Katalog

CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 4 NİSAN 2010 PAZAR 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN ‘Şarabi’li Yıllar [email protected] Sevgili, Oyunlarını yazan, yöneten, oynayan, tiyatrosunun salonunun inşaatından başlayarak her yönüyle patronu değil, yöneticisi olan Ferhan Şensoy’un dün- yaya bakışını, siyasal yaklaşımlarını ve yazarlığını çok severim. Sanırım kitapları içinde okumamış olduğum yok gibidir. Otobiyografik eseri “Kalemimin Sapını Gülle Donattım” eşimin bir ameliyat sonrası okurken gülmekten dikişlerinin atmasına neden oluyordu az daha. Ferhan Şensoy’un yapıtları arasında en sevdiklerimden biri de “Hacı Komü- nist”tir. Hacı Komünist’in eşsiz bölümü ise ya- zarın Küba yolculuğuna çıkmadan ön- ce, oturduğu dükkânın camından Be- yoğlu’nu seyrettiği kısımdır. Orada birbiri üzerine süperpoze fo- toğraf kareleri gibi, ne görüntüler gelip geçmez... Artık, geride kalmış lise yıllarının resim hocası, müdürü, bir zamanlar akade- miye devam eden genç öğrenci Ferhan ve daha nice tipler... Arada kitabın o bö- lümünü açıp okurdum, büyük yığınların arasında yitirmeden önce. Birkaç kez de Ferhan’ın yokluğunda, oturduğu yere oturup onun baktığı ye- re baktım, acaba benim de belleğim ile muhayilemden birileri geçecek mi diye? Yer, şu sırada sen bu satırları okurken artık kapanmış olan Şarabi’nin kapıdan girişte soldaki camın önünde, duvarın- da, Ferhan’ın adı olan bir plaketin önün- deki masadır ki, Beyoğlu’nu tabak gibi görürsün. Ferhan kimi geceleri oyundan sonra, iki adım ötedeki tiyatrosundan ve dai- resinden çıkıp Şarabi’ye gelir, o came- kânın önündeki yerine otururdu. Orada geçirilmiş güzel gecelerimiz vardı. Şarabi, Türkiye’de şarap kültürünün gelişmeye, yaygınlaşmaya başladığı 1999 yılının Ağustos ayında büyük dep- remden birkaç gün önce açıldı. İngiliz Konsolosluğu’nun karşısından Kalyonculluğu’na giden köşede Os- manlı döneminde açılmış olan, 100 ya- şından büyük Pano ile birlikte başladı, İstanbul’un yeniden şaraphaneler mo- dası, onu diğerleri izledi. Çiçek Pasajı’nın girişinde solda, es- ki Degustation’un hemen simetriğinde- ki Şarabi’yi ise Gökhan Safkan açtı. İktisat mezunu olan Gökhan Safkan, şarapların seçimindeki titizliği kadar mutafa gösterdiği özeniyle de kısa za- manda Şarabi’ye bütün şaraphaneler içinde seçkin bir yer kazandırdı. Bu ge- lişmede her birisi servisteki özenlerinin yanı sıra güler yüzlülükleriyle de size hoş vakit geçirten Mustafa’nın, Remzi’nin, Necmi’nin, Ali’nin de büyük katkıları var- dı. Şarabi on yılı aşkın süre hizmet ver- di; mahzeninde, müzikli geceler ile şa- rap severlere güzel geceler geçirtti. Mutfağına gösterdiği özen sivrildi. Şarabi’nin bana ve dostlarıma, aşina olduğum kişilere özgü niteliklerinin hep- sini teker teker yitiren Beyoğlu’nda, nefes ve tat alınacak bir yer olduğunu düşünüyor, fırsat buldukça gidiyordum. Ama tıpkı simetriğinde olan,Türk ya- zın basın tarihinde seçkin bir yere sahip bulunan Degustation gibi artık Şarabi de tarih oldu. Şarabi’li yıllar, geri gelmeyecek geç- miş gibi bitti gitti. Belki de şimdi, yerinde ayakkabı ma- ğazası faaliyete geçmiştir bile. Dostum Gökhan Bey Şarabi’nin şu- besini Alaçatı’da açıp başarı ile yürüt- tüğüne ve sonbahara İstanbul’da yeni- den bir Şarabi açmayı tasarladığına göre, yerin kapanmasının nedeni kötü yönetim değil. Bütün mesele Beyoğlu’nun nitelik değiştirmesi. Oysa Şarabi uzun süredir, harcıâlemi yeğlemiş olan Beyoğlu’nda bir geriye dönüş gibi görünmüştü bana. Yanılmışım, yine yüzeysel ve ucuza yöneliş devam ediyor. Şarabi de bundan böyle, bu gidişin dı- şında kalmış olan yeni bir semtte açı- lacak. Eski İstanbullu olup da Beyoğlu’nda- ki değişimi anlatmayan, bundan yakın- mayan kimse yoktur. Şimdi ben de Şarabi’nin eski yerinin önünden geçerken benim Beyoğlumun bir kez daha öldüğünü düşüneceğim. Ne yaparsın Sevgili, yaşam böyle! İZİN TALEBİ: Sevgili okurlarım, bir yurtdışı gezisi için bir hafta süreyle izninizi rica ediyorum. Kısmet olursa, bir hafta sonra yeniden buluşmak dileğiyle. A.S. Polise yumurtalõ protesto ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - KESK Ankara Şubeler Platformu’nca, başkentte polisin TEKEL işçilerine yaptõğõ sert müdahaleyi kõnamak ama- cõyla düzenlediği protesto eyleminde hükümet, Ankara valisi ve emniyet müdürü istifaya çağrõldõ. ÖDP ve Hal- kevleri üyelerinin de katõldõğõ eylemde polise yumurta atõldõ. Yüksel Caddesi’nde toplanan grup, “AKP mezara, halk iktidara”, “Emekçi düşmanı hükümet istifa”, “Yasakçı vali istifa”, “TEKEL işçi- si yalnız değildir”, “Her yer TE- KEL, her yer direniş”, “Gazınız, bombanız, vız gelir, vız”, “Hükümet 4/C’yi al başına çal”, “Faşizme kar- şı omuz omuza”, “Herkese sağlık, gü- venli gelecek” ve “İşçiye kalkan fa- şist eller kırılır” şeklinde sloganlar at- tõ. Daha sonra alkõşlar ve õslõklar eşli- ğinde Meşrutiyet Caddesi’nden Koca- tepe’nin yanõndaki AKP İl Başkanlõ- ğõ binasõna doğru yürüyen gruba, yol- dan geçen yurttaşlar da alkõşlarla des- tek verdi. Bu arada polis AKP İl Baş- kanlõğõ binasõ önünde barikat kurdu. Polis, eyleme katõlan üyelerin tümü- nün AKP binasõ önüne “siyah çe- lenk” koymasõna izin vermedi.Yal- nõzca KESK Dönem Sözcüsü Fikret Aslan ve beraberindeki birkaç üye ile bgazetecilerin bina önüne geçişi sağ- landõ. Daha sonra grubun yanõna gelen Aslan, basõn açõklamasõnõ okudu. ‘AKP’nin kâbusu’ Polisin, işçilerin Ankara’ya girişini en- gellemek istediğini, otobüslerine el koy- duğunu, işçilerin tek kimlikle bõrakõldõ- ğõnõ ve bu nedenle kilometrelerce yolu saatlerce yürümek zorunda kaldõklarõnõ söyleyen Aslan, şöyle konuştu: “Bir kez daha anlaşıldı ki işçi ve emekçiler, AKP’nin en büyük korkusudur. TE- KEL işçileri biber gazıyla, bombayla, copla, helikopterle üstüne yürünme- si gereken AKP iktidarının düşman- larıdır. Çünkü TEKEL işçisi dosta da düşmana da sınıf bilinciyle hareket edildiğinde kazanılabileceğini hatır- latmıştır. Türkiye’deki diğer tüm emekçilerin direnişi haline dönüştü- rülebilmesine bağlıdır. Biz bu ülkenin emekçileri olarak TEKEL işçisinin ha- tırlattığı değerlere sahip çıkıyoruz.” Aslan konuşmasõnõ, “Buradan bir kez daha ilan ediyoruz ki insanca bir yaşam, eşitlik, özgürlük, kardeşlik ve herkese güvenceli, örgütlü, grevli, toplusözleşmeli, yaşam için mücade- leyi ve örgütlenmeyi sürdürerek 1 Ma- yıs’ta örgütlü, örgütsüz bütün emek- çilerle alanlara çıkacak, 26 Mayıs’ta grevde olacağız.” diyerek bitirdi. Öte yandan TEKEL işçilerinin ey- lemi sõrasõnda gözaltõna alõnarak adli- yeye sevk edilen 14 kişi, çõkarõldõkla- rõ mahkemece serbest bõrakõldõ. Göz- altõndaki 14 kişi dün Ankara Adalet Sa- rayõ’na getirildi. Zanlõlar, savcõlõk sor- gusunun ardõndan, “Toplantı ve Gös- teri Yürüyüşleri Kanunu’na mu- halefet” ve “görevli memurlara et- kili eylem” suçlarõndan tutuklanmalarõ istemiyle mahkemeye sevk edildi. Nöbetçi Ankara 11. Sulh Ceza Mah- kemesi’nde yargõç karşõsõna çõkarõlan 14 kişi, serbest bõrakõldõ. Polisin TEKEL işçilerine yaptığı sert müdahale dün başkentte protesto edildi. (Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ) Liseli Öğrenci Birli- ği’nden (LÖB) bir grup öğrenci TEKEL işçileri- ne destek verdikleri için 24 lise öğrencisinin okuldan atılmasını pro- testo etti. Öğrenciler, eğitim sistemini de eleştirirken, Danıştay’ın aldığı katsayı kararına da tepki gösterdi. (CEM GÜLDEMİR) Öğrencilere destek ÖDP, Halkevleri ve KESK Ankara Şubeler Platformu üyelerinden kõnama TEKEL işçilerine yaptõğõ sert müdahaleyi kõnamak amacõyla düzenlenen protesto eyleminde hükümet, vali ve emniyet müdürü istifaya çağrõldõ. Karakolda 5 kişi kalınca... ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Valiliği’nin TEKEL işçilerinin bir günlük oturma eylemini engellemek için binlerce polisi görevlendirmesi, Al- tõndağ’da bir karakolun basõlarak bura- daki zanlõnõn kaçõrõlmasõna neden oldu. Milliyet’in haberine göre, Altõn- dağ’daki polis merkezine perşembe ge- cesi bir kavga ihbarõ geldi. İki bekçi al- kollü olduğu belirtilen Zülfikar Z’yi gözaltõna aldõ. Zülfikar Z’yi kurtarmak için merkeze gelen yakõnlarõ Uğur Z. ve Serdar Z, karakoldaki iki kadõn po- lis, bekçiler ve karakol amirinden olu- şan 5 kişiye müdahale etti. Üç kişi ka- rakoldan kaçtõ. Daha sonra ise bu üç ki- şi gözaltõna alõndõ. Karakolda normal- de 50 kişinin görev yaptõğõ belirtildi.