19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
, GUNCEL TIP V Mustafa Çetiner cet1ner.m9superon11ne.com Geçtiğimiz günlerde Prof. Dr. Nadir Paksoy'dan birpaket al- dım. Paksoyülkemizin en renkli ve birikimlihekimlerinden bi- ridir ve benim bir kan hastalıkları uzmanı olarak Prof. Dr. Hasan Reşad Sığmdım'a olan ilgimibilir. Hasan Reşad Sığmdım ve Bir Lösemi TurununKeşfı... Sayın Pakso/un gönderdiğizarfın içinden 1967yılına aitbirHayatTarih Dergisi çıktı. Dergide DrSırnAkmcı'nın Prof. Dr. Sığmdım ile yaptığı bir söyleşi yer almaktaydı. Buköşenin okurian aslında Hasan ReşadSığındım'ı tanırlar, ancakben yine de onu kısaca habriatmakisterim. ReşatSığmdım, bir cildiye uzma- nı olarak Meşrutiyetin ilanından sonra Avrupa'ya eğitim için gönderilen 7hekimden biriydi. Almanya'ya giden DoktorSığmdım, yenibirlösemitü- rünü tanımlamışur. Sayın Paksoy'un bana yolladığımakalebu 60nün he- yecan verici aynnîılannı içeriyordu. Öykü 1913 yılında Hamburg'da o dönemin önemli cilt hastalıklan uz- manı Prof. Dr. Aming ile baraber çalıştığı dönemde başlıyordu. 0 yıllar- da Ingiliz Parazitoloji Uzmanı Dr. Ross, Frengilihastaların kanmdakimo- nositierde "Rosskorpüskülleri"isminiverdiğiyapılarolduğunu bildirmişti. Dr. Aming, Ross'un sözünü ettiği korpüskülleri bir kez de kendi labora- tuannda test etmeyi istemekteydi. Bu gb'rev o dönem Arning'in yanında ladı. Ancak Sığmdım, Ross'un sadece frengilihastalarda varolduğunu id- dia ettiği Ross korpüsküllerinin, başka hastalıklarda ve hücrelerde de var olabileceğinifark eflr. Butespitonuniçin yenibirserüvenin başlangıcıydı. Ross korpüskûllerini lösemi hastalannda araştırmaya karar verdi. 0 dönemde lösemiii hasta bulmak frengili hasta bulmaktan çok daha zor- du. NihayetSankt-Georg hastanesinin Iç Hastalıkları kliniğinde bir löse- miii hasta bulmayı başardı. Akut lösemi tanısı alan hastayı incelemesin- de, mikroskopik görünümün hiçbir klasik lösemitipine uymadığını fark et- ti. Hasan Reşat Sığındım'ın kan hastalıklanna olan HgisiCelalMuhtaröğ- retmenin Kadırga'daki mütevazı kliniğinde başlamıştı. Dolayısıyla kanın mikroskopisine hiç yabancı değildi. llk önce hergerçek bilim insanmın yaptığını yapü. Acaba yanılıyormuy- dv? Hastadan defalarca kan örneği aldı, her gün hastayı ziyarete gitti. Hastayıizleyen hekim, DrSığındım'ın telaşının farkındaydı. Sığındım'ın lö- semiii hastalarda Ross korpüsküllerinin varlığını gösteremediğini düşü- nüyordu. Dr Sığmdım, hastayı izleyen doktora Ross korpüskûllerini ara- maktan vazgeçüğini, ancak hastanın lösemi tanısma tam olarak katıta- madığını bildirdi. Alman meslektaşı şaşkınlık içindeydi. Dr. Reşad, şaka mı ediyorsunuz, yanılmıyorsam sizbir cilt hastalıkla- n uzmanısınız. Bu sözlerinizle çizmeyiaşıyorsunuz. Hastaya bu tanıyı ko- yan hekim, değilsizin Türkiye'deAlmanya'da bile eşine az rastiamrbirbi- lim insanıdır. Dr. Reşatkızmışü. Hem kendihem de Türkiye hakarete uğ- ramıştı. Çalışmaya devam etti. Sözü şimdi Reşat Sığmdım'a bırakalım. "Gözlerimin önünden mikroskoptakihayallerpeş peşe akıp gitmekteydi. Birdenşimşekgibibirfikirmüfekkiremesaplandı... Düşünüşüm ortaçağvari birkarakterkazanmış oluyordu... Hermüşahadeyimutlaka kitaba uydur- mak, bu müşahadelerkitapta yoksa kabuletmemek... Müşahadelerim ki- taplardaki4 çeşitlösemiye uymamaktaydı. 0 halde yenibirlösemitürüyle karşı karşıyaydım." Artık tamamen emindi. Bilinen lösemi türlerinden farklı, monositier- den köken alan yeni bir lösemi tipi tanımlamıştı. Sığmdım diyor ki; "Geriye, bu işi ilim alemine sunup kabul eta'rmek kalıyordu. Bu ön- cekinden de muhakkak daha zor bir işti." ReşatSığındım'ın imdadına Hamburg'da yaşayanAlmanya'nm en ün- lü kan hastalıkları Profesörü Dr. Schilling yetişti. Schilling, Sığındım'ın id- dialannı duymuş ve kan örneklerini incelemek istemişti. Schiling de Sığmdım ile aynı kanıdaydı. Sığmdım o güne kadar bilinmeyen yeni bir lösemi türü tanımlamışt. 1913 yılında Schilling ile beraber olguyu ma- kale haline getirip bilim dünyasına sundular. Bu lösemi türü tıp litera- türünde Reşat-Schilling Tıpi Monositer Lösemi (Reschad-Schilling type leukemia) ismiyle anılmıştır. Hasan ReşadSığmdım, modern tıp li- teratürüne isminiyazdıran ilk bilim insanlarımızdan biri olarak tarihe geç- miştir. Sağlık Karotid Arter Hastalığına Güncel Yaklaşım Doç. Dr. Cihangir Çelik, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Vasküler Cerrahi Bölüm Başkanı S trnkc (inme) bütün toplumlarda değişen oranlarda, fakat sık görülen bir hastalılctır. Gelişmiş ülkelerde yılda 100.000'de 200 ci- varında görülür. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki bir numaralı sakatlık ve üç nu- maralı ölütn sebebidir. Bu hastaların bakımı ol- dukça zahmecli ve çok masraflıdır. Strokun (inmenin) cn önemli scbeplerinden birisi, halk arasında şok damarları olarak bilinen karotis arter hastalığıdır (boyundaki damarlarda daralma, tıkanma veya emboli hastaların semp- tomlarının sebepleri olur). Karotis arter hastahği 50 yaşın üzerinde giderek artan sıklıkta görülür. Karotis arter aterosclerozu stokun (inme) en önemli sebeplerinden biridir. Genel olarak, hipertansiyon, hiperlipidemi, sigara içme, diabet, periferik damar hastalığı ve kalp hastalığı alanları yüksek risk grubuna girer. Karotis arter stenozu olan hastalar tamamen semptomsuz olabilirler. Bazı hastalarda geçici semptomlar oluşur ve yirmi dört saatten önce ta- mamen düzelebilir. Örneğin tek gözde aniden gelen ve kısa za- manda geçen görme kaybı, konuşma zorluğu, kol vc bacakta zayıflık olabilir. Bu semptomlar geçici olabileceği gibi kalıcıda olabilir (inme). Tam kor- lük kol ve bacakta kuvvetsizliği ve tam kuvvet kaybı, konuşma zorluğu veya konuşma kaybı, yutma güçlüğü gibi kalıcı semptomlar olabilir. Tam risk faktörleri olan hastalarda hikaye ve fizik muayene ile konula- bilir. Ultrasonla yapılan boyun da- marları incelemesi (doppler) hasta- ların %95'inde tanıyı koydurur. Dopplerde pozitif bulgu varsa MR Doç. Dr. Cihangir Çelik Stentsonrası açılmış internel karotis lötemal karotıste kısa sagment darttk anjiogram ta- nıyı kesinleş- tirir. Darhk de- recesi ileri ol- mayan (< % 5 0 - 6 0 ) asemptomatik hastalarda tıb- bi tcdavi has- talığtn ilerle- mesini yavaş- latır ve srroke (inme) riskini a z a 1 t ı r . Kolesterolin düşürülmcsı, sigarayı bırak- ma, hipertan- siyonun kont- rolü, diabetin kontrolü ve kan sulandırıcı ilaçların kullanılma- sı tıbbi tedavinin esasını oluşturur. Semptom geçiren hastalarda ve %70'ten da- ha fazla stenozu (darlık) olan hastalar da ameli- yatla stroke (inme) ris- ki%50'den fazla azaltı- labilir. tyi seçilmiş hasta- larda darlık stent ile te- davi edilebilir. Bugün genel olarak kabul edi- len, ameliyata uygun hastalarda cerrahinin uygulanmasıdır. Çünkü uzun vadeli sonuçları oldukça iyidir. Cerrahiye uygun olmayan veya yüksek riskli hastalarda stent uygulanabilir. Her iki yöntemden iyi sonuç alınabilmesi hasta seçi- ıniyle ilgilidir. Örneğin 70 yaşın üstündeki hastalarda stentin riskleri daha yüksektir. Karotis arter hastalığı olan hastala- rın iyi değerlendirilme- si ve uygun tedavi yön- temlerinin uygulanma- sı (tıbbi, cerrahi, stent) hastaların stroke (in- me) risklerini önemli ölçüde azaltır. Bu has- taların aralıklarla kontrnl edilmeleri ve yakından takip edil- meleri gereklidir. Yüksek riskli hastala- rın Nöroloji, Kardiyoloji, Dahiliye ve Vasküler Cenahi tarafından değerlendi- rilmesi gereklidir. k
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle