19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
SAYFA 10 CUMHURİYET DİZİ 30 ARALIK 2010 PERŞEMBE Ersin’in iddialarına yanıt vermedi “Bu aşamada, milletin kürsüsünden Özallara sesleniyorum. Kamuoyunun ısrarlı taleplerine rağmen, yıllardan beri mal varlığınızı gizlemekle, kendinizi de rejimi de sıkıntıya sokuyorsunuz. Veremeyecek hesabım yok demekle, hesabımı Allah’a veririm demekle, sorumluluktan ve ithamlardan kurtulamazsınız. Boş sözleri, kof efelenmeleri bırakın. Bu sözleriniz, karanlıkta korkudan ıslık çalmaya benziyor. Mal varlığınızdan söz edilince, fark ettirmemeye çalıştığınız yürek kıpırtınız, çarpıntınız, Kafdağı’ndan duyuluyor. Sizin korkak külhanbeyi tavırlarınıza artık kimse kanmıyor. Oraya çıkın, saklanmayın. Makamların saygınlığına sığınmayın. Gelecek nesillere, yöneticilere kötü örnek oldunuz. Vicdanları tahrip ettiniz, yaraladınız. Artık bu duruma son verin. Ortaya çıkın, mal varlıklarınızı açıklayın, bu tartışmaları bitirin.” Bu ısrarlara ve çağrılara karşın: “ O”, milletvekili Ersin’in Meclis tutanaklarına geçirdiği suçlamaları, iddiaları yanıtlamadı. Fakat bu ağır iddiaların sahibi SHP milletvekili de Meclis kürsüsünden söylediklerini kanıtlayamadı. Bir belge gösteremedi. Ne ki Özal’ın iddiaları önemsemeyen tutumu siyasal kulislerin bir numaralı malzemesi olurken…Cumhurbaşkanı’nın suskunluğunu haklı gören parti önderleri de vardı. Sonuçta kimse mal varlığını açıklamadı ve bu konudaki tartışmalar asla sona ermedi. ‘Derin devlet AKP’nin içinde’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ile basın toplantısı düzenleyen CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler cinayeti davasıyla ilgili olarak “Derin devlet AKP’nin içinde. Davanın zamanaşımına uğramasının asıl nedeni AKP’nin 8 yıllık iktidar dönemidir” dedi. Anadol basın toplantısında, 12 Eylül idamları için 20 Temmuz 2010 tarihindeki AKP grup toplantısında ağlayan Başbakan Erdoğan ve Bülent Arınç’ın fotoğraflarını gösterdi. ABD Dışişleri Bakanı James Baker, Özal’la görüşüyor ve Türkiye’deki üsler üzerine pazarlık yapılıyordu ABD’liler Ankara’ya geldi Özal’la görüşüyor, “barış yolları tıkanırsa zor kullanmaya hazır” olduklarını anlatıyor. Özal’a “Görüşmemizin ilk hedefi olmamakla birlikte.. askeri üstlerinizin ne şekilde ve hangi koşullarda kullanılabileceğini de ele almak önem taşıyor” dedi. Tabii ön plan İncirlik! Özal genel bir sunum yapıyor. Batı’yla ilişkilere ülkesinin 1923’ten beri önem verdiğini, ancak Arap ve İslam âlemiyle de geleneksel ve tarihi başları olduğunu söylüyor. Baker, “Evet doğru” diyor: “Bugünkü kriz ülkenizin stratejik önemini ve NATO içindeki rolünü gösteriyor. Bu nedenlerle üslerinizi kullanıp kullanamayacağımızı öğrenmek istiyoruz.” “Hangi çerçevede Sayın Bakan?” Amerikalı, “Birçok seçenek var” diye yanıtlıyor Özal’ı: “En aşırısı elbette Irak’a karşı bir saldırı seçeneğidir.” Baker, “Her türlü girişim hükümetinizin ön onayına sunulacaktır” diye bir ek yapıyor. Özal, “Savaşın kaçınılmaz hale gelmesi durumunda istemlerinizi o zaman ele alırız.” Bizim kaynaklarımıza göre Baker, bu görüşü tümüyle onaylıyor ama Amerikan belgelerine göre hazırlanan “Gizli Dosya” kitabında görüşme şöyle yer alıyor: “Cumhurbaşkanı Özal, Irak’a karşı bir askeri harekât kaçınılmaz duruma gelirse.. başta İncirlik, üsleri müttefiklere açacak, Türkiye’nin Irak’a karşı saldırı seçeneğini işletecek...” Amerikan belgelerinin yazıldığı gibiyse görüşme; Türkiye savaşa girecekti! Çankaya’ya çıkışının birinci yıldönümünden dört gün önce 5 Kasım 1990’da Özal, “Anayasayı artık değiştirelim” dedi. Önce temel ilkeler sıraladı: Cumhurbaşkanı’nı halk seçsin; Çankaya boşalsın, Cumhurbaşkanı seçimi yapılsın; aynı tarihe denk düşen bir tarihte seçim yapılsın... Tabii Ertuğrul Özkök’e konuştu ve başkanlık sistemine geçişle ilgili temel öğeleri sıraladı. Anayasada iki maddeyi değiştirirsek Fransa’dakine benzer başkanlık sistemine geçmiş olacaktık! Neydi o maddeler? 104 ve 119! 104. maddenin (b) fıkrası; “Cumhurbaşkanı gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kurulu’na başkanlık eder” diyor. Özal maddeyi Fransa Anayasası’na göre düzenlenmesini istiyor. Yani “Bakanlar Kurulu’nun başkanı Cumhurbaşkanıdır.” 119. madde ne diyor: “Tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ekonomik bunalım hallerinde Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütünün de süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilir.” Özal, Fransız Anayasası’nda bu yetkinin Cumhurbaşkanı’nda olduğunu söylüyor ve bizde de yetkinin Çankaya’ya verilmesini istiyor. Özal, cumhurbaşkanlarının her biri beşer yılı geçmemek koşuluyla iki kez seçilmesini ve her beş yılda Cumhurbaşkanı seçimi ile aynı gün milletvekili genel seçimi yapılmasını istiyor. DYP, Çankaya boşalır ve Cumhurbaşkanı seçimi ile erken seçim birlikte olursa Özal’ın önerilerine evet dediğini açıkladı. SHP İnönü: “Özal keyfi başkan!” Özellikle dış basında padişah diye anılan Özal, Japon İmparatoru’nun taç giyme töreninde bulunmak üzere gittiği Tokyo’da “Savaş ocakta” diye demeç verdi... 24 Kasım 1990. DYP Büyük Kongresi’nde Demirel kitap kalınlığında bir konuşma okudu. Vurucu yerleri var konuşmanın. “Türkiye’yi yönetenlerin tahminleri de her gün değişmiştir” dedikten sonra sıralıyor: “Bir gün: bu iş yüzde 90 ambargo ile hallolur. Ertesi gün: savaş çıkar. Başka bir gün: Saddam çekilir. Daha başka bir gün ‘içinde olmayalım, dışında kalmayalım, zarar görmeyelim, biz de uyarız. Savaşın karşısına çıkmayız’ noktasına gelip dayanmıştır.” Demirel’in Özal’la ilgili bu saptamaları Cumhurbaşkanı’nın Kasım 1990’da konuşmalarını özetleyerek doğrulanabilir. Üstelik kendi sözleri ile sunulan bir aylık özet Özal’ı tanımaya ve anlayabilmeye yardımcı olabilir. Erdoğan’dan Kaplan’a dava ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 11 Aralık 2010’da, KKTC Yeni Kıbrıs Partisi’nin Lefkoşa’da düzenlediği etkinlikte yaptığı konuşmada, “kişilik haklarına saldırıda bulunduğu” gerekçesiyle BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan aleyhine, 20 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı. 5 Kasım’da ABD Dışişleri Bakanı James Baker’ın gezisinin son durağı Ankara. Hareketli bir ay İşte bir ayın özeti: 1 Kasım 1990 Perşembe “…Körfez krizi nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, Türkiye’nin, Körfez ülkelerinin ve Irak’ın toprak bütünlüğüne ve istikrarına büyük önem atfettiğini özellikle belirtmek istiyorum… Irak’a barışçı çözüm için Kuveyt’ten tamamen ve kayıtsız şartsız çekilmekten başka çare olmadığını göstermek gerekir. Bu gerçekleşmeden, müzakerelerin başlamayacağını bilmeleri lazımdır...” 4 Kasım 1990 Pazar “...krizden sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bugün Amerika’dan, Almanya’dan çok önemli yardımlar yapılmaktadır. Şunu rahatlıkla söyleyeyim: Aşağı yukarı temin ettiğimiz teçhizat, tanklar, toplar ve çok modern silahlar parayla satın alsak 89 milyar dolar eder... ... Bundan 10 yıl önce Türkiye’ye örnek olarak gösterilen ülkeler, bugün Türkiye’ye imreniyorlar... ... Bu krizi biz çıkarmadık. Kimin çıkardığı bellidir. Ve neticede ülkemize çok önemli faydaları olduğu herkes tarafından görülecektir... Bu kriz başladığında memleketimizin bu krizden sağlıkla çıkacağını biliyordum... Türk ekonomisi eskisinden güçlü vaziyettedir.” 5 Kasım 1990 Pazartesi “(Arıcılık tesislerini gezerken): ...faizsiz çalışan İslami finans kuruluşları var. Faysal finans gibi... Onlarla işbirliği yapabilirsiniz. Önemli olan meseleyi anlatabilmektir...” 6 Kasım 1990 Salı “...anayasada benim çok fazla yetkim var. Anayasaya göre TBMM’yi bile fesih etme yetkim var. Ama Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi daha demokratiktir. Anayasayı birtakım teferruatlardan arındırmak lazım... Bir sivili biz işbaşına getirmekle büyük bir hizmeti de gerçekleştirdik. Artık bir müdahale ile gelen yok. Burada ülkesi için çalışan, ülkesinin meselelerini bilen biri var. Sadece makamda oturan, bir iş yapmayan biri yok... ...Ben vurulduğumda anahtar liste çıkardılar. Ben de onları hiç affetmedim. ANAP dört eğilimden müteşekkildir. Gelecek genel başkan da bunu korumalı ki, halkın beğenisini yine kazanabilsin. Halk bunun için bize oy verdi...” KCK iddianamesi sunuldu DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Siirt’te 2009’da düzenlenen KCK Türkiye Meclisi operasyonlarında gözaltına alınan 54 kişi hakkında hazırlanan iddianame Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunuldu. Mahkemenin, iddianameyi kabul etmesi durumunda 54 kişi hakkındaki dava görülmeye başlanacak. Başbakan yerine Çiçek’ten yanıt ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ile Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, İsviçre bankalarında 8 ayrı hesabı olduğu iddialarının doğru olup olmadığına yönelik soru önergelerine yanıt veren Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Başbakan’ın bu iddiaların doğru olmadığını açık bir dille ifade ettiğini bildirdi. Ancak CHP’li Öztürk, “Bana, ‘hayır, yoktur’ yanıtı verilmedi. Üstelik bu soruyu ben Başbakan’a sordum, yanıtı Çiçek verdi” dedi. CHP’den 5 yeni ilçe teklifi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Milletvekili Yılmaz Ateş, Ankara’da 5 yeni ilçe kurulması için yasa teklifi verdi. Teklifte, Temelli, Hasanoğlan, Yenikent, Batıkent ve Çayyolu’nun ilçe olması isteniyor. Teklifin gerekçesinde, kamu hizmetlerinin daha yaygın, eşit ve nitelikli olarak verilmesinin amaçlandığı ifade edildi. Yılbaşında eylem planlayan El Kaide’ye operasyon BURSA (Cumhuriyet) Bursa Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, dün sabaha karşı, 8 ayrı adrese eşzamanlı gerçekleştirdikleri operasyonda yılbaşında eylem planladıkları ve El Kaide ile bağlantılı oldukları iddia edilen 8 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar arasında El Kaide’nin Bursa sorumlusunun da olduğu öğrenildi. Gerçek amacını açığa vuruyor Savcılığa Arif Doğan sorulacak ‘Kolay kolay pes etmem’ 7 Kasım 1990 Çarşamba (Köşk’te halk gününde...) “...Önemli olan hakiki ücrettir. Yani paranın değeri kadar ücret vermektir. Görüyorsunuz, bir çuval unun fiyatı, generalin maaşından fazla. Verilen para doğru para olmalıdır, aldatmaca olmamalıdır. Hakiki durumu ortaya koyup ona göre maaşları belirlemek lazımdır...” 9 Kasım 1990 Cuma “...Seçildiğim sırada farklı bir cumhurbaşkanı olacağım sözünü söyledim. Ve bir senede, farklı bir cumhurbaşkanı olduğumu söyleyebilirim... Bu anayasa birçoklarının söylediğinin aksine, Cumhurbaşkanına geniş yetkiler vermiş. Benim kanaatim bu. Hele 1961 Anayasası ile kıyas kabul etmez. Nedir bu yetkiler dediğiniz zaman, bir kere en önemli tarafı, madde olarak bakarsanız, uzunluğu itibarıyla en fazla Cumhurbaşkanlığı vazifeleri var. Sanki başkanlık sistemi için hazırlanmış da, son anda bir değişiklik yapmışlar, vazgeçmişler. Sanki başkanlık sistemi gibi hazırlanmış, ondan sonra yarı başkanlık sistemine dönüş yapılmış. Aslında ben baktım Fransız Anayasası’na. Maddelerin çoğu oradan alınmış. Çok benzerlik ve paralellik var. İkiüç yerde farkımız var. ...Cumhurbaşkanlığı’na seçildiğim sırada, işte belli bir süre, başlangıç itibarıyla muhalefetin bir nevi tanımama şeyine girmesi beni üzmüştür. Ama belli bir süre geçtikten sonra bunun kendilerine zarar verdiğinin farkına vardım... Vatandaşlarla temasımda onların bu fikri benimsemediğini müşahade ettim. Zaman içinde buna alıştık. YARIN: ‘EĞER SADDAM OLSAYDIM.’ yapmadım ...Ben mücadeleye alışmış bir kimseyim. Mücadele derken, bir yere gelmek için yapılan mücadele değil artık. Geleceğim yere gelmişim. Nedir sizi mutlu eden? Dediğiniz zaman, insanlara hizmet etmek, ben bunun için varım. Başka bir şey için yokum. Bunu açık söylüyorum. Bunun için kavga ederim. Kolay kolay pes etmem!.. ...Ben birdenbire bir sıçrama yapmadım. Hep kademe kademe yükseldim. Hangi kademeye geldimse, hakkımla geldim. Herhangi bir torpilimiz olmadı. Veyahut bir büyüğün gözüne çarpmadım... Mesela Süleyman Bey böyle göze çarpmıştır. Adnan Menderes’in veya Celal Bayar’ın gözüne çarptı. Birdenbire 30 yaşında Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne getirildi... Benim durumum böyle olmadı. ‘Birden sıçrama Ben, kademe kademe geldim. Hakkını vererek geldim. Onu söylemem lazım... ...grupta söyledim; cumhurbaşkanı olsam, başbakanı idare ediyor diyecekler. Başbakan olarak kalsam, buraya bir arkadaşımızı getirsek, o zaman da cumhurbaşkanını idare ediyor diyecekler. Bu benim kaderim!.. Bundan vazgeçemem, vazgeçmem! Yani elimde olan bir şey değil. Bunu söyleyecekler... ...Benim cumhurbaşkanlığım, netice itibarıyla buraya gelecek bir arkadaşım, kim olursa olsun, çok kısa zamanda, eğer ben başbakan olarak kalırsam, aramızı açarlar çok kısa zamanda. Ben halbuki aranın açılmasına imkân vermedim. Öbürü elime değil. Ben onu daha rahat karşılayabilirim. Rahat rahat idare edebilirim. Rahat rahat bu konuları karşılayabilirim. Bu tecrübem var. Bir nevi ağabeylik! Benim buna yaşım da müsait. Bu bakımdan benim buraya gelmem daha doğru olur kanaatindeyim!.. ...mesela biraz önce arkadaşlarım geldi. Başbakanlık bütçesi görüşülürken hep ben konuşulmuşum. Bunun olmaması lazım. Bu doğru değil. Başka mevzuların bulunması lazım. Özellikle muhalefetin ciddi mevzuları bulup getirmesi lazım...” İstanbul Haber Servisi İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi bazı sanık ve avukatlarının taleplerini celse arası değerlendirerek ara karara bağladı. İkinci “Ergenekon” davasına bakan mahkeme heyeti, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan, JİTEM’in kurucularından olduğu iddia edilen tutuksuz sanık emekli Albay Arif Doğan hakkında yapılan bir soruşturma ve kovuşturma olup olmadığının bildirilmesini istedi. Teröristlerde şehidin flash belleği ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, Mardin’in Dargeçit ilçe merkezinde 16 Aralık günü Uzman Jandarma Çavuş Kenan Erdem’i katleden teröristlerin kimliklerinin belirlenerek yakalanması çalışmalarıyla ilgili açıklama yaptı. Genelkurmay, teröristlerin üzerinde Şehit Erdem’e ait flash bellek ile zati tabancasının tesellüm belgesinin ele geçirildiğini bildirdi. Doğan Holding’in cezasına durdurma İstanbul Haber Servisi Doğan Yayın Holding, Doğan TV Holding AŞ’de ve bağlı ortaklıklarında aleyhte sonuçlandığı ifade edilen 2.524.603.533,35 TL tutarındaki vergi cezası ve bu davalarla ilgili olarak hesaplanan toplam 1.139.199.726,83 TL tutarındaki gecikme faizi ve harçların ödenmesine ilişkin bağlı ortaklıklara tebliğ edilen vergi ihbarnamelerinin yürütmesinin Danıştay tarafından durdurulduğu bildirildi. Hükümlülerden destek İstanbul Haber Servisi Ataşehir Belediyesi’nce başlatılan plastik kapakların engelli sandalyesine dönüştürüldüğü kampanyaya Maltepe Ceza İnfaz Kurumları Kampusu’ndan da destek geldi. Tutuklu ve hükümlüler ile personel, “Ataşehir Tane Tane Kapak Topluyor Adım Adım Engelleri Aşıyor Kampanyası”na destek vermek için 250 kilo plastik kapak topladı. İSFALT uzman eğitimi Haber Merkezi İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki İSFALT’ın uzman eğitmenleri, 27 Ocak6 Şubat 2011 tarihleri arasında Universiade 2011 Erzurum Kış Oyunları’nın ev sahipliğini yapacak Palandöken Belediyesi başta olmak üzere Erzurum’un ilçelerine yönelik eğitim semineri verdi. Eğitim saha gezisiyle birlikte üç gün sürdü. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle