29 Eylül 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Kastamonu Ziraat Odası Meclis Başkanı Serdar İzbeli: "Orman altı ürünlerimizi değerlendireceğiz" Mine ÖZGÜR KASTAMONUYüzde 59’u ormanlarla kaplı olan Kastamonu’nun 1071 köyünden 1003’ü orman içi Serdar İzbeli ve orman kenarı köy olarak doğrudan ormanla ilişkili. Kastamonu Orman Bölge Müdürü Yılmaz Özcan’ın verdiği bilgiye göre; Kastamonu ormanlık alanının yüzde 65’i verimli orman. Kent, böyle bir orman varsıllığına sahip olunca; doğal olarak ekonomisi de ona göre şekilleniyor. Organik tarım konusunda çiftçiyi bilinçlendirme, eğitim ve teşvik çalışmalarının yanı sıra Kastamonu Ziraat Odasının yönlendirmesiyle orman ürünlerinin sertifikalı olarak işlenmesi ve satışa sunulması için yoğun çalışmalar yapılıyor. Kastamonu Ziraat Odası Meclis Başkanı Serdar İzbeli’den bu konudaki çalışmalar ile ilgili bilgi alıyoruz: Doğal ortamda yetişen orman bitkilerinin kimyasal işlem uygulamadan tüketiciye sunulması ve bunun organik tarım sertifikası alınarak gerçekleştirilmesi çalışmaları sonuca ulaştı mı? Kastamonu’da çok büyük arazi sahibi köylü sayısı çok az. Ayrıca araziler genellikle engebeli ve parçalı. Organik tarım alanında danışmanlık hizmeti veren denetim firmaları ile çalışmak da çok pahalı. Denetim firmaları, toprak analizinden başlayarak, Hasan KABARIK Zonguldak Ziraat Odası Başkanı on yıllarda teknik ve ekonomik gelişmeler doğal olarak tarım kesimini de etkilemiş ve tarımsal faaliyetin geleneksel yapısını değiştirmiştir. Dünyanın bir çok ülkesinde olduğu gibi, Türk üreticisi de bu gelişmeden etkilenmiş ve tarım işletmelerinde gelişmenin zorunlu kıldığı değişiklikleri yapmak zorunda kalmıştır. Zira mevcut üretim kaynaklarından azami ölçüde faydalanmasının planlı ve programlı bir çalışma ile mümkün olabileceği anlaşılmıştır. Bugün artık tarım alanlarını fiziksel olarak artırmak olası değildir. Bu nedenle sahip olunan kaynakların daha rasyonellerin örgün ve yaygın eğitim olanaklarından yararlandırılmak koşuluyla mümkün olacağı bilinmektedir. Ülke nüfusunun sağlıklı ve dengeli beslenmesi ve gelecek nesillerin sağlıklı olması, çevre ve biyolojik çeşitlerinin korunarak sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın sağlanması iç ve dış piyasalarda rekabet gücü yüksek ürünlerin üretilmesi ile çiftçilerin gelirinin artırılması, çevreye zarar vermeden veya en az zararla kaynakların en iyi şekilde kullanılması ve tarımsal alt yapının iyileştirilmesi için gerekli olan politika araçlarının belirlenerek uygulanması giderek daha fazla önem taşımaktadır. İlimizde tek yanlı demir ve kömüre dayalı bir sosyoekonomik yapı oluşturulmuştur. Söz konusu sektörde yaşanan değişimler, aynı yerde iş beklentisi içerisinde olan ve hiçbir bilgi ve yeteneğe sahip olmayan geniş işsizler ordusunun oluşmasına sebebiyet vermiştir. Buna göre bölgemizde sanayi üretimi ile birlikte tatarlanın karayolundan uzaklığı ve komşu topraklarda kimyasal gübre kullanılmaması gibi birçok konuda analiz yapıyorlar. Ciddi firmalar tarafından kontrol edilmek, dünya çapında geçerli sertifika almak çok önemli. Ama ne yazık ki denetim için her gelişlerinde büyük paralar ödemek, ufak tarlalara sahip olan bizim köylümüzün altından kalkabileceği bir şey değil. Bunu ancak çok büyük arazileri ve birikimleri olan firmalar yapabilir. Tüm bu nedenlerle başlayamadığımız organik tarım konusunda Kastamonu Ziraat Odası olarak farklı bir yol çizdik. Biz burada çok zengin olan orman altı ürünlerimizi değerlendirmek suretiyle organik tarım yapmayı hedefliyoruz. Organik gıda sertifikası ile tüketime sunmayı planladığınız orman altı ürünler neler olacak? Kestane, alıç, salep, kuşburnu, kiren (kızılcık), böğürtlen, dağ çileği, acuk (yabani elma) ve otuza yakın çeşidiyle erik ile yirmi farklı mantarı sayabiliriz. Şu anda bu ürünler yalnızca kent ile ilçelerindeki pazarlarda ve İstanbul’da Balat ve Beyoğlu’nda kurulan köylü pazarlarında satılarak değerlendiriliyor. Kastamonu’da henüz organik tarım sertifikası alan yok. Ziraat Odası olarak çiftçimizi ikna etmeye çalışıyoruz. Ancak etkilenenler oldu. Bizim asıl istediğimiz, orman altı ürünlerin standartlara uygun toplanıp, hazırlanarak, sertifikalı ürünler olarak satılmasıdır. Bu konuda kişisel çalışmalarınız da var... İlk hedefimiz halkı bilinçlendirmek sonra da bu alanda çalışmalarını sağlamak olduğu için eğitime büyük önem veriyorum. Bunun yanı sıra çiftçiyi teşvik edip, olumlu sonuçlar alabileceklerini görmelerini önemsiyorum. Örneğin benim istediğim koşullarda üryani eriği yetiştirip, yalnızca doğal rımsal üretiminde dengeli bir biçimde gelişmesi gerekir. Hayatın idamesi için elzem olan beslenmenin insan yaşımı için vazgeçilmez bir unsurdur. Sağlıklı ve yeterli beslenmenin sağlanabilmesi için kendi öz kaynaklarımıza dönülmesidir. Açlıktan ölmek üzere olan bir insan otomobil almayı düşünmez. Onun tek düşüncesi bir parça yiyecek bulup karnını doyurabilmektir. Bölgemizde kırsal kesimde organik tarım gibi iş gücü yoğun yetiştiricilikler için nitelikli iş gücü mevcut değildir.. Emek yoğun tarımsal üretimin gelişmesi ilave istihdam yaratılmasına önemli katkı sağlayacaktır. Göç gübre ve budama ile bakımını yapıp, toplayan ve hijyenik şartlarda kabuğunu soyup paketleyen köylülerin ürününün kilosunu 3 YTL yerine 15 YTL.’ye satın alıyorum. Böyle üretim yapması için başlangıçta 2 çiftçiyi ikna etmiştim. Bu yıl 20 çiftçi oldu. İzbeli Çiftliği’nde de doğal ortamlarında ürettiğimiz ürünleri sunuyoruz. Reçel, pekmez, yumurta, tereyağı, peynir, hür yemez elması ekşisinin yanı sıra ebegümeci, ısırgan, tere, maydanoz, toklu ve ıspanak ile hazırladığımız otlu ekmek gibi çeşitler var. Domates ve biberi mevsiminde yetiştirip, katkısız ve yalnızca pastörize ederek saklıyor, kışın ezme şeklinde ikram ediyoruz. Çiftliğin işletmeciliğini üstlenmiş olan annem, zeytini biz yetiştirmediğimiz için kesinlikle müşteriye de sunmuyor. Önce aileden başlayan bilinçlenme daha sonra köyümüze yayıldı. Şimdi Kastamonu genelinde ve sertifikalı, kontrollü olarak üretime geçilmesi için çalışmalarımız sürüyor. Bunun bir geçiş dönemi olduğunu düşünüyorum. Eğitim çalışmaları sürüyor mu? Ziraat Odası olarak 20 köyde eğitim çalışması veriyoruz. Bir de hayvan yemi olarak kullanılan mısır silajını yaygınlaştırdık, suni yem yerine tercih edilmeye başlandı. Çiftçiyi ikna ederek, sarımsak ekmek için Alatarla’da on dönüm yer ayırttık. Kimyasal gübreden arındırmak için 4 yıldır bakım yapılıyordu. Bu yıl ekilecek. Deneme şeklinde üretim başlamış olacak. Elma suyunun aromatik özelliği olduğu için kullanım alanı da çok geniş. Portakal, vişne gibi meyve sularının yüzde 80’i elma suyu oluyor. Konuştuğumuz gibi yapılacak iş çok. Ama nereden başlayacağımızı iyi tespit etmek lazım. Böyle durumlarda bir kişinin kendini ortaya atması gerekiyor. Bunu üstlendim. Köy turizminde de bunun örneğini gördük. geliştirme ve uygulamasına yardımcı olmak amacıyla AB tarafından desteklenen aktif işgücü programları kapsamında tarım alanlarında istihdam ve ekonominin gelişmesinde organik tarım ve süs bitkileri eğitimi ile ilgili ilimiz İl Özel İdare Müdürlüğü ile Ziraat Odalarının ortaklaşa hazırlamış oldukları proje ile hibe olarak 240 Avro sağlanmıştır. Bu projeyle kırsal kesimde yaşayan insanların modern tarım tekniklerini öğrenmek, mevcut arazilerinde ekonomik getirisi yüksek ürünler yetiştirmesi sağlanarak, 200 kişiye organik tarım, 100 kişiye de süs bitkisi eğitimi verilerek kısa süre içerisinde üretime hazırlanılacaktır. Her ilçede 20 çiftçi, her köyde 1 çiftçi olarak eğitilirse, her köyden 10 çiftçi eğitilmiş olacaktır. Eğitilen örnek çiftçi ve köylerdeki planlı üretim neticesinde, bu sistemin yerleşmesi ile köylerimize gerekli devlet desteği sağlandığı taktirde terk etmiş oldukları topraklarını işleyecek,boş kalan tarım arazileri üretime,ülke ekonomisine kazandırılarak istihdamın artışı sağlanacak ve işsizliğin önüne az da olsa geçilmiş olacaktır. Bilinçsizce yapılan çiftçilik, tekniğe kavuşacak sağlıksız kullanılan gübrelemeler toprağın analizine göre kullanılacaktır. İnsan sağlığına önem verilerek, organik tarıma geçilmek suretiyle sağlıklı bir tarımsal gıda üretimi sayesinde insan ömrünün uzayacağı gibi sağlıklı bir toplumun yetişmesi de sağlanmış olacaktır. İlimizde çevre kirliliği, tarım arazilerinin küçük parçalı oluşu ve eko turizme uygunluğu, ekolojik tarımın önemini artırmaktadır. Bu konuda ilimizde belirli alanlarda ve ürünlerde organik tarımın yapılması ve çevreye dost bir alternatif üretim şekli olarak desteklenmesi büyük önem taşımaktadır. İlimizde hali hazırda bu konuda yeterli potansiyel bulunmakta olup bu potansiyelin değerlendirilmesi organik tarım konusunda ayrı bir önem taşımaktadır. S Organik tarım için eğitim gerekiyor nedeniyle mevcut tarım arazileri işlenmemektedir. İşlenen arazilerde de aile ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde üretim yapılmaktadır. Geleneksel olarak yetiştirilen ürünlerin ekonomik getirisinin düşük olması ve getirisi yüksek ürünlerin yetiştiriciliğinin bölge çiftçilerinin yeteri kadar bilmemesi tarımsal gelirlerin artmasına engel teşkil etmektedir. Engebeli kırık arazi yapısı gibi coğrafi şartlar, çok parçalı ve alt yapı hizmetlerin yerine getirilmemiş olması mekanizasyon güçlüğü ve eksikliği yanında bilgi yetersizliği en önemli kısıtlardır. Bu kriterlerin yerine gelmesi halinde bölgemiz organik tarım için aranan özelliklere sahiptir. İlimiz, Ankara ve İstanbul gibi büyük tüketim merkezlerine yakındır. Yeterli üretimin sağlanması halinde ihracat amacıyla kullanılabilecek limanda mevcuttur. Bu hususta Türkiye’nin Avrupa istihdam politikasına uygun olarak, etkin istihdam politikaları yaratma, 13
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear