19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
30 ARALIK 2010 PERŞEMBE HABERLER POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA CUMHURİYET SAYFA 5 Kılıçdaroğlu, Kayseri’deki yolsuzluk iddialarına ilişkin yeni açıklamalar yaptı Karışık ilişkiler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, aile içinde tartışmalar olabileceğini ama bunu bir kızgınlığa, intikama dönüştürmenin doğru olmadığını belirterek “CHP’de kavga yok. CHP’de sular duruldu, CHP iktidara kilitlendi” dedi. Kayseri’deki rüşvet iddialarının devamının geleceğini ve iddialarına temel oluşturan belgeleri bir bankanın kasasında muhafaza ettiklerini bildirenKılıçdaroğlu, iddialarda sözü geçen savcının eşinin Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nde çalıştığını da açıkladı. Kılıçdaroğlu, bir televizyon kanalında, gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı. Parti içinde tartışmalar yaşandığına yönelik haberlerin anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, “Bazı çevreler ‘CHP kendi içinde kavgalı bir partidir. Kavga olmazsa CHP olmaz’ anlayışından kurtulamadı. Halbuki böyle bir şey yok. Kavga yok. Ben il başkanları toplantısında şunu söyledim: Eğer CHP’nin kongrelerinde kavga çıkarsa kavgayı çıkaran insanları partide tutmayız. CHP’de kavga yok. CHP’de sular duruldu, CHP iktidara kilitlendi” şeklinde konuştu. ‘Gardırop Atatürkçüleri’ ve Kenan Evren... Dışarıda hava buz kesiyor... Salona geçtim, televizyonu açtım. Saat sabahın yedisi, haberleri izliyorum. Salonun penceresinde saksılarda kış çiçekleri. Onlar yağmura ve soğuğa aldırış etmiyor... Sanki ocakta yanan bir ateşin belirsiz aydınlığı içindeyim. Direncin basık göğünde geçen yılları düşündüm. O anda uzaktan gelen bir ses yankılandı odanın içinde: “Artık yaşlandığının farkında mısın?” Nasıl da çabuk geçiyor yıllar... Hele geride bıraktığımız son otuz yıl... Gözaltılar, işkenceler, ölümler, hapislik günleri. 12 Eylül 1980’de 1112 yaşında olan çocuklar 4243 yaşındalar bugün... 1980’de doğanlar ise 30 yaşına basacaklar. Koltuğa oturup gözlerimi yumdum. Denizin dalgasını, martıların çığlıklarını duydum... Kendi yaşamımız içinde olup bitenler, hayatın sayfalarında karşımıza çıkarken tüm acıları ve hüzünleri anlatıyordu topluma. Üniversiteler özgürlüğün sesi olabilecek miydi? Rektörler demokratik eylem yapan öğrencilere polis şefi gibi davranmaktan vazgeçecekler miydi? Polis İstanbul Üniversitesi’nde karakol kurup hem dışarıda hem içeride öğrencilerin üzerlerini arayacak mı? Manisa’da yaşanan olayı anımsadım o an: “Oturun oturduğunuz yerde, bir şey yaparsanız, polise kimliklerinizi toplatır üniversiteden atarım!” Bir rektör söylüyordu bunları... Türkiye nereye gidiyordu? Hukuk devleti miydik yoksa polis devleti mi? Salonun penceresini açtım, saksılardaki menekşelere baktım. Yağmurun altında gülümsüyordu bir mor menekşe. Düşünler ormanında dolaşıyordum... Düş kırıklıklarım, gözlerinde başka hikâyeler olan çocukların gülümseyişi bir anda ortadan kaldırır beni. Hep aynı soruyu yinelerim: “Türkiye çağdaş bir ülke nasıl olacak?” Elbet eğitimle... Mustafa Kemal Atatürk’ün Aydınlanma Devrimi, kulu birey yapmak için eğitime önem verdi, Köy Enstitüleri kuruldu. Şimdilerde ise Kuran kursları açılıyor, kız çocukları okula gönderilmiyor... Yıllardır bu köşeden sanayileşemeyen bir toplumun, demokrasiyi yaşam biçimi olarak görmeyeceğini anlatıyorum. Eğitim ve sanayileşme... Gelin görün ki AKP iktidarı “demokrasi ve özgürlük masalları” anlatırken işsize iş vermiyor, gıda torbalarıyla “sadaka toplumu” yaratıyor. TEKEL işçileriyle başlayıp öğrenci eylemlerine değin uzanan saldırılarda polis, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’yi de emekçileri de copluyor. “Otağı Hümayun” 12 Eylül faşizminin işkence merkeziydi, DİSK yöneticileri orada sorgulanıp işkence gördü. Süleyman Çelebi ne diyor: “Otağı Hümayun müze yapılmalıdır...” Bir toplum kendi geçmişini sorgulamalıdır... Hitler faşizmiyle yüzleşti Almanya... Peki biz askeri darbelerin getirdiği faşizmle yüzleşebiliyor muyuz? Kupkuru bir diken yeniden yeşillenip hayatın sayfalarında gülümsemeli insana.... Günbatımında dalgaların sesi, martı çığlıkları bir kımıldanış anlatmalı. Düşsel bir maviliğin içinde dolaşırken özgürlüğü yaşamayan bir üniversite gençliğinin yarınların umudu olamayacağını öğrenmeli yöneticiler... Bu ülkede DİSK Genel Başkanı Çelebi coplanıyor; o fotoğrafa iyi bakın... Anlatılanların masal olduğunu kavrayın... Toplum olarak kavrarsak yaşananları, son otuz yıldır değişen bir şey yok Türkiye’de... Askeri vesayete “hayır” deyip sivil vesayete “evet” diyenler unutmasınlar ki bir gün onlara da demokrasi ve özgürlük gerekir. Çiçeklenmiş dallara benzeyen yaşam ve 2011’e iki gün kala yaşanan olaylar. Sabahın ilk saatlerinde bana gülümseyen mor bir menekşe, aradan geçen otuz yıl ve odanın içinde yankılanan bir ses: “Yaşlanıyorsun, farkında mısın?” Derinden bir ses ve saydam bir yürek... Sevgi, aşk, özgürlük, barış, kardeşlik... Herkesin ağzında bu kelimeler. Ama üniversiteli gençler ve emekçiler susturulur polis coplarıyla... Umutlarımız kaybolur, karamsar oluruz! Sınıfsal temele dayalı politikalar üretmekten kaçınır, vahşi kapitalizmin güler yüzü küreselleşmeye destek verir, emperyalizmin tuzağına düşeriz. Bu gerçekleri bir de “gardırop Atatürkçüleri” ve Kenan Evren’e taş çıkartarak “ulusalcı maskesi”yle dolaşan faşistler bir bilse!.. Ne demişti 12 Eylül darbecileri için başyazarımız Nadir Nadi: “Ben Atatürkçü değilim!” YILBAŞINI SOMA’DA MADEN İŞÇİLERİYLE KUTLAYACAK ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, yeni yıla Soma’da bir maden ocağında işçilerle girecek. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun “yılbaşı” programı belli oldu. Edinilen bilgiye göre Kılıçdaroğlu, son anda bir değişiklik olmazsa, cuma akşamı Kılıçdaroğlu, “Kayseri Belediyesi’ne yönelik iddialarınızın devamı gelecek mi” sorusu üzerine önceki gün rüşvet toplayan kişinin defterini açıkladığını anımsatarak “Bu defter incelendi mi? İncelenmedi. Niye incelenmiyor? Defterde yazılanlar doğru mu yanlış mı, niye soruşturulmuyor. Bizim istediğimiz bu” dedi. İzmir üzerinden Soma’ya geçecek. Kılıçdaroğlu’na, Genel Başkan Yardımcıları Gürsel Tekin, İzzet Çetin ile İstanbul Milletvekili Çetin Soysal eşlik edecek. Kılıçdaroğlu, Soma’da bir maden ocağına giderek, gece vardiyasına kalan maden işçileri ile birlikte yeni yıla girecek. Oraya niye mülkiye müfettişi gönderilmiyor? Çünkü mülkiye müfettişi gönderilse özür dilerim ama bütün bu pislikler ortaya çıkacak” dedi. ‘Savcı neden minnet duyar?’ Kayseri’deki dosyayı savcının kapattığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Şimdi biz o savcıya soruyoruz: Sen bu defteri niye görmedin? Bu mühür belediyeden alınırken niye alındı? Bu kişinin ifadesi var 26 sayfa, 12’sini niçin hiç soruşturmadın? 26 iddiadan 12’sine niye hiç bakmadın sen. O savcının eşi nerede çalışıyor, bakalım” diye konuştu. CHP Milletvekili Şevki Kulkuloğlu’nun yayımladığı konuşmada savcının birilerine minnet duyduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, “Ben paramı verip tatil yaptıysam niye birilerine minnet duyuyorum? Ve benim eşim niye Kayseri Anakent Belediyesi’nde çalışıyor?” diye sordu. İddialarının sıradan iddialar olmadığını, mahkeme dosyalarının tamamının ellerinde olduğunu ve bir bankanın kasasına koyduklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Niye durduruyoruz biz orada, çünkü biz Kayseri’yi biliyoruz. Kayseri’de hangi dosyaların kapatıldığını biliyoruz. Niye Adalet Bakanı konuşmuyor? Sayın savcı ne diyor, ‘Varsa bana delil getirin.’ Dün delili açıkladım. Mahkeme dosyalarında bütün deliller. ‘Adam gibi incelensin’ Kayseri dosyası için geçmişte Sayıştay’da çalışanlardan, mülkiye müfettişliği yapanlardan görüş aldıklarını ve ondan sonra bunu açıkladıklarını belirten Kılıçdaroğlu, istediklerinin, dosyanın “adam gibi” incelenmesi olduğunu ifade etti. Kılıçdaroğlu, “demokratik özerklik” tartışmalarına ilişkin şunları söyledi: “Bizim üniter bir yapımız var. Kim kurdu bu üniter yapıyı? Bizim dedelerimiz kurdu. Emperyalizme karşı savaş verdiler. Mezarlarında yan yana yatıyorlar. Savaşırken ‘Sen Türktün, sen Kürttün, sen Çerkezdin, sen Lazdın’ diye bir ayrım yapmadılar. Oturup beraber verdiler bu mücadeleyi. Biz onların mirasçısıysak onların bize bıraktığı ülkeyi daha da yükseltmemiz lazım, parçalamak değil. Onun için eğer demokratik özerklikten ayrılma diye söz ediyorsak bu doğru değil.” “Tartışmaların çığırından çıkmasının temel nedeninin, AKP’nin izlediği politikalar” olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, iktidarın birilerinin güdülemesiyle yaptığı “açılımın” sonucunda “cinin şişeden çıktığını” ifade etti. Kılıçdaroğlu, “Bu tabloyu ortaya çıkaran Sayın Başbakan’dır. Tabloyu yaratan da Sayın Başbakan’dır. Bunu tarih böyle yazacaktır” dedi. Erikel’den dava Öte yandan Avukat Yakup Erikel, “Kayseri Büyükşehir Belediyesi ile ilgili yolsuzluk iddiasıyla başlatılan siyasi tartışmalara isminin karıştırılması” gerekçesiyle CHP tüzelkişiliği, Genel Başkan Kılıçdaroğlu ve milletvekili Şevki Kulkuloğlu aleyhinde, her bir davalı için 100 bin TL olmak üzere toplam 300 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı. [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 CHP LİDERİ, MGK TOPLANTISINI DEĞERLENDİRDİ ‘Bildiri, hükümetin başarısızlığının kanıtı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MGK bildirisinin hükümetin başarısızlığını teyit etttiğini belirterek, “Türkiye’yi bu noktaya AKP getirmiştir. Başı bozukluğun yanlışlığın izlediği politikaların Türkiye’ye getirdiği yanlışlığın bildiriye yansıması” dedi. Kılıçdaroğlu, yılbaşı öncesi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde gazetecilerle bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Diyarbakır gezisine ilişkin soru üzerine Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanı’nın Diyarbakır’ı ziyaret etmesi önemli. Birlik, hoşgörü, mesajı verecektir. Mesaja farklı bir anlam yüklememek gerek” dedi. kullanma konusunda sınır ne, nereye kadar kullanılabilir” sorusu üzerine de Kılıçdaroğlu, “Yurttaş istediği yerde kullanıyor. Arzu ettiği yerde alışveriş yaparken kullanabilir. Ama resmi dil Türkçedir. MGK hükümete tavsiyede bulundu, ‘olamaz’ dedi” yanıtını verdi. ‘Kaynakları açıklayacağım’ Bir gazetecinin, İstanbul’da bir cemevine yapılan saldırıyı anımsatarak, “Cemevleri saldırısını kınamadınız” demesi üzerine Kılıçdaroğlu, “Provokatif bir olay zaten, taraflar da bunu söylüyor. Toplumun bütün sağduyulu kesimleri bu tür olayları onaylamıyor” diye konuştu. Vaatlerine ilişkin kaynakların sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, “ÖTV’yi açıkladım, aile sigortasını da yakında açıklayacağım. Söylediğim her sözün hesabı yapılmıştır. Eski maliyeciyim, paranız varsa sözünüz önemlidir” dedi. “Yeni yolsuzluk dosyaları var mı” sorusunu da Kılıçdaroğlu, “Yolsuzluk konusunda AKP çok verimli. Ancak çok sık bunu yansıtmak doğru değil. Yoksa yolsuzluk sıradanlaşır; bu da çok tehlikeli bir şey” diye konuştu. Başbakan’ın da kendisi gibi Fenerbahçeli olduğu anımsatılınca Kılıçdaroğlu “Başbakan Fenerbahçeliyse mutluluk duyduk. Koşullar olursa beraber maç da izleriz” dedi. ‘Bu noktaya AKP getirdi’ MGK bildirisinin anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, “Hükümetin başarısızlığını teyit eden bir açıklamadır. Başbakan’ın askerlerle yaptığı uzun toplantıda aldığı bilgilerden sonra bu kadar sert bir açıklama yapıldığını düşünüyorum. Türkiye’yi bu noktaya AKP getirmiştir. MGK bildirisi kendiliğinden ortaya çıkan bir bildiri değil. AKP’nin izlediği politikaların MGK’ye yansıması. Başı bozukluğun yanlışlığın izlediği politikaların Türkiye’yi getirdiği yanlışlığın bildiriye yansıması” ifadelerini kullandı. “Kürtçe C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle