Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
SAYFA 16 NİSAN 2010 CUMACUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 16 Nisan
Oslo Y 14
Helsinki Y 7
Stockholm Y 6
Londra PB 12
AmsterdamB 11
Brüksel PB 10
Paris PB 14
Bonn B 14
Münih PB 14
Berlin B 12
Budapeşte Y 17
Madrid Y 19
Viyana Y 14
Belgrad Y 14
Sofya Y 15
Roma Y 18
Atina Y 21
Zürih Y 15
Moskova Y 15
Aşkabat PB 21
Taşkent B 23
Bakû PB 19
Bişkek Y 21
Tiflis PB 20
Kahire B 30
Şam B 30
İstanbul B 21
Edirne Y 24
Kocaeli B 24
Çanakkale B 21
İzmir PB 25
Manisa PB 26
Denizli PB 24
Zonguldak PB 24
Sinop B 16
Samsun B 16
Trabzon B 17
Giresun B 17
Ankara B 22
Eskişehir B 21
Konya PB 19
Sıvas PB 20
Antalya PB 17
Adana B 26
Mersin PB 25
Diyarbakır PB 24
Şanlıurfa PB 26
Mardin PB 21
Siirt PB 23
Hakkâri B 13
Van B 14
Kars Y 14
Ülkemizin kuzey iç
ve güney kesimleri
parçalı ve çok
bulutlu, öğle
saatlerinde Batı
Karadeniz’in iç
kesimleri, Doğu
Anadolu’nun kuzeyi
ile sabah saatlerinde
Edirne, Kırklareli,
akşam ve gece
saatlerinde Hatay,
Osmaniye,
Gaziantep,
Kahramanmaraş,
Adıyaman ve Malatya
çevreleri yağmur ve
sağanak, diğer yerler
parçalı ve az bulutlu
geçecek.
TBMM Kayõp Çocuklarõ Araştõrma Komisyonu’na bilgi veren Ankara 8. Aile Mahkemesi Hâkimi
Karõnca, aile ve çocuk mahkemelerinin birleşik mahkeme olarak tek çatõ altõnda toplanmasõnõ önerdi
‘Çocuklar siyah cüppeden korkuyor’
EMİNE KAPLAN
ANKARA - TBMM Kayõp
Çocuklarõ Araştõrma Komis-
yonu’na bilgi veren Ankara
8. Aile Mahkemesi hâkimi
Eray Karınca, aile ve çocuk
mahkemelerinin birleşik mah-
keme olarak tek çatõ altõnda
toplanmasõnõ, bu mahkemele-
rin adliyeden ayrõ bir binada
yapõlandõrõlmasõnõ önerdi.
Karõnca, “Çocuk geliyor, ben
kürsüdeyim, siyah cüppeli,
kocaman, ürkütücü bir adam,
parmak kadar çocuk. O çocuk
benim karşımda titrer. Cüppe
giymemize bile gerek yok. Ço-
cuk, adliyeye girerken elleri
kelepçeli insanların arasında,
o gürültü içerisinde kalkıp,
gelip kendi duygularını, dü-
şüncelerini hâkime ifade ede-
bilmesi oldukça güç” dedi.
‘Fizik olarak değişmeli’
Ankara 8. Aile Mahkemesi
hâkimi Eray Karõnca, TBMM
Kayõp Çocuklarõ Araştõrma Ko-
misyonu’na önerilerde bulundu.
Karõnca, şu bilgileri verdi:
Fizik olarak da aile mah-
kemelerinin yerini değiştirmemiz
lazõm. Şimdi, çocuk geliyor bir
kere zor giriyor.
Adliyeye girmek, ben da-
hil, özellikle salõ ve perşembe
günleri gerçekten büyük zor-
luk, büyük sõkõntõ yaşarõz ad-
liyeye girmekte.
O çocuğun oraya girerken el-
leri kelepçeli insanlarõn arasõn-
da, o gürültü içerisinde kalkõp,
gelip kendi duygularõnõ, düşün-
celerini hâkime ifade edebilme-
si oldukça güç.
Aile mahkemelerinin klasik
adliye teşkilatõ içerisinde olma-
sõna bence gerek yok. Çocuk
geliyor, ben kürsüdeyim, siyah
cüppeli, kocaman, ürkütücü bir
adam, parmak kadar çocuk. O
çocuk benim karşõmda titrer.
Bir katlõ, iki katlõ binalar olsun
aile mahkemeleri. Aile mahke-
melerine yapacağõmõz yatõrõm
cezaevlerinin sayõsõnõ etkiler,
cezaevlerinin sayõsõnõ azaltõr,
mahkûmlarõn sayõsõnõ azaltõr,
ceza mahkemelerine giden iş
yükünü azaltõr. Bizim cüppele-
rimizin siyah olmasõna bile ge-
rek yok aile mahkemesi hâkim-
lerinin. Kürsülerimizin o kadar
yüksek olmasõna da gerek yok.
Belki kürsüye bile gerek yok.
Ebeveynler anne babalõk
görevini kötüye kullanõyor. Ve-
layet görevini kaldõrdõk, aile
mahkemesi olarak kaldõrmak
görevi bende, ama vasi atama
görevi sulh hukuk hâkiminin
neden? En az 3-4 aya mal olu-
yor. Bunun toplumda yansõma-
larõ çok ciddi. Bu mahkemeler
arasõ paslaşmadan dolayõ yaz
tatili geçiyor koruma kararõ za-
manõnda alõnamõyor. Biz kural-
larõ o hale getirmeliyiz ki, yani
hâkimin inisiyatifine kalmadan
işler tõkõr tõkõr yürümeli.
Aile mahkemelerinin gö-
rev alanõ yeniden tanõmlan-
malõ, fiziki olarak adliyelerden
ayrõlmalõ. Çocuk ve aile mah-
kemeleri birleşik aile mahke-
meleri olarak oluşturulmalõ.
Böylece bir çocuğun veya ai-
lenin, hatta gelecekteki çocuk-
larõnõn aynõ mahkeme tarafõndan
izlenebilmesi olanağõ doğacak ve
hâkim verdiği kararlarõn etkili
olup olmadõğõnõ denetleyecek.
Birleşik aile mahkemeleri ör-
gütlenebilirse bir bellek oluşacak
mahkemede.
Kamu ve bilim insanlarõ, so-
runlu ailelere ilişkin bilgilere
tek elden sahip olacak ve so-
runlara çözüm üretecektir. Şim-
di sorunun sahibi kim belli
değil.
Örneğin ensest mağduru
olan bir çocuk, savcõlõk aşa-
masõna geldi, savcõlõktan ilgi-
li ceza mahkemesine gitti. Bü-
yük ihtimal bunun aile mahke-
mesine dönüşümü olacak. En
az 3-4 tane aşamadan geçecek.
Oysa birleşik aile mahkemele-
ri şeklinde bir örgütlenme ha-
linde tek elden bu çocuğun bir
kişiyle, bir tek hâkimle muha-
tap olarak farklõ farklõ merci-
lerde yeniden aynõ acõlarõ ya-
şamasõnõ engellemiş olacağõz.
Saldırıyı muhalefet, medya ve Amerika’dan döner
dönmez Başbakan kınadı.
Saldırı sokakları tetikledi.
PKK yandaşları oldukları söylenen maskeli
insanlar, belediye otobüsüne molotof bombaları
attılar.
Her iki olayı kamuoyu nefretle karşıladı.
Türk-Kürt ayrımcılığına toplumsal bir tepki oluştu.
Ahmet Türk, hastaneden çıkarken “Geleceği
önemsiyorum” diyor. Toplumdaki iç barış özlemini
özetliyor: “Sadece Kürt halkı değil, Türk halkı da bu
olayı hem yüreğinde, hem beyninde mahkûm
etmiştir!”
Ne var ki olayın ardından izlenen olumlu
gelişmelere gölge düşüren bir başka olayın
üzerinde durulmadı.
Ahmet Türk konuşuyor. Karşı kaldırımda birkaç
kişi söylediklerine tepkili.
Bu sırada Barış ve Demokrasi Partisi milletvekili
Sırrı Sakık, yüksek sesle polislere, tepkileri daha
da kışkırtacak emirler veriyor: Susturun şunları!
Saldırı gerçekleşirken ve gerçekleştikten sonra
aynı milletvekili çevredekileri “bizden olanlar, sizden
olanlar” diye ayırıyor…
…Ahmet Türk barışcıl, birleştirici bir konuşma
yaparken Sırrı Sakık, bölücü bir anlayış sergiliyor.
Başbakan da, Ahmet Türk de Sırrı Sakık’ın
özlenen iç barışa ters düşen, hatta iç barışı
baltalayacak içerikteki çıkışlarına tepki
göstermiyorlar.
Olumlu gelişmeler bir yerde tıkanıyor.
Kimi olayların gerçek yüzünü gizleyen siyasal
davranışlar gözlenirken… Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti’nde önümüzdeki pazar yapılacak
cumhurbaşkanı seçimi ön plana çıkıyor.
Mehmet Ali Talat; Rauf Denktaş’a akıl almaz
saldırılarla oturduğu cumhurbaşkanı koltuğunu
muhalifi Derviş Eroğlu’na bırakacağını gösteren
işaretler alınıyor.
Kuzey Kıbrıs’ta birisi dışa bağımlı, diğeri içe
dönük seçim propagandası yaşanıyor.
Adada seçimi izleyen gazetecilerin yazdıklarına,
hatta Talat’la Eroğlu’nun da doğruladığına göre
RTE hükümeti -bu kez- cumhurbaşkanlığı
seçiminden uzak duruyor.
Tabii Washington’dan talimat alan Kıbrıs’taki
ABD Büyükelçiliği “vızır vızır” Talat için çalışıyor.
Talat, ABD’yi, AB’yi maddi olanakları
reddetmeyerek hemen her açıdan kullanıyor.
Dışişleri Bakanı Clinton’un Talat’ı telefonla
arayarak seçimi kazanmasını dilemesi dikkate
alınırsa… ABD’nin cumhurbaşkanı seçimine sadece
burnunu değil, parasal elini de sokmasını hayretle
karşılamamak gerekiyor.
Talat’ın seçimi kazanmak için elinde tek koz:
Kıbrıs sorununu çözecek tek kişinin kendisi
olduğunu öne sürmesi.
O giderse çözüm yolunda atılan adımlar bir anda
uçar gidermiş. Zira rakibi Eroğlu; Rumlara öyle
dayatmalar, koşullar öne sürermiş ki… Rum lider
Hristofyas masadan kalkarmış!
Zaten Kıbrıs’taki gelişmelerin Türk tarafını
doğrudan ilgilendiren tarafı da bu noktada
yoğunlaşıyor.
Talat’ın izlediği politika; tek egemenlik üzerinde
Rumlara ödün veriyor. Kıbrıs Türk halkını yıllar
sonra yine bir başka ulusun (Rumların) egemenliği
altına girmesine olanak sağlıyor.
Oysa Derviş, öncelikle iki egemen devletin
varlığının kabul edilmesinden ve temel bu kurala
dayanarak diğer sorunların görüşülmesinden yana.
Talat içinse bağımsızlık demek, Kıbrıs Rum
Cumhuriyeti içinde azınlık haklarıyla erimek!
Eroğlu için amaç Türk ve Rum devletlerinin
birleştiği bir Kıbrıs Cumhuriyeti’nde buluşmak!
Talat -sonradan hatasının üzerini örtmeye çalıştı-
KKTC’nin ilan edildiği gün -tabii sevincinden değil-
bağımsızlığa ağlayan bir siyasetçi.
Ona göre Türkiye anavatan değil, komşu!
Eroğlu ise tam tersi özellikleri olan birisi.
Talat, Rum liderle tek başına, yanına tek bir tanık
almadan konuşuyor, verdiği ödünler nelerdir
bilinmiyor.
Eroğlu şeffaflığa yatkın. Kıbrıs Türk toplumunu
doğrudan ilgilendiren görüşmelerdeki gelişmeleri
halkın bilmesinden yana.
Pazar günü: Ya teslimiyet, ya bağımsızlık!
Katsayı itirazını saklamışlar
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
YÖK Başkanõ Prof. Dr. Yusuf Ziya
Özcan, kurulun katsayõ konusunda son
aldõğõ kararla ilgili Danõştay’a iki dava
açõldõğõnõ belirterek, “Bunu ne Danış-
tay’dan duydunuz ne de bizden. İki
kurum da kendilerine yakışır şekilde
ayın 11’inde yapılan YGS öncesinde
kamuoyundan gizli tuttular” dedi.
Üniversiteler Birliği’nce hazõrlanan
“Türkiye Bilinçli Gençlik Projesi”nin
tanõtõmõ amacõyla düzenlenen toplantõ
öncesi sorularõ yanõtlayan Özcan,
YÖK’ün en son aldõğõ, alan dõşõ tercih-
lerde 0.12, alan içi tercihlerde 0.15 olan
katsayõ düzenlemesiyle ilgili olarak iki
dava açõldõğõnõ belirtti. Davalarõn iki şa-
hõs tarafõndan yapõlan itirazlar olduğunu
kaydeden Özcan, İstanbul Barosu’nun
bu kez itiraz etmediğini kaydetti.
‘Bizim de çözümlerimiz var’
Şimdiye kadar Danõştay ve YÖK’ün
gösterdikleri olgunluk nedeniyle mese-
lenin bu sefer çözüleceğine inandõğõnõ
kaydeden Özcan, şunlarõ dile getirdi:
“Bu itirazlar oldukça önceden yapıldı
ama bunu ne Danıştay’dan ne de biz-
den duydunuz. İki kurum da kendile-
rine yakışır şekilde, bu ayın 11’inde
yapılan YGS imtihanı öncesinde ka-
muoyundan gizli tuttular ki bu, öğ-
rencilerimizin morali için son derece
önemliydi. Eğer sınavdan önce böyle
bir haber duyulsaydı sınava girecek
arkadaşlarımızda önemli bir moral
bozukluğu olabilirdi. Her iki kuru-
mun böyle bir yaklaşımı meselenin
çok fazla uzamayacağını bana söylü-
yor.” Özcan, Danõştay’õn kararõyla me-
selenin uzamasõ durumunda kendileri-
nin çözümleri olduğunu belirterek “Biz
B planını geçtik, C oldu, D de var, E
de var. Pek çok çözüm var ama inşal-
lah o çözümlere ihtiyaç olmaz” dedi.
İstanbul Haber Servisi - Eskişehir
Büyükşehir Belediye Başkanõ Prof. Dr. Yıl-
maz Büyükerşen’in hayatõnõn anlatõldõğõ
“Yılmaz Büyükerşen Zamanı Durduran
Saat” adlõ kitap, önceki gün Hilton Ote-
li’nde düzenlenen kokteyle tanõtõldõ. Ya-
zar Cemalettin Taşçı tarafõndan kaleme
alõnan ve Doğan Kitap’tan çõkan kitabõn ta-
nõtõm kokteyline aralarõnda Müjdat Ge-
zen, Gülriz Sururi, Sezen Cumhur
Önal, Cüneyt Arkın, Nail Güreli, Altan
Öymen, Oktay Ekşi, Oktay Ekinci,
Turgut Kazan’õn yanõ sõra iş ve sanat ca-
miasõndan çok sayõda davetli katõldõ. Ge-
cede konuklara hitaben konuşma yapan
Büyükerşen, kitabõn yerel seçimler önce-
si çõkacağõnõ, ancak seçim çalõşmalarõ
yüzünden bugüne sarktõğõnõ söyledi. Ce-
malettin Taşçõ’nõn kitapta ağõrlõklõ olarak
çocukluğuna ağõrlõk verdiğini belirten
Büyükerşen, “Taşçı’ya neden çocuklu-
ğuma ağırlık verdin diye sorduğumda
‘Kamuda yaptığın işlerin temelinde ço-
cukluktaki eğitimin var, onun için’ di-
ye yanıt verdi. Bu kitapla bütün anıla-
rım bir film şeridi gibi yeniden gözle-
rimin önünden geçti” dedi. Büyükerşen
daha sonra davetlilere kitabõnõ imzaladõ.
Büyükerşen’in kitabõ tanõtõldõ
İstanbul Haber Servisi - Beykent Üniversitesi ta-
rafõndan düzenlenen “Enerji Güvenliği” konulu
uluslararasõ sempozyum, dün üniversitenin Taksim
Yerleşkesi’nde başladõ. Sempozyumun açõlõşõna eski
Başbakan ve Rize Bağõmsõz Milletvekili Yõlmaz, eski
Genelkurmay Başkanõ Orgeneral Yaşar Büyükanıt,
eski Enerji bakanlarõ Hilmi Güler, Prof. Dr. Ziya
Aktaş, Şinasi Altıner, eski Sanayi ve Ticaret Bakanõ
Ali Coşkun ve çok sayõda akademisyen katõldõ.
Panelin ilk konuşmasõnõ yapan Mesut Yılmaz,
iktidarda olduklarõ dönemde yürüttükleri enerji po-
litikalarõna ilişkin bilgi verdi. Kendi dönemlerinde
başlatõlan birçok projenin bugün geç de olsa bitiril-
diğini anlatan Yõlmaz, Türkiye’nin enerji konusun-
da yaptõğõ en önemli yatõrõmõn “Mavi Akım pro-
jesi” olduğunu vurguladõ.
Yõlmaz, “Bugün iftiharla belirtmeliyim ki Cum-
huriyet tarihinde Türkiye’nin yaptığı en yararlı
proje Mavi Akım projesi olmuştur” dedi. AKP ik-
tidarõnõn yeni enerji politikalarõ geliştirmekte yeter-
siz olduğuna dikkat çeken Yõlmaz, “Enerji konu-
sunda uzun vadeli düşünülmeli ve popülist politi-
kalardan uzak durulmalıdır” uyarõsõnda bulundu.
‘Nükleer enerji kaçınılmaz’
Mesut Yõlmaz’õn ardõndan kürsüye çõkan Yaşar
Büyükanõt da, enerjinin, ulusal güvenlik konusunun
ayrõlmaz bir parçasõ olduğuna değindi.
Büyükanõt, dünyada enerji üreten ve tüketen ül-
keler olarak iki sõnõfõn bulunduğunu anõmsatarak
“Enerji üretemeyen ülkeler diğer ülkelerin be-
lirlediği politikalara bağımlı hale geliyor” dedi.
Enerji güvenliğinin ekonomik ve ulusal güvenlik
anlamõna geldiğini ifade eden Büyükanõt, “Nük-
leer enerji lafı geçtiğinde bazılarında bir hu-
zursuzluk oluyor. Ancak nükleer santralın ge-
rekliliği kaçınılmazdır” diye konuştu.
Sempozyum kapsamõnda yemeğin verileceği
The Marmara Oteli’ne yaya olarak giden Büyüka-
nõta, şehit yakõnõ olduğunu belirten ve “Polise ve
askere yapılanları protesto ediyorum” diyerek
yaklaşmak isteyen bir kişi, koruma polisleri tara-
fõndan engellendi. Korumalarõna bu kişinin yanõ-
na yaklaşmasõna izin vermelerini isteyen Büyüka-
nõt, “Duygularınızı anlıyorum” dedi.
ENERJİ GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU
Mesut Yõlmaz:
Mavi Akõm en
yararlõ proje
İstanbul Haber Servisi - Kendini
fesheden Genç Parti’nin eski Genel Baş-
kanõ Cem Uzan, “Suç işlemek amacıyla
örgüt kurmak ve yönetmek”, “Resmi
belgede sahtecilik” ve “Nitelikli do-
landırıcılık” suçlarõndan toplam 23 yõl
hapis ve 33 bin 750 TL adli para ceza-
sõna mahkûm edildi.
Fransa’da 6 aydõr siyasi sõğõnmacõ ola-
rak yaşayan ve geçen günlerde Paris’te bir
gece kulübünde eğlenirken çekilen gö-
rüntüleri basõna yansõyan Cem Uzan hak-
kõnda açõlan dolandõrõcõlõk davasõ karara bağlandõ. İs-
tanbul 7. Ağõr Ceza Mahkemesi; Cem Uzan, Kemal
Uzan, Yavuz Uzan ve Hakan Uzan’õn da
aralarõnda bulunduğu 29 sanõk hakkõndaki ka-
rarõnõ verdi. Mahkeme heyeti, Cem Uzan’õ,
“Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve
yönetmek”, “resmi belgede sahtecilik”
ve “nitelikli dolandırıcılık” suçlarõndan
toplam 23 yõl hapis ile 33 bin 750 TL adli pa-
ra cezasõna çarptõrdõ. Cem Uzan’õn avukatõ-
nõn verilen cezanõn hukuka aykõrõ olduğu id-
diasõyla temyize başvuracağõ öğrenildi. Hak-
larõnda yakalama emri bulunan Kemal Uzan,
Yavuz Uzan, Hakan Uzan, Hüseyin Engin
Saydam, Mustafa Düzgünce ve Cenk Ali Türkan’õn
dosyalarõ ise savunmalarõ alõnamadõğõ için ayrõldõ.
Cem
Uzan’a
hapis
cezası
BATMAN’DA ÇATIŞMA
1 astsubay şehit
4 asker yaralõ
Yurt Haberleri Servisi - Bat-
man’õn kõrsal kesiminde çõkan
çatõşmada Kõdemli Üstçavuş
Süleyman Gür şehit oldu, Hil-
mi Limon, Fatih Saygu, Tu-
ran Çelik ve Salih Sarıkaya da
yaralandõ. Çatõşmada, bir terö-
rist de ölü ele geçirildi.
Kozluk ilçesine bağlõ bağlõ
Gümüşörgü köyü yakõnlarõnda
dün saat 16.00 sõralarõnda dev-
riye görevini yapan askeri araca terör örgütü PKK
üyelerince uzun namlulu silahlarla ateş açõldõ. Açõlan
ilk ateşte kõdemli üstçavuş Gür şehit oldu, dört asker
yaralandõ.Araçtaki diğer askelerin karşõlõk vermesi
üzerine teröristler ormanlõk alana doğru kaçtõ. Çatõş-
mada yaralanan askerler Batman Bölge Devlet Has-
tanesi’nde tedavi altõna alõndõ. Bölgeye çok sayõda
asker sevk edilirken Jandarma Bölge Komutanõ Tuğ-
general Vahdettin Bereceli’nin operasyon bölgesine
gittiği öğrenildi. Vali Ahmet Turhan da yetkililer-
den bilgi aldõ.
Başkale’de kaza: 2 polis öldü
Van Başkale’de polislerin bulunduğu araç, şaram-
pole yuvarlandõ. Ramazan Aslan ve Ersin Yılmaz
öldü. Yetiş Ulaş ve Mehmet Ongun ağõr yaralandõ.
Onur Ödülü Kime Verilir?
Başbakanlõka neden
üç uçak alõndõğõnõ şimdi
anladõnõz mõ? Yetmiyor!
Üç uçak daha alõnsa ye-
ridir. Şu Fransõzlara insan
acõyor. Azõcõk bize bak-
salar, ders alsalar. Kos-
koca bakanlar dolmuş
sõrasõna giriyormuş! Oh
olsun onlara!
İsmet İnönü’nün
Cumhurbaşkanõ olduğu
yõllarda Köşk’ün Bolulu
bir aşçõsõ varmõş. Dört-
beş yaşlarõndaki aşçõnõn
oğlu Şakir, bazõ günler
mutfağa gelir, babasõnõn
bacaklarõna sarõlõr, ba-
basõnõ severmiş. Babasõ,
çalõşmaktan bir an bile
geri kalmazmõş. Şakir’i
sevecek zamanõ yokmuş.
Oradaki büyüklerden öy-
le kapmõş. Diğer aşçõlar
Şakir’e acõrlarmõş. “Bak,
Şakir seni görmeye gel-
miş” derlermiş.
Azõcõk yemek koy
önüne de çocuk yesin.
Usta, yakõna koymaz-
mõş: “Onun burada
hakkı yok! Haksız lok-
ma yemeye alışmasın.
İlerde devlet memuru
olacak!” (Güneşler Ka-
rarmasõn-Nusret Er-
türk, Gerçek Sanat Y.)
Şakir (Erten), babasõnõn
düşlediği boğazõndan
haksõz lokma girmeyen,
el-etek öpmeyen, doğ-
rularõ öğreten bir öğret-
men oldu.
Yeri geldiğinde, ba-
basõnõn dürüstlüğünü
göğsünü gere gere anlat-
tõ. Siz olsanõz, onur ödü-
lünü yukarõdaki kişiler-
den kime verirdiniz?
Baştarafı 2. Sayfada
DANIŞTAY VE YÖK’ÜN GEREKÇESİ YGS ÖNCESİ ÖĞRENCİLERİN MORALİNİ BOZMAMAK
Geceye iş, sanat ve siyaset dünyasından çok
sayıda davetli katıldı. (Fotoğraflar: ALİ AÇAR)
Şehit Süleyman Gür.