Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 NİSAN 2010 PAZAR
16 PAZAR KONUĞU
CMYB
C M Y B
Demokrat Parti Genel Başkanõ Hüsamettin Cindoruk’tan son anayasa değişikliği ve AKP hükümetinin icraatlarõna sert çõkõş:
Ülke yoğun bakõmlõk oldu
Yõllarõn hukukçusu DP Genel Başkanõ
Hüsamettin Cindoruk AKP’nin son anayasa
değişikliği girişimini, “Millete hapı
yutturacaklar” sözleriyle tarif ediyor.
Cindoruk, “Bu AKP iktidarı döneminde
Türkiye yoğun bakıma giren hastaya
döndü” diye de kaygõlarõnõ dile getiriyor.
Değişikliğe karşõ çõkanlarõ “ikiyüzlülükle”
suçlayan eski Türkiye-AB Karma Parlamento
Komisyonu Eşbaşkanõ Joost Lagendijk için de
“Yangından en son kurtarılacak adam.
Sözlerine önem vermiyorum” diyor.
- 29 maddelik anayasa değişikliği
TBMM’de gerekli çoğunluk sağlanamazsa
paket halinde referanduma sunulacak.
Başbakan’ın “Bunu hap gibi yapıp halka
yutturacağız” söylemini nasıl karşıladınız?
H. C. - Ben bütün millete hapõ yutturacak
diye karşõladõm. Anayasa değişikliği sadece
yazõlõ bir metin değil. Bu, bir niyet beyanõ.
AKP’nin antidemokratik düşünce tarzõnõ ifade
ediyor. Bir de fevkalade önemli bir dönüm
noktasõ. Çünkü bir yürütme organõnõn
hazõrladõğõ bir anayasa değişikliği Türkiye’nin
gündemine girdi. Bu anayasa değişikliğinin
amacõ daha önce Başbakan’õn ifade ettiği,
“Kuşatma altındayız,” gerekçesine dayanõyor.
Başbakan, Anayasa Mahkemesi’nin,
Danõştay’õn ve yüksek yargõ organlarõnõn
denetim işlevlerini kuşatma sayõyor. Oysa onlar
yürütmenin bütün işlevlerini, tasarruflarõnõ
denetleyen demokratik kurumlardõr. Bunlar
dünyanõn her ülkesinde vardõr.
Siz bunu bir kuşatma diye düşünürseniz ve
bunu böyle hissederseniz bundan kurtulmak ve
kuşatmayõ yarmak için bazõ tedbirler alõrsõnõz.
Şimdi bunu yapõyorlar. Ama bu aldõklarõ
tedbirler bence AKP için aynõ zamanda çok
önemli bir yanlõş da ifade ediyor. Çünkü
Anayasa Mahkemesi’nin AKP hakkõnda
verdiği karar kapatmayõ durduran ama
kapatmanõn gerekçelerinin var olduğunu ifade
eden bir karardõr. Anayasa Mahkemesi şunu
söylüyor: “AKP , anayasaya, demokratik
rejime aykırı söylem ve eylemlerin odağı
olmuştur. Bunda bir kuşkumuz yoktur. Ne
var ki gerekçemizde bunu yazıyoruz ama bir
şans daha veriyoruz. Bunu para cezasına
çeviriyoruz.” O da ceza mõdõr yoksa tazminat
mõdõr, belli değil. Ama kabul etmek lazõm ki
Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeleri hüküm
fõkralarõ kadar önemlidir. Bu aynõ zamanda bir
iktidar partisi için önemli men edici bir hüküm.
Sıfır beden anayasa taslağı
Peki, bu tabloda AKP’nin ne yapması
gerekirdi?
- Anayasa Mahkemesi’nin kararõnõ temyiz
edemez. Çünkü temyizi kâbil bir karar değildir.
Ama Anayasa Mahkemesi’nin bu kararõna
karşõ, “Hayır, biz demokrasiye aykırı fiillerin
odağı değiliz. Cumhuriyet’in temel ilkelerine
karşı olmadığımızı ispat için demokratik
açılım yapıyoruz,” demesi gerekirdi.
Sanõyorum, bunu önce bir düşündüler.
Demokratik olmasa bile bir siyasi açõlõm
yapmak istediler. Bu açõlõmõ da yarõm
bõraktõlar. Şimdi de bu anayasa değişikliğini
getiriyorlar. Bakarsanõz, bu anayasa değişikliği
ince bir kitap. Ben ona, diyetten çõkmõş manken
inceliğinde sõfõr beden, diyorum.
Ama iki yõl kadar önce bize gönderdikleri
tuğla kadar kalõn bir anayasa taslağõ vardõ.
Metodoloji itibarõyla karşõ çõktõğõmõz maddeler
vardõ. Bunu tartõşmaya başlamõştõk. Bir süre
sonra Başbakan bunu geri aldõ. Şimdi bu sõfõr
beden anayasa değişikliğini ortaya attõ. Bunu
incelemek gerek. Neden icap etti, neden o
anayasa taslağõ yerine bu incecik kitap ortaya
çõktõ, diye düşünmemiz gerekiyor.
Biz bunu inceledik. Gördüğümüz şudur: Bu,
gerçek anlamda anayasa üzerinde kurulmuş bir
tuzaktõr. Çok yanlõş ve ayõptõr. Devletler
anayasalarõnõ çok ciddiye almalõdõrlar.
Devletler anayasalarõnõ değiştirirken özen
göstermelidirler. Devlet adamlarõ anayasa
konusunda verecekleri kararlarõ danõşarak,
konuşarak, müzakere ederek ve uzlaşarak
vermelidirler. Anayasa temel kanundur;
devletin omurgasõdõr.
- Tayyip Erdoğan’ın yüksek yargı
organlarının üyeleri için, “Cüppelerini
çıkarıp siyaset yapsınlar” demesini nasıl
karşıladınız?
- Anayasayõ bu kadar ciddiye almayan, art
niyetini ortaya koyan bu teklifi yapmasõ bence
AKP için çok yanlõş olmuştur. Çünkü Anayasa
Mahkemesi’nin kapatmayõ tecil eden kararõ ucu
açõk bir karardõr. Bence o dava devam ediyor.
Anayasa Mahkemesi AKP’ye bir fõrsat
tanõmõştõr. Bu fõrsatõ vererek kendisini
düzeltmesini beklerken bu sefer Anayasa
Mahkemesi’nin gerekçeli kararõndaki
kuşkularõ, tespitleri doğrular hale getirmiştir.
Bu anayasa değişikliğinin temeli bence iki
alanõ kapsõyor. Birincisi, yargõyõ
siyasallaştõrmak istiyor. Yani kendine
bağlamayõ amaçlõyor. Söylediğinin tam tersini
yapõyor. “Cüppelerini çıkarsınlar, siyaset
yapsınlar” diyor. Onlar da şunu
söyleyebilirler:
“Sen de avukatlık yapmak istiyorsan
cüppeni giy, gel.”
Böyle bir hukuksal tartõşmaya gireceğiniz
zaman en az hukuksal bilginiz olmasõ lazõm.
Ya da kullandõğõnõz aktörlerin hukuki
meseleleri çok iyi bilen bilimsel metodolojiye
sahip kişiler olmasõ gerekiyor. Görünüyor ki bu
siyasi direktifle ortaya çõkmõş bir anayasa
değişikliğidir. Başbakan direktifi vermiştir.
Birileri de bunu kaleme almõştõr. Bozuk, hukuk
terminolojisine çok aykõrõ bir Türkçeyle bu
değişiklik ortaya konmuştur.
Peki, şu aşamada böyle bir anayasa
değişikliğine çok mu ihtiyaç vardı?
- Çok tarafsõz olarak söylüyorum. Bir
anayasa değişikliği gereksinime dayanmalõdõr.
Sizi çok sõkõntõya sokan, devlet idaresini
zorlaştõran ya da demokrasi eksikliği taşõyan,
çok çabuk düzeltilmesi gereken gerekçeler
varsa bir anayasa değişikliği için o zaman
yapõlõr. Anayasa değişiklikleri her gün
yapõlacak işler değildir. Anayasa bir üst
kanundur. Bu üst kanunu çok dikkatli
yapmanõz gerekiyor. Üç kere anayasa
değişikliklerine katõlmõş, bir tanesini de
yürütmüş biri olarak şunu söyleyebilirim: Bu
anayasa değişikliği TBMM’den geçerse Türk
devleti yoğun bakõma girer. Dilerim ki
komadan çõkarõz.
Anayasa Mahkemesi’ne
muvazaalı atama
Eski Anayasa Mahkemesi raportörü Dr.
Alpaslan Altan’ın 31 gün önce Denizcilik
Müsteşar Yardımcılığı’na atanıp daha sonra
sürpriz bir şekilde Cumhurbaşkanı tarafından
23 yıllığına Anayasa Mahkemesi yedek üyesi
yapılmasını nasıl karşıladınız?
- Bunun muvazaa olduğu çok açõktõr. O
konuda ana muhalefet partisi olarak CHP
müsteşar yardõmcõlõğõnõ iptal ettirmek için
Danõştay’a gidebilir. Daha sonra da kanun
çõkarsa Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilir.
AKP TBMM’de 330 oyu bulamazsa
referanduma gideceğini açıkladı.
Demokrasiyle yatıp kalkan AKP referandumu
çok demokratik bir yöntem olarak mı kabul
ediyor acaba?
- Bizim hukuk tarihimizde referandum hazin
sonuçlar vermiştir. Birincisi 27 Mayõs 1960
darbesinden sonra yapõlmõştõr. Yüzde 65
dolayõnda “evet” oyu çõkmõştõr. Ve Yüksek
Adalet Divanõ 27 Mayõs Anayasasõ’nõ
meşruiyeti olan bir anayasa saymõştõr ve
sanõklarõ idama mahkûm ederken de
referandum sonuçlarõna dayanmõştõr. Bu
Türkiye için övünülecek bir referandum sonucu
değildir. Daha doğrusu hukuksuzluk
referandumla tanõnmõştõr. Daha da öte 27
Mayõs’õn meşruiyeti halkoyuyla tanõnmõş gibi
referandum kötüye kullanõlmõştõr. Ne yazõk ki
üç değerli devlet adamõmõz referandum sonucu
örnek gösterilerek idam edilmiştir. İkinci
referandum riskimizi 12 Eylül’den sonra
yaşadõk. İşkenceler, yine idamlar olmuştur ve
bu 12 Eylül’ü haklõ çõkaran bir referandum
niteliğindedir. Türk belki de dünya tarihinde ilk
defa bir ihtilal lideri bu referandum sonucu
cumhurbaşkanõ seçilmiştir. Bu da
referandumun niteliği itibarõyla ne kadar yanlõş
ve değersiz olduğunu ortaya koymuştur.
Referandumla iki ihtilal de örtülmüş, halk
tarafõndan desteklenmiş gibi çok da itibarlõ
olmayan bir sonuç ortaya çõkmõştõr.
Üçüncüsünde siyasi yasaklarõ kaldõrmayõ
referanduma götürdüler. Acõdõr, siyasi haklar
yüzde yarõm oy farkla kurtulmuştur. Bir hakkõn
verilip verilmemesi halkõn oyuyla ortaya
çõkarõlõrsa o zaman halk yüksek mahkeme
haline gelir. Halk adalet dağõtmaz. Adaleti
mahkemeler dağõtõr. Türkiye’deki üç
referandum da ayõp işlerdir; ayõplõ sonuçlar
vermiştir.
Bütün bu ayıplı durumlara karşın
referandumda ısrar edilmesine ne
diyorsunuz?
- Tayyip Erdoğan bu referandumla
Başbakanlõk rejimini halka onaylatmak
istemektedir. Referandum bu anayasa
değişikliklerinin kabulü yönünde sonuçlanõrsa
Başbakan Erdoğan dönüp hepimize, “Halkın
ortaya koyduğu sonuç benim ve partimin
meşruluğu ve benim sistemimin halk
tarafından tasdiki anlamına gelmiştir,”
diyecektir. Amaç iktidar partisi ve
Başbakan’õn kendisini tescil etmesi hadisesidir.
Bu referandumla iktidarlarõnõn gayri
meşruluğunu tescil ettirecekler.
Lagendijk yangõnda en son kurtarõlacak adam; kendi işine baksõn
Peki, gizli tanıklara ne
diyorsunuz?
- Bir davanõn hem gizli tanõğõ
hem sanõğõ bir doçent ortaya çõktõ.
O gizli tanõklõk değil müfterilik,
muhbirlik. Bu sõkõntõlar yaşanõrken
anayasa değişikliğinin ne faydasõ
var? Savcõnõn savcõyõ tutuklattõğõ,
sõnõrlarõ bekleyen bir orgeneralin
ifadesi alõnmadan bir numaralõ
sanõk yapõldõğõ bir ülkede hangi
demokrasiden bahsediyorsunuz?
Bu dediğim tablo bõrakõn ABD,
İngiltere, Fransa’yõ, Yunanistan,
Bulgaristan, Romanya’da var mõ?
Siz eğer bu tabloyu değiştirmek
istiyorsanõz önce yargõlama
usullerini değiştirin.
Milli Enişte tabir edilen Joos
Lagendijk isimli eski Türkiye-AB
Karma Parlamento Grubu
eşbaşkanı anayasa değişikliğine
karşı çıkanlara “ikiyüzlü”
yaftasını yapıştırdı. Siz bu eski AB
bürokratının sözlerine ne
diyorsunuz?
- Bence bu zat yanlõş eş seçmiş.
Onun yerinde olsam eşimden bilgi
alõrdõm. Sanõrõm eşi Türk. Ben ona
enişte de demem. Çünkü enişte
olmak için Türk halkõnõn saygõsõnõ,
sevgisini kazanmõş olmasõ lazõm.
Bunu bõrakõn, tamamõyla
üzüntülerimizi kazanmõştõr.
Ben ona önem vermiyorum.
Teferruat. Yangõnda en son
kurtarõlacak adamlardan birisi.
Onun sözlerine bakmõyorum. Kendi
durumumuzu tarif ediyorum.
Üstelik langõr lungur enişteden
daha iyi tarif ediyorum.
Biz bu işin içinden nasõl
çõkacağõz? Ona bakalõm.
Demokrasiden aykõrõlõğa doğru yol
alan iktidarlar durmazlar. Bunlarõ
durdurmak gerekir. Çünkü
etrafõndakilerle birlikte bu işin
sonunun çok iyi olacağõnõ, sonsuza
kadar iktidarda kalacaklarõnõ farz
ederler.
Peki, hükümet talimatıyla
anayasa değişikliği yapılırsa ne
olur?
- Bu Başbakan’õn anayasa
değişikliği olur ki yarõn Anayasa
Mahkemesi onu bozar. Çünkü
teklif edilmesi bile mümkün
olmayan bir şey teklif edilmiştir.
Ama bozma bir tedbir değil bir
durdurmadõr. Esas olan halkõn
seçimlere hazõr olmasõ ve bu
iktidardan kurtulmasõdõr.
Halk demokrasi istiyorsa bu
iktidardan kurtulmalõdõr. Açõk
söylüyorum. Bu iktidar
demokrasiye hizmet etme niyetinde
değil. Bu iktidar Türkiye’nin resmi
ideolojisine karşõ olduğunu
söylüyor. Ayrõlõkçõ partiyle aynõ
noktada. Her ikisi de resmi
ideolojiye karşõ. Resmi ideolojiyi
birlikte kõrabileceklerini
düşünürler. BDP böyle bir tuzağa
düşerse kendisi için çok önemli bir
hata yapar.
OsmanCanraportör
değilprovokatör
Ağırlıklı olarak bu nedenle mi referandumda
bu kadar ısrarlılar?
- Evet. Bunu çok önemsemektedirler.
Demokrasiden sapma eğilimlerini ve kendilerince
daha önemli çözümlerini ortaya koyacaklardõr. Bu,
beğenmediğimiz bu anayasayõ kirletmenin birinci
taksididir. Bununla kalmayacaklardõr. Bu aşamayõ
da geçtikten sonra bence seçimden önce
amaçladõklarõ diğer kõsõtlayõcõ anayasa
değişikliklerini yapacaklardõr. Bu anayasa
değişiklikleri geçerse Hâkimler ve Savcõlar
Yüksek Kurulu (HSYK), Anayasa Mahkemesi
tamamõyla iktidarõn nezaretinde oluşur hale
gelecektir.
- Anayasa Mahkemesi raportörü Osman
Can’ın, “Anayasa değişikliğine karşı çıkanlar
tıpkı matbaaya karşı çıkanlara benziyor”
sözlerini nasıl yorumluyorsunuz?
- Bu zat artõk raportör değil tamamõyla
provokatör. Ne yazõk ki bu raportörün imzasõnõ
taşõyan raporlarla Anayasa Mahkemesi yõllardõr
karar veriyor. Ama herkes bu süreçte kendi özünü
ortaya koyuyor. Anayasa Mahkemesi raportörü
olan bu kişinin en azõndan saygõ duyarak susmasõ
gerekir. Çünkü görevi devam ediyor. Bunlarõ
söyleyecekse görevi bõrakacak. Raportörü taraf
olan bir Anayasa Mahkemesi bağõmsõz, tarafsõz
olamaz.
- Bu anayasa değişikliği yapıldığı zaman
Türkiye’ye tam demokratik düzen kurulacağı
söylemlerine katılıyor musunuz?
- Bazõ yazarlar, çizerlerin söylemi bu. Kimisi,
“Demokratikleşme için atılmış bir adımdır”
diyor. Buna inanmak için saf olmak lazõm. Biz
ortaya başka bir manzara koyuyoruz. Bir ülkede
anayasa değişikliğiyle kurallarõn alt alta ya da üst
üste yazõlmasõ demokrasi sağlamõyor. Sanõklarõn
güvenini kaybetmiş mahkemeler demokratik
ülkelerde işlevsel değildir. O nedenle de Türkiye
sõkõntõya düşer.
P
O
R
T
R
E
HÜSAMETTİN CİNDORUK
Yükseköğrenimini AÜ Hukuk Fakültesi’nde bitirdi. 1955
yõlõndan itibaren avukatlõk yaptõ. Yassõada duruşmalarõnda
Adnan Menderes ve DP yöneticilerinin üç avukatõndan birisi ve
en genciydi. Siyasi yaşamõnõ Adalet Partisi, Demokratik Parti,
Büyük Türkiye Partisi ve Doğru Yol Partisi’nde (DYP)
sürdürdü. 1985’teki büyük kongrede DYP Genel Başkanlõğõ’na
seçildi. Genel başkanlõğõ, siyasi yasağõ kaldõrõlan Süleyman
Demirel’e bõraktõktan sonra 1991-95 TBMM Başkanlõğõ’na
seçildi. Dönemin Cumhurbaşkanõ Turgut Özal’õn ölümü üzerine
17 Nisan-16 Mayõs 1993’te Cumhurbaşkanlõğõ’na vekâlet etti.
Demirel’in cumhurbaşkanõ olmasõyla DYP Genel Başkanlõğõ’na
adaylõğõnõ koydu. Seçilemeyince bir grup arkadaşõyla DYP’den
ayrõlõp DTP’yi kurdu. DTP 28 Şubat sürecinde kurulan Mesut
Yõlmaz başkanlõğõndaki hükümete girdi. Cindoruk, DTP 1999
seçimlerinde Meclis’e giremeyince genel başkanlõktan istifa etti.
SÖYLEŞİ
LEYLA TAVŞANOĞLU
BDP’nin kendi anayasa değişiklik
istekleri var. Böyle bir ittifak durumunda
BDP kendi isteklerini empoze etmeyecek
mi?
- Uzlaşmanõn şartlarõ var. BDP beş seçim
bölgesinde birinci olan partinin barajõ aşmõş
sayõlmasõnõ istiyor. Bu tamamõyla
antidemokratik bir yaklaşõm. AKP bunu
kabul ederse BDP anayasa değişikliğine
omuz verecektir. Omuz verecek ama
anayasayõ ihlal suçuna da iştirak etmiş
olacaktõr. Ve kendisinin talep ettiği haklarõn
verilmesinde ve alõnmasõnda sõkõntõya düşer.
Müzakere masasõna AKP’yle oturan bu
parti sonra başka partilerle müzakere
masasõna oturmaktan mahrum kalõr. Hukukta
en önemli şey haklõlõktõr, legalitedir. Böylece
haklõlõktan ve legaliteden vazgeçmiş olur.
Değişikliğe en son ekleme olan ordu
komutanları ve Genelkurmay Başkanı’nın
Yüce Divan’da yargılanmasının yolunun
açılmasına ne diyorsunuz?
- İnanõlõr gibi değil. Çünkü sivil yönetim
isteyen bir iktidar, askerleri Yüce Divan’a
gönderirse orduyla siyaset arasõndaki çizgiyi
kaldõrõr. Bunlarõ ordunun değerli
mensuplarõnõ tehdit etmek için yapõyor.
Meclis’in siyasi kararõyla kuvvet komutanlarõ
ve Genelkurmay Başkanõ’nõ Yüce Divan’da
yargõlayabilecekler.
Bu müthiş tehlikeli, inanõlmaz bir hukuk
oyunudur. Aklõ evvellik gibi gözüküyor ama
bence bunun akõlla alakasõ yok. Zaten yedek
teğmen olan Başbakan harp oyunlarõ
hakkõnda fikir beyan ediyor. Hatta bilmediği
bir konuda orduyu itham ediyor. Savcõlar da
Başbakan’õn kanatlarõ altõnda bu değerli
komutanlarõmõzõ tutukluyor. Sivil-asker
ihtilafõ çõkarõyor. Bu suçlamanõn temelinde
suçu tarif eden bir Başbakan var.
Bu, siyasi direktifle ortaya çõkmõş bir anayasa
değişikliğidir. Başbakan direktif vermiştir.
Birileri de bunu kaleme almõştõr. Bozuk, hukuk
terminolojisine çok aykõrõ bir Türkçeyle bu
değişiklik ortaya konmuştur.
Bu değişiklik beğenmediğimiz bu anayasayõ
kirletmenin birinci taksididir. Bununla
kalmayacaklardõr. Bu aşamayõ geçtikten sonra
seçimden önce amaçladõklarõ diğer kõsõtlayõcõ
anayasa değişikliklerini yapacaklardõr.
Başbakan bilmediği konularda ahkâm kesiyor
[email protected]