29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Özel çocukve gençlik ekimiz ardından... Yaz okumalan için özel olarak hazırladığımız çocuk ve gençlik kltaplan eki sonrasında geçen hafta pek çok okurumuzdan e-posta aldık. Sayfalanmızda mektuplann hepsine yer ver- memiz ne yazık ki mümkün olmadığından Içle- rinden bazılannı seçtik. llglnlze ve desteğlnlze teşekkür ederiz. Başka özel sayılarda buluşmak üzere... Nilüfer Delal Merhaba, benim adım Nilüfer. Istanbul'da oturuyo- rum. Beşinci sınıfa geçtim. Biz okulumuzda her hafta sayfanızı panomuza asıyoruz. Daha önce Cumhuriyet Çocuklarından Mektuplar köşesinde kitap tanıtımı yap- mıştım, beni hatırlarsınız. Ben bu haftaki sayınızı çok beğendim.Yaz kitaplanmı oradan seçeceğim. Bize böyle sihirli sayfalar hazırladığınız için teşekkür ederim. Okuduğum kitapların tanımını yine yazarım. Sizi çok seviyorum. Kitap önerilerinizi her zaman bekliyorum. Eroi Büyükmerlç Kendimi bildim bi- leli okuduğum ve ay- dınlanmacı yüreğimi biçimlendiren sevgili gazetemin 24 Hazi- ran kitap ekini -satı- cımdan- bugün coş- kulu yürek atışlanyla aldım. Doğrusu çok etkilen- dim. Çocuk yazınına gönül vermiş biri olarak, yazınımı- za katkı verecek bir nesnellikle ve yaklaşımla ele alın- mış ve hemen hemen tüm nitelikli çocuk yazın yapıtla- nnı kayırmadan kucaklayan böylesi güzel bir çalışma- dan etkilenmemem olanaklı değildi zaten. Bu dosyayı hazıriayan sorumlu tüm arkadaşlan yaptıklan kapsamlı çalışmadan dolayı canı yürekten kutluyorum. Ellerine, yüreklerine, birikimlerine ve demokratlıklannasağlık... Yaşasın yazınsal nitelikli çağdaş Türk çocuk ve dünya yazını. Saygılanmla... Aysel Korkut Hazırlayan ve emeği geçen bütün arkadaşlara teşek- kürler. Gerçekten derli toplu... Ne güzel olmuş... Sevgi vedostlukla... Fatih Erdoğan Gerçekten güzel olmuş bu hafta... Birdüzeltme: Adı- mın başına Do- çentgelmiş. Açı- lın! Ben (sadece) doktorum! :) Yunus Beklr Yurdakul Sevgili arkadaşlar, çocuklanmız için binbir emekle hazır- ladığımız kitaplarımız sizin özverili, titiz ça- lışmanızla bir anda onların yanı başına vanveriyor. Böylece hepimiz birbirimizin "ev"inde olup biteni de tez elden öğreniyor, daha bir çoğalıyoruz. Sahne gerisinde yaşanan büyük koşuşturma ve emek için binlerce teşekkürümüz var; hem size hem Cumhu- riyet Kitap yönetimlne... Sağ olun. AyşeYamaç Cumhuriyet Ki- tap'ta yer alan ço- cuk ve gençlik ki- taplan özel ekini hazırlayan sevgili arkadaşlanm, kitle iletişim araçlannın, özellikle Cumhuri- yet Kitap'ın çocuk- lann, öğretmenlerin, anne ve babalann kültürej yaşam- lanndaki yeri yadsınamaz. Her hafta bu dergiyi merakla bekleyen okuıiar olduğunu biliyorum. Hem bir okur, hem de bir yazar olarak ben de sabırsızlıkla bekleyen- lerden biriyim üstelik. Her zamankinden farklı olarak, bu kez daha dolu bir kitap eki karşıladı beni bu hafta. Okumaya doyamadım. Kuşkum yok ki, benim gibi bin- lerce okur da aynı okuma zevkini yaşamıştır. Çocukla- nn bizim şimdimiz, şu anımız ve geleceğimiz olduğu bi- linciyle; onlan nitelikli kitaplarla buluşturmak, gazetenin kitap ekinde bu doluluğun süreğen olmasını beklemek tüm okurlann hakkıdır diye düşünüyor; daha doğrusu umuyorum. Bir kez daha teşekkür eder, çalışmalannız- da başarılar dilerim. Nurlçözü Değerli dostlar, bugünkü Cumhuriyet Kitap Eki ile ilgili ola- rak emeği geçen herkese ve tabii kitap ekinde çocuk ve gençlik edebiyatına böylesine geniş yer ayıran Cumhuriyet gazetesine teşekkür ediyorum. Son gün- lerde çeşitli yayın organlannda yeniden zirveye taşı- nan "çocuk edebiyatı vardır-yoktur" tartışmalanna an- lamlı bir yanıt olmuş. Sevgilerimle... Betül Avunç Bugün Cum- huriyet'te beni bir sürpriz bekli- yormuş meğer :) Elinize sağlık, çok teşekkürier. Zehra ünüvar Ne güzel düşünül- müş! Ne güzel hazır- lanmışl Emeği geçen tüm arkadaşlara teşek- kür ederim. Çocuk ve genç için ne yapsak azdır. El ele vererek güzel çalışmalan ço- ğaltmalıyız. Yazar, çi- zer ve şairlerin çabası, bilinçli yayınevleri tarafından da desteklenince değerli ürünler çoğalacaktır. Sesimizi duyuran Cumhuriyet Ki- tap Eki'ne de teşekkürier. • •*• Eğer tek bir çocukluk gerçeği olmadığını kabul edi- yorsak, aklımıza gelebilecek buna benzer daha pek çok soru olmalı... Bu sorulann yanıtlarının neler olabileceğini düşünmeden önce gerçeklik kavramıyla ne demek iste- diğimizi açıklamak gerekir. Gerçekliği tanımlamak elbet- te kolay iş değildir. Felsefe dahil pek çok disiplinde farklı biçimlerde tanımlanan "gerçeklik" kavramını temelde iki yaklaşım altında toplayabiliriz. Birincisi, tüm gerçekliğin "bilinç" durumlanna bağlı bulunduğunu söyleyen, diğeri ise gerçekliğin toplumsal olarak inşa edildiğini ileri süren görüşlerdir. llkinde dünyanın (dışsal gerçekliğin) insan- dan bağımsız olarak var olduğu düşünülür; ikinci yakla- şımda ise gerçek dünya olarak düşündüğümüz şeyin yalnızca bir grup insan tarafından inşa edilmiş şeylerin toplamı olduğu iddia edilir. Insanın benliğiyle, bilinci, ruhu, duruşu ve aklıyla bu anlamlandırma sürecine "aktif' olarak katıldığını düşünü- yorum. Yani gerçekliğin orada öylece durup bizim onu algılayıp anlamlandırmamızı beklediğine ya da bir şey beklemeden biz olsak da olmasak da var olmayı sürdür- düğüne inanmayı değil de, gerçekliği evirip çevirip bizim şekillendirdiğimize, işimize geleni işimize geldiği biçimde anlamayı istediğimize, bizi rahatsız eden gerçekleri gör- mezden geldiğimize, çabamızı bizim gibi düşünenlerin sayıca çoğalması yönünde harcadığımıza ve bu şekilde varlığımızı meşrulaştırdığımıza inanıyorum. Ktsacası, bence de gerçeklik toplumsal/kültürel olarak inşa edil- mektedir. Gerçeklik insanın yarattığı bir olgudur, dolayı- sıyla öğrenilir ve öğretilir. Ve her öğrenme durumunda olduğu gibi, eski bilgi yenisiyle yer değiştirebilir. Yani "gerçeklik görenin gözündedir". Gerçeklik kendi gözlerimizde var olsa da onu bizim gi- bi düşünenlerie hep biriikte inşa ediyoruz çünkü ister yetişkin olalım ister çocuk, içinde bulunduğumuz kültürden bağımsız davranamayız. Bilin- diği üzere, çocuğun yapılanma süreci toplumsallaşma dönemiyle oluşmaya başlıyor. Önce ailede, sonra okulda ve dört bir yandan bombardıman edilen medya/iletişim kültürü içinde şekillenmeye başlayan çocuk kendi gerçe- ğini oluştururken gözlem yoluyia tipleştirmeler, kalıplar üretiyor, sıklıkla tekrarianan eylemleri modei olarak kavrı- yor ve çevresindeki gerçekliği yeniden üreterek kendisi de onun bir parçası haline geliyor. Ancak bu süreci daha çok yetişkinin aktif olduğu ve çocuğu istediği biçimde şekillendirdiği bir dönem olarak görmemek gerekir. Çün- kü çocuk da aktif olarak yaşadığı kültüre katkıda bulunur ve toplumla etkileşimi sonucunda toplumsal gelişmeleri etkiler. Kısacası, çocuğun hem toplumdan etkilenmesi hem de toplumu bizzat etkileyip şekillendiımesigerçeği pek çok üretim alanını yönlendiren bir olgudur. Çocuk edebi- yatı da bunlardan biridir. Belirli bir kültür içine doğan ve o kültürün gerçekleriyle büyüyüp yetişen çocuğun istek- lerinin, beklentilerinin, sorunlarının, çocuklar için yazan yetişkinleri bu gerçeklikler yönünde yapıtlar üretmeye yönlendirmesi gerekir. Elbette çocuklar için yazan biri çocukların beklentilerini dikkate alır. Ancak burada sor- mamız gereken şey, yazann bunu yapıp yapmadığı değil, hangi çocuğun gerçekliğini dikkate aldığı sorusu olmalı- dır. Her şeyin hızla tüketildiği, her şeye yüzeysel değinildi- ği, sayıca çoğunluk olsa da toplumsal, kültürel, ekono- mik, siyasal vb. açılardan güçten yoksun olanların ger- çekliklerine hemen hemen hiç dokunmayan konulann ve kahramanlann seçildiği kitaplan okumak hangi çocuk gerçekliğini çoğaltmaktadır? "Hayatın değişmez gerçek- leri" olarak sunulup öğretilenler hangi çocuğun/yetişkinin gerçekleridir, hangilerininki değildir? Madalyonun diğer yüzünü çeyirdiğimde benim gördü- ğüm gerçekliği şöyle açıklayabilirim: Ne yazık ki çocuk kitaplanmızdaki kahramanlann he- men hemen hepsi siyasi, kültürel, ekonomik vb. pek çok yönden güçlü olanın -aslında çoğunluk gibi düşünülen ama gerçekte küçük bir grubun- düşüncelerini yansıt- maktadır. Pek çok yazann sınırlı sayıdaki zümrenin ger- çeklerini anlatan karakterler yarattıklarını, yani yaşamdan soyutlama ve genellemeler yaparak ancak bunu yapar- ken de kendilerine göre anormal olandan uzak durarak "normal" olanı ya da kendi gerçekliklerine göre olması gerekeni/ideal olanı seçtiklerini, doğal olarak da bunun dışında kalan gerçeklikleri görmezden geldiklerini söyle- mek yanlış olmaz. Kısacası nitelikli çocuk kitaplarının bile büyük bir kısmı sadece sınırlı sayıdaki zümrenin gerçeklerini olumlayıp yüceltmektedir. Olayların genellikle eko- nomik olarak orta sınıf üstü çocukların dünyasında geçtiğini, bu zümrenin gerçekliklerinin "değişmez", "ideal", "olması gereken" ve "doğru" olarak yeniden üre- tilen bir kurgu içinde sunulduğunu söyleyebiliriz. Yani hemen hemen bütün çocuk kitaplanmızda "evrensel" çocuk gerçekiiği olarak sunulan değerler/düşünceler ne yazık ki topiumun büyük bir çoğunluğu için "fantastik" bir kurgudur. Çoğu çocuk için ancak başka âlemlerde/öteki dünyada ulaşabilecekleri "düşsel bir ya- şamdır", "yokülke"dir. Ve bu zümreye ait olmayan ço- cuklardan aslında kendi gerçekliklerinden vazgeçmeleri istenmektedir; yani kitaplarda kendilerine sunulan değer- leri kendi gerçeklikleri olarak kabul etmeleri onlann bu dünyaya girebilmelerini sağlayacak "tek bilet" olarak gösterilmektedir. Onlara sunulan bu yeni dünya, onlann kendi gerçeklerini önce kendilerinin unutmasını ve yok saymasını isteyen bir yokülkedir. Ozet olarak diyebiliriz ki çocuk edebiyatı, görünürde çocuklar içindir; ancak çocuklar için yaratılan kurmaca- larda çocuklar her ne kadar yeni düşünce, görüntü ve sözcüklerle karşılaşıyor olsalar da, çocuk edebiyatı aynı zamanda yazariann, çizerlerin ve yayınevlerinin düşünce- lerini denedikleri, formata, iletişim kanallarına ve üslupla- nna dair deneysel çalışmalar yaptıklan, kültürel formlar ve topiumun örgütlenme biçimleri hakkında düşünce ya- rıştırdıkları bir alandır. Bir başka deyişle, aslında çocuklar için yazmak/üretmek herkesin kendi gerçekliğini meşru- laştırmak için yanştığı bir yerdir. Ve ne yazık ki bu yarışı aslında "çocuk gerçekliği" değil, çocuk gerçekliğinin gö- rünmez kılınabilmesine bilinçli ya da bilinçsiz olarak kat- kıda bulunanlar "kazanan" taraftır. O yüzden, çocuk ki- taplannda sunulan çocuk gerçekliğinin aslında neyi/kimi temsil ettiği, görünen şeylerin arkasına yani metindeki sessizliklere, boşluklara, yanlışlamalara, olumlamalara bakarak ancak anlaşılabilecektir. Çünkü bir yapıt, yazann yanı sıra daha pek çok şeyin eseridir. • C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1064 SAYFA 25
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear