Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 26 AĞUSTOS 2010 PERŞEMBE
6 HABERLER
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
Erdoğan, Şanssızlıktır - 2
Erdoğan bu ülke için gerçekten bir şanssızlık
olduğunu, devletin düzgün bir bürokratı,
Emniyet Müdürü Hanefi Avcı için söylediği şu
sözlerle de gösterdi: Bana gelmedi, gelseydi de
kabul etmezdim... Neden? Avcı, çok ciddi bir
kitapla halkının önüne çıkıyor ve illegal
Fethullahçı örgütün devletin içini oyduğunu,
görevlendirdiği imamlarla pek çok makamı
yönettiğini, üstelik istihbarat, dinleme, belge
hazırlama, piyasaya sürme gibi faaliyetleri
organize ettiğini yazıyor.
Bunu biz yazmıyoruz. Son zamanların en
gözüpek ve düzgün Emniyet Müdürü yazıyor.
Başbakan’ın “yerinden sıçraması” ve hemen
elindeki bütün müfettişleri hareket geçirmesi
gerekmez mi? (*)
Tepkisinden anlıyoruz ki, Erdoğan aslında
durumu biliyor, sahipleniyor; onlardan büyük
hizmet alıyor ve büyük ittifak içinde, veya
tamamen özdeşleşmiş de olabilirler...
Erdoğan, kadınlardan oluşan bir toplantıda
“Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” dedi ya...
Nilgün Cerrahoğlu, bir sohbette, “Kadınlardan
doğru dürüst bir protesto çıkmadı..” diye
yakındı. Köşe yazılarına da pek konu olmadı
Başbakan’ın bu sözleri. Kadın erkek eşitliğine
inanmayan Başbaka’nın, kadınlara siyasi
hayatta yol açmak için, parti ve milletvekilli
adaylığında kadın kotası da düşünmediğini
biliyoruz..
Şu sırada Niyazi Berkes’in dev eseri
Türkiye’de Çağdaşlaşma’yı okuyorum (**),
hazırladığım Ulusyıkıcılığı kitabı için...
Derken, karşıma Erdoğan’ı aratmayan, veya
1908’in Erdoğan’ı diyeceğimiz bir isim çıktı,
“kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” diyen:
Mustafa Sabri Efendi.
Bu efendi, Osmanlı’nın son şeyhülislamı,
ayrıca “Osmanlı Mebusan Meclisi” üyesi, yani
“mebus”. Unutmadan söyleyelim, güçlü bir
siyasi kişiliğe de sahip...
O zamanki manzarayı Berkes’ten
akrataracağım. Sabri Efendi, hükümete kadın
memurların alınması tartışmasına katılıyor...
“Mustafa Sabri Efendi... İslamlıkta kadınla
erkeğin eşit olduğu yollu, daha aydın kafalı
İslamcıların iddialarının asılsız olduğunu,
İslamlıkta kadın ile erkeğin asla eşit olmadığını
ileri sürdü... Yazısında şöyle der: ‘Birkaç iyi
yanlarının hatırı için Avrupalılardan aldığımız
kötülüklerden bir tanesi de, şu insan
vücudunun resmini ve fotoğrafını çekmek
rezaletidir.’
“İkdam gazetesinde, İslamlıkta kadınların
durumunun aşağı olduğu yollu inancın doğru
olmadığını yazan bir yazara çatarak, şöyle der:
‘İslam dininin böyle yalancı şahitlere ihtiyacı
yoktur. Bu yazarın yok dediği şey vardır. Yanlış
dediği şey doğrudur. Ehliyetsiz bazı kişiler
İslamlığı savunmaya kalkarak, İslamlıktaki bu
gibi büyük kuralların varlığını inkâr ediyorlar..
Gerçeği bük(mek) İslamlığa ihanettir.’ İslamlıkta
kadınların da boşanma hakkı oluğu iddiasına
karşı Mustafa Sabri ‘Hayır, bu da yalan!’
haykırışıyla cevap verdi.”
“Mehmet Akif.. bu kadınlık sorununun
Avrupalıları taklit etmek hevesiyle Müslümanlar
arasında yayıldığını kaydeder. Hamisi olan Sait
Halim Paşa da şöyle der: ‘Tarihin bize öğrettiği
gerçeklerden biri, uygarlıkların çok kez kadınlar
saltanatı, kadınlara salt özgürlük tanınması
yüzünden çöktüğüdür’. Ünlü ‘kadın parmağı’
teorisi.”
Şüphesiz ki, kadınların erkeklerden aşağı
olduğu inancı için, taa Son Osmanlı
şeyhülislamına gitmeye gerek yok. Onun
yüzlerce taklidi şeyhülislam bozuntusu
günümüzde yaşıyor ve kadınların nasıl
yaşaması, davranması, konuşması, kalkması,
sevişmesi, örtünmesi vb. gerektiği konusunda
fetva veriyor, kadınları yönetiyorlar.
Erdoğan, Şeyhülislam Mustafa Sabri
Efendi’nin iyi bir öğrencisi, ve öğretisinin iyi bir
uygulayıcısı olduğunu her fırsatta gösteriyor.
(*) Fethullah cemaati ve iktidar savunucularına
bakıyorum: Kitabı bir dedektifin
halisünasyonları olarak niteliyorlar. Cemaatin
Senegal’deki okula götürdüğü ve beyninden
satın aldığı son büyük Türk entelektüel ve
Marksistlerinden bir renkli yazar, iki satırla
noktayı koyuyor ve kararını veriyor. Derken,
Milliyet’in iktidar yanlısı önemli yazarı da, bu
yoruma “aynen katılıyorum” diyerek, ülkemizin bu
temel sorunun üzerini iki satırla kapatmak için,
uyduruk Marksistin şalını kullanıyor...
(**) Yapı Kredi Yayınları, Yayına hazırlayan
Ahmet Kuyaş, 2002.
Kõlõçdaroğlu, Erdoğan’a ‘Adam gibi adamsan Büyükanõt’tan hesap sorarsõn’ diye seslendi
IŞIK KANSU
ELAZIĞ-BİNGÖL-TUNCELİ -
CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıç-
daroğlu, memleketi Tunceli’de dü-
zenlediği mitingde gövde gösterisi
yaptõ. Kendisini karşõlayan coşkulu ka-
labalõğa seslenen Kõlõçdaroğlu, Genel
Başkan sõfatõyla ilk kez genel aftan söz
etti. Kõlõçdaroğlu, kalabalõğa “‘Hayõr’
deyin, toplumsal mutabakatla do-
ğudan batıya, kuzeyden güneye
herkese genel affın yolu açılsın” di-
ye seslendi.
Kõlõçdaroğlu’nu Elazõğ’da coşkulu
bir halk kitlesi karşõladõ. Kõlõçdaroğ-
lu, burada yaptõğõ konuşmada, “Ela-
zığ’da 32 köy topraklarını sulaya-
mıyor. Neredesin Recep Bey sen?
Elazığ’da yüz binlerce ağaç kuru-
maya terk edildi. Suyu sen hangi
hakla kesersin diye sormayacak
mıyız?” dedi. “‘Hayõr’ diyeceğiz ki
hayırsızlardan hesap sormayı bile-
lim” diyen Kõlõçdaroğlu, miting mey-
danõna geldiği seçim otobüsünü işaret
ederek, “Bizim otobüsümüz bu. Al-
dığımız para belli. O parayla Tür-
kiye’yi adım adım geziyoruz. Her ta-
rafı gezeceğiz. Biz kendi imkânla-
rımızla geziyoruz. Recep Bey’in al-
tında otobüsü var. Üzerinde Türkiye
Cumhuriyeti yazıyor. Yani devletin
imkânlarıyla geziyor. Onun parasını
kim veriyor biliyor musunuz? Fakir
fukara veriyor” dedi.
Erdoğan’õn 12 Eylül’den hesap
soramayacağõnõ söyleyen Kõlõçda-
roğlu, “Yaşar Büyükanıt önünüz-
de. Muhtıra veren adamdan niye
hesap soramıyorsunuz? Kendine
muhtıra verene üstün hizmet ma-
dalyası veriyor. İnsan utanır.
Adam gibi adamsan, ondan hesap
sorarsın” diye konuştu.
‘Türkiye huzur istiyor’
Kõlõçdaroğlu, Elazõğ’dan Bingöl’e
geçerken 24 Mayõs 1993’te 33 aske-
rin PKK tarafõndan şehit edildiği böl-
gede durarak o günü andõ. Kõlõçda-
roğlu, burada yaptõğõ konuşmada,
“Silahların sustuğu bir dönemde as-
kerlerimiz evlerine giderken şehit
edildi. Umarım bir daha böyle
olaylar olmaz. Türkiye barışı ve hu-
zuru istiyor” dedi.
Bingöl’de Kõlõçdaroğlu’nu canlõ
bir halk topluluğu karşõladõ. Zaman-
la bozulan kardeşliği yeniden ayağa
kaldõracaklarõnõ, yeniden halkõn ikti-
darõnõ kuracaklarõnõ belirten Kõlõçda-
roğlu, yöreye gelmemelerinin kaba-
hatinin kendilerinde olduğunu kay-
dederek, “Buraya daha fazla gele-
ceğiz, dertlerini dinleyeceğiz” dedi
ve yoğun alkõş aldõ.
Bu sõrada Kõlõçdaroğlu’nun konuş-
tuğu meydanõn arka kõsmõndaki polis
kordonunun gerisinde, AKP’li ol-
duklarõ bildirilen bir grubun tekbir ge-
tirerek, “Kahrolsun CHP, Başbakan
Erdoğan” sloganlarõ attõklarõ göz-
lendi. CHP otobüsünün önüne yak-
laşan bir genç de “Ben provokatör
değilim. Ancak sizi Başbakan’a
karşı olan üslubunuzu değiştirme-
ye davet ediyorum” dedi. Kõlõçda-
roğlu, sözlerini dinledikten sonra te-
şekkür ettiği gence “Ama bir Baş-
bakan şerefsizler lafını, ananı al da
git lafını ağzına almamalıdır” kar-
şõlõğõnõ verdi. Kõlõçdaroğlu, kendisini
protesto eden AKP’li gruba da sesle-
nerek, “Onlara da saygı ve selam-
larımı yolluyorum. Herkesin dü-
şüncesini özgürce dile getirmesini
diliyorum” dedi.
Bingöl CHP İl Başkanõ Sema Kay-
galak da AKP Bingöl Milletvekili
Yusuf Coşkun’u telefonla arayarak
CHP aleyhine düzenlenen gösteriler
nedeniyle AKP’yi kõnadõ.
Tunceli’de görkemli miting
Kõlõçdaroğlu, iki günlük Güneydo-
ğu gezisinin tek görkemli mitingini
Tunceli’de gerçekleştirdi. Böylece
yõllardõr CHP Genel Başkanõ gör-
memiş Tunceli CHP ile barõşmõş ol-
du. “Hayır” sloganlarõyla inleyen
miting alanõnda konuşan Kõlõçdaroğ-
lu, ilk kez genel af vaadinde de bu-
lundu. CHP lideri, Tunceli’de yaptõ-
ğõ konuşmada, silahlarõn sustuğu,
kardeşliğin doruk noktasõna ulaştõğõ bir
düzen için burada olduğunu söyledi.
Sözleri sõk sõk “Hırsız Recep, Baş-
bakan Kemal” sloganlarõyla kesilen
Kõlõçdaroğlu, “Bu coğrafyada çok sa-
yıda faili meçhul cinayet işlendi. An-
cak bunların soruşturulmasını Mec-
lis’e getirmemize rağmen, Recep
Bey karşı çıktı. Türkiye’de hiçbir
faili meçhul cinayet örtülü kalma-
malı” görüşünü dile getirdi.
“Gücüm sizsiniz, umudum sizsi-
niz. Size güveniyorum” diyerek söz-
lerine devam eden Kõlõçdaroğlu, “Ha-
ramilerin iktidarını ürküttük. Bir
hayalim var, bir hedefim var. Size
gönül bağıyla bağlıyım. Destek ve-
rin, hayır deyin, Türkiye’nin önü
açılsın” dedi. Kõlõçdaroğlu şöyle de-
vam etti:
“Hayır deyin, kardeş kavgası bit-
sin. Barışın, kardeşliğin, emeğin
kutsallığı öne çıksın. Hayır deyin,
toplumsal mutabakatla doğudan
batıya, kuzeyden güneye herkese
genel affın yolu açılsın. Böylelikle
barışın, kardeşliğin adresi CHP
olacaktır.”
Kõlõçdaroğlu CHP Grup Başkan-
vekiliyken Batman’da yaptõğõ bir ko-
nuşmada “Toplumsal barışın bir
parçası olacaksa genel affa ‘evet’ de-
riz” demişti. Ancak dönemin CHP
Genel Başkanõ Deniz Baykal, Kõlõç-
daroğlu’na bu sözleri nedeniyle tep-
ki göstermişti.
Erdoğan’a
cevap
Tunceli’den
MİYASE İLKNUR
CHP Genel Başkanõ Kemal Kı-
lıçdaroğlu’nun memleketi Tunceli
gezisi yaklaştõkça Başbakan Tay-
yip Erdoğan da son 15 gündür
Dersim hadisesini kaşõyarak ve sü-
rekli gündemde tutarak Kõlõçdaroğ-
lu’nu evinde vurmak istedi. Özel-
likle soy, sop tartõşmasõyla “Der-
simliyim demeye çekiniyor” diye-
rek Tunceli mitinginde Kõlõçdaroğ-
lu’nun boş bir meydana seslenme-
sini amaçladõğõ bariz bir şekilde gö-
rülüyordu. Ancak Tunceli halkõ bu-
güne kadar Tunceli merkezinde gö-
rülmedik bir miting yaparak hem-
şerisi Kõlõçdaroğlu’na sahip çõktõ.
İl örgütü yöneticileri CHP Tunce-
li Milletvekili Kamer Genç ve CHP
PM üyesi Hüseyin Yıldız ile Tun-
celi’nin pek çok köyünü dolaştõk.
BDP’lilerin yoğun psikolojik ve
cebri baskõlarõna rağmen Tunce-
li’nin en uzak dağ köylerinde bile
halk günler öncesinden Tunceli’ye
gitmek için seferber olmuştu. Pülü-
mür’ün Sağlamtaş köyünde köy hal-
kõ, PM üyesi Hüseyin Yõldõz ile mi-
tinge gidiş hazõrlõklarõnõ konuşurken
onlarõ dinleyin 80 yaşõndaki bir ka-
dõn Zazaca hançeresini yõrtarcasõna
“Hower bıdı, hower bıdı!” (Dur-
mayõn gayret edin, ayağa kalkõn) di-
ye bağõrdõ ve Türkçe devam etti:
“Ne duruyorsunuz, Gelen bizim
ciğerimizdir, Dersim halkı kendi
ciğerini başı önünde gönderecekse
lanet olsun bize.”
Pülümürlü yaşlõ ninenin haykõrõşõ
adeta Tunceli’nin bütün bölgelerin-
de duyulmuş gibiydi. Zira mitingin
yapõldõğõ Eskikõşla Meydanõ hõnca
hõnç dolmuş, bir kişi bile alamaya-
cak duruma gelmişti. Kõlõçdaroğlu
kürseyi çõktõğõnda 10 binlerce kişi
“Dersim seninle gurur duyuyor”
diye bağõrdõ. Kõlõçdaroğlu’da Tay-
yip Erdoğan’õn “Dersimliyim de-
meye çekiniyor” sözünü tekzip
edercesine “Bende Tuncelili ve
Dersimli olmaktan gurur duyuyo-
rum” dedi. Bu arada Onur
Öymen’in Dersim katliamõna ilişkin
sözleriyle başlayan tartõşmalar üze-
rine CHP’den istifa eden Ovacõk,
Nazimiye, Pülümür belediye baş-
kanlarõ ile eski milletvekillerinden
Hasan Güyüldar ve il genel meclis
üyeleri CHP’ye geri döndü.
IĞDIR VALİSİ AMİR ÇİÇEK
‘Elbet biz de
iktidarın valisiyiz’
IĞDIR (Cumhuri-
yet) - Iğdõr Valisi Amir
Çiçek, “Valilik mes-
leği yarı siyasidir. Bi-
zi iktidar atadıysa el-
bet biz de iktidarın
valisiyiz” dedi.
Kent merkezindeki
yerel gazete ve televiz-
yonlarõ ziyaret eden Va-
li Amir Çiçek, gazete-
cilerin sorularõnõ da ya-
nõtladõ. Valilerin devle-
ti temsil ettiğini ifade
eden Çiçek, “Valilik
mesleği yarı siyasidir.
Hükümet kendi icraa-
tını yürütmesi için va-
liyi atar ama partizan
değildir. Bizi iktidar
atadıysa, elbet biz de
iktidarın valisiyiz. İk-
tidar partisinin pro-
jelerini uygularız ama
partizan değiliz” diye
konuştu.
Daha sonra açõklama
yapan Çiçek, “iktidarın
valisiyiz” sözünün yan-
lõş anlaşõldõğõnõ, kendi-
sinin “Biz devleti tem-
sil ederiz” dediğini söy-
ledi. Çiçek, “Valiler,
Başbakan’ı, bakanla-
rı temsil eder, devletin
ve iktidarın icraatla-
rını eşit bir şekilde ka-
nunlar çerçevesinde,
uygulamakla mükel-
leftir” dedi.
Esnafa ‘faiz’ sözü
‘İSTİKRARSIZLIK OLUR’
Şimşek’ten
‘Evet’ için
gözdağı
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Maliye Bakanõ Mehmet Şim-
şek, referandumda ‘evet’ çõkmasõ
halinde Türkiye’nin milli gelirini 30
bin dolarlara, zamanla da 60 bin do-
larlara çõkaracak bir altyapõya kavu-
şacağõnõ, ‘hayır’ çõkmasõ halinde ise
Türkiye’de istikrarsõzlõğõn baş gös-
terebileceğini söyledi.
Bakan Şimşek, katõldõğõ bir
televizyon programõnda, anayasa
değişikliğinin içeriğinin tartõşõlma-
dõğõnõ, referandumun iktidar oyla-
masõna dönüştürüldüğünü kaydeden
Şimşek, bunun Türkiye için şansõz-
lõk olduğunu dile getirdi. Şimşek, iş
dünyasõnõ da bu taslağa destek ver-
meye çağõrarak, “İş dünyası, dar-
belerden çok çekti. Siyasi istikrar-
sızlıktan çok çekti. TÜSİAD ve di-
ğer sivil toplum örgütleri, anayasa
için ‘darbe anayasasõ Türkiye’nin
ihtiyaçlarõna cevap vermiyor’ de-
mişti. Ortaya taslaklar koymuş-
lardı. Geçmişte taraf olmuşlardı,
imzalar atılmıştı. Bu anayasa tas-
lağı hem iş, aşla ilgili hem de iş
dünyası dostu bir taslaktır. Biz, iş
dünyasının taraf olmasını istiyo-
ruz. Gönül isterdi ki, geçmişte ta-
raf olan iş dünyası ki burada Tür-
kiye’nin geleceği oylanıyor” diye
konuştu. Referandum sonucunun
“hayır” olmasõ durumunda Türki-
ye’nin bundan olumsuz etkilenece-
ğini de belirten Bakan Şimşek,
“‘Hayõr’ çıkarsa Türkiye’de istik-
rarsızlık baş gösterebilir” dedi.
Elazığ, Bingöl ve Tunceli’de coşkulu kalabalıklara hitap eden Kılıçdaroğlu’nun hedefinde Erdoğan vardı. (AA)
‘Genel af için ‘Hayõr’ deyin’Kõlõçdaroğlu, genel başkan
sõfatõyla ilk kez genel aftan
söz ederek “Hayõr deyin,
kardeş kavgasõ bitsin, genel
affõn yolu açõlsõn” dedi.
obursali@cumhuriyet.com.tr
On binler alanı doldurdu
Hakkâri’de, bir ay önce PKK’li terö-
ristlerin saldırısına uğrayan AKP İl
Başkanlığı binasındaki güvenlik ted-
birleri dikkat çekiyor. Polis ekipleri, saldırının ardından AKP’nin bulunduğu bina etrafında
kuş uçurtmuyor. Saldırının hedefindeki polis kulübesinin bulunduğu yerde kum torbalarıy-
la siper yapıldı. Bina önünde nöbet tutan polis, siperin içinde 24 saat eli tetikte nöbet bekler-
ken, gece hava karardığında polisler bina etrafında adeta kuş uçurtmuyor. (Fotoğraf: AA)
AKP’ye siperli koruma
ANKARA (AA) - Demokrat
Parti Genel Başkanõ Hüsamet-
tin Cindoruk, “Referandum-
da, BDP boykotu sürdürürse
yüzde 60, hatta üstü bile ‘ha-
yõr’ çıkar” dedi.
Anayasa değişikliği ile ilgili
referandum kampanyasõnõn bir
seçim yarõşõna dönüştüğünü ifa-
de ederek, anayasa değişiklik
metninin, ne getirip ne götür-
düğünün yurttaşlar tarafõndan bi-
linmediğini söyleyen Cindoruk,
“Başbakan şiddet, hiddet hat-
ta kibir ifadeleriyle konuş-
malar ortaya koyuyor. ‘Evet’
kampanyası yaptığını düşünen
Başbakan, bence ‘evet’ oyla-
rını azalttı” dedi. Hüsamettin
Cindoruk, “referandumda han-
gi kararın çıkacağına” ilişkin
soruyu yanõtlarken, burada
BDP’nin etkili olabileceğini be-
lirterek şunlarõ söyledi:
“BDP, ‘evet’ oyu verirse
nispet değişebilir. Tahmin edi-
yorum ki BDP, ‘evet’ diye-
cektir. Çünkü pazarlık ettik-
leri anlaşılıyor. Öcalan ile bi-
rilerinin temas ettiği açıktır”
SAVAŞ KALKAN
TOKAT - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
Tokat’ta düzenlediği referandum mitinginde Halk
Bankasõ’nõn esnaf ve sanatkârlara uyguladõğõ faiz
oranlarõnõn yüzde 13’ten yüzde 10’a düşürüleceğini
ve yüzde 5’lik bölümünün Hazine tarafõndan kar-
şõlanacağõnõ açõkladõ.
Erdoğan, partisinin Tokat Cumhuriyet Meyda-
nõ’nda düzenlenen mitinginde yaptõğõ konuşmada,
AKP hükümetinin ekonomide çok büyük başarõlar
elde ettiğini söyledi. Kendilerinden önceki DSP-
MHP-ANAP hükümetini eleştiren Erdoğan, bu hü-
kümetin karşõlõksõz para bastõğõnõ, faizle milleti sö-
mürdüklerini ifade etti. Erdoğan, “Eğer 8 yıl ön-
cesine göre bugün geriye gittiysek bize oy ver-
meyin” diye konuştu. Esnafa referandum öncesi fa-
iz müjdesi veren Erdoğan, “1 Eylül 2010’dan iti-
baren, esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet koo-
peratifleri kefaletiyle, esnaf ve sanatkârımıza
Halk Bankası’nın uygulayacağı faiz oranını, yüz-
de 13’ten yüzde 10’a çekiyoruz. Bu yüzde 10’luk
faizin de yüzde 5’ini Hazine karşılayacak” dedi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “başörtü-
sü sorununu çözeceğiz” açõklamalarõnõn inandõrõcõ
olmadõğõnõ savunan Erdoğan, “Peki Meclis’ten bu
geçtiği zaman niçin bunu alıp da CHP olarak
Anayasa Mahkemesi’ne götürdünüz? Bunu çöz-
meye senin zaten takatin, gücün yetmez. Va-
tandaşımı aldatma, dürüst, samimi ol” dedi.
Cindoruk: BDP belirleyici olur
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - MHP Genel Başkanõ
Devlet Bahçeli, son kez 2001 yõ-
lõnda başbakan yardõmcõsõyken
gittiği Diyarbakõr’a aradan geçen
bunca zaman gitmeyişini “has-
sasiyetlere” bağlayarak, “Çün-
kü bizim en ufak bir hatamız,
tüm Türkiye’ye mal olabilir”
sözleriyle açõkladõ.
CNN Türk televizyonunda ön-
ceki akşam canlõ yayõna katõlan
Bahçeli, Diyarbakõr’a en son
2001’de gittiğini belirterek
“Uzun zaman oldu. Ama belli
tuzaklara düşmemeye gayret
gösteren siyasi hareketiz. Onun
için önce ülkem sonra parti
sonra ben diyorum” dedi. Bah-
çeli, Abdullah Öcalan’õn idam
edilmesi için Cumhurbaşkanõ
Süleyman Demirel’le görüştü-
ğünü ve muhasebede kullanõlan
“T cetveli” formülüyle, idamõnõn
yararlarõnõ ve zararlarõnõ yazarak
ikna etmeye çalõştõğõnõ anlattõ.
Bahçeli, “Şu an ne kadar hak-
lı çıktığımız anlaşılıyor. Taviz
verilmemiş olsaydı Türkiye bu-
günkü noktada olmazdı” dedi.
Bahçeli’den hassasiyet vurgusu