23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
SAYFA 4 HABERLER CUMHURİYET 30 ARALIK 2010 PERŞEMBE DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Toplantının ardından ‘tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet’ vurgusu yapıldı Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz. Her şeyin olabilirliğini, olmazın olamayacağını anlatmak için bulunmuş bir tekerlemedir bu. Faşist diktalar da öyledirler. Orada hiçbir şey olmaz değildir. Her şey kitabına uydurulur. Her şey hukuki bir kalıba sokulur. Yasama yoluyla ya da yürütmenin kararnameleri aracılığıyla yapılır bütün bunlar. Böylelikle herkese her şeyin yasaya uygun olduğu kanıtlanacaktır. Öyle ya! Her şey çıkarılmış olan bir yasaya uygun yürütülmektedir. Ama her yasa, her hukuki karar hukukun özüne uygun değildir. Ama “yaptım olur!” diye düşünürseniz, “yaptım oldu” sanırsınız. Hani Bektaşi sormuş ya Hoca’ya: Hoca efendi aptessiz namaz kılınır mı? Haşaaa! demiş Hoca, Gülerek yanıtlamış Bektaşi: Ama ben yaptım oldu! Faşizmin hukuku aptessiz namaz misalidir. Yaparsınız olur. Ama nasıl olur? Önceki gün bu sütunlarda, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 31.12.2010 tarihinde yürürlüğe girecek olan 102. maddesiyle ilgili olarak bazı ahvalde tutukluluk süresinin uzatılabileceği üst sınır ile ilgili olan tartışmaya değinmiştik. Ünlü ceza avukatı, eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan düzenlediği basın toplantısında, haklı gerekçelerini de sıralayarak bu sınırın azami 4 yıl olarak yorumlanabileceğini söyledi. Ertesi gün gazetelerimizden birinde yayımlanan haberde, Yargıtay üyelerinin büyük bölümünün, kanunun maddesini yorumlayarak, bazı ahvalde tutukluluk üst sınırı konusunda 10 yıl dedikleri belirtildi. Tutukluluğa gelmeden önce soralım: Her şeyden önce, bir ceza davası 10 yıl sürer mi? Bir Yargıtay üyesi 10 yıllık tutukluluğun olabilirliğini savunursa, 10 yıllık dava süresini de savunuyor demektir. Yani bununla Yargıtay üyelerinin bir bölümü şunu söylemiş olacaklardır: Biz, yargıç olarak, bu davayı bitiremiyoruz, sen biraz daha bekle bakalım içeride! Demokrasilerde, değil 10 yıl, 4 yıllık tutuklama bile olamaz. Olursa bu yargısız infaz demokrasisi, aptessiz namaz hukuk sistemi olur. O sisteme de demokrasi denmez. Evet değil Yargıtay üyelerinin çoğunluğu, kim ne derse desin 10 yıl tutuklama olamaz. Olursa da rejim demokrasi olamaz. Hem rejim demokrasi olacak, hem de 10 yıl tutukluluk olacak diyenlere verilecek tek bir yanıt vardır: ÇÜÜÜÜŞŞŞ! Kim Ne Derse Desin 10 Yıl Tevkif Olamaz MGK’den sert bildiri ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İki dil ve özerklik tartışmaları altında toplanan yılın son Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında, “‘Tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet’ anlayışını ve önde gelen ortak paydalarımızdan birini teşkil eden Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi dilinin Türkçe olduğu gerçeğini değiştirmeye yönelik hiçbir girişimin kabul edilmeyeceğinin bilinmesi gerektiğine dikkat çekilmiştir” denildi. Milli Güvenlik Kurulu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başkanlığında Çankaya Köşkü’nde yılın son toplantısını gerçekleştirdi. 2010 yılının son Milli Güvenlik Kurulu toplantısına Cumhurbaşkanı Gül’ün yanı sıra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner, kuvvet komutanları ve MGK üyesi bakanlar katıldı. Toplantıda bir süredir devam eden iki dil ve özerklik tartışmaları ele alınırken TSK’nin daha önce bu konuda dile getirdiği kaygıların Genelkurmay Başkanı Orgeneral Koşaner tarafından yeniden di BAĞDAT BÜYÜKELÇİSİ KURULA BİLGİ VERDİ MGK’de terör örgütü PKK’nin hazirandaki genel seçimlere kadar uzattığı eylemsizlik süreci ve terörle mücadelede atılacak yeni adımlar ile Kuzey Irak’taki gelişmeler değerlendirildi. Toplantıya katılan Bağdat Büyükelçisi Murat Özçelik, hükümet kurma çalışmalarının tamamlandığı Irak’taki son gelişmeler hakkında bilgi verdi. Kurulda ayrıca Başbakan Erdoğan’ın Irak’a düzenleyeceğini açıkladığı gezi de gündem le getirildiği belirtildi. Toplantının ardından yayımlanan bildiride, ülke güvenliğini ilgilendiren iç ve dış gelişmelerin etraflı bir şekilde ele alındığı belirtilerek şunlar kaydedildi: “Halkımızın her zaman ortaya koyduğu kardeşlik ve huzur içinde bir arada yaşama maddeleri arasında yer aldı. Irak’ta hükümetin kurulmasından duyulan memnuniyetin dile getirildiği MGK bildirsinde, Kıbrıs’ta devam etmekte olan BM müzakere sürecinin de ele alındığı dile getirildi. Açıklamada, Rum tarafının oyalayıcı tutumundan duyulan rahatsızlık dile getirilerek Türkiye’nin KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun yapıcı çabalarına tam destek vermeye devam edeceği vurgulandı. kararlılığının Türkiye Cumhuriyeti’nin birlik ve beraberliğinin en güçlü teminatı olduğunun altı çizilmiştir. Bu bağlamda, devletimizin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ve toplumsal barışını hedef alan tahrik ve girişimlerin milletimizin kardeşçe yaşama iradesi karşısında hiçbir sonuca ulaşamayacağına olan kati inanç bir kere daha vurgulanmıştır. Toplumda infial yaratabilecek ve demokrasiye, kişisel hak ve özgürlüklerin gelişimine, toplumsal barışa ve kardeşlik duygusuna zarar verecek yaklaşımlardan kaçınılmasının ve herkesin sorumluluk içinde hareket etmesinin büyük önem taşıdığına işaret edilmiştir. ‘Tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet’ anlayışını ve önde gelen ortak paydalarımızdan birini teşkil eden Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi dilinin Türkçe olduğu gerçeğini değiştirmeye yönelik hiçbir girişimin kabul edilmeyeceğinin bilinmesi gerektiğine dikkat çekilmiştir. Bu yaklaşımla önümüzdeki dönemde de devletimizin terörün ve onun beslendiği ortamın tasfiyesine yönelik çok yönlü ve geniş kapsamlı mücadelesinin her zaman olduğu gibi halkımızın sağduyusu ve desteğinden alınan güçle ve taviz verilmeksizin aynı azim ve kararlılıkla sürdürüleceği teyit edilmiştir.” ‘Başbakan diktatörlük uyguluyor’ Binadaki tabelalar değiştirildi Türk: Erdoğan samimi değil ERBİL (ANKA) Kuzey Irak’ta faaliyet gösteren Peyamner Haber Ajansı’nın haberine göre, Roj TV’nin bir programına telefonla bağlanan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Ahmet Türk, Kürtlerin adeta “tehdit” edilerek susturulmaya çalışıldığını, bunun 80 yıllık devlet mantığının değişmediğini gösterdiğini savunarak “Başbakan’a sormak istiyorum. Yeni anayasa, yine tek dil tek millet anlayışı ile yapılacaksa, bu yeni anayasa neyi değiştirecek. Değiştirmenin ne anlamı olacak” şeklinde konuştu. Türk şöyle devam etti: “Biz demokratik özerkliğin nasıl olacağına ilişkin düşüncelerimizi ortaya koyduk. Kürtleri susturmaya yönelik bir çaba olursa, bir tartışma olmazsa, ‘Kürt sorunu vardır’ demekle, nasıl bir düşünce ortaya koyacak. Bu şunu gösteriyor ki Sayın Başbakan samimi değildir.” Türk, Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’na oynadığını öne sürerek “Toplumu susturup tartışmanın önüne geçerek, başa geçmek istiyor. Demokrasiyi kullanarak bir diktatörlüğü uyguluyor. Sayın Erdoğan’ın bu ülkenin sorunlarını çözecek kabiliyette, seviyede olmadığını yavaş yavaş öğreniyoruz” dedi. DTK Eşbaşkanı Türk, CHP’ye de eleştirileri yönelttiği açıklamaları sırasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “özerklik” ve “iki dilli yaşam” için sarf ettiği “onurumuza dokunuyor” sözlerine ilişkin “Kendi kimliğine ve inancına sahip çıkmayan bir genel başkanın, sorunun çözümü konusunda bir katkısının olmayacağını bilmemiz lazım” ifadelerini kullandı. Fotoğraf: AA Van Belediyesi artık iki dilli VAN (Cumhuriyet) BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın bölgede “İki Dilli Hayat Projesi”nin hayata geçirileceğini açıklamasının ardından Van Belediyesi’ndeki levhalar da hem Türkçe hem de Kürtçe yazdırıldı. Belediye Başkanı Bekir Kaya, bina içindeki tüm birimlerin Türkçe ve Kürtçe tabelalarla yeniden düzenlendiğini açıkladı. Bina dışındaki “Van Belediyesi” yazılı tabelanın da yurttaşların daha rahat bulması amacıyla yeniden düzenlenerek Türkçe ve Kürtçe hazırlanacağını vurgulayan Kaya, kamu kurumlarının, özellikle de belediyelerin temel görevlerinden birinin yurttaşlara rahat şekilde hizmet sunmak olduğunu söyledi. Kaya “Her ne kadar resmi dilimiz Türkçe olsa da Van’da Kürtçe de hâkim bir dil. Halkımızın hizmetlerden daha rahat ve sağlıklı faydalanması için birimlerimizde iki dilli tabela kullanılmasını uygun gördük” dedi. Parti olarak hazırladıkları “Özerklik Projesi”nin gereklerini yerine getirmeye çalıştıklarını anlatan Kaya, projenin temel ayağının da “dil” olduğunu savundu. Kaya, hizmet verdikleri diğer alanlarda da iki dilin esas alınacağına değinerek şunları söyledi: “Bundan böyle belediyenin yayımladığı bütün belgeler, basın yayın faaliyetlerinin hepsi iki dilli olacak. Özellikle toplantılarımız, halkla yürüttüğümüz çalışmalarda, gittiğimiz mahalle veya bölgenin istemi doğrultusunda, istediklerinde Türkçe, istediklerinde Kürtçe toplantılar yapacağız. Tabii bu, ‘biz resmi dili kabul etmiyoruz, resmi dilin dışında bir şeyler yapmaya çalışıyoruz’ anlamına gelmiyor.” Şehit askere hazin tören Adıyaman İl Jandarma Komutanlığı’na bağlı Baraj Komando Birliği’nde görev yaparken silahla vurularak şehit düşen er Cüneyt Kızılarslan’ın cenazesi memleketi Adana’nın Kozan ilçesinde toprağa verildi. Kızılarslan için Adana Sabancı Merkez Camii’nde tören düzenlendi. Kızılarslan’ın Türk bayrağına sarılı cenazesi camiye getirilirken ailesi gözyaşlarına hâkim olamadı. 6. Kolordu Komutanı Korgeneral Mehmet Eröz’ün bir süre sohbet ettiği baba Halil Kızılarslan, oğlunun ölümüyle ilgili tam olarak bilgilendirilmediklerini belirterek “Cenazesini bile bize göstermiyorlar” dedi. Cenaze Kozan ilçesine bağlı Yüksekören Köyü’nde toprağa verildi. Basın mensuplarının Kızılarslan’n ölüm nedeniyle ilgili soru sorması üzerine, Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ali Lapanta, “Ölümüyle ilgili kafasında çelişki olanların, kendilerinde çelişkiler var” dedi. asirmen@cumhuriyet.com.tr Ankara’da ‘canlı bomba’ alarmı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yılın son günlerinde terör örgütlerinin Ankara’da, askeri personele yönelik eylem yapacağı istihbaratının alınması üzerine, güvenlik güçleri alarma geçti. Başkentteki garnizonlarda görev yapan askeri personel ve aileleri, olası bir eylem konusunda uyarılırken, Kızılay gibi kent merkezindeki kalabalık bölgelerden uzak durmaları istendi. Kentte yapılan operasyonda 12 kişi yakalandı. BUGÜN DİYARBAKIR’A GİDİYOR Gül Kürtçe konuşacak ANKARA / DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül üç yıl aradan sonra bugün Diyarbakır’a gidecek. Özerklik ve iki dil tartışmaları devam ederken gerçekleşecek bu ziyarette Gül bir ilke de imza atacak. Kürtçe yayın yapan TRT Şeş’te canlı yayımlanan bir programa katılacak Gül, izleyiciyi de Kürtçe selamlayacak. İki gün sürecek resmi programa göre Gül bu sabah Diyarbakır’a gidecek ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’i ziyaret edecek. Gül, ardından Organize Sanayi Bölgesi’nde incelemelerde bulunacak, Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç’tan brifing alacak. Gül’ün temasları kapsamında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne gerçekleştireceği ziyaret büyük önem taşıyor. Baydemir’in Gül’e KürtçeTürkçe bir sözlük hediye etmek için hazırlık yaptığı öğrenildi. Gül’ün ise ziyarette özellikle özerklik ve iki dillilik konusunda mesaj vermesi ekleniyor. Gül ziyaretinde bir ilke de imza atacak. Kürtçe yayın yapan TRT Şeş’te canlı yayımlanan bir programa katılacak olan Gül, konuşmasına izleyiciyi Kürtçe selamlayarak başlayacak. Konuşmasının devamında Türkçe konuşacak olan Gül’ün sözleri simültane tercüme ile anında Kürtçeye çevrilecek. Yüksekova karıştı Gül’ün Diyarbakır ziyareti öncesinde kentte güvenlik önlemleri arttırıldı. Çevre illerde ise korsan gösteriler düzenlendi. Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde bir grup gösterici, Mardin’de üç gün önce 1 PKK’li teröristin öldürülmesini protesto etti. Göstericilere polis gaz bombası ve tazyikli suyla müdahale etti. Batman’da ise 19 Mayıs Mahallesi’nde valilik tarafından kurulan Gençlik Eğitim Destek Evi’ne bir grup korsan gösterici tarafından molotofkokteyli atıldı. Eğitim evinde maddi hasar meydana gelirken, gelen polisler ile grup arasında çatışma çıktı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle