19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
lumdevlet) örgütlcnmcsmde öz olarak nitelenenler ölçü alınmamalı. Biraz yurdumuza dönelim. Türkiye insan hakları egitiminde bugün hangi noktada? İnsan hakları konusunda 90’lı yılların sonundan itibaren ivmelenen çalışmalarla elbette belli bir mesafe elde edildi. Kavrama dikkati çeken çalışmalar insan haklarının yapıldı. kamusal tanınmasıkorunmasıgeliştirilmesi,ve alanda, kurumsaflaşmada son siyasal derece önemli. Ancak haklar ilkin ailede, yani özel alanda tanınıp korunmalı ve geliştirilmei. Bu da toplumun tüm h bireylerininaklar konusunda, özellikle eğitim hakkının korunması ve geliştirilmesi konusunda ve bununla da bağlantısı “insan hakları eğitimi” Betül Çotuksöken Insan Haklan ve içinde ln FelsefWn “bellibir insandünyabilgi konusunda olması gerekiyor. Bu duyarlı kaleme anlayışıyla alındığını”ve kitabın duyarhuık bir yaşama iklimi yaratılması için sivil “toplumun, topluma, kamuya Ben 1998’den beri, Istanbul dönüşmesinde Insan hakları bilgisinin ve bu Universitesi‘nde bulunduğum yıllardan bağlamdaki eğitimin önemine işaret ettğlni bellrtiyor. Çotuksöken’e göre “toplum. başlayarak, insan hakları eğitimi aklın kamusal kullanımı,başka bir çalışmaları yaptım. Insan haklarının felsefi deyişle bilgiye dayalı, özgürce kullanımı aklın temellerini ele alan derslerin verilmesini yoluyla dönüşürse bu dönüşüm ün anabilim dalı başkanı olarak sağladım. sağlıklı olduğundan söz edllebliir” Elbette bu konudaki çalışmaları (Fotoğraflar: ÖzerSaint) başlatan hocamız ioanna değerli letin, eşitliğin, özgürlüğün Kuçuradi’ydi. Hacettepe Universitesi’nde gerek felsefe bölümünde gerek Insan Hakları somudaşmadığıda kamu yaşamında toplum ya konu Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde inandırıcdığını yitirir. Adil yargılanma hakkı, örgütlenme özgürlüğü, fırsat yaptığı çalışmalar hepimiz için çok önemli. 2000’den bu yana bu türden eşitliği konusunda özel sektör ya da devlet sektörü olsun, kamu hizmeti veren çalışmaları Maltepe Universitesi’nde çok farklı düzeylerde sürdürüyorum. herkesin yaptığı hizmetin “kamu 2005’te üniversitemizde Insan Hakları hizmeti” anlayışı herkesçe olduğu içselleştirilmei. anlayış, “kamu hizmeti Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin Kitapta bu vermek insan haldarmı korumaktır” açılmasına öncülük ettim. Aynı yıl araımza katılan Sevgi İyi ile birlikte, yer deyişinde alıyor. Sokağın bunu çok net ardmJan da 2006’da Ioanna Kuçuradi bir biçimde görmesi ve hizmet veren her hocamızla birlikte hem çevre ilçelerde ve insandan da bunö beklemesi gerekiyor; okullarda ve bizzat Felsefe Bölümü’nde keyfihilde,keyfi tutumlarla ancak böyle insan haldarı konusunda çalışma başa çıkabiliriz. Başta yerel yönetimler olmak üzere, üniversitelere, okullara, yapıyoruz; genç arkadaşlarımız da bu çalışmalara Ders plammızda yer alan kamu kurumlarına, herkese çok iş katılıyor. Kamu hizmeıiııi verirken insan Düşünme”, “Insan Hakları”, “Eleştirel düşüyor. “Kamu Yaşammda Felsefe”, “Felsefi haldarınadayalı bir biçimde eylemde bulunmak gerekiyor. Danışmanlık”, “Çoculdar Için Felsefe” dersleri arasında sıkı bir örgülenme R KRIZLERI ÇÖZMEDEEHBER olduğunu düşünüyorum. Bu dersleri HAKLARI KAVRAMIN 2004’te kurduğumuz ve kurucu INSAN başkanlığını Felsefe Bölümü’nde altı Yüzyılımızkrizler yüzyıh, bu yaptığım ve sürdüreceğiz. anlamda hem Türkiye hem de dünya yıldır sürdürüyoruz Yine 20072010 arasında yöneticiliğini bağlamında insanoğlunun içinde krizler insan haklarıeğitimı, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde üstlendiğim bulunduğu İnsan Hakları Anabilim Dah’nı açtık. kavramlaştııması ve uygulamalarda nasıl Çok sayıda polis öğrencimiz var; yine güçliilderyaratıyor? öğrencilerimiz arasında yargıçlar ve insanoğlunun dünyaya ayak bastığı saycilar avukatlar var. Disiplinlerarası ve andan beri kriz ya da bunalım içinde bir anlayışla oluşturduğumuz ders olduğu; kendisiyle, kendisi gibi planımızda hukuk ve iletişim boyutu elbette olanlarla, doğayla olan ilişkisinde sürekli da büyük önem taşıyor. Bu arada Ders olarak sorunlarla baş edebilmenin yolunu aradığı bir olgu, bir gerçek. Kitaplarında İnsan Hakları Projesi (1 ve Nermi bu konuda gerçekten önemli İİ) Uygur’un dediği gibi, insan çalışmalar dikkati çekiyor. Konu kimi olarak “bunalımdan kültürü”nü yaratıyor. yaşama üniversitelerde daha çok hukuksal İşte yaratılan bu yaşama kültüründe insan öncelendiği, hiçbir tek insan ele boyutuyla alınıyor (Istanbul Bilgi fedadilmediği takdirde, daha iyi bir Universitesi). e Sahada; sokakta konunun algılanışı dünyayı kurabilme şansımız olabilir. Krizlerden dolayı birçok şeyin, nasıl? özellikle unutulduğu da açık Ancak insanın Doğrudan halka yönelik çalışmalar biz felsefeciler işte bu unutulmuşluğun da yapıyoruz. 20052009 arasında “Ben önüne geçiyoruz, insana sürekli olarak İnsanım” başhkh insan hakları projesini insanı anımsatıyoruz. Platon’dan yürüttük. Projede Pendik liçe İnsan Hakları Kurulu, sivil toplum kuruluşu Sartre’a, Wittgenstein’a kadar, Uygur’a olarak Çağdaş Yaşamı Destekleme Mengüşoğlu’ya, Kuçuradi’ye kadar bu Pendilc Şubesi yer aldı. Bu proje böyle. Benim antropontoloji (insanDerneği varlık bilgisi>saptamam da böyle kapsamında okullar aracılığıyla, Krizleri ilkin çözümleyip annelere özellikle ulaşuk ve onlarla atölye, anlaşılnıalı. d asdından a çözmede insan hakları seminer çalışmaları yaptık. kavramı rehber olabilir. Çünkü bize Universitemizin olan Istanbul Marmara kurucu vakfı insanın varoluşuyla, olanaldarıyla ve Eğitim Vakfı’nın açtığı okuma yazma bir değer ve eylem ilkesi kurslarmda insan hakları eğitimi yaptım. gereksinimleriyle, olan ya da olması gereken insan insan hakları ve bağlantılı Sokağın hakları arasında sıkı bir ilişki var. Biz kavramlara gündeminde yer ayırabilmesi birkaç Türkiye’den kişi bu ilişkiyi somut olaiçin, iyi örneklere gereksinim var. AdaKİTAP SAYI 1089 CUMHURiYET rak kuruyoruz. Dayandığunız düşünme geleneği, Istanbul Universitesi’nde filizlenen oradan, Hacettepe Universitesi’ne, Uludağ Universitesi’ne, şimdi de Maltepe Universitesi’ne geçen düşünme geleneği. Ardında da ilkler olarak Takiyettin Mengüşoğlu, Nermi Uygur var. Ozellikle Mengüşoğlu’nun Değişmez Değerler, Değişen Davranışlar adlı kitabı gözle okunmali. Bir sivil toplum bu kuruluşu olarak Türkiye Felsefe Kurumu’nun yılından beri sürdürdüğü 1974 çabaları da unutmamak gerek. Ancak insan hakları eğitimi konusunda asıl sağlayacak olanlar, dar dönüşümü anlamında kamuyu, devleti taşıyan karar vericiler, siyasetçiler olacaktır. Ne zaman ki siyasetçiler, ülkenin kamusal yaşamının ana payandasmı oluşturan hukuk dizgesini belirleme ve uygulamada aklın kamusal kullanımını ve insan haklarını temele alan, ona dayanan çözümler üretir keyfilikten kurtulmak için kararlı ve bir tavır takınır, o zaman daha iyi bir Türkiye kurulur ve böyle bir Türkiye de daha iyi bir dünyanın oluşınasma ve sürdürülmesine katkıda bulunur. Yanilıvorsanı düzeltin. Insan Hakları ve Felsefe yayımlanan yirmi üçüncü. kitabınız; onca yıllık deneyirninize dayanarak soruyorum. Türkiye’de felsefeciler ne kadar izliyor? birbirini Ozgün kitaplarım, çevirilerim, tek başına ya da meslektaşlarıınla yayıma hazırladığını kitaplann sayısı dediğiniz gibi 23, yenileri de geliyor. Sorunuzun asıl önemli bölümüne gelince: felsefecilerin bir diyalog ortamı Türkiye’de yarattığını söylemek biraz güç Elbette görünüyor. birbirinin çalışmalarını tartışmaya açanlar var. Bu izleyen, hocalarımızdan daha iyi bir konurnda bakımdan, olduğumuzu söyleyebilirim. Bir araya gelip ortak kitaplar yayımliyoruz. Armağan kitaplar hazırhyoruz. Bunun onlarca örneğini verebilirim. Çok sayıda dergi yayımlanıyor. Ancak dünya görüşleri konusundaki bölünmüşlük sürüp Felsefi söylemin olup bitene, gidiyor. kendisine, sanata, bilimsel bilgiye dayanarak kurulması, üretilmesi son derece önemli; felsefe hem besler hem dc beslenir. felsefeyle ilahiyatm Ancak ülkemizdeki henüz normalleşmiş değil. ilişkileri Bu durum, özellikle üniversitelcrdeki felsefe bölümlerini, örgütlenme ve yine özerkliğini özellikle lise ders kitaplarını zorluyor. Yeni kurulan bazı felsefe bölümlerine ilahiyatçılar atanıyor. Bu durumda çokça herkes kendi da “cemaati”nde kalmayı yeğliyor. “camiası”nda, Ama ben yine de çok umutluyum, gençler dünya felsefe yazınmı çok iyi hem hem de daha çok üretiyor. Şunu da izliyor söylemeden geçemeyeceğim: Felsefi söyleme Türkiye’den yapılan katkıların dünya felsefe yazmına girebilmesi için dışa açılmak, uluslararası kongrelere, k seminerlereatılmak ve Türkiye’de yapılan felsefe çalışmalarından bu halis ortamlardaöz etmek son derece önemli. s Daha önce de birkaç kez dile getirmiştim: Türkçede üretilen, yaratılan felsefe metinleri Kültür Bakanlığı’nın desteğinde dünya dillerine, özellilde Ingilizceye çevrilmeli; yalnızca kendi içimizde değil, dünya felsefecileri ve filozoflarıyla da daha sıkı bağlar kurmalıyız.• http://bulunmazali81.b1ogspot.com İnsan Hakları ve Felsefe! Betül Çotuksöken/ Papatya Yayıncılık! 184 s. Özleyeıiler İçin Edebiyatı okunacak bir “Her satın Bir mektubundan okur + dergi “* Yücel F Akan Uğur Hakm AIev A. Ali Buh* U81u SdııhıniııY4dcn A . bdA’ItICEIEBfrAT OEidSI . • W6n • • e e 1961’de en 1E Burcu Besun Yasışma PJL 57 Caküdartiitanbul .ıh.ıe Lıeı,i Dağıtun: Yay.Sat Şuhaıi SAYFA 19
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle