28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 4 NİSAN 2010 PAZAR CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Vatikan’da Acı Paskalya “Katoliklerle Protestanları 16. yüzyılda yol ayrımına getiren ‘reform’dan bu yana, kilisenin gördüğü en hassas kriz” diyenler var. Neden.. derseniz... O devirde çok büyük tartışmalar yaratan konular gibi çünkü bu da “kilise” içinde yeni yol ayrımlarına, yeni ayrışmalara çanak tutabilecek kanserleşme potansiyeline sahip. Vatikan’ı saran “sübyancı din adamları” fırtınasından bahsediyorum. Konu Vatikan’ın başına yalnız devasa bir “inandırıcılık” ve “imaj” krizi açan “tacizci rahipler, papazlar, kardinaller”den ibaret değil… Tartışmaya eklemlenen bir dizi başka konu var… Katolik din adamları üzerindeki evlenme yasağından tutun da… Kilisede ikinci sınıf “hizmetkâr” muamelesi gören ve “rahibelik” katmanlarından “dini kariyere adım atamayan” kadınların isyanına kadar… Tüm bu konular iç içe geçip Katolik Kilisesi’nin sorgulanamaz “kuralları”, “ritüelleri” ve “iktidarını” sarsan bir “sarmala” dönüşüyor. Hem ‘itibar’, hem ‘iktidar’ krizi Bir yanda dış dünya nezdinde yüz kızartıcı bir “itibar” krizi yaşanırken; kapalı kapılar ardında da başka yandan -kilise içinde- “çağdışı iktidar gelenekleri” sorgulanıyor. “Sorgulamanın” en gözüpek örneğine, Papa XVI. Benediktus-Ratzinger’in kardinallik yıllarından yol arkadaşı olan Alman teolog Hans Küng’ün döşendiği mektupta tanık oluyoruz. “Papa”ya alenen “Sorumluluğunu yüklen. Kamuoyu önüne çık ve günah çıkar!” daveti yapan “teolog Küng”, akabinde Papa’nın yönettiği “kilise kanunlarına” verip veriştiriyor. Katolik din adamlarına empoze edilen “evlilik yasağı” ile -son krizde fena halde yaygın olduğu su yüzüne çıkan- “sübyancılık” ve taciz vakaları arasında yakın ilişki olduğunu hatırlatan Küng; kilise dayatması olan “evlilik yasağı” kuralının İncil’de yeri olmadığını belirtiyor. Bu noktada işte köklü bir “kilise doktrini tartışması” patlak veriyor… Tartışmanın sözcülüğünü yapanlardan olan Küng, XVI. Benediktus’un üzerine titrediği bu köktenci tabuyu baş tacı etmekle suçluyor. Kısaca, “Sen bu krizden katmerli biçimde sorumlusun!” diyor; “Hem; tacize uğrayan kurbanlar yerine şimdiye dek hep taciz eden din adamlarını (kilise hiyerarşisini) korudun, hem kilise içindeki bu tacizci yapıya yol açan (bekâr papazlar) geleneğini yıkmamakta direndin! Çık ortaya ve sorumluluğunla yüzleş...” Bunlar; “kilisenin sübyancılık krizini” günlerdir birinci sayfasından indirmediği için “Jakoben lobi”, “laikçi lobi”, “Amerikan liberallerinin lobisi” ve hatta (Yahudi Sulzberger ailesine ait bir gazete olduğu için) “Yahudi lobisinin” maşası olmakla suçlanan “New York Times”tan değil; doğrudan doğruya kilise saflarından yükselen sesler… Pandora kutusu… Bu olay; 1517’de Martin Luther’in Wittenberg Kilisesi kapısına astığı “endüljans başkaldırısı” denli büyük ayrışmalara çanak tutar mı bilinmez ama bir “Pandora kutusunun” açıldığı ve “Papalığın”, özellikle de mevcut Papa XVI. Benediktus’un “otoritesinin” ağır yara aldığı kesin. Uzun dönemli ve kalıcı etkileri olduğu görülen kriz için “Vatikan uzmanları”; “badire” sözcüğünü daha uygun buluyor. ABD’de başlayan, ABD’den İrlanda’ya, İrlanda’dan Almanya’ya, Almanya’dan Hollanda, Avusturya, İsviçre... derken Vatikan’a ev sahipliği yapan koyu Katolik İtalya’ya dahi sıçrayan “kriz/badire” artık yağ halkaları gibi dünyayı sarıyor ve durdurulamıyor. Vatikan, hem yıkılan bir baraj ardından ortalığı basan sel sularına karşı önlem alamadığı için, hem halihazırda dolapta bekleyen daha nice “iskelet” adına endişeli. Düne dek kilise baskısından korktukları için konuşmaya çekinen “kurbanlar”, mantar hızıyla çoğalan “suçlamalar” ve “davalar” karşısında, dünyanın dört bir yanında her geçen gün cesaretlenip konuşuyor ve kilise aleyhine yeni tanıklıklar sunuyorlar. “Çığ” etkisiyle büyüyen, geometrik hızla katlanan bu “tanıklıklar” karşısında, dünya medyasının konuya ilgisi de bir o hızla katlanıyor. Bu, inançlı Katolikleri “Vatikan’a yabancılaştırırken”; kilisenin prestijini diğer dinler ve “efkârı umumiye” önünde mayınlıyor. Hem öyle mayınlıyor ki, XVI. Benediktus için yakın tarihte hiçbir Papa için telaffuz edilmeyen bir sözcük - Alman “Der Spiegel” dergisinin dile getirdiği gibi- “istifa” sözcüğü dahi telaffuz edilebiliyor. Ya da Amerikalı avukat William McCurry’nin cüret(!) ettiği üzere “Mahkemede hesap ver!” çağrıları yapılabiliyor... Bunlar “asla yanılmaz” olduğu iddia edilen “Papalık makamı” için akıl fikir almayacak şeyler… Ancak içinde yaşadığımız “BBG evleri” çağında, Vatikan bile artık eski dokunulmazlığını -görüldüğü gibi- koruyamıyor. Papalık tahtında 5. yılını dolduran XVI. Benediktus için acı bir bahar; acı bir Paskalya bu. [email protected] B-21087 ABD’li Kongre üyesi Whitfield, Türkiye’de basõnõn durumundan kaygõlõ olduklarõnõ söyledi ÖZGÜR ULUSOY ABD Temsilciler Meclisi’ndeki Türk Dostluk Grubu’nun Eşbaşkanõ Ed Whit- field, Türkiye’de basõn özgürlüğüyle il- gili kaygõlarõ bulunduğunu söyledi. ABD Kongresi’nin Cumhuriyetçi üyesi, bu kaygõlarõnõn Türkiye temaslarõ sõrasõnda da gündeme geldiğini ifade etti. Kentucky milletvekili Ed Whitfield, Maryland milletvekili Demokrat Donna Edwards, Türk Dostluk Grubu üyesi Virginia milletvekili Demokrat James P. Moran ve Kongre’den üst düzey yetkililerden oluşan ABD Kongresi heyeti, Washington merkezli Amerika Türk Koalisyonu’nun daveti üzerine geldikleri Türkiye’de bir dizi temaslarda bu- lundu. Heyet, Ankara’da Dõşişleri Bakanõ Ah- met Davutoğlu ile de bir araya geldi. Whitfield, temaslarõnõn ardõndan önceki gün İstanbul’da bir grup gazeteciyle yaptõğõ sohbette, Barack Obama yönetiminin, Dõş İlişkiler Komitesi’nde kabul edilen 1915 olaylarõnõn “soykırım” olarak tanõmlandõğõ ta- sarõyõ önlemek için son ana kadar hiçbir çaba göstermediğini söyledi. Geç kalmış müdahale ABD Dõşişleri Bakanõ Hillary Clinton’õn Dõş İlişkiler Komitesi Başkanõ’nõ son gün ara- masõnõn “geç kalınmış bir müdahale” ol- duğunu belirten Whitfield, Obama yöneti- minin bundan sonra farklõ davranacağõna inandõğõnõ dile getirdi. Whitfield, oylama için süreyi birçok kez uza- tan Komite Başkanõ Howard Berman’õn bu tutumuna ilişkin soru üzerine, “Normalde, isimler söylenir, yoksalar birkaç kez daha tekrarlanır ama Başkan Berman bir tür- lü oylamaya son vermedi. Bu son derece olağandışıydı” dedi. Whitfield, gazetecilerle sohbetinde, Tür- kiye’nin destekçileri ve Türkiye’yle ilişkile- rin önemine inanan birisi olarak Türkiye’de basõn özgürlüğü konusunda endişeleri oldu- ğunu da vurguladõ. Basõnõn birçok üyesiyle yaptõklarõ sohbet- ten bu yönde bir izlenim edindiklerini akta- ran Whitfield, ABD’de basõnõn hükümeti “rahatsız etmek, sorgulamak” amacõnõ taşõdõğõnõ söyledi. ABD’li Kongre üyesi, “ABD’de bir gazeteyi ya da televizyonu dava edebilirsiniz, ama asla kazanamaz- sınız” sözleriyle, basõn özgürlüğünün yasa- larla güvence altõna alõnmasõnõn öneminin al- tõnõ çizdi. Bu kaygõlarõnõn Ankara’da millitvekille- riyle, Dõşişleri bakanõyla, işadamlarõyla yap- tõklarõ görüşmelerde gündeme geldiğini söz- lerine ekleyen Whitfield, “Bu konuyu gün- deme getiriyoruz, çünkü Türkiye’yle iliş- kilere değer veriyoruz. İlişkimiz stratejik olarak önemli. Bütün dünyada, Türki- ye’de basın özgürlüğü ile ilgili kaygı du- yan insanlar olduğunu bilmelerini isti- yoruz” diye konuştu. Basõn özgürlüğü güvencesiz Türkiye’de temaslarda bulunan Whitfield, Beyaz Saray’õn 1915 olaylarõnõn “soykõrõm” olarak tanõmlandõğõ tasarõyõ önlemek için son ana kadar hiçbir çaba göstermediğini belirtti. Whitfield, basõnõn birçok üyesiyle yaptõklarõ sohbetler sonucu Türkiye’de basõn özgürlüğü konusunda endişeleri olduğunu da ifade etti. Dış Haberler Servisi - Irak’õn başkenti Bağ- dat’taki bir Sünni köyün- de, silahlõ saldõrganlarõn üç evi basmasõ sonucu arala- rõnda 5 kadõnõn da bulun- duğu 25 kişi öldü. Polis, Raşid bölgesindeki Sufiya köyünde önceki gece dü- zenlenen saldõrõnõn ardõn- dan üç ayrõ evde başlarõn- dan vurulmuş, elleri ke- lepçeli 25 kişinin cesedinin bulunduğunu açõkladõ. Irak askeri üniformasõ giymiş kişilerin saldõrdõğõ evlerde elleri arkadan kelepçeli 7 kişi de sağ bulundu. Ölen- lerin çoğunun 2006 ve 2007 yõlõnda ABD güçle- riyle işbirliğine girerek El Kaide’ye karşõ oluşturulan Sünni Uyanõş Komiteleri üye- leri ile aileleri ve Iraklõ polisler olduğu belirtil- di. İçişleri Ba- kanalõğõ’ndan bir yetkili, saldõ- rõda El Kai- de’nin rolü ol- duğunu düşün- düklerini söylerken, saldõrõlardan birkaç saat sonra helikop- terler desteğinde böl- geyi kordon altõna alan güvenlik güçle- rinin 25 kişiyi gözal- tõna aldõğõ bildirildi. Irak’ta ABD ve Irak askerleriyle iş- birliği yaparak El Kaide’yle mücade- lede önemli rol oy- nayan Sünni Uyanõş Komiteleri, sõk sõk saldõrõlara hedef olu- yor. Bağdat’ta 16 Kasõm’da yine Uya- nõş Komitesi üyele- rinin hedef alõndõğõ saldrõda 13 kişi ölmüştü. Yetkililer, 7 Mart genel seçimle- ri sonrasõnda hükü- met kurma görüş- melerinin uzamasõ halinde ülkede şid- detin artabileceğine dikkat çekiyorlar. UYANIŞ KOMİTELERİ HEDEFTE Irak’ta Sünni köyünde katliam: 25 ölü Taliban militanları, 3 as- kerin öldüğü saldırıdan sonra yanan Alman aske- ri aracı önünde poz verdi. ASKERLER DOST ATEŞİNDE ÖLDÜ Dış Haberler Servisi - Afganistan’õn Kunduz eya- letinde Alman askerlerinin en az 5 Afgan askerini “yanlış- lıkla” öldürdüğü, saldõrõda bazõ askerlerin de yaralandõ- ğõ bildirildi. Saldõrõ, yine Kunduz’da Taliban militan- larõyla çõkan çatõşmada 3 Al- man askerinin ölmesinden birkaç saat sonra meydana geldi. Çatõşma bölgesine gi- den askerlerin yolda “dur ih- tarına uymayan” iki araca ateş açtõklarõ, araçlarõn Afgan ordusuna ait olduğunun daha sonra belirlendiği ifade edil- di. Alman ordusu olaydan üzüntü duyduğunu açõkladõ. ELEŞTİRİLERE ANTİSEMİTİZM BENZETMESİ Vatikan, Yahudi örgütlerini kõzdõrdõ Dış Haberler Servisi - Roma Katolik Kilisesi’ne bağlõ bazõ din adamlarõnõn rol aldõğõ taciz ve tecavüz skandallarõyla zor günler yaşayan Katolik Kilise- si’nden bir yetkilinin, ki- liseye yönelik eleştirileri Almanya’da Nazi döne- minde Yahudilerin soykõ- rõmõna benzetmesi, Yahu- di örgütlerin tepkisini çek- ti. Papa 16. Benedikt’in vaizi olarak da tanõnan Vatikan Vaizi Peder Ra- niero Cantalamessa, ön- ceki gün skandalõ örtbas et- mekle suçlanan Papa’ya yönelik eleştirileri antise- mitizme ve Yahudi soykõ- rõmõna benzetti. Almanya’daki Merkezi Yahudi Konseyi Genel Se- kreteri Stephan Kramer, “Bu skandalı antisemi- tizme benzetmek, hem kilisede tacize ve teca- vüze maruz kalanlara, hem de Yahudi soykırımı kurbanlarına bir haka- rettir” dedi. ABD’nin en etkili Yahudi lobilerinden İftira ve İnkâra Karşõ Mü- cadele Birliği Başkanõ Ab- raham Foxman da, “Milyonlarca kişinin öl- dürüldüğü bir olayla ki- lisenin taciz skandalları nasıl karşılaştırılabilir?” diye konuştu. Vatikan sözcüsü Pe- der Federico Lombar- di ise, Cantalamessa’nõn sözlerinin Vatikan’õn res- mi görüşünü yansõtma- dõğõnõ söyledi. Rusya Başbakanı Vladimir Putin, Venezüella’ya düzenlediği ziyarette, ülkenin barışçıl amaçlı nükleer santral kurmasına yardım etme sözü verdi. Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez, önceki gün Putin’le görüşmesi sonrasında düzenlenen ortak basın toplantısında, “Bir atom bombası yapmayacağız, nükleer enerji geliştireceğiz. Kendimizi petrol sonrası döneme hazırlamak zorundayız” dedi. Putin de, Venezüella’nın savunma gücünü desteklemeye devam edeceklerini söyledi. İki ülke arasında enerji ve savunma alanlarında bir dizi işbirliği anlaşması imzalandı. (AFP) Venezüella’ya nükleer destek WASHINGTON (AA) - ABD Dõşişleri Bakanlõğõ söz- cüsü Philip Crowley, Türkiye’nin Washington Bü- yükelçisi Namık Tan’õn geri gönderilmesi kararõndan memnuniyet duyduklarõnõ belirterek, “Washing- ton’da yetkili bir muhataplarının bulunmasının, Türkiye ile ABD’nin birlikte yapabileceği birçok çalışmayı daha etkili hale getirebileceğini” söyledi. Crowley, günlük basõn toplantõsõnda, Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan’õn Washington’da düzenlene- cek Nükleer Güvenlik Zirvesi’ne katõlma ve Büyükelçi Tan’õ Washington’a geri gönderme kararõnõn nasõl de- ğerlendirildiğinin sorulmasõ üzerine, karardan mem- nuniyet duyduklarõnõ söyledi. Sözcü, “Türkiye ve ABD önemli bir stratejik ilişkiye sahip. Müşterek yapabileceğimiz çok sayıda çalışma var ve bunlar, Washington’da yetkili bir muhatabımız oldu- ğunda daha etkili hale gelir” dedi. (REUTERS) ABD, TAN’IN DÖNMESİNDEN MEMNUN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle