19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 NİSAN 2010 PAZAR 16 PAZAR KONUĞU CMYB C M Y B Demokrat Parti Genel Başkanõ Hüsamettin Cindoruk’tan son anayasa değişikliği ve AKP hükümetinin icraatlarõna sert çõkõş: Ülke yoğun bakõmlõk oldu Yõllarõn hukukçusu DP Genel Başkanõ Hüsamettin Cindoruk AKP’nin son anayasa değişikliği girişimini, “Millete hapı yutturacaklar” sözleriyle tarif ediyor. Cindoruk, “Bu AKP iktidarı döneminde Türkiye yoğun bakıma giren hastaya döndü” diye de kaygõlarõnõ dile getiriyor. Değişikliğe karşõ çõkanlarõ “ikiyüzlülükle” suçlayan eski Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanõ Joost Lagendijk için de “Yangından en son kurtarılacak adam. Sözlerine önem vermiyorum” diyor. - 29 maddelik anayasa değişikliği TBMM’de gerekli çoğunluk sağlanamazsa paket halinde referanduma sunulacak. Başbakan’ın “Bunu hap gibi yapıp halka yutturacağız” söylemini nasıl karşıladınız? H. C. - Ben bütün millete hapõ yutturacak diye karşõladõm. Anayasa değişikliği sadece yazõlõ bir metin değil. Bu, bir niyet beyanõ. AKP’nin antidemokratik düşünce tarzõnõ ifade ediyor. Bir de fevkalade önemli bir dönüm noktasõ. Çünkü bir yürütme organõnõn hazõrladõğõ bir anayasa değişikliği Türkiye’nin gündemine girdi. Bu anayasa değişikliğinin amacõ daha önce Başbakan’õn ifade ettiği, “Kuşatma altındayız,” gerekçesine dayanõyor. Başbakan, Anayasa Mahkemesi’nin, Danõştay’õn ve yüksek yargõ organlarõnõn denetim işlevlerini kuşatma sayõyor. Oysa onlar yürütmenin bütün işlevlerini, tasarruflarõnõ denetleyen demokratik kurumlardõr. Bunlar dünyanõn her ülkesinde vardõr. Siz bunu bir kuşatma diye düşünürseniz ve bunu böyle hissederseniz bundan kurtulmak ve kuşatmayõ yarmak için bazõ tedbirler alõrsõnõz. Şimdi bunu yapõyorlar. Ama bu aldõklarõ tedbirler bence AKP için aynõ zamanda çok önemli bir yanlõş da ifade ediyor. Çünkü Anayasa Mahkemesi’nin AKP hakkõnda verdiği karar kapatmayõ durduran ama kapatmanõn gerekçelerinin var olduğunu ifade eden bir karardõr. Anayasa Mahkemesi şunu söylüyor: “AKP , anayasaya, demokratik rejime aykırı söylem ve eylemlerin odağı olmuştur. Bunda bir kuşkumuz yoktur. Ne var ki gerekçemizde bunu yazıyoruz ama bir şans daha veriyoruz. Bunu para cezasına çeviriyoruz.” O da ceza mõdõr yoksa tazminat mõdõr, belli değil. Ama kabul etmek lazõm ki Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeleri hüküm fõkralarõ kadar önemlidir. Bu aynõ zamanda bir iktidar partisi için önemli men edici bir hüküm. Sıfır beden anayasa taslağı Peki, bu tabloda AKP’nin ne yapması gerekirdi? - Anayasa Mahkemesi’nin kararõnõ temyiz edemez. Çünkü temyizi kâbil bir karar değildir. Ama Anayasa Mahkemesi’nin bu kararõna karşõ, “Hayır, biz demokrasiye aykırı fiillerin odağı değiliz. Cumhuriyet’in temel ilkelerine karşı olmadığımızı ispat için demokratik açılım yapıyoruz,” demesi gerekirdi. Sanõyorum, bunu önce bir düşündüler. Demokratik olmasa bile bir siyasi açõlõm yapmak istediler. Bu açõlõmõ da yarõm bõraktõlar. Şimdi de bu anayasa değişikliğini getiriyorlar. Bakarsanõz, bu anayasa değişikliği ince bir kitap. Ben ona, diyetten çõkmõş manken inceliğinde sõfõr beden, diyorum. Ama iki yõl kadar önce bize gönderdikleri tuğla kadar kalõn bir anayasa taslağõ vardõ. Metodoloji itibarõyla karşõ çõktõğõmõz maddeler vardõ. Bunu tartõşmaya başlamõştõk. Bir süre sonra Başbakan bunu geri aldõ. Şimdi bu sõfõr beden anayasa değişikliğini ortaya attõ. Bunu incelemek gerek. Neden icap etti, neden o anayasa taslağõ yerine bu incecik kitap ortaya çõktõ, diye düşünmemiz gerekiyor. Biz bunu inceledik. Gördüğümüz şudur: Bu, gerçek anlamda anayasa üzerinde kurulmuş bir tuzaktõr. Çok yanlõş ve ayõptõr. Devletler anayasalarõnõ çok ciddiye almalõdõrlar. Devletler anayasalarõnõ değiştirirken özen göstermelidirler. Devlet adamlarõ anayasa konusunda verecekleri kararlarõ danõşarak, konuşarak, müzakere ederek ve uzlaşarak vermelidirler. Anayasa temel kanundur; devletin omurgasõdõr. - Tayyip Erdoğan’ın yüksek yargı organlarının üyeleri için, “Cüppelerini çıkarıp siyaset yapsınlar” demesini nasıl karşıladınız? - Anayasayõ bu kadar ciddiye almayan, art niyetini ortaya koyan bu teklifi yapmasõ bence AKP için çok yanlõş olmuştur. Çünkü Anayasa Mahkemesi’nin kapatmayõ tecil eden kararõ ucu açõk bir karardõr. Bence o dava devam ediyor. Anayasa Mahkemesi AKP’ye bir fõrsat tanõmõştõr. Bu fõrsatõ vererek kendisini düzeltmesini beklerken bu sefer Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararõndaki kuşkularõ, tespitleri doğrular hale getirmiştir. Bu anayasa değişikliğinin temeli bence iki alanõ kapsõyor. Birincisi, yargõyõ siyasallaştõrmak istiyor. Yani kendine bağlamayõ amaçlõyor. Söylediğinin tam tersini yapõyor. “Cüppelerini çıkarsınlar, siyaset yapsınlar” diyor. Onlar da şunu söyleyebilirler: “Sen de avukatlık yapmak istiyorsan cüppeni giy, gel.” Böyle bir hukuksal tartõşmaya gireceğiniz zaman en az hukuksal bilginiz olmasõ lazõm. Ya da kullandõğõnõz aktörlerin hukuki meseleleri çok iyi bilen bilimsel metodolojiye sahip kişiler olmasõ gerekiyor. Görünüyor ki bu siyasi direktifle ortaya çõkmõş bir anayasa değişikliğidir. Başbakan direktifi vermiştir. Birileri de bunu kaleme almõştõr. Bozuk, hukuk terminolojisine çok aykõrõ bir Türkçeyle bu değişiklik ortaya konmuştur. Peki, şu aşamada böyle bir anayasa değişikliğine çok mu ihtiyaç vardı? - Çok tarafsõz olarak söylüyorum. Bir anayasa değişikliği gereksinime dayanmalõdõr. Sizi çok sõkõntõya sokan, devlet idaresini zorlaştõran ya da demokrasi eksikliği taşõyan, çok çabuk düzeltilmesi gereken gerekçeler varsa bir anayasa değişikliği için o zaman yapõlõr. Anayasa değişiklikleri her gün yapõlacak işler değildir. Anayasa bir üst kanundur. Bu üst kanunu çok dikkatli yapmanõz gerekiyor. Üç kere anayasa değişikliklerine katõlmõş, bir tanesini de yürütmüş biri olarak şunu söyleyebilirim: Bu anayasa değişikliği TBMM’den geçerse Türk devleti yoğun bakõma girer. Dilerim ki komadan çõkarõz. Anayasa Mahkemesi’ne muvazaalı atama Eski Anayasa Mahkemesi raportörü Dr. Alpaslan Altan’ın 31 gün önce Denizcilik Müsteşar Yardımcılığı’na atanıp daha sonra sürpriz bir şekilde Cumhurbaşkanı tarafından 23 yıllığına Anayasa Mahkemesi yedek üyesi yapılmasını nasıl karşıladınız? - Bunun muvazaa olduğu çok açõktõr. O konuda ana muhalefet partisi olarak CHP müsteşar yardõmcõlõğõnõ iptal ettirmek için Danõştay’a gidebilir. Daha sonra da kanun çõkarsa Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilir. AKP TBMM’de 330 oyu bulamazsa referanduma gideceğini açıkladı. Demokrasiyle yatıp kalkan AKP referandumu çok demokratik bir yöntem olarak mı kabul ediyor acaba? - Bizim hukuk tarihimizde referandum hazin sonuçlar vermiştir. Birincisi 27 Mayõs 1960 darbesinden sonra yapõlmõştõr. Yüzde 65 dolayõnda “evet” oyu çõkmõştõr. Ve Yüksek Adalet Divanõ 27 Mayõs Anayasasõ’nõ meşruiyeti olan bir anayasa saymõştõr ve sanõklarõ idama mahkûm ederken de referandum sonuçlarõna dayanmõştõr. Bu Türkiye için övünülecek bir referandum sonucu değildir. Daha doğrusu hukuksuzluk referandumla tanõnmõştõr. Daha da öte 27 Mayõs’õn meşruiyeti halkoyuyla tanõnmõş gibi referandum kötüye kullanõlmõştõr. Ne yazõk ki üç değerli devlet adamõmõz referandum sonucu örnek gösterilerek idam edilmiştir. İkinci referandum riskimizi 12 Eylül’den sonra yaşadõk. İşkenceler, yine idamlar olmuştur ve bu 12 Eylül’ü haklõ çõkaran bir referandum niteliğindedir. Türk belki de dünya tarihinde ilk defa bir ihtilal lideri bu referandum sonucu cumhurbaşkanõ seçilmiştir. Bu da referandumun niteliği itibarõyla ne kadar yanlõş ve değersiz olduğunu ortaya koymuştur. Referandumla iki ihtilal de örtülmüş, halk tarafõndan desteklenmiş gibi çok da itibarlõ olmayan bir sonuç ortaya çõkmõştõr. Üçüncüsünde siyasi yasaklarõ kaldõrmayõ referanduma götürdüler. Acõdõr, siyasi haklar yüzde yarõm oy farkla kurtulmuştur. Bir hakkõn verilip verilmemesi halkõn oyuyla ortaya çõkarõlõrsa o zaman halk yüksek mahkeme haline gelir. Halk adalet dağõtmaz. Adaleti mahkemeler dağõtõr. Türkiye’deki üç referandum da ayõp işlerdir; ayõplõ sonuçlar vermiştir. Bütün bu ayıplı durumlara karşın referandumda ısrar edilmesine ne diyorsunuz? - Tayyip Erdoğan bu referandumla Başbakanlõk rejimini halka onaylatmak istemektedir. Referandum bu anayasa değişikliklerinin kabulü yönünde sonuçlanõrsa Başbakan Erdoğan dönüp hepimize, “Halkın ortaya koyduğu sonuç benim ve partimin meşruluğu ve benim sistemimin halk tarafından tasdiki anlamına gelmiştir,” diyecektir. Amaç iktidar partisi ve Başbakan’õn kendisini tescil etmesi hadisesidir. Bu referandumla iktidarlarõnõn gayri meşruluğunu tescil ettirecekler. Lagendijk yangõnda en son kurtarõlacak adam; kendi işine baksõn Peki, gizli tanıklara ne diyorsunuz? - Bir davanõn hem gizli tanõğõ hem sanõğõ bir doçent ortaya çõktõ. O gizli tanõklõk değil müfterilik, muhbirlik. Bu sõkõntõlar yaşanõrken anayasa değişikliğinin ne faydasõ var? Savcõnõn savcõyõ tutuklattõğõ, sõnõrlarõ bekleyen bir orgeneralin ifadesi alõnmadan bir numaralõ sanõk yapõldõğõ bir ülkede hangi demokrasiden bahsediyorsunuz? Bu dediğim tablo bõrakõn ABD, İngiltere, Fransa’yõ, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya’da var mõ? Siz eğer bu tabloyu değiştirmek istiyorsanõz önce yargõlama usullerini değiştirin. Milli Enişte tabir edilen Joos Lagendijk isimli eski Türkiye-AB Karma Parlamento Grubu eşbaşkanı anayasa değişikliğine karşı çıkanlara “ikiyüzlü” yaftasını yapıştırdı. Siz bu eski AB bürokratının sözlerine ne diyorsunuz? - Bence bu zat yanlõş eş seçmiş. Onun yerinde olsam eşimden bilgi alõrdõm. Sanõrõm eşi Türk. Ben ona enişte de demem. Çünkü enişte olmak için Türk halkõnõn saygõsõnõ, sevgisini kazanmõş olmasõ lazõm. Bunu bõrakõn, tamamõyla üzüntülerimizi kazanmõştõr. Ben ona önem vermiyorum. Teferruat. Yangõnda en son kurtarõlacak adamlardan birisi. Onun sözlerine bakmõyorum. Kendi durumumuzu tarif ediyorum. Üstelik langõr lungur enişteden daha iyi tarif ediyorum. Biz bu işin içinden nasõl çõkacağõz? Ona bakalõm. Demokrasiden aykõrõlõğa doğru yol alan iktidarlar durmazlar. Bunlarõ durdurmak gerekir. Çünkü etrafõndakilerle birlikte bu işin sonunun çok iyi olacağõnõ, sonsuza kadar iktidarda kalacaklarõnõ farz ederler. Peki, hükümet talimatıyla anayasa değişikliği yapılırsa ne olur? - Bu Başbakan’õn anayasa değişikliği olur ki yarõn Anayasa Mahkemesi onu bozar. Çünkü teklif edilmesi bile mümkün olmayan bir şey teklif edilmiştir. Ama bozma bir tedbir değil bir durdurmadõr. Esas olan halkõn seçimlere hazõr olmasõ ve bu iktidardan kurtulmasõdõr. Halk demokrasi istiyorsa bu iktidardan kurtulmalõdõr. Açõk söylüyorum. Bu iktidar demokrasiye hizmet etme niyetinde değil. Bu iktidar Türkiye’nin resmi ideolojisine karşõ olduğunu söylüyor. Ayrõlõkçõ partiyle aynõ noktada. Her ikisi de resmi ideolojiye karşõ. Resmi ideolojiyi birlikte kõrabileceklerini düşünürler. BDP böyle bir tuzağa düşerse kendisi için çok önemli bir hata yapar. OsmanCanraportör değilprovokatör Ağırlıklı olarak bu nedenle mi referandumda bu kadar ısrarlılar? - Evet. Bunu çok önemsemektedirler. Demokrasiden sapma eğilimlerini ve kendilerince daha önemli çözümlerini ortaya koyacaklardõr. Bu, beğenmediğimiz bu anayasayõ kirletmenin birinci taksididir. Bununla kalmayacaklardõr. Bu aşamayõ da geçtikten sonra bence seçimden önce amaçladõklarõ diğer kõsõtlayõcõ anayasa değişikliklerini yapacaklardõr. Bu anayasa değişiklikleri geçerse Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu (HSYK), Anayasa Mahkemesi tamamõyla iktidarõn nezaretinde oluşur hale gelecektir. - Anayasa Mahkemesi raportörü Osman Can’ın, “Anayasa değişikliğine karşı çıkanlar tıpkı matbaaya karşı çıkanlara benziyor” sözlerini nasıl yorumluyorsunuz? - Bu zat artõk raportör değil tamamõyla provokatör. Ne yazõk ki bu raportörün imzasõnõ taşõyan raporlarla Anayasa Mahkemesi yõllardõr karar veriyor. Ama herkes bu süreçte kendi özünü ortaya koyuyor. Anayasa Mahkemesi raportörü olan bu kişinin en azõndan saygõ duyarak susmasõ gerekir. Çünkü görevi devam ediyor. Bunlarõ söyleyecekse görevi bõrakacak. Raportörü taraf olan bir Anayasa Mahkemesi bağõmsõz, tarafsõz olamaz. - Bu anayasa değişikliği yapıldığı zaman Türkiye’ye tam demokratik düzen kurulacağı söylemlerine katılıyor musunuz? - Bazõ yazarlar, çizerlerin söylemi bu. Kimisi, “Demokratikleşme için atılmış bir adımdır” diyor. Buna inanmak için saf olmak lazõm. Biz ortaya başka bir manzara koyuyoruz. Bir ülkede anayasa değişikliğiyle kurallarõn alt alta ya da üst üste yazõlmasõ demokrasi sağlamõyor. Sanõklarõn güvenini kaybetmiş mahkemeler demokratik ülkelerde işlevsel değildir. O nedenle de Türkiye sõkõntõya düşer. P O R T R E HÜSAMETTİN CİNDORUK Yükseköğrenimini AÜ Hukuk Fakültesi’nde bitirdi. 1955 yõlõndan itibaren avukatlõk yaptõ. Yassõada duruşmalarõnda Adnan Menderes ve DP yöneticilerinin üç avukatõndan birisi ve en genciydi. Siyasi yaşamõnõ Adalet Partisi, Demokratik Parti, Büyük Türkiye Partisi ve Doğru Yol Partisi’nde (DYP) sürdürdü. 1985’teki büyük kongrede DYP Genel Başkanlõğõ’na seçildi. Genel başkanlõğõ, siyasi yasağõ kaldõrõlan Süleyman Demirel’e bõraktõktan sonra 1991-95 TBMM Başkanlõğõ’na seçildi. Dönemin Cumhurbaşkanõ Turgut Özal’õn ölümü üzerine 17 Nisan-16 Mayõs 1993’te Cumhurbaşkanlõğõ’na vekâlet etti. Demirel’in cumhurbaşkanõ olmasõyla DYP Genel Başkanlõğõ’na adaylõğõnõ koydu. Seçilemeyince bir grup arkadaşõyla DYP’den ayrõlõp DTP’yi kurdu. DTP 28 Şubat sürecinde kurulan Mesut Yõlmaz başkanlõğõndaki hükümete girdi. Cindoruk, DTP 1999 seçimlerinde Meclis’e giremeyince genel başkanlõktan istifa etti. SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU BDP’nin kendi anayasa değişiklik istekleri var. Böyle bir ittifak durumunda BDP kendi isteklerini empoze etmeyecek mi? - Uzlaşmanõn şartlarõ var. BDP beş seçim bölgesinde birinci olan partinin barajõ aşmõş sayõlmasõnõ istiyor. Bu tamamõyla antidemokratik bir yaklaşõm. AKP bunu kabul ederse BDP anayasa değişikliğine omuz verecektir. Omuz verecek ama anayasayõ ihlal suçuna da iştirak etmiş olacaktõr. Ve kendisinin talep ettiği haklarõn verilmesinde ve alõnmasõnda sõkõntõya düşer. Müzakere masasõna AKP’yle oturan bu parti sonra başka partilerle müzakere masasõna oturmaktan mahrum kalõr. Hukukta en önemli şey haklõlõktõr, legalitedir. Böylece haklõlõktan ve legaliteden vazgeçmiş olur. Değişikliğe en son ekleme olan ordu komutanları ve Genelkurmay Başkanı’nın Yüce Divan’da yargılanmasının yolunun açılmasına ne diyorsunuz? - İnanõlõr gibi değil. Çünkü sivil yönetim isteyen bir iktidar, askerleri Yüce Divan’a gönderirse orduyla siyaset arasõndaki çizgiyi kaldõrõr. Bunlarõ ordunun değerli mensuplarõnõ tehdit etmek için yapõyor. Meclis’in siyasi kararõyla kuvvet komutanlarõ ve Genelkurmay Başkanõ’nõ Yüce Divan’da yargõlayabilecekler. Bu müthiş tehlikeli, inanõlmaz bir hukuk oyunudur. Aklõ evvellik gibi gözüküyor ama bence bunun akõlla alakasõ yok. Zaten yedek teğmen olan Başbakan harp oyunlarõ hakkõnda fikir beyan ediyor. Hatta bilmediği bir konuda orduyu itham ediyor. Savcõlar da Başbakan’õn kanatlarõ altõnda bu değerli komutanlarõmõzõ tutukluyor. Sivil-asker ihtilafõ çõkarõyor. Bu suçlamanõn temelinde suçu tarif eden bir Başbakan var. Bu, siyasi direktifle ortaya çõkmõş bir anayasa değişikliğidir. Başbakan direktif vermiştir. Birileri de bunu kaleme almõştõr. Bozuk, hukuk terminolojisine çok aykõrõ bir Türkçeyle bu değişiklik ortaya konmuştur. Bu değişiklik beğenmediğimiz bu anayasayõ kirletmenin birinci taksididir. Bununla kalmayacaklardõr. Bu aşamayõ geçtikten sonra seçimden önce amaçladõklarõ diğer kõsõtlayõcõ anayasa değişikliklerini yapacaklardõr. Başbakan bilmediği konularda ahkâm kesiyor [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle