen yıl bizim ve Oxford Üniversitesinden Andrea Wilkie ve grubunun çalışmaları ile ALX4 ve ALX3 genlerinin bu fonksiyonda oy- nadığı etkin rol gösterilınişti. Genom ta- ramaUırı sonucunda ALX1 gen mutas- yonlanna bağlı bozuklukları tanımlamaımz ile tüm ALX ailesine ait resim tamam- lanmış oluyor. Buna göre ALX1 geni en er- ken ifade buluyor ve eksikliği diğer genler tarafmdan dengelenemiyor (Şekil). YAZININ DEVAM118. SAYFADA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle