23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
SAYFA 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara B B Y B B B Y Y Y Y Y Y Y 8 4 8 7 10 9 10 6 9 10 12 11 3 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars K K K Y B B B Y B B B B B 2 5 5 16 18 18 9 11 10 11 4 5 6 Oslo PB 5 Helsinki Y 8 Stockholm PB 13 Londra PB 5 AmsterdamPB 3 Brüksel B 4 Paris PB 4 Bonn Y 7 Münih PB 2 Berlin Y 8 BudapeştePB 5 Madrid Y 10 Viyana PB 3 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam B B B PB PB K B B PB PB PB PB Y 2 4 11 11 2 9 10 5 16 2 17 22 12 Yurdun geneli parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, İç Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz, Doğu Anadolu’nun güney ve batısı ile Güneydoğu Anadolu bölgeleri yağışlı geçecek. Yağışlar, Ankara, Isparta, Afyonkarahisar, Kastamonu, Sinop, Karabük, Çankırı Kırıkkale, Samsun ve Ordu çevrelerinde kuvvetli olmak üzere kıyı kesimler ile Güneydoğu Anadolu bölgesinde yağmur ve sağanak şeklinde olacak. Hava sıcaklığı iç kesimlerde 610, doğu bölgelerde 4 derece azalacak. CUMHURİYET 30 ARALIK 2010 PERŞEMBE TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 30 Aralık GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada açıklıyor. Ana muhalefet ise iktidara geldiğinde toplumun her kesimine verebileceği olanakları saptamaya çalışıyor. Vaat yağmurları başladı. Hükümet örneğin önceki gün öğrencilere, çiftçiye köylüye hoş görünecek kimi yaptırımlarının 1 Ocak’ta, yeni yılla birlikte yürürlüğe gireceğini açıkladı. Büyük müjde asgari ücretle ilgili. Yılda 56.5 TL arttırılıyor! 1946’dan beri kaç seçim, kaç iktidar geldi geçti. Demokrasimizin vaatler açısından en renkli genel seçimini 14 Mayıs 1950’de yaşadık. Bu seçimde tek başına iktidarı aklının ucundan geçirmeyen Demokrat Parti’nin vaat yarışındaki hamleleri, günümüzün siyasal partilerine öncülük etmiş sayılabilir. Örneğin DP, sigarayı beş kuruşa indireceğini ilan etti. Kimi siyasetçiler ise sade vatandaşın ağzını hayretten bir karış açık bırakan vaatlerde bulundu. Hayali hayli geniş bir politikacımız, Ankaralı seçmenlere liman vaat edecek kadar ileri gidince, izleyiciler “Ama Ankara’da deniz yok ki…” diye uyardı. Ufku geniş politikacı, duraksamaksızın karşılık verdi: “Denizi de getireceğiz, denizi de!..” Bugün din üzerinden oy kapışması, dinin siyasette kullanılması demokrasinin ilk yıllarında partilerin kullandıkları malzemeydi. Toplumun eğitim görmemiş büyük yüzdesi laiklik nedir ne değildir bilmediği için kimi siyasetçiler, örneğin CHP gâvur diye damgalanıyordu. 1950’den sonraki ilk ara seçimde ana muhalefetin genel sekreteri Kasım Gülek, Bilecik’ten adaydı. Bir DP mitinginde Gülek sünnetsiz gâvur ilan edildi. DP’den sonra aynı alandaki CHP mitinginde Gülek konuştu ve DP’lilere “Görmek isterseniz buyurun göstereyim” diye eliyle iki bacak arasını işaret etti. DP, sünnetsiz gâvur söylemini bir daha kullanmadı. CHP’nin yayın organı Ulus adına genel sekreteri izliyordum. Gülek; sünnetlisünnetsiz tartışmasındaki el hareketini ayrıntılarıyla haberleştirmemi isteyince ne yapacağımı şaşırdığımı itiraf etmeliyim. Aynı ara seçimde Denizli’den CHP adayı olan Cemil Sait Barlas, çok az farkla seçimi yitirmişti. O sırada CHP yöneticileri, Barlas’ın başarısının nedenini halkla birlikte namaz kılmasına bağlamışlardı. Devlet kuran Halk Partisi’ni, 1950’deki ağır yenilgiden sonra halkla buluşturan, halkın partisi yapmaya çalışan siyasetçi yurdun hemen her yöresine giden Gülek’ti. Halk Partisi’ni halkla buluşturan ikinci siyasetçi Ecevit’ti. 1950’den beri partiyi halkla buluşturmaya soyunan üçüncü önder de Kılıçdaroğlu! Yıllardır aradığı hedefe bir türlü ulaşamayan demokratik özgürlüklerimiz 1950’den beri hiç gündemden düşmedi. 1950 iktidara gelmeden önce Bayar’lar, Menderes’ler DP’yi destekleyen basına öyle özgürlük vereceklerdi ki… gazeteciler devlet yöneticilerinin yatak odalarına bile girecek, yazacaktı. Tek başına DP iktidarı basını yatak odaları yerine tutukevlerinde konuk etti! Bugün değişen nedir? Kimi maddi olanaklara dayanan vaatleri kullanan AKP’nin DP’den farkı yok. Basın özgürlüğü konusunda ha DP ha AKP! Menderes de bugünküler gibi halka kimi maddi olanaklar sağlanırsa demokrasinin, her alandaki özgürlüğün çöp sepetine atılabileceğine inanırdı. Bugün AKP hükümetine egemen olan görüşler Menderes’ten farksız! Günümüzün Başbakanı, Menderes’e oranla daha Müslüman! Vatan Cepheleri kuran Menderes’lerin bizden olanlarolmayanlar ayrımcılığını kökleştiren AKP (RTE), DP’den birkaç adım önde. Şöyle: AKP, laiklerlaikliğe karşı olanlar ilk ayrımcılık hareketini başlattı. Etnik ayrımcılığa yol açan, açılım adı altında ülkeyi bölünmeye taşıyan TürkKürt, iki dil ayrımını başlattı. Ben Türk’üm diyemeyen bir Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı düşünebilir misiniz? Örnek 8 yıldır başbakan! Son bütçe görüşmelerinde iki dil, demokratik özgürlük gibi üniter devletin temellerine dinamit koyan BDP dayatmalarına karşı görüş açıklarken RTE; bir ara “bu millet” dedi. MHP sıraları “Hangi millet?” diye sordu. RTE yanıtladı: “Türk milleti!” MHP alkışladı ama Türk milleti diyen RTE, yeri gelmişken “Ben Türk’üm” diyemedi. Aydınları, gazetecileri Silivri’ye atmış. Devletin önemli kurumları AKP kafasına konuşlandırılmış. Basın susturulmuş. İktidarın valileri devlete değil partiye hizmete adanmış. Yargı yarınından kaygılı. Bilimsel, düşünsel özgürlüklerin yatağı üniversitelerde öğrenciyi kapıda polisin aramasını üniversite yönetiminin istediği bir ülkede demokrasi yerine, ancak faşist kafalar çağının yaşandığını söyleyebilirsiniz. Şunu da söyleyebilirsiniz: DP ile AKP’nin yok birbirinden farkları... Aslında anlamıyorum: AKP Türkiye’nin altını üstüne getiriyor, devlet yerlerde sürünüyor, kirli işler havalarda uçuşuyor... Ama CHP karışıyor... Medya, tarihinin en berbat günlerini yaşıyor, her gün bir iktidara yamanmayanaşma kepazeliği ortaya dökülüyor... Ama Cumhuriyet gazetesi karışıyor... Cumhuriyet’in en yeni mensubuyum. Henüz palto asacağının yerini öğrenemediğimde ve gazetenin arabası niyetine gidip komşunun arabasına oturduğumda… Başımın üzerinde uçuştu açıklamalar, iddialar, laflar… Doğrusunu isterseniz ONUNCU KÖY BEKİR COŞKUN Sırası mı?.. Cumhuriyet, kişiler üstüdür ve bir kurumdur, adı üzerinde… Ne yapabiliriz; Cumhuriyet’in arkasında işadamı patron yok, iktidarın nimetleri yok, tarikat yok… Sadece okurlarının aldıkları o birer gazetenin gücü var… İktidarın gazeteleri promosyonlarla beşer yüz bin, tarikatın gazeteleri gönüllü dağıtıcılarla neredeyse birer milyon satarken… Çağdaşlığı savunan her sayfaya, her satıra, her kelimeye, her harfe ihtiyacımız var… Cumhuriyet’e kıymayın… GÜNDEM Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Cumhuriyet... Türkiye bu haldeyse, tabii ki irili ufaklı günahlarımız var… Söylenecek sözler olmalı… İyi ama zamanı mı?… Laik cumhuriyeti silip süpürmeye karar vermiş istilacı, kuşatmayı daraltmaya devam ediyor… Altı ay sonra seçim var… Ve bu seçim, savaş alanını kimin temizleyeceği seçimidir… Zaman dar… Cumhuriyet gazetesi ise laik cumhuriyetin sembollerinden birisidir. Bu gazetenin çalışanları her sabah, o sembollere ruh vermek uğruna kendi varlıklarını feda etmiş insanların duvarlardaki fotoğraflarının önünden geçip giriyorlar. En yeni tanığıyım; genç gazeteciler çoğu haberleri gözleri dolu dolu yazıyorlar… Toplum, medyadaki densizliklere, yalana, kirli ilişkilere prim verirken, çağdaş insanların kendilerini yalnız bıraktığının burukluğunu duya duya… bcoskun@cumhuriyet.com.tr FEYZİOĞLU: ERGENEKON VE KCK YARGILAMALARINDAKİ USULSÜZLÜKLERİ TESPİT EDECEĞİZ Barodan davalara gözlemci ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, Ergenekon ve KCK davalarına gözlemci göndereceklerini bildirdi. Feyzioğlu, yaptığı açıklamada, bu davaların gelecek duruşmalarına, baro olarak belirledikleri gözlemcileri göndereceklerini ifade etti. KCK davasının Avrupalı bazı hukukçularca izlendiğini ancak gerek KCK gerekse Ergenekon davalarına Türkiye’deki baroların ise ilgisiz kaldığını iddia eden Feyzioğlu, bu davaların barolarca takip edilmesinin, duruşmalarda usul kurallarının uygulanması açısından önemli olduğunu belirtti. Feyzioğlu, “Gözlemciler vasıtasıyla tabiri caizse fotoğraflar çekeceğiz. O fotoğraflardaki, usule ilişkin hukuka aykırılıkları zaten takip ediyoruz. Ama bir de yerinde göreceğiz. Usul açısından hukuka aykırılıklar, bu davalarla sınırlı değil. Türkiye’deki her davada başımıza gelen usule aykırılıklar” diye konuştu. Bu davalarla sınırlı kalmayarak, tüm Türkiye’deki hukuk ihlallerini güçlü şekilde dile getireceklerini belirten Feyzioğlu, şöyle devam etti: “Bana göre, bahsettiğimiz davalarda usul açısından ne kadar usulsüzlük yapılabilirse, pek çoğu yapılıyor. Davalar, bu anlamda usul açısından laboratuvar. Bu, usulsüzlükleri yaşayanlar açısından çok büyük şanssızlık. Hayatlarından yıllar gidiyor. Ama bu usulsüzlükleri şansa çevirmek, yine bizim elimizde. Eğer Fransa Dreyfus davasını yaşamamış olsaydı, bunun mücadelesini bugün vermek zorunda kalırdı. Bizde ise gün bugünmüş, bugün yaşıyoruz.” “Esasa ilişkin değil, usule ilişkin konuştuğunu” belirten Feyzioğlu, “Bu usulsüzlükleri tespit edip, dile getirip, usulsüzlükler sebebiyle bundan sonra canların yanmamasını sağlamak için hukukçular ortak lisan oluşturmalı” dedi. okurların yeni yılını kutlarken, 2010 yılı boyunca mektup yazan herkese teşekkür ediyorum. İlk kez mektup yazan pek çok kişinin yanı sıra düzenli mektup aldıklarım var. Özellikle Ankara’dan, Gölbaşı’ndan Hulusi Gürpınar aylık olağan mektuplarının yanına kartpostal da eklemeye başladı. Tüm kartpostallarda Ankara Gölbaşı’nın sevgi çiçeği var, kıpkırmızı bir güneş gibi yanan. Güzel bir sevgi çiçeği koleksiyonum oldu. Nikâh şahitliğini yaptığım Kılıç ailesinin mektuplarında sıklıkla Ankara’nın mevsimleri vardır. 12. mektup karı müjdeliyordu. ODTÜ öğretim üyesi Prof. Aysıt Tansel’den daha önce söz etmiştim. Mektuplar, kitaplar eşliğinde devam ediyor. Ona, Prof. Tansel’i tanıyanların mektupları eklendi: Onlardan birinin son bölümünü paylaşmadan edemeyeceğim. Nuri Kılcı, Türkiye’nin yakın tarihinden kesitleri, Cumhuriyet okurluğunu güzel bir dille anlattıktan sonra şöyle diyor: “Bilesin ki, yarın gönül rahatlığıyla çalabileceğin onbinlerce kapın, seni görünce göklere uçacak yüzbinlerce yakının ve dostun oldu. Onlardan birinin kapı adresi şöyle...” Nuri Kılcı, tam adresini yazıp yeni yılı kutlayarak mektubu sonlandırmış. Silivri’de salı ve cuma posta günü. Ayrı bir önemi vardır. Kılcı’nın mektubunu bitirdiğimde karşımdaki 80 demir parmaklı kör pencere on binlerce kapı oluverdi, tel örgünün hemen üstünden bulutlara açılan... CHP Gençlik Kolları’ndan tanıdığım Mahmut Aslan’ın mektupları “ekli” olur. Son mektubunda Hatay’dan Ali Dal’ın yazdığı 8 kıtalık “ZULÜMHANELER” başlıklı şiiri göndermiş. Bir kıtası şöyle: Korkuyla yenilmez ahdım, yeminim Asla koymaz Mustafa’mla zeminim “Yüz karası” geçecektir eminim Tarihe, zamana “ZULÜMHANELER” Her konferansa coşkuyla gidip çok coşkuyla döndüğüm Hatay’dan Ali Dal’ın şiiri beni kekik kokulu Nur Dağları’na, gökyüzü mavisi Akdeniz sularına, insan sıcaklığıyla tutuştuğum salonlara götürdü, uzun süre getirmedi. Aralık ayının ikinci yarısında aldığım mektupların bir bölümü 12 Aralık tarihli “Silivri’den Yükselen Çığlık” başlıklı yazıma ilişkindi. O çığlığı duyanlar olmuş. Biri de Ankara Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Erol Aras. Aras, 15 yıl önce mesleğe başladığında nasıl tanıştığımızı anlatmış, arada geçen yılları özetlemiş, Prof. Metin Feyzioğlu ile birlikte Ankara Barosu yönetimine geliş nedenlerini sıralamış. Çok sevindim: Ankara ve İstanbul barolarını güçlü bir şekilde kazanan başkanların arkasında ciddi boyutta genç avukat desteğinin olduğunu duymuştum. Erol Aras’ın yazdıkları bu bağlamda beni ayrıca mutlu etti. Aras, duruşmalara da geleceğiz, diyor. 17 Ocak’ta başlayacak duruşmamız bu kez sadece bir hafta sürecek. Silivri Toplama KampıZulümhane kitabıyla ilgili mektuplar gelmeye devam ediyor. Daha önce sözünü etmiştim ama son mektuplardan birini paylaşmadan geçemeyeceğim. Doğduğum topraklardan, Burdur Yeşilova’dan avukat Ünal Korkmaz sık sık kitaba göndermeler yapıp, “Seni biz hemşerilik sigortası ile sigortaladık” diyor. Sevgili Ünal Korkmaz tahliye sonrası planları yapmış bile; ilk panel, Salda Gölü gezisi... Bir de kaderdaşlardan, hapishanelerden aldığım mektuplar var. Onlara da kendime dilediğim kadar özgürlük diliyorum. Afyon, Buca, Sincan, Çanakkale, Kocaeli, Tekirdağ, pek çok cezaevinden aldığım mektuplarda, son kitabımı göndermemi istiyorlardı. Cumhuriyet Kitapları’ndaki arkadaşlara ilettim, gönderecekler. Gaziantep H Tipi Cezaevi’nden Cumaali Sevimli ikinci kez kitap isteyen mektubunu şöyle noktalamış: “Kurban olduğum M. Balbay, bu konuda kardeşine duyarlı davranacağından şüphem yok...” Biri Şili biri Çin damgalı 2 kart aldım. Şili’den Atilla Tuna, dünyanın en güneyindeki yerleşim yeri Tierra del Fuego’dan yazmış... Hücremdeki dünya haritasından yeri buldum, gitmiş kadar oldum. Çin’den yazan Çağlar Bulutoğlu şöyle diyor: “Kitabınızdan Çin’i tanımıştık. Bir de gezelim dedik, size hatırlatmak istedik. Sonuçta anılara da zincir vuracak değiller ya.” Kartı çevirdim, Çin Seddi. Çin’in Uzun Yürüyüşü kitabını yazma serüvenim geldi gözümün önüne... Söyleyin duvarlarımdaki haritalar... Bakma öyle soğuk soğuk gri ranza... Ben şimdi nasıl yeni kitap planları yapmam... Söyleyin dostlar... ankcum@cumhuriyet.com.tr 50 gazeteci yeni yılı cezaevlerinde karşılayacak İstanbul Haber Servisi Türkiye genelinde 50’yi aşkın gazeteci yeni yılı cezaevlerinde karşılayacak. Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) Adalet Bakanlığı ile Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu ve diğer kaynaklardan elde ettiği verilere göre, Yürüyüş dergisine yapılan operasyonda da 7 kişi tutuklanınca tutuklu gazeteci sayısı 50’yi aştı. Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu yeni yılı cezaevlerinde karşılayan gazetecilere destek olmak amacıyla “yeni yıl kartı” göndereceğini açıkladı. Platformdan yapılan açıklamada tutuklu gazeteci ve yazarların, aileleri ve yakınlarının, düşünce ve ifade özgürlüğüne, basın özgürlüğüne gönül verenlerin yeni yılını kutladıkları belirtilerek, “Tutuklu gazeteci ve yazarların bir an önce özgürlüklerine kavuşmalarını diliyoruz” denildi. AKP’nin muhalif seslere tahammülü olmadığını belirten DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, “Yürüyüş dergisi helikopterli destekle çevik kuvvet ve özel harekât timlerince basıldı. Hükümetin, keyfi yetki kullanmaktan çekinmeyenlere karşı desteği olduğu sürece, TMY kaldırılmadığı sürece, Türkiye’de muhalefet hareketleri sürekli potansiyel suçlu olarak muamele görecek ve baskıların ardı arkası kesilmeyecektir” dedi. Tazminat davası Savcıların kusuru için bilirkişi incelemesi İstanbul Haber Servisi Cumhuriyet gazetesinin imtiyaz sahibi Cumhuriyet Vakfı ile gazeteyi yayımlayan Yeni Gün Haber Ajansı AŞ’nin Ergenekon soruşturmasını yürüten cumhuriyet savcıları Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın aleyhine açtığı 100 bin TL’lik tazminat davasında, kusur tespiti için bilirkişi incelemesine karar verildi. İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davanın dünkü oturumuna Cumhuriyet gazetesi avukatı Abbas Yalçın katıldı. Mahkeme yargıcı, davalı cumhuriyet savcılarının iddia edilen kusurlarının, kişisel ya da görevleri nedeniyle olup olmadığının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verdi. Mahkeme, İstanbul, Marmara ve Galatasaray üniversitesi hukuk fakültelerine yazı yazarak, ceza hukuku dalında uzman bilirkişi olabilecek öğretim üyelerinin bildirilmesini isteyecek. Tespit edilen bilirkişi, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen birinci Ergenekon davasının iddianamesini ve dosyadaki belgeleri inceleyerek bir rapor hazırlayacak. Davanın bir sonraki oturumu, 31 Mart 2011’de görülecek. ‘Utancı Başbakan’a ait’ İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Türkiye’de onlarca gazetecinin mesleki çalışmalarından dolayı cezaevlerinde tutulmasının, gazeteciler aleyhine binlerce dava açılmasının utancının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarına ait olduğunu belirtti. TGS 19. Dönem Genel Kurulu sonuç bildirgesi açıklandı. TGS’nin 2526 Aralık 2010 tarihleri arasında toplanan genel kurulun sonuç bildirgesine göre, Başbakan Erdoğan ve AKP iktidarının düşünce, ifade ve basın özgürlüğünü olanaksızlaştıran yüzlerce yasa hükmünü muhafaza ederek, hoşgörüsüzce uygulamasının, ülkemizi demokratik ülkeler listesinde arka sıralara düşürdüğü belirtildi. TGS’nin yazılı açıklamasında özetle şu görüşlere yer verildi: “AKP iktidarı, medya emekçilerinin yıpranma hakkını yok etmesiyle emek düşmanı yüzünü tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermiştir. İktidar, Genelkurmay ve yargı gibi kurumların ayrımcı akreditasyon uygulamalarını önlemek yerine bizzat ayrımcı akreditasyon uygulamalarıyla medya emekçilerinin çalışmalarını zorlaştırmıştır. Bunu da yeterli görmeyen iktidar, Başbakan’a ve siyaset arkadaşlarına sorulacak soruların çerçevesini çizerek, benzerine kolay rastlanmayacak bir skandala imza atmıştır.” Din İşleri’ne atama ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu üyeliğine Prof. Dr. Muhammet Şevki Aydın atandı. Dünkü Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararına göre, istifa nedeniyle boşalan Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu üyeliğine, ilahiyat fakültesi öğretim üyesi kontenjanından Prof. Dr. Muhammet Şevki Aydın atandı. C MY B C MY B Oktay Ekşi görevi devrediyor İstanbul Haber Servisi Gazetecilere Özgürlük Platformu’nun (GÖP) Dönem Başkanlığı’nı ocak ayı içinde Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel’e devredecek olan Oktay Ekşi bugün düzenleyeceği toplantıyla GÖP’ün bugüne dek öncüsü olduğu faaliyeteleri ve geleceğe yönelik planlarını anlatacak. Türkiye’de ifade özgürlüğünün tehdit altında olduğuna inanan ve bu özgürlüğün standartlarını yükseltmek amacıyla bir araya gelen 24 basın meslek örgütünün oluşturduğu GÖP’ün dönem başkanlığı iki aylık sürelerle dönüşümlü olarak yürütülüyor. HSYK’de görevlendirmeler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) bazı birimler için görevlendirmeler yaptı. Genel Kurul Sekreterliği’ne Mehmet Kaya, genel sekreter yardımcılıklarına, Engin Durnagöl, Neslihan Ekinci, Muzaffer Bayram ve Nevzat Karababa getirildi. Kurulun Teftiş Kurulu Başkanı Ahmet Can, başkan yardımcıları Oktay Acu ve Selim Yıldız oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle