09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 21 MAYIS 2010 CUMA 6 HABERLER TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ [email protected] - www.mehmetfarac.com ANKARA - CHP yeni kadrolarla kurultaya giderken Kemal Kılıçdaroğlu’nu salt iç siyasetteki devinim değil, Türkiye’nin çok önemli sorunları da bekliyor. Bunların başında ülkeye 30 yılı aşkın süredir kaos yaşatan Güneydoğu meselesi var. CHP kurultayı için Ankara’da bulunan Güneydoğulu il başkanları partinin bölgedeki oy oranının yüzde 2’ye düştüğüne dikkat çekerek Kılıçdaroğlu’nun yöre sorunlarını bilen genç ve dinamik kadroları yönetime almasını ve ciddi projeler üretmesini istediler. Ortak görüş şu: CHP iktidarı için Güneydoğu yeniden kazanılmalıdır!.. Artan terör olayları Güneydoğu sorununu ne yazık ki giderek çıkmaza sürüklüyor. AKP’nin “açılım” çabalarının fiyaskoya dönüşmesi ise etnik siyaseti tetikliyor. İşte bu yapı en çok CHP’yi darboğazda tutuyor. Etnik bölücük ve gericilik kumpasında sıkışan CHP örgütleri, parti binalarını açık tutmakta bile zorlanıyor. Yani Güneydoğu’da politika yapmak batıdaki kadar kolay olamıyor. Bir CHP yöneticisinin doğu kentlerinde tabanını güçlendirebilmesi için feodaliteden gericiliğe, terörden sosyal şiddete kadar bir dizi engeli aşması gerekiyor. Altyapı sorunları ise şiddeti tetikleyen, hatta terörü dayatma yöntemi olarak kullananlar tarafından istismar ediliyor. Eğitimden sağlığa, tarımdan hayvancılığa kadar onlarca sorunun kangrenleşmesi devlete düşman bireyler yaratıyor. Devlet kuran CHP işte bu kıskaçta giderek tıkanıyor!.. Bu ortamda kitleler ya etnik siyasete yöneliyor ya da sandığa gitmiyor. CHP ise statükocu bir düşman olarak görülüyor. Daha 5 yıl öncesine kadar bölgedeki oy oranı yüzde 15 ile 25 arasında değişen CHP’nin Doğu’daki kan kaybının durdurulması için atılımlar yapması gerekiyor! Yalnız bölgedeki 8 milyonu aşkın nüfus değil, batı kentlerinde yaşayan 4 milyonu aşkın Kürt kökenli yurttaş da sorunlarının çözümü konusunda uzatılacak sıcak bir el arıyor... Bölgeyi bilen kadro şart... Yani Kürt yurttaşlar sosyo-politik sorunlarının çözümünde rotalarını ararken, CHP’nin tek seçenek olması gerekiyor. İktidara yürümek için Kürtlerin kazanılması zorunluluğu giderek büyüyor. Çare bölge insanını kucaklamakta... Çare, tıpkı 1989’daki Kürt Raporu gibi Doğu’nun sosyo politik sorunlarına çözümler üretecek ciddi ve kapsamlı projeler geliştirmekte... Çare, bölgeden yetişmiş olan Kemal Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin’in, Doğu ve Güneydoğu’yu çok iyi bilen genç ve dinamik kadroları yönetime almasında... CHP birçok alanda olduğu gibi Kadıköy’de oturup köy romanı yazma hatasına düşmeden, uzman kadrolarıyla bölgeye inmeli, yurttaştan sivil toplum örgütü önderine, siyasetçiden bürokratlara kadar toplumun her kesimine mikrofon uzatmalıdır. Dün konuştuğum CHP il başkanları bu kapsamda Kılıçdaroğlu ve ekibine çok önemli çağrılar yaptılar: Gaziantep İl Başkanı Hasan Öztürkmen: “Yeni yönetim, Doğu ve Güneydoğu’yu dışlamadığını göstermelidir. Bölgede sevilen, yörenin kanayan sorunlarını çok iyi analiz eden, çözüm üreten kişiler kesinlikle parti yönetimine alınmalıdır. Güneydoğu’yu kazanmak için acilen sosyo ekonomik projeler de üretilmelidir.” Şanlıurfa İl Başkanı Yusuf Köse: “Kılıçdaroğlu mutlaka bölgemize de artılar getirecektir. Kendisinin partiyi iktidara taşıyacağına inanıyorum. Örgütümüzün de çok çalışması gerekiyor. Biz parti olarak TRT 6’ya karşı çıktık. Oysa halk bu kanal olmazsa başka kanalları izlemek zorunda kalacaktı. Bizim bazı konularda daha temkinli olmamız gerekiyor. Özellikle Kürt sorununa daha ılımlı yaklaşmamız gerektiğine inanıyorum. AKP 8 yılda bölgede taş üzerine taş koymadı. GAP’ın bir an önce bitirilmesi için çözüm üretilmelidir.” CHP Mardin İl Başkanı Mehmet Kılıçarslan: “Yeni yönetim Kürt sorununu yerinde tespit edip akademik insanlarla ve siyaset bilimcilerle çözüm geliştirilmelidir. Sayın Kılıçdaroğlu bölgeyi il il dolaşıp halkın ve sivil toplum örgütlerinin gerçek taleplerinin ne olduğunu saptamalıdır. Bölgenin en önemli sorunu Kürt meselesidir.” Güneydoğu gerçeğini görün... Siirt İl Başkanı Mehmet Koyuncu: “Kılıçdaroğlu rüzgârı Güneydoğu’yu çok etkiledi. Bizim bölgemizde halk sığınacak bir liman arıyor. Altyapı ve işsizlik sorunları giderilmeli, üretimin arttırılması sağlanmalıdır. Umarım yeni yönetim Güneydoğu’ya yeni bir sayfa açacaktır. Özellikle yatırım yapılırsa bölge insanının Türkiye’ye bakış açısı değişir.” Şırnak İl Başkanı Çınar Ökten: “Kılıçdaroğlu’nun bizzat bölgeye gelip dolaşması, CHP’nin Güneydoğu’ya bakış açısını anlatması gerekiyor. Bölgede küstürülmüş insanları partiye davet etmeliyiz. CHP olarak ekonomi, eğitim ve sağlık konusunda çözüm üretemezsek bölgede fazla bir şey yapamayız. Habur Sınır Kapısı o bölgenin can damarıdır. Sınır ticaretinin kolaylaştırılması lazım. Tansu Çiller döneminde uygulanan sınır ticareti, DYP’ye oy patlaması yaşattı.” Hakkâri İl Başkanı Mehmet Baş: “Bölgemizin hassasiyetini en iyi siz biliyorsunuz. Tarım ve hayvancılık bitti. Orada halk yoksullaştı. Hakkâri’de devletin çaktığı bir çivi yok. Hakkâri Türkiye’nin bir parçası değil midir? Bölgede işsizlik ve bölünmüşlük sorunu var. Oyumuz burada yüzde 25’lerdeyken niye böyle olduk? Bunları sorgulamak lazım. Türkiye’de beş bölge üzerinde siyaset yapılıyor. Doğu ve Güneydoğu gerçeğini görmeden bir şey yapılamaz.” Muş İl Başkanı İsmail Adanur: “Kılıçdaroğlu ekibi orada halkın elini tutmalı, Kürtlere yakın olduğunu göstermelidir. Özellikle devletin oradaki yatırımları özelleştirme kapsamından çıkarılmalıdır. Devlet destekli yatırımlar geliştirilmelidir. Örneğin Muş gibi yerden devlet vergi almazsa ne olur ki?.. Zaten devlet aldığı verginin on katını sosyal yardımlaşma adı altında dağıtıyor.” Ulaşabildiğim CHP il başkanlarının çığlıkları iki noktaya odaklanıyor: CHP iktidara yürürken sosyo-politik projelerle Güneydoğu’yu kazanmalıdır... Partinin yeni yönetimi, bölgeyi çok iyi bilen uzmanlarla güçlendirilmelidir. Kılıçdaroğlu’na Güneydoğu Çağrısı: CHP İktidarı İçin Kürtler Şart!.. CHP’de üçüncü adam konumuna gelen Gürsel Tekin, yeni CHP’yi Cumhuriyet’e anlattõ genel başkan yardõmcõsõ olacak. - Yeni parti meclisinin belirleyi- ci özelliği ne olacak? - Genel çerçevede ciddi bir yeni- leşme, gençleşme olacak. Kadõn ve genç ağõrlõklõ bir parti yönetimi geli- yor. Kõlõçdaroğlu ve CHP Türki- ye’nin umudu olacaktõr. - Hükümete hangi söylemlerle yükleneceksiniz? Onlarõ 3 Y ile vuracağõz. Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar. Yoksulluk kader olmayacak. Yolsuzluk ve ya- saklarõ da tarihe gömeceğiz. - Yasaklarla neyi kastediyorsunuz - Basõna yasak var. İlk kez bir Başbakan “Şu gazeteleri almayın” dedi. İş dünyasõna, bürokrasiye ve farklõ düşünen herkese baskõ yapõlõyor. AKP’nin yaptõğõ gibi “biz” ve “siz” ayrõmõ olmayacak. - Din ve cemaat meselesine bakı- şınız nasıl olacak? - Elbette ibadet özgürlüğü olacak ama cemaat ilişkileri çok doğru değil. İnanç- lara saygõmõz olacak ama inançlarõn siyaset malzemesi edilmemesi için de mücadele ede- ceğiz. - CHP’de parti içi demokrasi de gelişe- cek mi? - Önümüzdeki süreç- te bunun için gereken mekanizmalar oluştu- rulacak. Örneğin önse- çim uygulamasõ kesin- likle düşünülmelidir. Geçmişte kõsmen bazõ bölgeler için denendi ama şimdi daha kap- samlõ olacak. Ben ta- bandan, sokaktan ge- len biri olarak kesinlikle buna taraftarõm. - Demokratik olan blok liste mi, çarşaf liste mi? - Tabii ki çarşaf liste daha demok- ratik. Tüzük mani olmasaydõ zaten çarşaf olacaktõ. Önümüzdeki süreçte çarşaf olmayacak anlamõ taşõmõyor. En kõsa zamanda partide demokratik bir sistemin açõlmasõ için bu değişik- likler yapõlacaktõr. - Kılıçdaroğlu’nun yolsuzluklar dışında sosyal konuları, dış politi- kayı bilmediği eleştirisi var? - Kõlõçdaroğlu sosyal politika uz- manõdõr. Dõş politikada ana çizgiler nettir, değişmez. Bir insan her şeyi bi- lemez ama donanõmlõ arkadaşlarõ- mõz olacak. Kõlõçdaroğlu’nun ağzõn- dan hiç ben çõkmaz. Hep “biz” der, çünkü biz bir kadro partisi olacağõz. Dõş politika, iç politika ve ekonomi- de herkesin beklentisini tatmin edecek büyük bir CHP fotoğrafõ çizeceğiz. - Karizması yok, eleştirisi var - Karizma neymiş. Kurtlar Vadisi mi bu? Önemli olan umuttur. Kõlõç- daroğlu da bu toplumun umudu ola- cak. - Kılıçdaroğlu’nun Alevi olması sizce dezavantaj mı? Ne avantajdõr ne dezavantaj. Tür- kiye’de demokrasinin işleyebilmesi için hepimizin böyle bakmasõ gerekir. Türkiye’de ötekileştirmeyi ortadan kaldõralõm derken sadece mezhebin- den dolayõ insanlarõ eleştirmek in- safsõzca. Herkese eşit mesafede bir in- sandõr. Kõlõçdaroğlu da mezhepçiliği, şovenizmi reddeder. - Yüzde 40 oy hedefi gerçekçi mi? - Ben üstünü, yüzde 50’leri bula- biliriz diye düşünüyorum. Kimse şa- şõrmasõn, çünkü bu ülkede yolsuzluk, yoksulluk, baskõ varsa, milyonlarca çalõşan ve emekli, işsizler ordusu varsa neden olmasõn. Kõlõçdaroğlu’nun malvarlõğõnda tablolarõ ‘servet’ olarak beyan edilen Otyam ‘Gemicik çıkmamış’ İLHAN TAŞCI ANKARA - CHP genel başkanlõ- ğõna aday olan Kemal Kılıçdaroğ- lu’nun mal beyanõnda yer alan tab- lolarõn ressamlarõndan Fikret Ot- yam, bir siyasetçinin mal bildiri- minde resimlerini servet olarak gös- termesini, “Gemiciği, mısır fabri- kası çıkmıyor! Mal varlığından resim çıkıyor. Onur duydum” söz- leriyle değerlendirdi. Tanõşõklõğõnõn olmadõğõ Kõlõçdaroğlu’nun resimle- rini aldõğõnõ bilmediğini, malvarlõğõ beyanõ ortaya çõkõnca öğrendiğini söyleyen Otyam, “Para verip resim alan, resmi seven insandan ülkeye de kimseye de zarar gelmez” dedi. Yarõn yapõlacak kurultayda genel başkan adaylõğõ, parti örgütleri ve milletvekilleri arasõnda büyük bir destekle karşõlanan Kõlõçdaroğlu’nun mal beyanõnda, Cumhuriyet döne- minin ünlü ressamlarõnõn tablolarõ dikkat çekti. Koleksiyonda Nuri Abaç, Hüseyin Yüce, Güler Çakır, Fikret Otyam ve Ayetullah Sü- mer’e ait 8 tablo bulunuyor. Kõlõç- daroğlu’nun koleksiyonunda iki tablosu bulunan gazeteci-ressam Fikret Otyam ile duygularõnõ ve si- yasetçilerin sanata bakõşõnõ konuş- tuk. Otyam, Kõlõçdaroğlu ile hiç yüz yüze gelmediklerini ve bir tanõşõk- larõnõn da olmadõğõnõ anlatõrken tel- evizyon ve gazete haberlerinden izlediğini söyledi. Tablolarõnõ satõn aldõğõnõ ne zaman öğrendiğini sorduğumuzda Otyam, “Malvarlığını açıkladığı zaman öğrenmiştim tablolarımı aldığını. Bir adam düşünün ‘indirim yapar belki diye düşünüp’ benimle gö- rüşmemiş. Biz hiç karşılaşmadık. Haberim yoktu tabloyu aldığından. Hatta hangi resmimi almış onu da bilmiyorum. Böyle bir adamdan ülkeye de sanatçılara da zarar gelmez. Benle pazarlık etmeyen bir Kılıçdaroğlu vardı bir de yeri gel- mişken söyleyim dostum Hõncal Uluç vardır” diye konuştu. Kõlõçdaroğlu’nun tablosunu mal- varlõğõ olarak açõklamasõnõn kendisi için “onur” olduğunu kaydeden Ot- yam, “O adamı anlatıyor. Resme, sanata gönül bağlamış. Bütçesine uygun ya da taksitle bilmem ney- le resim almış aile olarak. Bundan daha güzel bir şey olur mu? Karı- sına bilezik, kolye alırdı ama al- mamış ne güzel bir onur. Hem malvarlığında gemicik çıkmıyor, mısır fabrikası çıkmıyor ama mal- varlığından resim çıkıyor!” dedi. Kõlõçdaroğlu’na başarõ dilediğini iletmemizi isteyen Otyam, “Artık ben de Antalyalıyım. Sevgili hem- şerim Baykal da biraz hoş karşı- lasın her şeyi. Daha az konuşur- sa hem Türkiye hem de CHP daha güzel olacak. Darılmasın, kı- rılmasın” dedi. A KP’nin yeni binasõna daha çok Osmanlõ dönemine ait figür ve görsellerin alõndõğõnõ söy- leyen Otyam, Başbakan ve bakanlarla Ankara’da yaşadõğõ bir anõsõnõ şöyle ak- tardõ: “Kişisel olarak ilgileri var mõ sana- ta bilmiyorum. Bir sergide görmedim hiçbirisini. Ama Ankara’da TESK’nin galerisinde sergim vardõ. Üst katlara çõ- kabilmek için de galerinin olduğu sa- londan geçilmesi gerekiyor. Bir gün Ce- mil Çiçek’i gördüm bizim galeriden yõl- dõrõm gibi geçti. Etrafõ resim dolu gör- medi ya da görmezden geldi. Aynõ dö- nemde galeriye geldiğimde bir baktõm her yer polis ve canlõ yayõn aracõ do- luydu. Galeriye almõyorlar, ‘Ne oldu, sergim var’ dedim. ‘Başbakan buraya geldi’ dediler. Neyse zor bela girdim içeri. Müthiş bir güvenlik, çõkõşta da ay- nõ benim galerinin içinden geçip gitti Tayyip Bey, hem de şöyle etrafõna bile bakmadan çõkõp gitti. Sanatla ilgileri bu kadar, edindiğim intiba bu. Can kor- kusundan resim görecek hali yok.” ERDOĞAN’IN CAN KORKUSUNDAN RESİM GÖRECEK HALİ YOK ‘Seferberlik ilan edeceğiz’UTKU ÇAKIRÖZER ANKARA - CHP’de üçüncü adam konumuna gelen Gürsel Tekin, Ke- mal Kılıçdaroğlu’nun liderliğinde CHP’de büyük bir değişim yaşana- cağõnõ belirterek “Kırmızı çizgileri- mizden vazgeçmemiz söz konusu olamaz, laiklik kırılmaz çizgimizdir. CHP, her vatandaşın sığınacağı bir liman olacak. Toplumla bü- tünleşeceğiz, köyde, kırda, kentte, sendikada, üniversitede olacağız. Kimseyi ötekileştirmeyeceğiz” de- di. Tekin, Kõlõçdaroğlu’nun slogan- larõnõn da “İktidara doğru, Kılıç- daroğlu’, “Gandi, Türkiye’ye indi” olabileceğini söyledi. CHP İstanbul İl Başkanõ Gürsel Tekin, bundan sonra CHP’de yaşa- nacak değişimi Cumhuriyet’e anlat- tõ. Tekin’in sorularõmõza verdiği ya- nõtlar şöyle: - Kemal Kılıçdaroğlu’nun baş- kanlığında nasıl bir CHP göreceğiz kurultaydan sonra? - Ciddi bir değişim olacak. Elbet- te değişim ve tecrübenin ciddi bir uz- laşmasõyla yola devam edilecek. - Temel politikalar konusunda kı- rılma olacak mı? Örneğin laiklik konusu? - Bu eleştirilere ‘el insaf’ diyoruz. Laiklikle ilgili ya da partimizin kõ- rõlmaz çizgileriyle ilgili tereddütümüz yok. Sonuna kadar sahip çõkacağõz. - Bu durumda ‘değişim’ neleri içerecek? - Yeni CHP, 1980 öncesi CHP gi- bi toplumla bütünleşen bir CHP ola- cak. Köyde, kõrda, kentte, sendikada, üniversitede olacak. Bu toplumun yüzde 50’si genç. Ulaşamadõğõmõz her yere gideceğiz. Kimseyi ötekileştir- meyeceğiz. Vazgeçmediğimiz kõr- mõzõ çizgilerin yanõnda, toplumun hassasiyet içinde bulunan bazõ un- surlarõnõ reddetmeyeceğiz. Onlarla iletişim içinde olacağõz. - Bu unsurları biraz açar mısınız? - Alevisidir, Kürt’üdür, Ermenisi- dir, azõnlõklarõ ve toplumun çeşitli ke- simleridir, Romanõdõr. Biz sosyal de- mokrat bir partiyiz. Sosyal demokrat parti; ezilenlerin, dõşlananlarõn ya- nõnda olacaktõr. Biz her vatandaşõn li- manõ olmak zorundayõz ve böyle olabilecek noktadayõz. - Ötekilerle böyle bir diyalog bugüne kadar yapılmıyor muydu? - Elbette yapõlõyordu. O diyaloglar vardõ. Deniz Baykal ile de paylaştõk daha önce. Bundan önceki kurultay- lar hep kavgalõ geçti. Öyle olunca dõ- şa dönük politikalar üretme şansõnõz olmuyor. Sürekli iç mekanizma ile meşgul oluyorsunuz. Bundan sonra dõş mekanizma ile meşgul olacağõz. - Kurultay sonrası ilk işiniz ne olacak? - Parti meclisine seçilen 80 arka- daşõmõz çantalarõyla Anadolu’ya çõ- kacak. Seferberlik ilan edilecek. Çift- çinin, köylünün, ezilenlerin, emekli- nin durumu nedir? Edirne’den Arda- han’a iki tur atacağõz hepimiz. - Yeni tüzük yürürlüğe girecek mi? Sõkõntõ yok, hayata geçecek. 14 CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin AKP’nin ‘sosyal’ devleti FIRAT KOZOK ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan’õn Türkiye’yi üzerine inşa ettiklerini söyle- diği 4 temelden üçü olan sağlõk, emniyet ve adalet, yurttaşõn en fazla şikâyet ettiği alan oldu. 2010’un ilk 3 ayõnda insan hakkõ ihlali yapõldõğõ gerekçesiyle Başbakanlõk’a yapõlan şikâyetlerde bu 3 konu ile ilgili kurumlar başõ çekti. En fazla ihlal başvurusu İstanbul, Ankara ve Ağrõ’dan geldi. 27 aylõk süre içerisinde toplam 10 bin 276 kişi, hakkõnõn ihlal edildiği gerekçesiyle Başba- kanlõk’õn kapõsõnõ çaldõ. Başbakanlõk İnsan Haklarõ Başkanlõğõ’nõn 2010’un ilk 3 ayõndaki insan haklarõ ihlal iddia- sõyla yapõlan başvurulara ilişkin raporu çarpõcõ verileri ortaya koydu. İhlal iddialarõnõn hak ko- nularõna göre dağõlõmõnda ilk sõrada 126 başvu- ru ile “sağlık hakkı” gelirken ikinci sõrayõ “kö- tü muamele yasağı”, üçüncü sõrayõ da “çalış- ma ve sözleşme hakkı” aldõ. “Adil yargılanma hakkı, mülkiyet hakkı, dilekçe hakkı, tutuklu ve hükümlü hakkı, çevre hakkı, eğitim ve öğretim hakkı ile kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı” konularõnda da toplam 316 başvuru yapõldõ. İlk 3 ayda başkan- lõğa 466, il ve ilçe insan haklarõ kurullarõna 519 olmak üzere toplam 985 kişi başvuruda bulun- du. İhlal iddialarõnõn yoğunlaştõğõ başlõca ne- denler şöyle sõralandõ: ? Hastanelerde hastalara gerekli özenin göste- rilmemesi. ? Yanlõş teşhis konulmasõ ve buna bağlõ olarak yanlõş tedavi sonucu ortaya çõkan sorunlar. ? Mahkeme kararõyla işe iadesi gere- kenlerin işlemlerinin sonuçlandõrõlmasõnda yaşa- nan gecikmeler. ? Mahkeme kararlarõnõn yerine getirilmesinde yaşanan gecikmeler. ? Tutuklu- luk süresinin uzunluğu. ? Tutuklu ve hükümlü- lerin daha iyi yaşama isteği, özellikle yetersiz gõ- da ve sağlõk imkânlarõyla ilgili sõkõntõlar. ? Do- ğal afetlerden etkilenen yurttaşlarõn mülkiyet ta- lepleri. ? Kõrsal alanlarda içme suyu kaynakla- rõndan yararlanmada ortaya çõkan anlaşmazlõk- lar. ? Büyükşehirlerde altyapõ yetersizliklerin- den kaynaklanan şikâyetler. ? Kredi ve burs ta- lepleri (öğrencilerden). ? Engelli üniversite öğ- rencilerinin iş talepleri. ? Engelli aylõğõ talepleri. 27 AYDA 10 BİN HAK İHLALİ 26 MAYIS’TA İŞ BIRAKILACAK Doğu örgütlerinin gözü Kemal Kılıçdaroğlu, Gürsel Tekin ve Önder Sav’da. Sendikalar eylemde anlaştõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Konfe- derasyonlar 26 Mayõs’ta yapõlmasõ planlanan ge- nel eylem üzerinde anlaştõ. Türk-İş, DİSK, KESK ve Kamu-Sen geçen hafta ve bu haftayõ eyleme ilişkin pazarlõklarla geçirdi. Son olarak, Türk-İş Başkanõ Mustafa Kumlu, diğer konfe- derasyon başkanlarõ ile bir görüşme gerçekleştir- di. Varõlan anlaşmaya göre, 26 Mayõs’ta her konfederasyon üretimden gelen gücünü nasõl kullanacağõna kendisi karar verecek. Bu kap- samda Türk-İş’in 26 Mayõs’ta bir saatlik iş bõ- rakma eylemi yapabileceği belirtiliyor. 4 konfe- derasyonun imzaladõğõ ortak bildiri bu sabah Türk-İş tarafõndan kamuoyuna açõklanacak. KESK ise 26 Mayõs’ta “grev” yapacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle