Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SELAHATTİN GÖKATALAY
MALATYA - Malatya’daki Zirve Ya-
yõnevi’nde biri Alman uyruklu 3 kişinin öl-
dürülmesiyle ilgili davanõn 25. duruşma-
sõnda mahkeme heyeti, davanõn “Kafes Ey-
lem Planı” soruşturmasõyla birleştirilme-
si talebini görüşmeye karar verdi.
Malatya’da 18 Nisan 2007’de Zirve
Yayõnevi’nde çalõşan Alman uyruklu Til-
man Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve
Uğur Yüksel’in bõçaklanarak öldürülme-
siyle ilgili davaya dün devam edildi. Tu-
tuklu sanõklar Emre Günaydın, Abuzer
Yıldırım, Cuma Özdemir, Hamit Çeker
ve Salih Güler’in adliyeye girişi sõrasõn-
da geniş güvenlik önlemleri alõndõ.
Duruşmada, öldürülenlerin ailelerinin
avukatlarõ adõna söz alan Erdal Doğan, da-
vanõn soruşturma ve kavuşturmasõnda cid-
di eksiklikler bulunduğunu belirterek mad-
di gerçeğe ulaşõlma hedefinin bu davada
göz ardõ edildiğini ileri sürdü. Sanõklarõn,
Ergenekon örgütüyle bağlantõlarõnõn cid-
diyetle ele alõnmadõğõnõ ifade eden Doğan,
Zirve davasõyla Kafes Eylem Planõ dava-
sõnõn birleştirilmesini talep etti. Cumhuri-
yet Savcõsõ ise Kafes Eylem Planõ ile Zir-
ve Yayõnevi davasõnõ birleştirilmesi tale-
binin bağlantõyõ gösterir somut delillerin bu-
lunmamasõ sebebiyle reddedilmesini iste-
di. Bu sõrada davada tutuksuz yargõlanan
Varol Bülent Aral ile mağdur avukatlarõ
arasõnda tartõşma çõktõ. Sõvas Cezaevi’nde
bulunan Burak Doğan’õn, Aral’õn azmet-
tirici olduğu iddialarõnõ içeren mektubu dos-
yaya eklendi. Mağdur avukatlarõ da Do-
ğan’õn tanõk olarak dinlenmesini talep et-
ti. Bunun üzerine Aral, “Önüne gelini din-
lerseniz, Polat Alemdar ile İskender’i de
dinleyin” dedi. Mağdur avukatlarõ ise
Aral’a tepki gösterdi. Ara sonrasõ mahke-
me heyeti, Kafes Eylem Planõ iddianame-
sinin incelenmesi ve gelecek duruşmada de-
ğerlendirilmesinin yapõlmasõna, ihbar mek-
tubunu gönderen Burak Doğan’õn da tanõk
olarak dinlenmesine karar vererek duruş-
mayõ 14 Mayõs’a erteledi.
CMYB
C M Y B
16 NİSAN 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Ağlamayan Çocuğa
Meme Yok mu?
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
TÜRKİYE TURİNG VE OTOMOBİL KURUMU
ÜYELERİNE DUYURULUR
Değerli Kurum Üyeleri,
Cumhuriyetimiz ile aynı dönemde kurulmuş olan, bizler için çok özel bir anlam taşıyan Türkiye Tu-
ring ve Otomobil Kurumu’nun, özellikle son birkaç yıldır yaşadığı pek çok olumsuzluk sebebiyle çok
zor dönemlerden geçtiği, hepimizce bilinmektedir.
Söz konusu bu zor dönemlerin artık sonuna geldiğimiz bugünlerde, Türkiye ve özellikle bir İstan-
bul sevdalısı olan, ülkemize birçok nadide eser kazandıran merhum Çelik Gülersoy’un anısına hür-
meten bizlerin, Kurumu tekrar o eski parlak günlerine kavuşturmak amacıyla tam bir birlik ve bera-
berlik anlayışı içerisinde hareket edeceğimize inancımız tamdır.
İşte bu inanç ile, yasa gereğince 17 Nisan 2010 Cumartesi günü saat 14.00’te, Türkiye Turing ve
Otomobil Kurumu’nun İstanbul/Levent’teki merkez binasında yapılacak Olağan Genel Kurulu’nda,
Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu’na sahip çıkmak üzere bir arada olmayı arzu ettiğimizi belirtmek
isteriz.
Söz konusu Genel Kurulumuz gündeminde yer alan ve taslak metni siz değerli kurum üyelerine
gönderildiği ifade edilen ancak, pek çoğumuzun bugüne kadar maalesef eline ulaşmayan ve dola-
yısıyla da tetkik edemediğimiz Tüzük taslağındaki değişiklik önerisi getirilen 27. madde ile geçici 2.
maddeyi aşağıda bilgi ve tetkiklerinize sunmak istiyoruz.
15 KİŞİ İLE DERNEĞİN FESHİ MÜMKÜN...
*Madde-27: Genel Kurul, bildirilen gün, saat ve yerde katılma hakkı bulunan üyelerin yarısından
fazlasının katılması ile toplanır. Tüzük değişikliği ve derneğin feshi hallerinde ilk toplantıda 2/3 ço-
ğunluk aranır. İlk toplantıda bu nisaplar sağlanamazsa ikinci toplantıda çoğunluk aranmaz. Ancak,
bu ikinci toplantıya katılan üye sayısı, dernek yönetim ve denetim kurulları üye tam sayıları toplamı-
nın iki katından aşağı olamaz.
Yani; hiçbir zaman ilk toplantıda Genel Kurul yapılamadığı için, ikinci toplantıda yönetim kurulu sa-
yısı 7, denetim kurulu sayısı 3, 7 + 3 = 10 x 2 = 20 : 2/3 = 15 kişi..
YÖNETİM KURULU BY-PASS EDİLMEK İSTENİYOR...
Ayrıca, 39. madde genel sekreter atıyor ve başkan ile birlikte iki imza ile yönetim kurulu by pass edil-
miş oluyor.
GENEL KURUL İRADESİ DİKKATE ALINMIYOR...
*Geçici Madde – 2: Bu tüzük taslağındaki hükümlerden mevcut tüzüğe aykırı olmayanlar ile mev-
cut tüzüğe aykırı olsa bile değişen mevzuat karşısında yasa hükümlerine göre düzeltilmiş olanlar,
Genel Kurulca kabulüne kadar Yönetim Kurulu ilke kararı olarak uygulanır.
17 Nisan 2010 Cumartesi günü görüşmek dileğiyle, sağlık ve esenlikler temenni ederiz.
Başaran ULUSOY Prof. Dr. Aydın AYBAY
Nezih BAŞGELEN Rıza T. EPİKMEN
Prof. Dr. Refik DURU
Bugün için yasaklı da olsa Ahmet Türk’ten
adının önüne herhangi bir takı ekleyerek söz
etmenin gereği yok. Siyaset yaşamımızda kalıcı
kimliği ile, inançları doğrultusunda yüklendiği
görevlerle iz bırakacak isimlerden birisi olan Türk,
birkaç gün önce Samsun’da uğradığı o çirkin
saldırıdan hemen sonra, yurttaşları sağduyulu
olmaya çağıran, birçok kişiye örnek olacak bir
davranış sergilemiştir.Saldırıyı televizyonlardan
izleyenler, Samsun Adalet Sarayı önünde -sözüm
ona- önlem almak için görevlendirilen güvenlik
güçlerinin nasıl bir vurdumduymazlık içinde
bulunduklarının tanığı oldular. Yasaklı
politikacının, bugün BDP şemsiyesi altında
toplanmış olan yol arkadaşları, Bulanık’ta
gerçekleştirilmiş bir başka esef verici olayın
sanıklarının Samsun’a alınmış olan
yargılanmalarını izleyeceklerini İçişleri Bakanlığı
Müsteşarı’na bildirdikleri halde, Samsun
Valisi’nin, o saldırının üstünü münferit bir tepki
olarak örtmek istemesini Sayın Beşir Atalay nasıl
değerlendirmektedir?İçişleri Bakanı, ilk aşamada
Samsun’a iki bakanlık müfettişi göndermiş,
ardından bir emniyet müdür yardımcısı ile asayiş
şube müdür yardımcısının açığa alındığını
söylemiş; önceki gün de Samsun Emniyet
Müdürü’nün geçici olarak merkeze alındığı
bildirilmiştir.Bakanlığın bu tasarrufları, Türk’ün
sağduyu öğütlerine aldırış etmeden İstanbul,
İzmir, Hakkâri ve Diyarbakır gibi kentlerin
sokaklarında başlatılan yürüyüşlerin daha da
büyümelerini önlemeyi mi amaçlıyor? Yoksa
hükümet, özellikle güvenlikten sorumlu olan
devlet görevlilerine, herkese gerçekten eşit
davranmaları, yurttaşlar arasında iç barışı
bozmaya yönelik olayları, kimden gelirse gelsin
özel bir emir beklemeden önlemeleri gerektiğini
somut tedbirlerle anlatmayı istediğinin örneklerini
mi vermek istiyor?
Her ikisi de hükümetin görevi
Aslında her ikisi de hükümetin öncelikli görevleri
arasındadır. İç barışı bozmaya yönelik, uluslararası
karargâhlarda hazırlanan planları yürürlüğe
sokmak isteyenlerin çabaları sürüyor. Kendilerini
terör örgütü ile özdeşleşmiş olarak gören bazı
sorumsuz politikacılar, belki de bilmeyerek, o
çabalara yardım eden davranışlarda bulunuyorlar.
Gerginliğin tırmanmasına, sokakların
ateşlenmesine yardım edecek konuşmalar
yapıyorlar. Samsun’daki yumruk bireysel bir
tepkinin ürünü bile olsa, etrafa yayılan ve büyüyen
bir kavgaya dönüşebilirdi. Öteki kentlerdeki
gösterileri de “cini şişeden çıkararak” tehlikeli hale
getirmek isteyenlerin bekledikleri ortamın
oluşmasını önlemek herkesin görevi olmalıdır.
Ya Van olayının sorumluları?
Söz buraya gelmişken İçişleri Bakanı’na, CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal’a yönelen
yumurtalı saldırıyı düzenleyenlerle ilgili olarak ne
yapıldığını soralım.
Van’daki olayı BDP’nin çıkardığı söylentisini
ortaya atanlar kimlerdir ve hangi amacı
gütmüşlerdir? Güvenlik örgütleri bu sorunun
yanıtını araştırdı ve aldı mı? Saldırı girişimi,
Baykal ve arkadaşlarının, bazı polislerin
öğütlerine uyarak, kendilerini kongre yerine
götüren CHP otobüsünden inmeleri
durumunda, nasıl bir sonuca ulaşacaktı? Bu
olasılığın yanıtını hâlâ bilmiyoruz.Ama biz
düşündüklerimizi söyleyelim: CHP’liler, kazara
resmi kişilerden gelen öğüde kulak vererek genel
başkanlarını o sokakta yürütmüş olsalardı, saldırı
çok vahim boyutlara ulaşmakla kalmayacaktı.
Saldırıyı BDP’lilerin üstüne yıkmak isteyenlerin
dolduruşuna gelenlerin bu partiye yönelik tepkileri
ise tam anlamı ile sokağı ateşlemeye yetecekti.
Baykal’a yönelmiş olan eylemin uzaktan ve
otobüse yönelik kalması, hemen sonra BDP’nin
yaptığı açıklama, kundakçıların heveslerini
büyümeden önlemiştir.
İyi de Van’da hangi güvenlik görevlisinin,
CHP’lilere “Kongrenin yapılacağı sokak dar,
taşıttan inerek gelin” mesajını verdiğini Van
Valisi de, İçişleri Bakanı da aradan günler geçtiği
halde açıklığa kavuşturmuş değildir.
CHP’liler de sorunu sokağa taşımamak gibi
doğru bir yöntem kullandıkları için, İçişleri Bakanı
o olayı aydınlatma amacı ile harekete geçmekte
gönülsüz görünmeyi sürdürüyor.
Kendi mensupları arasındaki kışkırtıcı ajanların
dersini vermekte geciktiğini de fark etmeden...
Gazeteci Şener’in yargõlandõğõ davada tanõk olarak dinlenen eski İstihbarat Daire Başkanõ Uzun:
Dink raporu benden saklandõHÜLYA KESKİN
Milliyet gazetesi muhabirlerinden
Nedim Şener’in, “Hrant Dink Ci-
nayeti ve İstihbarat Yalanları”
adlõ kitabõnda, “Kamu görevlisine
görevinden dolayı hakaret”, “Ad-
li yargılamayı etkilemeye teşeb-
büs” ve “kişiler arasındaki haber-
leşmenin gizliliğini ihlal” suçlarõn-
dan hakkõnda açõlan davanõn görül-
mesine devam edildi. Duruşmada
tanõk olarak dinlenen eski Emniyet
İstihbarat Dairesi Başkanõ Sabri
Uzun, Hrant Dink’in öldürüleceği
yönündeki raporun kendisine ulaş-
madõğõnõ belirterek “Eğer rapor ile
ilgili işlem yapılsaydı, Dink hak-
kında koruma kararı alınsaydı bu
olay gerçekleşmeyecekti” dedi. İs-
tanbul 2. Asliye Ceza Mahkeme-
si’ndeki duruşmaya sanõk Şener ve
taraf avukatlarõ katõldõ. Duruşmada
tanõk olarak dinlenen eski İstihbarat
Dairesi Başkanõ Uzun, başkan oldu-
ğu dönemde Trabzon Emniyet Mü-
dürlüğü’nden gönderilen 17 Şubat
2006 tarihli “Dink öldürülecek”
şeklindeki raporun kendisinden sak-
landõğõnõ belirtti.
Uzun, Trabzon’dan gelen raporun
İstihbarat Dairesi Başkanlõğõ C Şu-
besi’nde saklandõğõnõ ve arşive kal-
dõrõldõğõnõ anlattõ. Uzun, davaya ko-
nu olan kitabõn 225’inci sayfasõnda
kendisi ile ilgili yer alan bölümdeki
ifadelerin doğru olduğunu da vurgu-
ladõ. Dink’in öldürüleceği yönünde-
ki rapor ile ilgili kendisine yetkili
birimlerden herhangi bir soru yönel-
tilmediğine de dikkat çeken Uzun,
“Rapor gelmiş ancak benim rapo-
run geldiği yönünde bir bilgim
yoktu. Eğer rapor ile ilgili işlem
yapılsaydı, Dink hakkında koru-
ma kararı alınsaydı bu olay ger-
çekleşmeyecekti, Dink öldürülme-
yecekti” diye konuştu. Raporun
kendisine gösterilmediği için dola-
yõsõyla herhangi bir işlem yapõlma-
dõğõnõ anlatan Uzun, emniyet yetki-
lileri ile gerekli görüşmelerin yapõ-
lacağõnõ ve konu ile ilgili yasal süre-
cin başlatõlabileceğini de sözlerine
ekledi.
Mahkeme ise tanõk ifadelerine
karşõn beyanlarõnõ bildirmeleri
için taraf avukatlarõna ek süre ve-
rerek duruşmayõ 29 Haziran 2010
tarihine erteledi.
Zirve Yayõnevi davasõnda, Kafes Eylem Planõ soruşturmasõyla birleştirilmesi talebi görüşülecek
Mahkeme ‘Kafes’i inceleyecek
Avukat Erdal Doğan, “Balyoz darbe planında son anda soruşturmanın engellenmesinde
ciddi bir şekilde müdahil olan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bu konuda cid-
di bir sorumluluğu var” derken müdahil avukatlarından Orhan Kemal Cengiz de,
davanın arkasındaki gerçek isimlerin ortaya çıkarılamadığını belirterek “Zirve ola-
yı da faili meçhul cinayetler arasına katılacaktır” diye konuştu.
Erşahin
yakalandı
İstanbul Haber Servisi - Susurluk raporunda adõ ge-
çen ve hakkõnda gõyabi tutuklama kararõ bulunan
Doğan Erşahin, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Ara-
nan Şahõslar Büro Amirliği tarafõndan gözaltõna
alõndõ. Emniyet müdürlüğündeki işlemlerinin ta-
mamlanmasõnõn ardõndan Erşahin tutuklanarak ce-
zaevine gönderildi. Susurluk raporunda yer alan
bir askerin ifadesine göre Doğan Erşahin, tetikçi
olarak kullanõldõ. Doğan Erşahin’in adõ TBMM’de
kurulan Susurluk Komisyonu’nun yanõ sõra Uğur
Mumcu cinayeti ile Yüksekova çetesi raporlarõnda
ve Ergenekon tutuklusu emekli Tuğgeneral Veli
Küçük’ün adõnõn geçtiği bölümlerde de yer alõyor.
1996 yõlõnda Kõrklareli Cezaevi’ne götürülürken
firar eden Erşahin, 2000 yõlõnda Adana’da polis-
le çatõşmaya girdi ve 3 polisi yaraladõ. Yakalanan
Erşahin, ağõrlaştõrõlmõş ömür boyu hapis cezasõna
çarptõrõldõ. Ceza, 25 yõl hapis çevrildi. Sakarya Ce-
zaevi’nde yatan Erşahin’in, aftan yararlanmak için
yaptõğõ başvuru 2009 yõlõnda kabul edildi ve ser-
best bõrakõldõ. Hakkõnda devam eden davalar ne-
deniyle yeniden ağõrlaştõrõlmõş müebbet hapis ce-
zasõ alan Erşahin, 2009 mart ayõndan beri aranõ-
yordu. 51 yaşõndaki Erşahin, bugüne dek 6 kişiyi
öldürmekten suçlu bulundu, 2 kez ruhsatsõz silahla
yakalandõ, 3 kez dolandõrõcõlõk ve hileli iflas suç-
larõnõ işledi. Bir gasp olayõna karõşan Erşahin, 2 kez
“resmi belgede sahtecilik” suçu işledi.
SUSURLUK RAPORUNDA ADI GEÇİYOR
ÜÇ POLİS YARGILANIYOR
Paksüt’ü takip
davasõ başladõ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa
Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ü izle-
yerek, “görevi kötüye kullandıkları” iddia edi-
len 3 polisin yargõlandõğõ davanõn ilk duruşmasõn-
da mahkeme, olayõn meydana geldiği gün akarya-
kõt kaçakçõlõğõyla ilgili bir soruşturma olup olma-
dõğõnõn Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ ile Anka-
ra emniyetine sorulmasõna karar verdi.
Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki du-
ruşmaya tutuksuz sanõklar Emniyet Amiri Gök-
han Ayhan, polis memurlarõ Nesip Söylemez,
Ahmet Teke, şikâyetçi Osman Paksüt ve tarafla-
rõn avukatlarõ katõldõ. Sanõk Ayhan, savunmasõn-
da, olay günü akaryakõt kaçakçõlõğõ konusunda
araştõrma için bölgeye gittiklerini, park yeri arar-
ken Kavaklõdere Tenis Kulübü önünde tesadüfen
Ferda Paksüt’ün aracõnõn arkasõnda durduklarõnõ
savundu. Ayhan, daha sonra Osman Paksüt’le bir-
likte yanlarõna gelen Ferda Paksüt’ün “Yakala-
dım Osman, bizi 2 aydır takip edenler bunlar”
bunlar diye bağõrdõğõnõ söyledi.
‘Farklı plakalı benzer aracı gördüm’
Osman Paksüt ise olayõn gerçekleştiği günlerde
Anayasa Mahkemesi’nin gündeminde AKP hak-
kõnda açõlan kapatma davasõnõn bulunduğunu, bu
süreçte, 3-4 kez gittiği Kavaklõdere Tenis Kulübü
çevresinde aynõ aracõ farklõ plakalarda gördüğünü
anlattõ. Paksüt, olay günü aracõn içine bakmak is-
tediğini ancak Ayhan’õn kendisine engel olduğunu
anlattõ. Paksüt, “Kulübe giderek dönemin Anka-
ra Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz’a tele-
fon açtım. Döndüğümde polisler gitmişti” dedi.
Mahkeme, olayõn meydana geldiği süreçte
akaryakõt kaçakçõlõğõna yönelik soruşturma yapõ-
lõp yapõlmadõğõnõn Ankara Emniyet Müdürlüğü
ile Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’ndan sorul-
masõna karar vererek duruşmayõ erteledi.
Polise dinleme sorgusu
İstanbul Haber Servisi - İstanbul Emniyet Mü-
dür Yardõmcõsõ Cengiz Põnarbaşõ, yasadõşõ tele-
fon dinlemesi yapan bir suç örgütüne yönelik yü-
rütülen soruşturma kapsamõnda ifade vermek için
dün Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne geldi. Põ-
narbaşõ özel yetkili soruşturma savcõsõna ifade
verdi. Daha önce Põnarbaşõ’nõn evinde ve işyerin-
de arama yapõlmõştõ. Soruşturma kapsamõnda spor
dünyasõndan Rõdvan Dilmen’in de aralarõnda bu-
lunduğu birçok isim gözaltõna alõnmõştõ.
Tuncel için ‘zorla getirme’ kararı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara 11. Ağõr Ce-
za Mahkemesi, BDP İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel’in
DTP’nin Kadõn Meclisi üyesi
23 kişiyle birlikte “suçu ve
suçluyu övdüğü” iddiasõyla
yargõlandõğõ davada, ifadesinin
alõnmasõ için yeniden “günsüz
olarak zorla hazõr edilmesi” kararõ verdi. Mahke-
me heyeti duruşmayõ 17 Haziran’a erteledi.
Müdahaleye suç duyurusu
İstanbul Haber Servisi - “Demokratik Anayasa
Mitingi” Tertip Komitesi üyeleri, Kadõköy’de düzen-
lenen mitinge yönelik polis müdahalesi ile ilgili yet-
kililer hakkõnda İstanbul Adliyesi’nde suç duyuru-
sunda bulundu. Komite tarafõndan yapõlan ortak ba-
sõn açõklamasõnda mitinge yönelik müdahalenin Tür-
kiye’deki antidemokratik uygulamalarõn en önemli
örneklerinden birisi olduğu vurgulandõ.
Erbakan’dan anayasa tepkisi
İstanbul Haber Servisi - Avrupa Milli Görüş
Teşkilatõ’nõn kuruluşunun 40. yõldönümü kutlama-
larõna katõlmak üzere Almanya’ya hareketinden ön-
ce Atatürk Havalimanõ’da açõklama yapan kapatõlan
Refah Partisi’nin eski genel başkanõ Necmettin Er-
bakan, “Biz anayasanõn köklü bir değişikliğe tabi
tutulmasõndan yanayõz. Bu parça pürçük çalõşmalar
bir şey ifade etmez, bunlar vakit kaybõ” dedi.