19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
30 ARALIK 2010 PERŞEMBE KÜLTÜR CUMHURİYET SAYFA [email protected] 19 Seferihisar’ın ardından Akyaka, Taraklı, Yenipazar ve Gökçeada da ‘Yavaş Şehir’ oluyor ESİNTİLER ZEYNEP ORAL 2011 ‘yavaş şehir’ yılı olacak 1 nceki yıllarda İtalya’dan dünyaya yayılmaya başlayan “Yavaş Şehir” (Cittaslow) hareketinde ülkemizi “ilk” temsil eden Seferihisar (İzmir) artık yalnız kalmayacak… Türkiye’deki “öncü”lüğüyle yeni adaylarımızı da belirlemekle görevlendirilen Seferihisar’ın Belediye Başkanı Tunç Soyer, çok sayıdaki başvuru arasından dosyaları tamamlanan Akyaka (Muğla), Taraklı (Sakarya), Yenipazar (Aydın) ve Gökçeada’nın (Çanakkale) İtalya’daki genel sekreterliğe iletileceğini belirtti. Harekete üyelik için 60’a yakın “koşul” bulunduğunu anımsatan Soyer diyor ki: “Yavaş şehir fikrinin temelinde, küreselleşmenin kentsel kültürler ve kimlikli yaşamda yarattığı olumsuz etkilere karşı ‘yöresel’ üretim olanaklarıyla ‘yerel kalkınma’nın sağlanması var.” Bu nedenle örneğin, tüketimi körükleyen “alışveriş merkezleri” yerine “geleneksel çarşı ve pazarlar”ın güçlendirilmesinin; “otomobil”in kısıtlanarak “bisiklet”le ulaşımın özendirilmesinin; yıldızlı turizm tesisleri yerine özellikle “eski evler”in değerlendirilerek “pansiyonculuk”un yaygınlaştırılmasının “ödünsüz” uygulanması gerekiyor... Çoğunluğu Avrupa’da, Güney Kore’den Amerika’ya 120’yi aşkın ülkeden 130 kentin üye olduğu Yavaş Şehir hareketinde, kent yönetiminin “katılımcılık ve şeffaflık”la sürmesi gerekiyor. Beslenmenin “fastfood” yerine “yöresel yemekler”le sağlanması; mimarlık ve şehircilikte ise “geleneksel mimari”nin ve “tarihsel dokular”ın yaşatılması, Yavaş Şehir kentlerindeki imar ve yaşam politikalarının başlarında geliyor..... Nüfusu 50 binden az kentleri kapsayan harekete Türkiye’den de çok sa Bu Ne Utanmazlık! Bu ne terbiyesizlik, ne utanmazlık, ne saygısızlık... Bu ne haddini bilmezlik! Kendini bilmezlik! Adam gazeteci. Maalesef, birçok gazeteci gibi, her konuda ahkâm kesebileceğine inanıyor. Kesiyor da... Hakaret etme özgürlüğü var sanıyor ve hakaret ediyor, küfrediyor... Benim çoktandır izlemeyi reddettiğim bir televizyon programında oluyor bu: Adam, müzik tarihimizde çok önemli bir yeri olan ve “Türk Beşleri” diye anılan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk dönemlerinde yetişmiş, sayısız ürün vermiş bestecilerine hakaret ediyor. “Türk Beşleri”ne, “Türk Leşleri” diyor! (Aman ne müthiş, ne akıllı, ne zeki, ne zarif, ne ince bir buluş! Ne müthiş bir kabiliyet! Ne olağanüstü bir yaratıcılık! Tek harf oyunuyla nasıl da oturtmuş lafı! Breh, breh, breh!) Programda adamın karşısında oturan öteki iki kişiden hiçbir itiraz gelmemiş. Demek herkes aynı düşüncede... Anımsatayım “Türk Beşleri”ni: Cemal Reşit Rey (1904 1985) Ulvi Cemal Erkin (1906 1972) Hasan Ferid Anlar (1906 1978) Ahmed Adnan Saygun (1907 1991) Necil Kazım Akses (1908 1999) Hayır hayır, adamın biri küfretti diye, bir başkası her fırsatta, en değerli sanatçılarımıza ha bire saldırıyor diye, kıvanç kaynağı olan bestecilerimizi, yüz akımız sanatçıları “savunmayakorumaya” kalkmayacağım. İmza attıkları çağdaş evrensel başarıları, bize ve bu ülkeye kattıkları değeri dillendirmeyeceğim. Onların buna hiç ama hiç ihtiyaçları yok! Hiç unutmuyorum: Leyla Gencer’i yitirdiğimizde, aynı adamlar “Kim ki bu kadın, ne yapmış ki, dünyada kim bilir ki onu...” diye televizyonda sohbet etmişlerdi. Yanıt bile vermemiştim. Sonra içlerinden biri, beni ilk gördüğünde, “Yücelt yücelt bakalım bu kadını nereye kadar!” diye öfkesini kusacaktı. Bunlara yanıt vermeyince çok öfkelenirler... Çünkü polemiklerle beslenirler, kavga ederek, küfrederek, saldırarak, çamur atarak beslenirler. Bu yolla sansasyon yaratmayı, “rating” oranını arttırmaya çalışırlar. Ve nedense küfürlerin, saldırıların, hedef alınanı değil, ancak hedef alanı küçük düşüreceğini akıllarına getirmezler. Müzik dünyamızdaki “Türk Beşleri”ni, “Türk Leşleri” diye telaffuz etmek nasıl bir kafa yapısıdır, nasıl bir zihniyettir? Bu kötülüğün, bu terbiyesizliğin, bu saygısızlığın nedenini anlamaya çalışıyorum. Birilerinin canını yakmak mı? Örneğin bu bestecilerin yakınları, aileleri, çocuklarının canını acıtmak! Ya da bu bestecileri dünyanın dört bir yanındaki konserlerde çalan usta müzisyenleri acıtmak! Ya da bu bestecileri seven, dinleyen, saygı duyan insanların içini acıtmak!.. Birilerini horlamak, aşağılamak çabası mı? Yoksa, cehalet mi? Cehaleti örtbas etme kaygısı mı? Bilinmeyene duyulan korku mu? Aklının ermediğine kin öfke duymak mı? Aşağılık kompleksi mi? Meydan okuma mı? Yoksa kıskançlık mı? Kendileri ürün veremediği için, yaratıcı olamadıkları için, ürün vereni, yaratıcı olanı karalamak mı? Başkalarının başarılarını hazmedememek mi? Hırs mı? Açgözlülük, kendini beğenmişlik mi? Ne yapsam mubahtır anlayışı mı? Örneğin şu dâhiyane (!) kelime oyununa hayran olup, tepkiler geldikçe, “ben neymişim!” diye böbürlenmek mi? Şanına şan, şöhrete şöhret katma çabası mı? Yoksa sadece, iyiliğe gücü yetmeyenlerin kötülüğe sarılması mı? Ya da ellerinden yalnızca kötülük gelmesi mi? Vicdansızlık mı? Yoksa, fırsat bu fırsat, Atatürk’ün aydınlanmacı politikalarını karalama çabası içinde debelenmek mı? Anlamaya çalışıyorum. Anlayamıyorum. [email protected] Ö rasyonuyla hızlanarak sürüyor. Arastasından eski kalesine kadar geçmişten kalan tüm mekânlarını “yaşatarak koruma”ya gönül vermiş yerel yönetimin kısıtlı bütçeyle gerçekleştirdiği uygulamalar, Tarihi Kentler Birliği’nden de ödül aldı. Yöresel yemeklerinin yanı sıra el sanatlarını da geliştirerek “yerel kalkınma”sını “geleneksel değerleri”yle sürdüren Taraklı, Yavaş Şehir üyeliğini çoktan hak ediyor... Aydın’a bağlı Yenipazar, aynı zamanda Kurtuluş Savaşımızın “sivil” kahramanlarından Yörük Ali Efe’nin köyü... Efsanevi Efe’ye ait çiftlik evi, ailesi tarafından “müze” kurulması koşuluyla Kültür ve Turizm Bakanlığı’na verildi ve oluşturulan kültür merkezi “Kuvayi Milliye” tarihimizin anılarını yaşatıyor. Bu özelliği ile de Yavaş Şehir koşulları arasındaki “tarihsel anıları geleceğe taşıma” ilkesinin özgün örneğini sergileyen Yenipazar, harekete üyeliğiyle birlikte bölgedeki diğer tarihi yerleşimlerin de merkezi olacak... AKİN’ GÖKÇEADA Çanakkale ilimize bağlı tarihsel adamızın hem çok kültürlü gelenekleri, hem de bağcılık ve şarapçılıktaki geçmişten gelen birikimleri, Yavaş Şehir üyesi olmasını güçlendiriyor… Yerel yaşamla birlikte turizmle buluşmasını da yöresel değerlerini sahiplenerek sürdüren; imar ve yapılaşmasında “ada” kimliğinin gözetilmesine önem veren; farklı inanç ve kültürlerden “adalı”lık karakteriyle de dünyanın özlemini duyduğu “kardeşlik” duygularını geçmişten geleceğe aktaran Gökçeada, Cittaslow’un diğer bir anlamı olan “sakin kent” niteliğinin simgelerinden... 2011’de daha nice yeni yavaş şehirlerimizi ülkemize ve insanlığa kazandırmamız dileğimizle... ‘EFE KENT’ YENİPAZAR 2 3 4 1 Doğaya saygılı Akyaka. 2 Kimliğini koruyan Taraklı. 3 Yenipazarlı Yörük Ali Efe. 4 Gökçeada’nın sakinliği. KÜRE YAYINLARI ‘Yönetmen Sineması’ serisinden iki yeni kitap Kültür Servisi Nuri Bilge Ceylan, Derviş Zaim, Zeki Demirkubuz gibi “Yeni Türk Sineması”nın ‘auteur’ yönetmenlerinin sinemalarına dair farklı okumalar sunulan “Yönetmen Sineması” serisinin son kitapları “Semih Kaplanoğlu” ve “Ahmet Uluçay” Küre Yayınları’ndan çıktı. Yönetmen Sineması serisi ile her bir film farklı bir yazar tarafından çeşitli disiplinlerden hareketle incelemeye tabi tutulurken yönetmenle yapılan söyleşilere de yer verilen kitapları Ayşe Pay yayına hazırladı. Çeşitli disiplinlerden hareketle Kaplanoğlu’nun sinema serüvenini ele alan yazılardan oluşan “Yönetmen Sineması: Semih Kaplanoğlu”, Kaplanoğlu sinemasına giriş niteliğini taşıdığı gibi farklı bakış açıları sunuyor. Uluçay’ın tek uzun metrajlı filmi “Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak”la kısa filmlerini de farklı perspektiflerden değerlendiren metinlerden oluşan “Yönetmen Sineması: Ahmet Uluçay”, aynı zamanda, sanatın metaforik dilini kullanarak, estetik olandan hiç taviz vermeden, imkânsızlıklar içinde film çekmeye çalışan Uluçay’ın sinemanın çeperini nasıl genişlettiğini gösteriyor. yıda isteklinin çıkması üzerine, ilk aşamada gerekli koşulları sağlayan 4’ünün üyeliğe önerilmesi kararı alındı; böylece yukarıda özetlenen sorumlulukları üstlenecek yerleşimlerimiz şunlar: Muğla’nın Ula ilçesine bağlı Akyaka beldesi, antik “Kerme” (Gökova) körfezinde, ormanlık Kıran Dağ ları’nın eteğinde yer alıyor. “Yöresel mimariyi yaşatma” çabasıyla 1983’te Ağa Han Ödülü’nü alan Nail Çakırhan Evi’ndeki geleneksel yapılaşmayı beldenin diğer binalarında da özenle sürdüren Akyaka, hemen tüm kıyı kasabalarımız betonlaşırken doğayla uyumlu yapılaşmanın eşsiz örneğini yaratarak Yavaş Şehir’in en önemli önkoşulunu yerine getirmiş oluyor. Yanı sıra, kent yaşamındaki “demokratik katılım”cılığını Yavaş Şehir üyeliğine başvuru için “referandum”la karar alarak da kanıtlayan Akyaka’nın ülkedeki en “sakin kent”lerden biri olması ise şansını yükseltiyor... İMLİKLİ’ TARAKLI Sakarya’ya bağlı tarihi kasabanın son yıllardaki “kimlikli turizm” atılımları görkemli konaklarının resto ‘S ‘CENNET’ AKYAKA ‘K ONLINE MÜZİK SİTESİ Fizy’ye erişim engellendi Kültür Servisi Özellikle müzik tutkunlarının ziyaret ettiği Türkiye’nin uluslararası internet sitesi fizy.com’a Türkiye’de erişim, MüYap’ın başvurusu üzerine mahkeme tarafından engellendi. TC Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı’nın 17.12.2010 tarih ve 2010/93 sayılı kararı gereği Basın Muhalefet Kanunu’na aykırı yayınlar yaptığı gerekçesiyle engellenen site, dünyada en çok tanınan Türk internet markası. MüYap tarafından korunmakta olan eserlerin telif bedelleri ödenmeksizin yayınlanmasına devam edilmesine istinaden yapılan başvuru sonucunda alınan kararla ilgili MüYap Başkanı Bülent Forta, Türkiye’de çok sayıda müzik servisinin olduğunu belirterek bunların yasalar çerçevesinde telif ücretlerini ödediklerini ve Fizy’nin ödememesi gibi bir koşulun söz konusu olmadığını belirtti. Forta ayrıca Fizy’de dinlenen şarkılar için firmayla 4 ay deneme süresini içeren uygun koşullu bir kontrat imzalandığını, ancak bu sürenin bitiminde firmanın yeni kontrata yanaşmayarak şarkılar için ödemesi gereken telifleri ödemediğini söyledi. Fizy’nin kurucusu Ercan Yarış ise kişisel blogundan yaptığı açıklamada, görüşmeler sırasında MüYap’ın öne sürdüğü koşulları kabul ettiklerini ancak MüYap yetkililerinin telefonlara çıkmadığını öne sürdü. Emel Sayın ve Modern Folk Üçlüsü’nden ‘İstanbul Şarkıları’ Kültür Servisi Emel Sayın ve Modern Folk Üçlüsü tarafından seslendirilen ‘İstanbul Şarkıları’ adlı albüm müzikseverlerle buluştu. İstanbul Şarkıları, 1990’lı yıllarda Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık tarafından yayımlanan, klasikler arasına girmiş ve YKY’nin TFM Müzik işbirliğiyle yeniden yayımlamaya başladığı müzik albümleri serisinin ilki olma özelliğini taşıyor. En güzel İstanbul şarkılarının bir araya geldiği albümde aralarında; “Salâtı Ümmiye”, “Aziz İstanbul”, “Küçüksu’da Gördüm Seni”, “Beykoz Konakları”, “Çek Küreği Güzelim”, “Çerağan Vakti” , “Kalamış”, “Biz Heybeli’de” ve “Kâtibim” gibi şarkıların da yer aldığı on beş şarkı bulunuyor. Bu seri, ocak ayında yayımlanacak “Kaç Yıl Geçti Aradan” başlıklı, 1960’lı ve 70’li yılların en sevilen pop şarkılarının yer alacağı albümle devam edecek. Lenin ve Inessa’nın gizli kalmış aşkını anlatan Michael Pearson’ın kitabı Karşı Yayınları’ndan çıktı. ‘Aşk ve Devrim’ bilinmeyen bir figür olmaya devam eden İnessa’nın yaşamı; inişli çıkışlı aşk ve devrim yılları, titiz bir araştırmanın sonucu olarak onlarca mektup, fotoğraf, resmi belge ve yakın tanıklıklarla Ceren Şanlıdağ’ın çevirisiyle ilk defa bu kitapla aydınlanıyor. 1905 yenilgisi sonrası birçok Bolşevikle birlikte Paris’te bulunan Lenin ile 1910 yılında tanışan İnessa, hapislerden sürgünlere, Rusya’yı terk etmesinden devrim yıllarına özveri ve büyük fedakârlıklarla yürütmüş olduğu mücadele yaşamında Lenin’in sağ kolu olmuş ve “Lenin’in Teğmeni” olarak nam salmıştı. Kültür Servisi Karşı Yayınları’ndan çıkan Michael Pearson’ın “Aşk ve Devrim” kitabında Lenin’in gizli kalmış aşkı ve aynı zamanda hayatını devrime adamış, gözü pek bir mücadele kadını olan İnessa Armand’ın hayatı üzerinden aşk ve devrim yılları anlatılıyor. Çoğu tarihçi için kaybettim. Hükümsüzdür. DİLEK AYDIN C MY B C MY B Öğrenci kimliğimi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle