25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
sorusunu merkeze alarak biziyaratan bu evrenden söz ediyor. Galaksilerden kara deliklere, güneş sistemindenBüyük Patlamayadek, evrenimizle ilgilipek çok “ağır”konuyu, bilimselliğindenödün vermedenaçıklıyor. Aynur ÖZKAN Atomlar. moleküller. canlı hücreler; gezegenler, yıldızlar,yıldız küıneleri ve galaksiler: galaksi kümeleri...Evren, küçük, büyük ve dahabüyük ölçekte her boyutta sistemiiçerir. Yörüngedeki Hubble teleskopu sayesinde edindiğiıniz. genellikle “derin alan” diye anilan görüntü, evrenin en geniş boyutunu gösteriyor. Uzayıp giden ve son zamanlardagenişlediği hakkında neredeyse emin olunan sonsuz evren bu küçücük fotoğrafta. bu fotoğraf ise içerdiği tüm evrenle birlikte venilerde çık- iniş olan bir kitabın kapağına sığı- -. vermiş. Bilim insanı Hubert Reeves’in2003-2006 yılan arasında France Culture’de vayımlamış olduğuyazılarını topladığı iki kitabınikincisi de geçtiğimiz günlerde yayımlandı. Reeves.ikinci kitap Aıomlara ve Galaksikre İlişkin Yazilar’ailk yazısı “Kozmik Turizm”de.derin alan için “olabileceken yüksek ölçekte turizm” diyeespri başlıyor. Fotoğraf çok ilginç. sanki bir yaz gecesi bulutsuzgökyüzüne ya da göğün izi düşmüş bir denize bakıyorsunuz hissini veriyor, oysa baktığınız şey görüp her şey, evren.Evrenin en genel görünümü. Galaksiler tek başına sağa sola serpilmişminik yıldızlar ya da adacıklargibi. “SONSUZBÜYÜK”TEN “SONSUZKÜÇÜÖE Evrenin boyutuna yayılanve tüm evrenin genel davranışını belirleyebilecekolguları, minicik atomların davranışlarını ince— leverek keşfettiğimizi söyleyen yazar, kitabındaki yazıları ise bu defa öbür taraftan başlayıp ‘sonsuz büyük”ren “sonsuz küçüğe” doğru sıralıyor. İki kitabında da iki ana soruya bir başka deyişle iki ana meseleye yanıt aramış. “Nereden geldik?”ve “Nereye Gidiyoruz?” • 2008’dc yayımlanan Gökyüzü ve Yaşamailişkin kitabında “nereye gittiğimiz”üzerine kala yorarak, “Kendi kendimizi yok etmemek için nasıl davranmalı?”diye sormuştu. Bu kitabın devamı olan Atomlara ve Galaksilere ilişkin 1‘azılar ise “Nereden geliyoruzve ne oldu da var olabildik?” sorusununvanıtının peşine düşüyor. Bu soruvukitabın ana eksenine oturtarak, yanıtına,can alıcı olan başkaca sorular da sorarak ulaşmayı hedefleıniş. Verdiği ya da bulup gösterdiği vanıtların yanına yinede şu sözünü eklemeyi unutmuvor: “Bilim bir keskinlik ve doğruluk alanı değil, daha çok bir akla yatkınlık alanıdır.” Reeves’egöre astrofizikçiler. tarihöncesidönemleri inceleyen bilim insanlarınabenzer. Tarihöncesini araştıran biliminsanları nasıl fosil arıyor, bulduğu fosilden çıkarak betimlemek istedikleridönemin öncesindeki koşulları okışrurmava çalışıvorsa. astrofizikçiler de bulduğu fosillerle kozınosun geçmişiniçözmeye çalışıyor. Yazılarını pek çok alanla ilişkiler kurarak kalem alan yazar, zaman zaman felsefeyede göndermeleryapıyor. Elbette o ek sorularındansorarak: İnsanlar gözlerini yukarıkaldırıp yıldızlı kubbeye bakmaya ne zaman başladı? Gökteki ışıkları ne zamanfark etti de onların nasıl oluştuğunu,ne kadar uzakta olduğunu hesap etmeveçalıştı? Eski Yunan filozoflarının ortaya attığı düşünceler uzayın boyutu hakkında bilinenilk tartışmalara örnek olarak gösterilebiir: Apolloncu düşünce okuluna göre, Apollon güzelliğin, dengenin dolavısıvlauyumun tanrısı olduğu için evreneelbette uyumlu bir boyut vermişti. Adı da “Kozmos” olarak ifade edilmeye başlandı ki bu sözcük güzellikle ilgili her türlü ürün için kullanılan kozmetik sözcüğünün kökeni. Aşırılıklara düşkün Dionysos hayranları ise elbette oluşumu sona ermemiş sonsuz bir evren görüşünüsavundu. OKURAVERİLENÖDEV Yazarm esprii bir dili var ama her konuyu “ağır”lığıylaele alıyor. Bu yüzdenbazı metinleri geri dönüp tekrar tekrar okumak gerekiyor. Kitap derli toplu zengin bir çalışma, bilimsellikten ödün vermediği için ürün olarak bir insanlıkhizmeti de sayılabilir. Size de gizlicebir ödev veriyor. Okuma süreci boyuncaevrene ve bilime ilişkin sorulan pek çok soruya ortak olmanızı, kendinizlebaş başa kaldığınızda ise birçok yanıtın doğruluğunu sorgulamanızı talepederek. Reeves -bu konular ne kadar yalin bir dille anlatılabilirse o kadar- diliyle bilim dünyasındaki pek çok inanış, anlayış,ilke ve tutum hakkında da “içeriden”bilgiler sızdırıvor. Orneğin, paralelevrenlerle ilgiliyazısında “kanıt yokluğuyokluğun kanıtı değildir” diyor. Paralel evrenler, gökbilimcilerin olduğu kadar biimkurgucular için dc oldukça merak uyarıdırıcı. Bilimin bu konudaki soruları ise şunlar: Şu 1-lubble’ınçektiği derin alan fotoğrafındaki evrenden tamamıylaayrı, hiçbir iletişim kurma olanağımızolmayan başka evrenler de var mı? Bu evrenlerdeki bazı gezegenlerde bizim gibi sorular soran insanlar da mı var? Reeves’egöre cevap apaçık ortada: “Evet, böyle evrenlerin binlercesinin, milyonlarcasının, milyarlarcasının, hatta sonsuz sayıda bile var olması mümkün!” Tam da bu noktada bulunmuş yeni bir sözcüğe değinmekte fayda var: Mültivers.Evren anlamındaki “univers” sözcüğünün ilk hecesi” uni” tekliği ifadeetriğinden, yerine çokluğu ifade eden “mülti” konularak, hem bizim evrenirnizihem de var olabilecek tüm evrenleriiçeren l,ütünü tanımlayan bir sözcük türetilmiş böylece. Şimdi sıra bu ifadenin Türkçesini türetecek bilim insanlarmda.Reeves’inbaşka bir yazıda ise bu konudaki görüşlerine şunu eklemeyiunutmadığını da söyleyelim:Var olduğundan emin olduğumuz tek evren bizimki! Bu tutumunu yine sızdırdığı bilim dünyası tavırlarından biriyle açıklayabiliriz:Bilgialanında yeni unsurlardansöz edildiğinde önce buna geçiciymişgibi bakmalı, ardından baştan aşağı eleştirip doğrulamava çalışmalı. KARADELİK:BİRELEKTRİKLİ SÜPÜRGE Peki, evrenbilimcilerin heyecanla araştırdığı, bilimkurgu yazar ve sinemacılarmınilgiyleyaklaştığı ama bazı insanlarınkabus olarak gördüğü “kara delikler” neyin nesi? Yazara göre onlar birer elektrikli süpürge! Yüzeylerine düşen her şeyi emebiirler. Yüzeylerindekikütleçekim kuvveti içlerivleher türlü bağlantıyı olanaksız kılar. Düşüncesizkozmonotlar dev galaksilerin koca kara deliklerine fazla hasar almadan girebilirler Ama Marco Polo’nun tersine, geri dönüp de oralarda neler gördüklerini anlatamazlar. Peki, atom kavramını Demokritos ve Lucretius’a borçlu olduğumuzu biliyor muvdunuz? XIX. yüzyılın sonuna dek Ernst ve Nietzsche gibi bazı düşünürlerinatomların gerçekte var olduğunu inkarettiğini?.. Bu türden keyifli bilgilerlede karşılaşılan “Atomlara ilişkin” bölümündekiyazılarda özellikle dört kuvvertensöz ediliyor. Kütleçekim kuvveti, elektromanyetik kuvvet, güçlü nükleer kuvvet, zayıfnükleer kuvvet. Gökyüzündeveya yeryüzünde gözlemlenen ne varsa, bu kuvvetlerden ya birinin ya da diğerinin eylemine bağlı. Tarihçe, Einstein, Bohr, Schrödinger,Heisenberg, Dirac gibi ad- ların peşinde doyurucu bir izlek içeriyor. Ozellikle Einstein’ın kuantum fiziği hakkında hem kendisiylehem de bilim dünyasıyla yaşadığıçatışmalar oldukça ilgi çekici. Bir anı: “Einstein, kozmosu keşfindeonu bunca ileri götüren belirleniınci(determinist) görüşüne bağlı kalarak kuantum kuraınının geçici olduğunu düşünmeyi ısrarla sürdürür. ona göre, daha derine inildikçe. eninde sonunda şu kuantumrastlantısından kurtulunacaktır.Otuz vii çalışır çabalar. Boşuna. Niels Bohr’a şöyle diyecektir: ‘Tanrızar atmaz.’ Bohr da ona kibarca şöylekarşılık verecektir: ‘Albert, Tanrı’ya ne yapacağını söylemektenvazgeç artık!”• Atomlara ve Galaksilere İlişkin Yazılar! Hııbert Reev’es/Yapı KrediYayıniarı/ 166 s. in p > w p 1 1 • •, Hubert Reeves’ten Atomlara ve GalaksilereİlişkinYazılar’ Yazıylaevreninfotoğraf 1i •11 Hubert Reeves, Atomlarave Galaksilereilişkin Yazılar’da “Nereden geliyoruzve ne oldu da var olabildik?” -4- ;.... 4.-. . ‘1 SAYFA 24 CUMHURİYET KıTAP SAYI 1071
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear