10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OOOF OFF LINE Tanoi Türkoğiu (tanolturkoglu@gmail .com) Dogmatik düşünen kişi varlığından haberdar olmadığı o "re- ferans sistemi"niya da "baz"ı aslında değişmez, tek alter- natifolarak varsaymıştır. Onun dışına çıkamaz. 0nun dışın- da kalan bir alan olabileceğini bile idrak edemez! Herşey onun içinde, onun bakış açısındadır. iki Artı fki 11 (de) Eder! Adam işyerine muhasebeci alacak; adaylarla mülakat yapar ve her birine iki artı iki kaç eder diye sorar. Sonuçta "Siz kaç olmasını is- tersiniz?" diye cevap veren adayı işe alır. İki artı iki dört etmez miydi? NeredençıktıbuH? Eskiden yedinci sınıfmatematik kitaplarında öğretilen birolguy- du "modülermatematik". Mesela hepimizin hergün kullandığı aritme- tikteki modölasyon 10'dur. O nedenle mesela 9 ile 2'yi toplamak istedi- ğimizde sonuç olarak 1 yazıp, soluna da ("onlar" basamağı) ekstradan bir 1 yazarız. Modulasyon sadece 10 ile sınırlı değil. Örneğin bilgisayardün- yasında ikilisistom (binary), sekizlisistem (oktal), onaltılıksistem (hek- sadesimal) bildik modüler sistemlerdir. Işte "bilgisayar birler ve sıfır- lardan oluşur" denilen şey aslında ikili sistemin bir ifadesidir. Şimdi başlıktaki eşitliği sağlayıp, sonra da asılkonuyla bağlaya- lım. Yukarıda sayılanlardan farklı olarak Oçlösistemi ele alalım (mod 3). Yani dönyasında sadece 0,1 ve 2'den oluşan bir modulasyon siste- mi olsun. Bizim "toplama" diye bildiğimiz işlem bu sistemde aşağıdaki tablo baz alınarak yapılabilir: + / 0 1 2 0 / 1 / 2 1 0 1 2 1 2 0* 2 0* 1* csı C\J m O Yanında yıldız olanlar, soluna "1" eklenmesi gereken işlemleri gösterir. Buna göre 2+1=102+2=11 olur. (Tıpkı"bizim" 9+1=10, 9+2=11'de olduğu gibi). Eğer toplama işleminin bir modulasyon sistemi baz alınarak ya- pıldığını öğrenmemişseniz, dünyanın hiçbir yerinde iki artı ikinin 11 edeceğini kabul edemezsiniz. Işte "dogmatik düşünce" denilen şey budur. Nedenlerin öğretilmeyip sadece sonuçlann ezberletildiğini öğ- retim sistemlerinde bireylerin dogmatik düşünceliyetişmesidoğaldır. Dogmatik düşünen kişi varlığından haberdar olmadığı o "refe- rans sistemi"niya da "baz"ı aslında değişmez, tek alternatif olarak varsaymıştır. Onun dışına çıkamaz. Onun dışında kalan bir alan olabi- leceğini bile idrak edemez! Herşey onun içinde, onun bakış açısında- dır. Şimdi son dönemde karşımıza çıkan ikiörneğianımsayalım. Birincisi birimzanın ıslakimza olup olmadığı, söz konusu şahısın elin- den kaleminden çıkmış olup olmaması. Ikincisiise internet üzerinden servis edilen ana muhalefetpartisigenelbaşkanıyla ilgili olduğu iddia edilen "kaset". Konunun uzmanlarından oluşan bilirkişilerin "hükümleri ka- muoyundan çok daha bilimsel, objektif olmak durumdadır. Işte tam da burada yukarıdaki modulasyon mantığı devreye girmektedir. Acaba bu konularda uzman olan "bilir'kişilerkendiuzmanlıkalanlanndakien son teknolojikilerlemelerine kadarbiliyor? (toplamayı hangimoda gö- re yapıyor?) Baz aldıkları bilgi, deneyim, teknik araç altyapısı ne kadar geliş- miş? Ya bu deneyim ve araçlartarafından tespit edilemeyen ve yapma objeler (imza, kaset) üreten teknikler gelişmişse? Ya kesin orijinalde- nilen kasetkopyala/yapışorile oluşturulmuşsa? Ya ses kaydı denilen şeyfarklı tümcelerin içinde geçen kelimelerin birieştirilmBSİyse? Ve bizim uzman ya da bilirkişilerimizin elindeki imkânlar ya da bilgi birikimi bunu tespit edecek düzeyde değilse? Doğru şeyisorgulamazsalç ulaşbğımızsonucun ne önemi varl BİLİM TARİHTJ Nüzhet Gökdoğan 100 yaşmda Prof. Dr. Nüzhet Gökdoğan ülkemizin hem ilk kadın astronomu, hem de ilk astronomi lisanslı bilim insamdır. Osman Bahadır [email protected] N üzhet Gökdoğan, cumhuriyet tarihi- mizin hirçok bakımdan en seçkin in- sanlanndan biridir. O, cumhuriyetin yarattığı bir bilimcidir ve aynı zamanda da cum- huriyete güç veren, onu yükselten bir bilim iıv sanıdır. Cumhuriyetin kadın cşitliğine ve öz- gürlüğüne verdiği değerin bir eseridir ama, bi- lime uluslararası öl- çekte katkılarda bu- lunarak cumhuriye- timizin nasıl kadın- ların omuzlannda da yükselmiş olduğunu gösteren bir simgedir de. N ü z h e t Gökdoğan, 1910'da tstanbul'da doğdu. İlk öğrenimini Lyon,Fransa,24Mayıs1933 Bezm-i Alem ile Şişli Terakki Lisesi'nde gördükten sonra Erenköy Kı: Lisesi'ndcn mezun oldu. 1928'de devlet bursuyla Fransa'ya gönderildi ve Lyon Üniversitesi'nde matematik, Paris Üniversitesi'nde de fizik öğ- renimi gördü ve Paris Rasathanesi'nde staj yaptı. 1934 yılında aldığı matematik, fizik ve as- tronomi sertifikalarıyla ülkesine dündü ve ay- nı yıl İstanbul Üniversitesi'nde yeni kurulmuş bulunan Astronomi Enstitüsü'ne ilk Türk doçenti olarak atandı. Böylece 1934 yılında yeni üniversitede Avrupa'nın önde gelen astronomlarıyla birlikte bilimsel eğitim ve arajtırma hayatına başlayan Nüzhet Gökdoğan, emekli olduğu 1980 yılma kadar bu çahşmalarmı her zaman uluslararası düzeyde sür- dürdü. Prof. Dr. Nüzhet Gökdoğan, 11 doktora çalışması yönetmiş, 3 telifeser, 1 kitapbölümü, birsem- pozyum kitabı (editör), 3'ü yaban- cı dergilerde olmak üzere 24 maka- lc ve bildiri yayınlamıştır. Ayrıca matematik, fizik ve astronomi üzerine 8 kitap çevinııiştir. Nüzhet Gökdoğan 1937 yılında kabul edi- len doktora teziyle İstanbul Üniversitesi'nin ilk fen doktoru unvanını kazanır. F. Freundlich'in yönctiminde hazırladığı doktora tezi, "Güneş'in çevresinde yıldızlararası homojen karanhk bir maddenin varlığı üzerine araştınnalara katkılar" başlığını taşıyordu. Nüzhet Gökdoğan'ın profesör olduğu 1948 yılına kadar enstitüde sürdürülen teorik çalış- malar, uzay absorpsiyonu ve yıldızların iç yapı- ları konularına yönelikti. Bu tarihten sonra ça- lışmalar özellikle Güneş lekeleri çevrimine, gün- lük Güneş lekeleri gözlemlerine ve küçük ge- zegenlerin gözlemlenmesine yönelmiştir. Nüzhet Gökdoğan'ın yönettiği doktora çalışmalarının da hemen tamamı yıldız yapıları ve Güneş le- keleri üzerinedir. 1952 yılında satın alınan gc- lişmiş gözlem aygıtlarıyla Güneş gözlemlerinin kapsamı genişletilmiş ve yapılan hassas gözlem sonuçları peiyodik olarak uluslararası gözlem ve yayın merkezlerine gönderilmeye başlanmıştır. Bu çalışmalar uluslararası düzeydedir ve ulus- lararası astronomi çalışmalanna katkı niteli- ğindedir. 1954 yılında Nüzhet Gökdoğan Fen Fakültesi dekanı seçildi. O böylece ülkemiz ta- rihindeki ilk kadın dekan unvanını da elde et- miş oluyordu. O tarihe kadar doktora derecesi belgesinin biçimi konusunda karar verilememiş olduğu için doktora diplomalannı alamamışlardı. Bu nedenle Nüzhet Gökdoğan kendi diploma- sını imzalayan muhtemelen dünyadaki ilk de- kan oldu. 1958 yılında Nüzhet Gökdoğan Astronomi kürsüsü başkanlığına getirildi. Bu tarihten son- ra kürsünün bilimsel araştırmalannda Güneş göz- lemlerinin yanı sıra astrofizik araştınnalarına da hız verilmiş ve bu çierçevcde yabancı rasatha- nelerden çok sayıda bilim insanı araştırmalara katılmak, ders veya konferans vermek için Türkiye'ye gelmişler, Astronomi kürsüsü üye- leri de yabancı rasathanelerde araştırmalar yapmaya gitmişlerdir. 1933 üniversite reformunu izleyen yanm yüz- yılda ülkemizde bilimsel araştınrıalarında ulus- lararası işbirliğini en çok gerçekleştiren ve bi- limde uluslararası düzeye en çok yaklaşan ens- titülerden biri, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi Enstitüsü olmuş- tur. Prof. Dr. Nüzhet Gükdoğan 2003 yılında ara- mızdan ayrıldı. Ama o, eser- leri ve cumhuriyet bilimi- mizdeki büyük öncü rolüyle her zaman aramızda olmaya devam edecektir. Prof. Dr. Nüzhet Gökdoğan'ın hem eserleriyle, hem de astro- nomide uluslararası dü- zeyde bilimsel eğitimi ve araştırmalan başlatan ilk Türk astronomumuz olması bakı- mmdan bilim ve sosyal tarihimizde çok seçkin bir yeri vardır. İstanbul Kültür Üniversitesi, 30Nisan 2010 tarihinde, Prof. Dr. Nüzhet Gökdoğan'ın 100. doğum yılı münasebetiyle bir anma toplantısı düzenledi. Gökdoğan ailesinin de katıldığı toplantıda Nüzhet Gökdoğan'la ilgili bir belgesel film gösterisinin ardından söz alan konujmacılar onu çeşitli yönleriyle tanıtan konuşmalar yap- tılar. Kültür Üniversitesi bu toplantı için ya- yımlamış olduğu Kâinatta Bir Nokta: Nüzhet Gökdoğan adlı bir kitabı da konuklara sundu. Feryal Saygılıgil'in, Nüzhet Gökdoğan henüz ha- yattayken onunla görüşmeler de yaparak ha- zırlamış olduğu bu kitapta, Nüzhet Gökdoğan'ın yaşamı, eserleri, düşünceleri, güzel fotoğraflar eş- liğinde anlatılmakta ve vefatının ardından meslektaşları ile öğrencilerinin açıkladıkları onunla ilgili anıları ve düşünceleri yansıtıl- maktadır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle