Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
8 TEMMUZ 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 15ekonomi@cumhuriyet.com.tr
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Birlikte Yaşamak
Zorundayız
Hiç kıvırtmama adına, herkes, her şeyi, kimileri
biraz da karnından atarak konuşuyor ya... “Birlikte
yaşamak zorunda mıyız?” sorusu üzerinden bir
tartışma da açıldı ya... İşte bu soruya içinden ya da
açık olarak her kim ki olumsuz yanıt vermeyi aklının
ucundan dahi geçiriyorsa... Bu olumsuz düşünce
sahiplerini “insan hakları, düşünce özgürlüğü adına,
aslında bal gibi de ırkçılık, ayrımcılık yaparak, ister
Türkçülük, isterse Kürtçülük yapıyor olsun, benim
için hiç fark etmiyor, kendi savunduğu ırktan halkın
haklarına da bilerek ya da bilmeyerek ihanet
içindedir...” yargısı ile suçlamak isterim.
Dünyanın en gelişmiş çokkültürlü toplum
modelini uygulamaya çalışmış Tito
Yugoslavya’sında doğmuş, Avrupa’nın göbeğindeki
anavatanında çokkültürlülüğü yaşayabilmiş, ama iç
ve dış odaklı ırk ve din eksenli ayırmcılıklar
nedeniyle birbirlerine kırdırılmış, kanları akıtılmış
ülkenin halklarının dramına, travmasına, bugününe
yakından tanıklık eden biri olarak, ayrımcılık
ekseninden soru sorulması, düşünce üretilmesine
bile isyan ediyorum.
Aşk evliliklerini başlatmak hep çok güzel,
büyülüdür ama insanca boşanabilmeyi becermek,
kırıp dökmemek, hele ortada sevgileri,
yükümlülükleri paylaşılacak çocuklar, mal mülk de
varsa, araya kıskançlıklar, kimlik sorunları girmişse
çok zordur. İkili ilişkide çok zor olan insan gibi,
insanca ayrılma işinin içine milyonlarca insan,
paylaşılacak topraklar, çıkarlar girmişse, dışardan
daha da büyük emperyal çıkarlar parmak
sokmuşsa, çok can yakılmış, çok kan dökülmüş,
çok hak yenmişse.. çok daha zordur...
Geçen yıl Balkan Felsefecileri Kongresi’ne katılan
Yunanlı profesör, günümüzün vebası olarak
nitelendirilebilecek kavram kargaşası, değerler
erozyonu, gerçek insan hakları standartlarının
çiğnenmesi sonucu; ırkçı, dinci ayrımcılıklarla insan
haklarında yaşamakta olduğumuz travmanın
boyutlarından duyduğu kaygıyı paylaşırken; “AB
üyesi, demokrasinin geçerli olduğu Yunanistan’da
biz öylesine bir çarpık noktaya geldik ki... Her an
Yunan-Arnavut-Makedon ya da Ortadoks-İslamcı
olarak birbirimizi kesip biçebilecek bir gerilimin,
cepheleşmenin tuzağındayız...” diyordu. Söz benim
doğduğum, şimdi sözde bağımsız devletçik olan
Kosova’ya gelince, göbeğinde, Priştine’nin
merkezinde yükselen dünyanın en büyük ABD üssü
için “Uzaydan Çin Seddi’nden sonra gözüken en
büyük yapılaşma” tanımını yapıyordu.
Çokkültürlü toplum modeli olarak AB’nin içinde
yer alacakken ortalama 2 milyoncuk devletçikler
olarak 9 parçaya bölünmüş eski Yugoslavya
topraklarında şimdilerde hepsi de çok yoksul,
yoksunluk içindeler. Dökülen kanlar, beslenmiş
düşmanlıklardan sonra, çağlar gerisine sürüklenmiş
yaşamlarında, hani çok pompalanmış özgür
devletlerin eseri yok. Farklı ırklar, dinler üzerinden
birbirlerini kesip biçmiş insanların birlikte, uygarlık
içinde yaşayacak halleri olacak değil ya... Hangisi,
hangi ırk ve din ekseninden kurdurulmuş özgür
devletçik sayılıyorsa, orada ırkçı ve dinci ilkel,
bağnazlık, düşmanlık diz boyu... Ötekiler için
yaşam hakkı olmadığı gibi, yaşam hakkı olanlar için
de insanca yaşam koşulları yok...
Ben, en çok içinden geldiğim Kosova’yı, Kuzey
Irak’ta kurdurulan Kürdistan devletçiğinin bir küçük
modeli olarak görüyorum. Bir zamanlar her ırk ve
dinden çocukların birlikte aynı okullarda özgürce
kendi dilleri, inançları ile okudukları, aynı bahçeyi
paylaşarak oynadıkları okullarda ötekilerin çocukları
yok. Sırplar Kosova’yı nerede ise toptan terk etmek
zorunda kaldılar. Aynı dinden azınlıkta kalan
Müslüman Türkler hızla Arnavutların
asimilasyonunda yok oluyorlar. ABD’nin dev üssü
dışında, ekonomisi tüketilmiş, bağımsız var
olamayacak kadar küçücük ülkede; mafya, pazar
düzeninde savaşta yurtdışına kaçmışların
gönderdikleri paralar, mafya gelirleri, kirli pazar
ekseninde bir yaşam söz konusu...
Katliamlarda baş sorumlu tutulan Sırbistan halkı
en çok, göreceli AB’nin korumasında zengin
Hırvatistan, Slovenya’da bile halklar iç geçirerek
Tito dönemini, barış içinde yaşam koşullarını
özlemle anımsıyorlar. Aslında gizliden gizliye mafya
ekonomisi ekseninde ticari ilişkiler sürüyor. Çünkü
ayrı ayrı yaşayabilme ölçeğinde bile ayakta
durulamıyor... Ancak o kadar ağır, acı, taze
düşmanlıklar, yaşanmışlıklar var ki... Tarihin
hesaplaşması içinde birbirlerine kırdırılmış, ırk-din
ayrımcılığı vebasında çatıştırılmış insanları asla
devlet olamayacak, ayakta duramayacak
devletçiklere ayırdıktan, parçaladıktan sonra;
yeniden aynı köyleri, kentleri, bölgeleri paylaşarak
sahte devletçiklerden kurtularak gerçek devlete
doğru yöneltecek değerleri, gücü bulmak
gerçekten çok zor...
Neyse ki çağın vebası tuzakların gücüne karşın,
bu ülkenin çoğunluğunun birlikte yaşama iradesi
çok güçlü. Anadolu aydınlanmasının üzerine
Cumhuriyet devrimleri ile eklemlenmiş çimentosu
çok sağlam. İnsanca yaşamın sihirli anahtarının
birlikte yaşama zorunluluğu ile olan ilişkisi bilinçlere
kazılı, çakılı duruyor...
soner@cumhuriyet.com.tr
‘Teğet geçti’ denen Türkiye, OECD üyeleri arasõnda yüzde 14.2 ile üretim kaybõnõn en fazla yaşandõğõ ülke oldu
Kriz en fazla bizi vurduEkonomi Servisi - Son kriz döneminde Tür-
kiye yüzde 14.2 ile OECD ülkeleri arasõnda üre-
tim kaybõnõn en fazla yaşandõğõ ülke oldu. Tür-
kiye’yi yüzde 8.9 ile Meksika ve yüzde 8.8 ile
Rusya Federasyonu izlerken OECD’deki genel
üretim kaybõ yüzde 4.6 olarak belirlendi.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkõnma Teşkilatõ’nõn
(OECD) “2010 İstihdam Görünüm Raporu”
açõklandõ. Küresel krizin emek piyasasõ üzerin-
deki etkisinin incelendiği raporda, “Krizin etkisi
en fazla, ekonomik büyümedeki yavaşlamanın
OECD ortalamasının iki katından fazla ger-
çekleştiği Türkiye ve Rusya’da görüldü. La-
tin Amerika ülkeleri ve Güney Afrika’da
ekonomik etki OECD ortalaması kadar ya da
biraz daha fazla gerçekleşti. Yükselen Asya’da
ise ekonomik etki OECD bölgesinden önem-
li ölçüde düşük meydana geldi” denildi.
Reel kazançlarda “dönemsel ayarlamala-
rın” OECD ortalamasõyla kõyaslandõğõnda, Mek-
sika, Rusya Federasyonu, Güney Afrika ve Tür-
kiye gibi yükselen ekonomilerde görece önem ka-
zandõğõ belirtilirken özellikle Türkiye’de reel ka-
zançlarõn ortalama çalõşma saatlerinde önemli dü-
şüşlerden etkilendiği belirtildi. Gelişmekte olan
ülkelerdeki işçilerin, gelişmiş ülkelerdekilere
göre şoklara karşõ korunmasõz kaldõğõ, krizin sos-
yal etkisinin yükselen ekonomilerde daha şiddetli
olduğu ifade edildi. Raporda, “İstihdam ve
sosyal politikalar emeğin yaygın kayıt dışılı-
ğına bağlı olarak dargelirlilere daha sınırlı ula-
şıyor ve bu kesimleri koruma etkisi de daha
sınırlı gerçekleşiyor” denildi.
İşsizler ordusu büyüyor
Rapora göre, OECD genelinde işsizlik 2007’de
ulaştõğõ son 28 yõlõn en düşük oranõ olan yüzde
5.8’den, 2010’un ilk çeyreğinde savaş sonrasõ-
nõn en yüksek rakamõ olan yüzde 8.7’ye çõktõ.
Oran OECD ülkelerinde krizden beri ek 17 mil-
yon kişinin işsizler ordusuna katõlmasõ anlamõ-
na geliyor. OECD’de 47 milyon işsiz bulunuyor.
Tahminler 2008-2009 durgunluğunun işsizliğe et-
kisinin, savaş sonrasõ ilk en büyük durgunluk olan
1973’teki petrol şokunu izleyen dönemle karşõ-
laştõrõlabilir olduğu anlamõna geliyor. Raporda,
“Son ekonomik tahminler işsizliğin zirvesine
ulaştığını gösteriyor, ancak yavaş bir şekilde
düşecek ve 2011’in sonunda hâlâ yüzde 8’in
üzerinde olacak” denildi.
2007-2009 arasõnda işsiz kalanlarõn sayõla-
rõ ise şöyle: ABD 7 milyon 988 bin, İspanya
2 milyon 415 bin, Türkiye 916 bin, Meksika
902 bin, Japonya 830 bin, Fransa 629 bin, İtal-
ya 482 bin, Kanada 473 bin, OECD toplamõ
16 milon 923 bin, AB 5 milyon 396 bin, Av-
ro bölgesi 3 milyon 915 bin.
OECD’nin İstihdam Raporu, büyüme masalõnõn yaldõzõnõ döktü. Rapora
göre son krizin emek piyasasõndaki etkisi diğer üyelerden çok daha fazla oldu.
Gençler arasõndaki işsizlik oranõ yüzde 25.3’e ulaştõ. Durgunluk, alõşõlagelmiş
işsizlik artõş rakamlarõnõ yükseltti.
GLOBAL FINANCE
Akbank,
6’ncı kez
‘en iyi’ seçildi
Kamu-Sen, KESK ve Memur-Sen bu yõl da toplu görüşmeler için yetkiyi aldõ
1 milyon memur sendikalı
Ekonomi Servisi - Akbank, ün-
lü finans dergisi Global Finan-
ce’õn değerlendirmesinde 6’ncõ
kez “Türkiye’nin En İyi Banka-
sı” seçildi.
Bankadan yapõlan açõklamaya
göre, merkezi New York’ta bulu-
nan Global Finance dergisinin 22
ülkede düzenlediği “Orta ve Doğu
Avrupa’da Gelişmekte Olan Pi-
yasaların En İyi Bankaları 2010”
anketinden de “Türkiye’nin En İyi
Bankası” olarak Akbank çõktõ.
Değerlendirmede bankalar, var-
lõklarõndaki büyüme, kârlõlõk, stra-
tejik ilişkiler, müşteri hizmetleri,
rekabetçi fiyatlama ve yenilikçi
ürünler gibi kriterlerdeki başarõlarõ-
na göre sõralanõyor.
Global Finance editörleri tarafõn-
dan, sektör analistleri, danõşmanlar
ve kurumsal yöneticilerin katkõla-
rõyla yapõlan değerlendirme sonu-
cunda, Akbank, belirtilen kriterler-
deki başarõlõ performansõ nedeniyle,
bu yõl 17’ncisi gerçekleştirilen de-
ğerlendirmede birinciliğe yerleşti.
Ödüle ilişkin bir açõklama yapan
Akbank Genel Müdürü Ziya Ak-
kurt, Akbank’õn müşteri odaklõlõğõ,
yaygõn şube ağõ, modern risk yöne-
timi ve taviz vermeden sürdürdüğü
en üst düzey bankacõlõk hizmetleriy-
le bu ödüle layõk görüldüğünü belir-
terek memnuniyetlerini dile getirdi.
Akbank, 2010’da kazandõğõ
“Türkiye’nin En İyi Bankası”
ödülünü ekim ayõnda Washing-
ton’da düzenlenecek törenle alacak.
Resmi Gazete’de yayõmlanan
istatistiklere göre, Memur-Sen,
376 bin 355 olan üye sayõsõnõ 15
bin 816 arttõrarak 392 bin 171’e
çõkardõ. Kamu-Sen ve KESK’in
üye sayõsõ ise geriledi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Kamu görevlileri sendikalarõnõn üye sa-
yõlarõnõn açõklanmasõyla sendikalõ memur
oranõ ve toplu görüşme masasõnda me-
murlarõ temsil edecek sendikalar belli ol-
du. 4688 Sayõlõ Kamu Görevlileri Sen-
dikalarõ Kanunu Gereğince Kamu Gö-
revlileri Sendikalarõn Sayõlarõ ve Konfe-
derasyonlarõn Üye Sayõlarõna İlişkin
2010 Temmuz İstatistikleri Hakkõnda
Tebliğ, Resmi Gazete’nin dünkü sayõsõnda
yayõmlandõ. Üyesi olmayan veya üye bil-
diriminde bulunmayan sendikalara ista-
tistikte yer verilmedi.
Toplam çalõşan kamu görevlisi sayõsõ,
bildirimde bulunan kamu kurum ve ku-
ruluşlarõnõn bildirimlerine göre oluştu-
ruldu. Buna göre, toplam 1 milyon 767
bin 737 memurun, 1 milyon 23 bin
362’si sendikalara üye bulunuyor. Sen-
dikalõ memur oranõ yüzde 57.89’a karşõ-
lõk geliyor. Geçen yõlõn temmuzunda ise
bu oran yüzde 57’ydi.
Görüşmeler ağustosta
Ağustosta yapõlacak toplugörüşmeler-
deki yetkili konfederasyon ve sendikalar
da belli oldu. Buna göre, geçen sene en
çok üyeye sahip konfederasyon durumuna
gelen Memur-Sen, 376 bin 355 olan üye
sayõsõnõ 15 bin 816 arttõrarak 392 bin
171’e çõkardõ. Böylece Memur-Sen, bir
kez daha yetkili konfederasyon olarak top-
lugörüşme masasõnda memurlarõ temsil
etme hakkõnõ kazandõ.
Türkiye Kamu-Sen ve KESK ise Me-
mur-Sen’in aksine üye kaybetti. Türkiye
Kamu-Sen’in üye sayõsõ 6 bin 390 aza-
larak 369 bin 600’e geriledi. Konfede-
rasyona bağlõ Türk Sağlõk-Sen ise üye sa-
yõsõnõ 2 bin 59 arttõrdõ.
KESK’in üye sayõsõ da 5 bin 218 ge-
rileyerek 219 bin 195’e düştü. Bu üç kon-
federasyonun dõşõnda BASK’õn 3 bin 628,
Hür Kamu-Sen’in 8, Birleşik Kamu-
İş’in 21 bin 731, Hak-Sen’in 3 bin 60 üye-
si bulunuyor. Herhangi bir konfederas-
yona bağlõ olmayan sendikalar ise 11 bin
88 üyeye sahip. Toplugörüşmelerde me-
murlarõ temsil edecek 11 hizmet kolun-
da yetkili sendikalarõn 5’i Memur-Sen’e,
5’i Türkiye Kamu-Sen’e, 1’i KESK’e
bağlõ bulunuyor.
Ekonomi Servisi - Japon NKSJ Holdings
iştiraki Sompo Japan Insurance, Fiba Si-
gorta’nõn yüzde 100 hissesini satõn aldõ. Fi-
ba’nõn tamamõnõn 122 yõllõk Sompo Japan’a
485 milyon lira bedelle satõlmasõ için gerekli
izin ve işlemlerin ekimde tamamlanmasõ
bekleniyor.
Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanõ
Hüsnü Özyeğin, ilgili toplantõda “Yurtdı-
şındaki finansal faaliyetlerimizde de
Sompo’yla yakın ilişkiler içinde olmayı
planlıyoruz. Rusya ve Romanya’da da si-
gorta şirketlerimiz var. İki ülkede Som-
po’nun da desteğiyle ürün gamımızı ge-
liştirmeyi planlıyoruz” dedi.
Fiba Sigorta’nõn satõşõndan elde edilecek
gelirin enerji, perakende gibi mevcut yatõ-
rõm alanlarõna gideceğini ifade eden Özye-
ğin, “En büyük yatırımımızı Özyeğin
Üniversitesi’ne yapıyoruz. Perakendede
yurtiçinde ve yurtdışında mağazalar açı-
yoruz. Enerjide yatırımlarımız var. Şu an-
da yatırımlarımız olan alanlarda büyü-
meye devam edeceğiz. Yeni bir sektöre
girmeyi düşünmüyoruz” diye konuştu.
Sompo Japan CEO’su Takashi Oiwa da
Türkiye’de sigorta sektöründe pazar payõ-
nõ büyütmek peşinde koşmadõklarõnõ, şu an-
da kendileri için önemli olanõn kârlõlõğõ sür-
dürmek olduğunu söyledi. Oiwa, “Fiba
Sigorta’nın hisselerinin yüzde
100’ünü satın alma kararı aldık. Şu
andaki yönetim son derece kaliteli ve
başarılı. Genel Müdür Recai Dalaş’ın eki-
bi bu nedenle bu birleşmeden, bu satın al-
madan sonra yönetimde kalmaya de-
vam edecek” dedi. Oiwa, gelecekte da-
ha çok Japon şirketinin Türkiye’ye il-
gi göstereceğini belirterek Türki-
ye’de daha çok hayat dõşõ sigortaya
odaklanacaklarõnõ ifade etti.
Japon sigorta sektörünün en büyük
2. şirketi olan Sompo Japan’õn, dün-
ya genelinde 49 bin 430 acente ve 17
bin 42 çalõşanõ bulunuyor.
Ekonomi Servisi - Yeşilköy pazarında stant açan
Vatan Bilgisayar, fiyatları 500 ile 2 bin 500 TL
arasında değişen dizüstü bilgisayarları,
vatandaşların beğenisine sundu. Vatan Bilgisayar
Genel Müdürü Hasan Vatan (yukarıda), dizüstü
bilgisayarların pahalı ürünler olduğu yönündeki
yanlış inancı kırmak ve herkesi bilgisayar sahibi
yapmak amacıyla böyle bir etkinlik düzenlediklerini
ifade ederek, “Artık fiyatlar pazara düştü, biz de
pazarda olmamız gerekir diye düşündük” dedi.
Stantlarında yaklaşık 30 ürünün yer aldığını dile
getiren Vatan, pazarda satılan tüm ürünlerde
anlaşmalı kredi kartına 5 taksitte yüzde 20, 12
taksitte veya nakitte yüzde 18 KDV indirimi
uygulanacağını kaydetti. Pazar ziyaretçilerine “Gel
vatandaş, notebook’a gel” diye seslenen Vatan,
herkesin dizüstü bilgisayar sahibi olmasının ne
kadar kolay olduğunu göstermeye çalıştı .
Boz Group Jennifer’ı bekliyor
ŞEHRİBAN KIRAÇ
GİRNE - İnşaat sektöründe altyapõ, konut, mari-
na, stadyum gibi alanlarda faaliyet gösteren Boz Gro-
up, 220 milyon dolarlõk yatõrõmla ilk turizm hamle-
sini Kuzey Kõbrõs’ta gerçekleştirdi. Cratos Premium
adõ verilen otele açõlõş kapsamõnda Jennifer Lopez’i
getirmeye hazõrlanan grup eğlence, kumar ve spa üç-
lüsünü bir arada sunarak Kõbrõs’õ Akdeniz’in Las Ve-
gas’õ haline getirmeyi hedefliyor. Boz Group Yönetim
Kurulu Başkan Yardõmcõsõ Murat Bozoğlu otelin ada
genelinde yapõlan en büyük yatõrõm olduğunu belir-
terek “Jennifer Lopez’in konseri Güney Kıb-
rıs’ın da tanınmasını sağlayacak. Biz bu oteli ba-
rış ve kardeşlik adına açıyoruz. Türkiye’den ge-
lecek turistten sonra bizim ikinci hedefimiz Rum
tarafından gelecek misafirleri ağırlamak. 24
Temmuz’daki gala gecesine 100 kadar Rum ta-
rafından misafir davet ettik. Mikanos Adası’ndan
özel jetiyle gelecek misafirlerimiz var” dedi.
Jennifer Lopez’e konser karşõlõğõ 2 milyon dolar
ödeneceği haberlerinin sorulmasõ üzerine Bozoğlu,
“Rakamla ilgili bir şey söylemek istemiyorum an-
cak biz Lopez ile bir paket anlaşması yaptık. Rek-
lam yüzümüz olabilir ileride. ABD’de tanıtım
amaçlı uygulamalar olabilir” diye konuştu. 24 Tem-
muz’da yapõlacak gala gecesinin yõldõzõ Lopez, ay-
nõ gece 41’inci yaşgününü de kutlayacak.
Ekonomi Servisi - İstanbul’da
bir hafta boyunca moda rüzgârla-
rõ estirecek olan İstanbul Moda
Haftasõ (Istanbul Fashion Week-
IFW), 25-28 Ağustos tarihleri ara-
sõnda İstanbul Teknik Üniversite-
si (İTÜ) Taşkõşla binasõnda ger-
çekleştirilecek.
Geçen yõl modanõn yüzü olarak
Türkiye’ye getirilen, ancak yoğun il-
gi ve kalabalõk nedeniyle defile için
kurulan çadõrdan apar topar kaçan
Meg Ryan’õn yerine bu yõl daha çok
kaprissiz ve erkek modeller üzerin-
de duruluyor. İstanbul Hazõrgiyim
ve Konfeksiyon İhracatçõlarõ Birli-
ği’nin (İHKİB) organizasyonu, İs-
tanbul 2010 Avrupa Kültür
Başkenti Ajansõ’nõn deste-
ğiyle gerçekleştirilecek olan
İstanbul Moda Haftasõ ile ilgili
düzenlenen basõn toplantõsõnda
konuşan İHKİB Başkanõ Hikmet
Tanrıverdi, “İstanbul’u Londra,
Milano, Paris ve New
York gibi moda baş-
kentleri arasına sok-
mak hedefiyle yola
çıktık. İstanbul’u
2023 yılına kadar
dünya moda baş-
kentleri arasına so-
kacak hamleleri ya-
pacağız” dedi.
ANKARA (AA) - Kayõt dõşõ ekonomiy-
le mücadele amacõyla akaryakõtta onli-
ne takip sistemi kuruluyor, yazarkasa-
larõn POS cihazlarõyla birleştirilmesi için
de çalõşma yürütülüyor.
Maliye Bakanlõğõ, Kayõt Dõşõ Ekonomiyle
Mücadele Stratejisi Eylem Planõ’nõ gün-
celliyor. 2011-2013 dönemine ilişkin
de hazõrlõk yapõlõyor. Güncelleme ça-
lõşmalarõ sõrasõnda, şu ana kadar ger-
çekleştirilen konu başlõklarõnõn yanõ sõ-
ra, sürekli faaliyetler de mevcut plandan
çõkarõlõyor. Bu arada yeni döneme iliş-
kin tedbirler için ilgili kamu kurum ve ku-
ruluşlarõyla görüşmelerde bulunuluyor.
Kayõt dõşõ ekonomiyle mücadeleye iliş-
kin yeni taslak metin, Ekonomi Koordi-
nasyon Kurulu’na götürülecek ve bura-
da kesinleşecek. Ardõndan da ilgili ku-
ruluşlar, kendi alanlarõyla ilgili düzen-
lemeleri süratle gerçekleştirecek.
Notebook’çu geldi hanııııım!
KAYIT DIŞININ
ÇEMBERİ DARALIYOR
Fiba Sigorta artõk % 100 Japon
Hüsnü
Özyeğin
Meg
Ryan
Meg Ryan’dan ağzõ yanan modacõlarõn
yeni yüzü kaprissiz olacak