Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
değildir diye araştırmaya ve sonra
haberleştirmeye değil önem vermek, aksine
olayı bir amaç uğruna saptırarak okura
duyurmayı adeta kurallaştırdılar.
Birinci Ordu Komutanı emekli Orgeneral
Çetin Doğan Balyoz soruşturması nedeniyle
bir ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi.
Medyamızın büyük bölümü tahliye kararı
veren hâkimin açıkladığı gerekçeyi yayımladı.
Fakattt Feto’nun sesi Samanyolu TV’de ana
haber spikeri, tenekelerin sürtüşmesini andıran
sesiyle; önceki akşam, önceden kurgulanmış
muhabire “Doğan’ın tahliyeden hemen sonra
GATA’ya kaldırılmasının altında ne var” diye
sordu.
Muhabir, savcıların itirazı üzerine tekrar
tutuklanması olasılığı gözetilerek emekli
orgeneralin hastaneye kaldırıldığını söyledi.
Oysa ufak bir araştırma, Çetin Doğan’ın
tutuklu iken (bir ben bilirim; çekmeyenin ne
denli ıstırap verdiğini bilemeyeceği) bel fıtığı
sorunuyla uğraştığını, ancak yanlış anlaşılır
düşüncesiyle hastaneye kaldırılmayı
reddettiğini ve.. yakında ameliyat olabileceğini
öğrenebilirdi.
Bu kanal her akşam olayları saptıran, asker
düşmanlığını doruğa çıkaran haberler ve
yorumlar üretiyor.
Fethullah Gülen cemaatine bağlı bu kanal,
cezaevine düşenlerin, muvazzaf veya emekli
asker olsun, tahliyelerine karşı uğraş veriyor...
Tahliye edilenlerin de tekrar tutuklanması için
uyduruk yorumlar yayımlıyor.
Feto’nun TV’si de böyle, gazetesi de… İşte
Zaman gazetesinin Balyoz tahliyelerini
yorumlayan manşet haberi: “HSYK kriziyle
atananlar devrede - Balyoz örtbas ediliyor…
HSYK’nin son atadığı hâkimler, Çetin Doğan
dahil tutukluları bir bir tahliye ediyor…”
Sorunları; laik cumhuriyetin güvencesi
yargının da, ordunun da, hatta cemaatlerin ve
tarikatların devlet yönetiminde yeri olmadığını
savunan medyanın da tasfiyesi!
Göstermelik iddiaları ise; sözüm ona
demokrasi, sözüm ona yargıya, orduya ve tabii
himaye gördükleri AKP iktidarına toz
kondurmamak!
Bir gün bekleyin, dedi. Bekledik ve aksini
düşünemediğimiz bir açıklama yaptı.
Washington Büyükelçimizle Başbakan RTE,
“tıpış tıpış” ABD’ye gidiyor..
RTE’nin ABD Temsilciler Meclisi Alt
Komisyonu’nun soykırımı kabul eden kararı
üzerine bir ay önceki öfkesi nerede şimdi?
Şeytan aldı götürdü mü? Hayır, hayır!
Obama’nın Dışişleri Bakanı Bayan Clinton ile
ilettiği; bir habere göre hafifçe tehdit kokan, bir
başka yoruma göre Doğulu bir siyaset
adamının gururunu okşayan veya soykırım
üzerine kimi güvenceler veren mesajlar etkili
oldu.
Ama RTE’nin Türk Kissinger’i Dışişleri
Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun mart başında
bir gazeteye verdiği demeçte, elçiyi geri
çekmemizi yorumlarken, Türk-ABD ilişkilerini
yeniden Bakanlar Kurulu’nda, Çankaya ve
muhalefetle değerlendireceklerini ifade eden
söylemleri varmış… Bu sözler şimdi unutuldu
mu diye sormanın ne gereği var?
Bu iktidar için iç politikada da dış politikada
da dün söyledikleri düne, bugün söyledikleri
bugüne ait!
Umursamazlığı, yüzsüzlüğü, hataları siyasal
erdemle açıklayan bir dönemden geçiliyor.
Yedi buçuk yıldır tek başlarına iktidardalar;
hâlâ bir anayasa değişiklik taslağının TBMM’ye
hangi koşullarda verileceğini öğrenemediler.
Hükümette hazırlanan taslağı, daha önce
AKP milletvekillerinin imzaladığı bir metinle
Meclis Başkanlığı’na veren AKP’ye; ya’vu bu
imzalar arasında imzası bulunması anayasayla
yasaklanan TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin
ne arıyor, diye soruyor muhalefet...
Üstelik CHP ve MHP, altında AKP’li TBMM
Başkanı’nın imzasının da yer aldığı metni
gösterip gerçeği kanıtlıyorlar.
Bu bir suçüstü mü? Ne münasebet! AKP; ne
var bunda, olur böyle vakalar diye yanıtlıyor.
Başkan da yok imzam deyip partisini
aklamaya girişiyor.
Yazmadan geçmeyelim: Obama’nın nükleer
güvenlik zirvesinde RTE’nin mutlaka
bulunmasını acaba neden istiyor diye uzun
uzadıya düşünmeye gerek yok: İran, zirveye
davet edilmemiş!
Bu kısa haber; Tahran’ın eğilimlerini, nükleer
çabalarını açıklayabilecek.. kısacası avukatlığını
yapacak tek aday İran’la sarmaş dolaş ilişkileri
olan RTE.. değil mi?
SAYFA 4 NİSAN 2010 PAZARCUMHURİYET
10 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 4 Nisan
Oslo Y 8
Helsinki K 3
Stockholm Y 8
Londra B 10
AmsterdamY 9
Brüksel Y 10
Paris Y 11
Bonn Y 8
Münih Y 12
Berlin Y 14
Budapeşte B 17
Madrid Y 16
Viyana B 17
Belgrad PB 19
Sofya B 19
Roma Y 17
Atina PB 20
Zürih B 13
Moskova B 13
Aşkabat PB 22
Taşkent PB 20
Bakû Y 14
Bişkek PB 15
Tiflis Y 17
Kahire B 27
Şam PB 28
İstanbul PB 16
Edirne B 18
Kocaeli PB 19
Çanakkale B 17
İzmir B 23
Manisa B 23
Denizli B 23
Zonguldak B 15
Sinop B 13
Samsun PB 14
Trabzon Y 11
Giresun Y 12
Ankara B 16
Eskişehir B 16
Konya B 18
Sıvas Y 12
Antalya B 26
Adana B 23
Mersin B 22
Diyarbakır B 23
Şanlıurfa B 25
Mardin B 18
Siirt B 22
Hakkâri PB 12
Van Y 15
Kars Y 9
Ülkemizin kuzey, iç
ve doğusu parçalı çok
bulutlu, Doğu Kara-
deniz, Doğu Anado-
lu’nun kuzey ve do-
ğusu ile öğle saatle-
rinde hafif olmak üze-
re, Sıvas, Kayseri,
Yozgat ve Tokat çev-
releri yağışlı diğer yer-
ler az bulutlu ve açık
geçecek. Yağışlar
yağmur ve sağanak,
Doğu Karadeniz’in iç
kesimlerinin yüksek-
leri ile Doğu Anado-
lu’nun kuzeydoğusu-
nun yüksekleri karla
karışık yağmur şeklin-
de olacak.
IŞIL ÖZGENTÜRK
Hepimiz insanız, bu
köşenin yazarı da... Dün
geceden beri gözümün
önünden gitmeyen bir
fotoğraf var. Genç adam
askere uğurlanıyor, halaylar
çekiliyor, sloganlar atılıyor,
“Bu adam askere gidecek ve
geri dönecek!” ve bir genç
kız yüzünde insanı kahreden
bir hüzün halay çeken genç
adama bakıyor. Aşkla
bakıyor ve ölümün kara
görüntüsü halay çekenlerin
arasında sinsice dolaşıyor.
İşte ben ve siz, ölümün
her an insanları sinsice ele
geçirdiği bir ülkede
yaşıyoruz. Ruhsatsız bir
işyerinde patlama oluyor,
ölüyoruz, hiçbir iş
güvenliğinin olmadığı
tersanelerde
düşüp düşüp
ölüyoruz, karlı bir
dağ başında
mayına basıp
ölüyoruz, vatanı
korumak için hiç
bilmediğimiz
topraklarda
ölüyoruz.
Bu kadar ölüm
bana fazla geldi,
pencereden
gökyüzünde uçan martıları
izliyorum, sonsuz bir
özgürlük duygusu, ben
bugün her zaman sığındığım
Halil Cibran’a sığınıyorum.
Çocuklar üzerine...
“Sonra yavrusunu
göğsüne bastırmış bir kadın
söz aldı ve bize çocuklardan
söz et,” dedi.
Ve El Mustafa yanıtladı:
Sizin diye bildiğiniz
evlatlar gerçekte sizin
değildirler.
Onlar kendini özleyen
Hayat’ın oğulları ve kızlarıdır.
Sizin aracılığınızla
dünyaya gelmişlerdir ama
sizlerin değildirler.
Sizlerin yanındadırlar ama
sizlerin malı değillerdir.
Onlara sevginizi
verebilirsiniz ama
düşüncelerinizi asla.
Çünkü onların kendi
düşünceleri vardır.
Onların vücutlarını
çatabilirsiniz ama canlarını
asla.
Çünkü onların canları
geleceğin sarayında oturur
ve sizler düşlerinizde bile
orayı ziyaret edemezsiniz.
Kendinizi onlara
benzetmeye çalışabilirsiniz
ama onları kendinize
benzetmeye kalkışmayın.
Çünkü hayat ne geriye
gider ne de ilgilenir. Sizler,
evlatların ok gibi fırlatıldıkları
yaylarsınız. Yayı geren,
sonsuza açılan yolda
kendine bir hedef edinmiştir
ve okları en uzağa
eriştirebilmek için kendi
gücüyle sizleri gerer. Yayı
gerenin elinde seve seve
bükülün. Çünkü oku atan o
güç, uzaklaşan okları sevdiği
kadar elinizdeki sağlam yayı
da sever.
Yemek ve içmek üzerine
“Sonra han sahibi yaşlı bir
adam söz aldı, bize yemek
ve içmekten söz et,” dedi.
Ve El Mustafa yanıtladı:
“Olabilse de yeryüzünü
saran buhur ve bitkiler gibi
aydınlıkla beslenerek
yaşanabilse, ama değil mi ki,
yemek için öldürmek ve
susuzluğunu gidermek
uğruna, yeni doğmuş bebeği
bile anasının sütünden
mahrum etmek zorunda
kalıyorsun, öyleyse bırak da
bu davranışın bir tapınma
görüntüsüne bürünsün.
Bırak da
sofran
herkesin
ortaklaşa
yemek yediği
bir sofra
olsun. Bil ki,
böyle bir
sofraya
katılanların
içi,
ormanların
ve ovaların bilinen o saf
temizliğinden daha saf ve
temiz olur.
Bir hayvanı öldürdüğünde
içinden şunları geçir: “Seni
kesip öldürten güç, günü
gelince beni de öldürecek ve
ben de senin gibi
tükeneceğim.” Seni benim
ölümcül ellerime gönderen,
beni de daha güçlü bir ele
teslim edecek.
Bir elmayı dişlediğinde
içinden şunları geçir:
“Tohumların benim
vücudumda boy atacak,
senin geleceğinin
tomurcukları, benim
yüreğimde yeşerecek, senin
kokun, benim soluğum
olacak.”
Mevsim sonbahara
erdiğinde, bağından
üzümleri toplayıp da
cendereye doldurduğunda
içinden şunları geçir. “Ben
de sizler gibi bir asmayım ve
benim yemişim de bir gün
toplanıp aynı cendereye
doldurulacak. Ve tıpkı yeni
bir şarap gibi sonsuzluğun
fıçılarında saklanacağım.
Mevsim kışa erdiğinde,
hazırladığın şarabı içerken,
doldurduğun her kadeh için
yüreğinde bir şarkı olsun. Ve
o şarkıda sana hasat
günlerinde, üzüm bağını ve
cendereyi anımsatan
sözcükler olsun.”
Sağ ol Cibran, kadehimi
şu ölümün sinsice dolaştığı
dünyada senin için
kaldırıyorum. Ve bir süre için
izninizi rica ediyorum. Bir
hafta sonra görüşmek üzere
keyifle kalın.
Sevgili okurlarım, bugün sıra
Halkın Kurtuluş Partisi’nde.
Partinin Ankara İl Sekreteri Av.
Doğan Erkan’ın yolladığı
mektupta anlattıkları ilginç:
…Partim Halkın Kurtuluş Partisi;
AKP’nin “Ilımlı İslam” projesini
hayata geçirmek için, aynı yönde
ve fakat farklı biçimlerdeki yasa ve
anayasa değişikliklerine karşı aktif
biçimde mücadele etmiş, Anayasa
Mahkemesi, Ankara C.
Başsavcılığı, HSYK ve benzeri
anayasal kuruluşlar nezdinde
hukuki başvurularda ve suç
duyurularında bulunmuş bir
partidir.
Bu mücadelemiz sebebiyle
şahsen Abdullah Gül’e
eleştirilerimizden dolayı,
Cumhurbaşkanı’na hakaret etmek
suçundan yargılandım ve hüküm
giydim…
…Halen il başkanımız da Tayyip
Erdoğan’a hakaretten
yargılanmaktadır. Üstelik de
üniversitelerde türbanı serbest
bırakan anayasa değişikliği
yapılması aleyhinde parti adına
suç duyurusunda bulunması ve
bunu basına duyurması
sebebiyle…
Partili hukukçular tarafından
hazırlanan, hayli uzun ve ayrıntılı
olduğu için pek çok kısmını
dışarda bırakmak zorunda kaldığım
görüşlerin anahatları da şöyle:
…Yapmak istedikleri bu
değişiklikler, pek sığındıkları
“Venedik Kriterleri”ne dahi
aykırıdır.
Zira Venedik Kriterleri’ne göre;
HSYK gibi yargı kuruluşlarının
başkanlarının siyasi partilerle
ilişkisi bulunmayan tarafsız
kişilerden oluşması öngörülmekte.
Yine aynı Kriterlere göre;
değişikliklerin bütün olarak
referanduma götürülmesi de
mümkün değildir…
…Batılı Emperyalistler, dünyayı
1000 parçalı eyalet devletçiklere
ayırmak istemekteler. Bu
planlarının Türkiye ayağını
gerçekleştirmek için de bize Yeni
Sevr’i dayatmaktalar ve ülkemizi
en az üç parçaya bölmek
istemekteler…
…Mustafa Kemal’in izini,
tozunu silmek istemektedirler…
…Cumhuriyetimizi ve
Cumhuriyetin kurumlarını da
ortadan kaldırmak istemekteler.
Batılı Emperyalistler, bu
emellerine AKP iktidarı eliyle hızla
ulaşmaktadır. Çünkü bu parti,
Ortaçağ kalıntısı Antika Tefeci-
Bezirgân Sermayenin temsilcisi
olup, ideolojisi ise Şeriat’tır…
…Kısacası AB-D Emperyalizmi,
yerli uşakları eliyle Türk
Ordusu’nun işini bitirdi. Şimdi sıra
Yargıya geldi...
…Hükümet eliyle Yüksek Yargı
üzerinde hegemonya kurmaya
başladılar…
…Oysa bu haliyle bile HSYK
çalışmalarını kilitleme yetkisi
ellerinde olduğu halde bununla
yetinmeyerek, bu kurumları
tamamen ele geçirmek istiyorlar…
…Bu değişikliklerin demokratik
hiçbir yönü yoktur. Klasik
demokrasilerin en önemli ilkesi
olan “kuvvetler ayrılığı” ilkesini,
yürütme lehine genişleterek,
yürütmeye bağlı bir yargı
mekanizması getirmek istiyorlar…
…Bu son fiilleri ile de açıkça
Anayasa’nın “Cumhuriyetin
Nitelikleri”ni düzenleyen 2.
maddesini, “Yargı Yetkisi”ni
düzenleyen 9. maddesini ihlal suçu
işlemektedirler. Bu nedenle de
kapatılmayı çoktan hak etmiş
durumdadırlar.
Sonuç olarak; AB-D
Emperyalizmi ve yerli
işbirlikçilerinin Yeni Sevr planlarına
karşı teslim olmayan, direnen
yüksek yargıçlarımızı bir kez daha
kutluyoruz ve Kurtuluş Partili
Hukukçular olarak yanlarında
olduğumuzu belirtiyoruz…
Bildirinin tamamını okumak
isteyenler partinin resmi internet
sitesine bakabilir.
Salı’ya Emek Partisi…
[email protected]
www.kongar.org
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
Anayasa Değişiklik Paketi ve Meclis Dışındaki Partiler: HKP
Acı ve Hayat Üstüne
isilozgenturk gmail.com
GurbetçilerimilyonlarcadolardolandõranJetFadõltekrarortayaçõktõ
Yine ‘yalan’ pazarlıyor
Dolandırıcılık
suçundan 1.5 yıl ce-
zaevinde kalan, dö-
nemin en çok konu-
şulan isimlerinden
“Jet Fadıl” lakaplı
Fadıl Akgündüz, bu
kez de “Caprise
Gold” devre mülk
projesiyle sahneye
çıktı. Jet Fadıl, ko-
nut ve otel projesi
için Didim’de 5 yıl-
dızlı Caprice Otel’de
gurbetçileri toplaya-
rak yine para istedi.
TARKAN TEMUR
Hayata geçiremediği yüzde 100 yerli
malõ otomobil “İmza”, milletvekilliği, Si-
irt Spor Kulübü başkanlõğõ ve yolsuzluk
iddialarõyla gündeme gelen, dolandõrõcõ-
lõk suçundan 1.5 yõl cezaevinde kalan, dö-
nemin en çok konuşulan isimlerinden “Jet
Fadıl” lakaplõ Fadıl Akgündüz, bu kez
de “Caprise Gold” devre mülk projesiyle
sahneye çõktõ. Jet Fadõl, konut ve otel pro-
jesi için Didim’de 5 yõldõzlõ Caprice
Otel’de gurbetçileri toplayarak yine pa-
ra istedi. Ancak Akgündüz’ün “Caprise
Gold” projesi için gurbetçilere anlattõk-
larõnõn gerçekleri yansõtmadõğõ, çok geç-
meden ortaya çõktõ. 1990’lõ yõllarda Jet-
Pa ile gurbetçilerden milyonlarca dolar
toplayarak dolandõrõcõlõktan 1.5 yõl hapis
yatan Fadõl Akgündüz, yeni bir projeyle
yine “gurbetçilerin” karşõsõna çõktõ. İs-
tanbul’daki “Caprise Gold” projesi için
Aydõn Didim’de 5 yõldõzlõ Caprice Otel’de
gurbetçileri toplayarak onlardan para is-
tedi. Toplantõda, Bayrampaşa’daki “Cap-
rice Gold” projesinin maketini ve fo-
toğraflarõnõ gösteren Akgündüz, projesi-
ni de “İstanbul Bayrampaşa’da 49 yıl-
lığına toplam 29 bin metrekarelik bir
arazi kiraladık. Üzerine 2 bin odalı otel
yapacağız. 350 milyon Avro yatırım ile
inşaatın temeli 29 Mayıs’ta atılacak.
Proje bittiğinde bir odadan yılda 23 bin
TL kazanmayı planlıyoruz. Hedef 2
milyar dolar. Herkese tapu dağıtaca-
ğız” sözleriyle tanõttõ. Tanõtõm yapõlan top-
lantõda ise gurbetçilerin protestosuyla
karşõlaşan Akgündüz, tanõtõm sõrasõnda
kendisine geçmişteki yolsuzluklarõyla
ilgili soru soran aileleri otelden attõrdõ.
Her sözü yalan çıktı
Bayrampaşa Belediyesi yetkilileri ise
arazinin sadece 6 bin 800 metrekaresinin
Akgündüz’e ait olduğunu, 14 Eylül 2009
tarihinde yapõlan ihalede bu arazinin
Akgündüz’ün ablasõ Avniye Obut’un or-
tağõ olduğu MAİ Turizm’e 30 yõllõğõna ki-
ralandõğõnõ belirtti. Arazinin geri kalanõ
ise Haznedaroğlu İnşaat tarafõndan MAİ
Turizm’e satõldõ. Ancak iki arazinin top-
lamõnõn 29 bin metrekare değil, 17 bin
metrekare olduğu ortaya çõktõ. Akgün-
düz’ün, otelde yaptõğõ toplantõda gurbet-
çilere arazinin büyüklüğünü 12 dönüm
fazla söylediği belirlendi. Bayrampaşa Be-
lediyesi yetkilileri, arazinin 49 yõllõğõna
kiralandõğõnõ da yalanlayarak, arazinin 30
yõllõğõna kiralandõğõnõ söyledi.
‘Tapu verilemez’
Reklam panolarõnda “devir garantili
ve tapulu” ifadesi kullanõlan projeye ta-
pu verilmesi ise yasalara göre mümkün
görünmüyor. 17 bin metrekarelik arazi-
nin 7 bin metrekaresi Bayrampaşa Bele-
diyesi’nden kiralanan projeye, kiralõk
alana tapu verilemeyeceği için tapu ve-
rilmesi de olanaksõz.
Toplam 350 milyon dolar yatõrõm plan-
lanan proje, 2 bin oda 3 bin yataklõ. 7 yõl-
dõzlõ Caprice Gold’da kiralama bedeli
15’er günlük devremülkler şeklinde ola-
cak. Tamamõnõn satõlmasõ halinde ise Jet
Fadõl’õn kazancõ 2 milyar dolara ulaşacak.
Jetpa vurgunu
Akgündüz’ün “İmza” otomobili için
gurbetçilerden topladõğõ paralar da kur-
tarõlamamõştõ. Akgündüz, 1998-2000 yõl-
larõ arasõnda yüksek kâr payõ vaadiyle Al-
manya, Hollanda, Fransa’daki Türklerden
para topladõ. 661 kişiden gelen şikâyet-
ler üzerine başlatõlan soruşturmada, Ak-
gündüz’ün 10 milyon 675 bin Alman
Markõ ve 51 milyar 146 milyon TL top-
ladõğõ ortaya çõkmõştõ. 2003’te yargõlan-
maya başlayan Akgündüz, 494 ile 1235
yõl arasõnda ağõr hapis cezasõ istendi. An-
cak dava, cezaevinde yattõğõ süreç de göz
önüne alõnarak zamanaşõmõ nedeniyle
2008’de düştü.
Limuzinle adliyeye geldi
“Dolandırıcılık” suçundan aranõrken
yurtdõşõna kaçan Akgündüz, daha sonra
seçimlerde Siirt’ten bağõmsõz milletvekili
adayõ oldu. Adaylõğõ günlerce tartõşõlan ve
hakkõndaki gõyabi tutuklama kararõ kal-
dõrõlarak 9 Kasõm 2002 tarihinde New
York’tan Türkiye’ye gelen Akgündüz,
mazbatasõnõ Atatürk Havalimanõ’nda al-
dõ. Kararõn İstanbul Emniyet Müdürlü-
ğü’ne gönderilmesinin ardõndan Akgün-
düz, polis eskortu eşliğinde Bağcõlar
Adliyesi’ne getirildi. 34 JET 25 plakalõ
limuzinle adliyeye gelen Akgündüz, hak-
kõndaki gõyabi tutuklama kararõnõn vica-
hiye çevrilmesinin ardõndan Kartal Ce-
zaevi’ne gönderildi. Akgündüz’ün mil-
letvekilliği YSK’nin aldõğõ karar doğ-
rultusunda düşürüldü.
FADIL AKGÜNDÜZ KİMDİR?
Fadõl Akgündüz 18 Haziran 1959 Siirt’te doğdu.
Yõldõz Üniversitesi mezunu. Tarõm Bakanlõğõ
Yem Fabrikasõ’nda kontrol mühendisi olarak
çalõştõ, Akademi Bilgisayar’õn genel müdürü ol-
du. 1989’da 50 bin dolar sermayeyle sürücü
kursu, otomotiv ve sigorta şirketi kurdu. Daha
sonra otomobil ve konut pazarlamaya başladõ.
Jet Konut projesiyle inşaata girerken çalõştõğõ
yem fabrikasõnõ 115 milyar liraya Özelleştirme
İdaresi’nden aldõ. 1995’te Hyundai’nin distribü-
törü oldu. Didim’deki 5 yõldõzlõ May Otel’i sa-
tõn alarak turizme, Intermedya’yõ alarak medya
sektörüne adõm attõ. Refahyol döneminde Ma-
lezya otomobili Proton’un distribütörlüğünü al-
dõ. Akgündüz, kuracağõnõ söylediği fabrika için
Almanya’daki gurbetçi vatandaşlardan topladõğõ
paralar nedeniyle tutuklandõ.
Şener: 17 kez ABD’ye gidip geldi
Yurt Haberleri Servisi - Türkiye Partisi
Genel Başkanõ Abdülatif Şener, il binasõnõn
açõlõşõnõ yapmak üzere Mardin’e geldi.
Burada yaklaşõk 300 kişiye seslenen Şener
hükümeti eleştirdi. Şener, Başbakan
Erdoğan’õn sõk sõk Amerika’ya gidip
gelmesinin altõnda yatan sebeplerin
irdelenmesi gerektiğini belirterek
Erdoğan’õn biri partisinin kuruluşundan
önce olmak üzere bugüne kadar toplam 17
kez ABD’ye gidip geldiğini söyledi.