29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
PERİHAN ERGUN Yetmiyor! Kan döktürtmeye, dökmeye doymuyorlar! Güne başlarken, TV haberlerini izlerken, gazeteleri açarken bugün gene acep kaç şehit verdik, diye sorgulamaya giriyoruz. Acı haberlerle karalar bağlıyoruz. İsrail’in kendi cephesinden PKK saydığı Hamas’a gıda, ilaç, yapı malzemesi göndermek istediğimiz yardım gemisini engelleyeceğini bas bas bağırarak söylemesine karşın önlem alınmaksızın gönüllülerin yanında çoluk çocuğu da gruba katarak, yola saldığmız Mavi Marmara gemisinin İsrail komandolarınca basılıp yardımseverlerden 9’unun öldürülmesiyle Ortadoğu’nun stratejik ortaklığında müttefikimiz sayılan İsrail’le haklılığımıza karşın İran örneği duygusal çatışmaya girdiğimiz günden beri nedense himayesindeki PKK, iyice gemi azıya aldı!.. 1999’la 2004 arası dağdaki mevzilerinde pusuda bekleyen ABD ile İsrail’in beslemesi PKK katilleri yıllardır işledikleri cinayetleri nedense üçe- beşe katladılar. Açılımla iyice şımartılan kanlı terör örgütü, anaların gözyaşlarını katlandırdı. AKP’nin siyaseti yarar yerine zarar getirdi, işe yaramadı. Osmanlı’nın son dönemlerinden başlayan emperyalist güçlerin yurdumuzu parçalayıp yutma arzularına araç olduğuna inandığımız yetiştirmeleri İsrail’e haklı çıkışlarımıza karşı -sesini kes parolası- olsa gerek. Sayın Başbakan’ın 30’u aşan sayıda dile getirdiği Ortadoğu’nun stratejik ortaklığının ulusumuza acılar, Mehmetçiklerimize şahadet, Güneydoğululara ölüm, yıkım ve daha birçok kötülükten başka ne getirdi? İslamın hümanizmiyle ilgisi olmayan dincilerin 17 yıl önce 2 Temmuz günü Sivas’ın Madımak Oteli’nde çıkardıkları yangınla katlettikleri çoğunluğu Alevi 35 aydın, sanatçı ve yurtseverin cenazeleri kaldırılmadan, gözyaşlarımız kurumadan, hemen üç gün sonra 5 Temmuz’da Kemaliye ilçesinin Başbağlar köyünde hem de ilk kez kendi kandaşlarından 33 kişiyi kurşuna dizmeleri de o günlerin şaşkınlık getiren tartışmalarını gündeme getirmişti. Şimdi bir de toplumumuzda kara leke olan bu olayların şaşkınlarca yorumlanışlarını üzülerek ve kınayarak izleme durumuna düşürülüyoruz. Vakit gazetesinden Karahasanoğlu ve AKP Konya Milletvekili Hüsnü Tuna, “Bugün anayasa değişikliğine karşı çıkanlarla başta Doğu Perinçek olmak üzere bu katliamların da plancısıdırlar” suçlamalarıyla ayakta kalmak amacıyla oluşturdukları, başsavcılığını Başbakan’ın yüklendiği özel mahkemeleri Ergenekon davasına bağlamazlar mı? Akla sığmayan bu tümceleri izlerken, acep ben bu zatlarla birlikte anayurdumda mı yoksa bir düşman ülkesinde mi yaşıyorum, diye ne yazık ki kendime sormak durumunda bırakılıyorum. Hain PKK haftanın ilk günü Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde yeni yapılmış bulunan donanımlı karakol koruyucularının üssüne uzun namlulu tüfeklerle saldırıya geçip üç erimizi şehit ettiler. Biri ağır olmak üzere üçünü de yaraladılar. Saldırılarda 9 PKK’linin zararsız hale getirilmesine karşın kin dolu hain saldırılar ve çatışmalar hâlâ sürdürülmekte. ABD’nin Irak’ı kanlı işgalinden sonra sözde müttefikimizin ülkesi olan yerin kuzeyinde barındırdığı PKK ile ilgili sözüm ona istihbaratına güvenmenin ne denli yanıltıcı olduğu son kanlı olaylarla kanıtlanmıştır. Halk sanatının en özgün perde oyunu Karagöz’ün deyimiyle “Sen seni bil sen seni, sen seni bilmez isen patlatırlar enseni” öğüdü doğrultusunda kendi istihbaratımızı ve önlemlerimizi yaratmak zorundayız. Cumhuriyetimizin ön ilkeleri olan laiklik eşliğinde bağımsızlık ve özgürlüğün aydınlığında ancak var oluşumuzu sürdürebiliriz. Bu acı olaylar yetmezcesine, AKP’nin Rize Belediye Başkanı yukarda belirttiğim ilkelerden habersizliği yanında bir de Yurttaşlar Yasası’yla belirlenen kadın haklarını göz ardı ederek, “Kürt sorunu ikinci eşle halledilebilir” demez mi? Bu yasalarımıza ihanete AKP bakalım ne diyecek? İzleyip göreceğiz... CMYB C M Y B DÜZ ÇİZGİ ÜMİT ZİLELİ Kara Komedi!.. “Balyoz Darbe Planı” ile ilgili 800 sayfalık iddianame mahkemeye sunuldu... Neydi Balyoz?.. İddianameye göre; 2003 yılının mart ayında, 1. Ordu Komutanlığı bünyesinde, 29’u general, 162 subayın katılımıyla 5 bin sayfalık bir darbe planı hazırlanmıştı... Eski kuvvet komutanları Halil İbrahim Fırtına ve Özden Örnek de aynı iddianamede “darbe teşebbüsü” suçlamasıyla “şüpheli” olarak yer aldılar... Camilerin bombalanıp, kendi uçaklarımızın düşürülmesi benzeri tüyler ürperten eylemler sonucu oluşacak kaos ortamında darbe yapacakları iddia edilen balyoz sanıklarının, başta bir numara Çetin Doğan olmak üzere hemen tümü tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı... Bu soruşturma kapsamında şu anda yalnızca biri emekli iki albay tutuklu bulunuyor. Balyoz Darbe Planı, kamuoyuna kim tarafından duyurulmuştu?. The Taraf tarafından tabii!.. İşte bu “malum” gazetenin Genel Yayın Müdür Yardımcısı Yasemin Çongar, Amerika Birleşik Devletleri’nde Ulusal Halk Radyosu’na (NPR) bir demeç verdi. Ne olmuş, başka nereye verecekti, tam yerine vermiş demeyin; içeriğine bakın.. Çongar, Balyoz Darbe Planı’yla ilgili belgelerin yayımlanması için “Başbakan ve devlet istihbaratının başı tarafından teşvik edildiklerini” söyledi!.. Vay vay vay!.. Bu açıklamaya göre, malum planlar konusunda The Taraf, hem Başbakan’la hem de devlet istihbaratıyla (MİT? Emniyet? F tipi?!) al gülüm ver gülüm ilişkilerde bulunmuş, teşvik edilmiş, bir diğer deyişle, “yürü ya kulum, seni kim tutar” denilmiş... - Taraf’lara tebrikler!.. Tam da aynı günlerde ABD’nin 2003-2005 yılları arasında Ankara Büyükelçisi olan Eric Edelman bir açıklama yaptı. 2004 yılında hükümet yanlısı ve ABD ile yakın ilişkileri olan bazı isimlerin birtakım belgeler getirdiklerini söyledi. Neydi bu belgeler?.. Ne olacak, darbe planları tabii!.. Edelman ne yapmıştı?.. Fotokopi belgeleri iyi bir incelemeden geçirtmiş ve tümünün sahte olduğu ortaya çıkmıştı!.. Edelman, bir gün sonra, bu kez Milliyet’ten Aslı Aydıntaşbaş’a yaptığı açıklamada, bir aralar Ankara’da Deniz Baykal ile ilgili belgeler de dolaştığını söyleyip, “Belgelere dayandığı söylenen büyük iddialara kuşkuyla yaklaşıyorum” dedi, iyi mi?!. Aydıntaşbaş’ın şu yorumu ise durumu olanca çıplaklığı ile özetliyor: - Böylece Balyoz ve Ergenekon davalarının özünü oluşturan ihbar mektupları ve darbe iddialarının, bu davalara konu olmadan önce ABD elçiliğine servis edildiği ortaya çıktı... Ne kadar açık, ne kadar basit, ne denli iç bulandırıcı değil mi?!.. Konuyla ilgili, Başbakan’a soru önergesi veren CHP Milletvekili Atilla Kart’ın sözleriyle bitirelim: - Başbakanlık, Adalet, İçişleri Bakanlığı odaklı bir karargâhın illegal bir şekilde çalıştığı ve toplumsal manipülasyonlara yol açtığını doğrulayan gelişmeler söz konusudur... Gerçeğe aykırı kurgularla darbe senaryo ve iddialarının illegal bir karargâh tarafından hazırlandığı ve hükümet bağımlısı medya tarafından da bu senaryoların kamuoyuna servis edildiğine dair kuşkularımız daha da yoğunlaşmıştır... Alın size BALYOZ!.. Bir Yurtsevere Mektuplar (69) Sevgili kardeşim Balbay, yukarıda anlattığım üzere, olaylar tam anlamıyla “kara komedi” halini aldı!.. Yalan, dolan ve haysiyet cellatlığı üzerine kurulan çamurdan şatolar bir bir yıkılıyor... ABD büyükelçisi bile “kalpazanlık, sahtekârlık” açıklamaları yapıyor, sahte darbe belgelerinin önce oralara servis edildiği açıkça yazılıp çiziliyor ama sen, sizler hâlâ tutuklusunuz!.. Buna isyan eden, yanında olduğunu haykıran insanları tek tek saymam ne yazık ki olanaksız.. Ama hepiniz bilin ki, milyonlarca insanın yüreği Silivri’de, o hücrelerde atıyor... Ve milyonların aydınlığa doğru kararlı yürüyüşü sona yaklaşıyor... Seni ve tüm yurtseverleri sevgiyle kucaklıyorum... e-posta: umitzileli@gmail.com Yetsin Artık!.. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu@mynet.com 8 TEMMUZ 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Türbanı Kılıçdaroğlu çözecekmiş... Devletin başına dolamak için mi! Gidici Medine Yıldırım: “ABD’nin eski büyükelçisinin AKP’nin getirdiği darbe planlarının sahte olduğunu şimdi açıklaması, Recep’in süresiz tatile çıkarılacağı anlamına mı geliyor!” Meziyet Faruk Yıldız: “Cumhuriyeti savunmak, tecrübeli ve zeki olmak suç sayılırken; evrakta sahtecilik, yolsuzluk, kalpazanlık, bilimsel hırsızlık devlet yönetmek için aranan özellikler oldu!” Kayıp Soner Önal: “Bursalı küçük İlker üç gündür kayıpmış. Bizim büyük İlker yıllardır kayıp” YağmurDeniz Pireler Filleri Yutacak mı? CUMHURİYET çatısı altında uzun yıllar birlikte çalıştığımız eski düzeltmen arkadaşlarımızdan Aziz Naci Doğan söz istiyor: “Türk Aydınlanma Devrimi’nin inançlı savunucusu, gerçek Atatürkçü, Aydınlanma Bilgemiz İlhan Selçuk’un sonsuzluğa uğurlanışının ardından yazılıp çizilenlere bakıyorum da, kendimi şunları düşünmekten alıkoyamıyorum: Hani, ‘Bu düzen böyle mi gidecek, pireler filleri yutacak’ diye sormuştu ya Orhan Veli Kanık... Peki, laik, demokratik Atatürk Cumhuriyeti’nin birer birey olan yurttaşları, yani bizler, pireler göz göre göre filleri yutarken nerelerdeydik? Yüksek yargısıyla, tüm barolarıyla, ana muhalefet partisiyle, büyük işçi ve memur sendikalarıyla, meslek kuruluşlarıyla, üretici kooperatifleriyle ve de kendimiz olarak bizler, nasıl bu kadar ‘gerçekçi’ olabildik? Nasıl bir korku ve ne menem bir ürkü (panik) bizi demokratik yurttaşlık sorumluluklarını yerine getirmekten alıkoydu da, o korkunç kıyım sürecinin edilgin izleyicileri olmakla yetindik? İlhan Selçuk’un cinayet gibi ölümünün ardından, biraz şapkalarımızı önümüze koysak ve pek de konuşmasak nasıl olur!” Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.” SAHTE askeri darbe planlarının ipliği pazara dökülmeye başladı. Mevsimlik sebze-meyve gibi pazardaki tezgâhlarda Türkiye’ye kurulan siyasi tezgâhlar sergileniyor. Hem de ibadullah! Öğreniyoruz ki, civanımın padişahı Fatih Sultan Recep, demokrasi budalası gazetelerden birinin demokrasi şaşkını yöneticisini sahte askeri darbe planlarını yayımlaması için “teşvik” etmiş. Teşvikin niteliğini de yakında öğreniriz inşallah! Yine öğreniyoruz ki, 2003-2005 yılları arasında ABD Ankara Büyükelçisi olan Eric Edelman’a birileri civanımın padişahını devirmeyi amaçlayan askeri darbe planları vermiş, fakat bu işin uzmanı Amerikalılar darbe planlarının sahte olduğunu anlamış. Acaba hangi plandı? Ergenekon mu, Ayışığı mı, Eldiven mi, Yakamoz mu, Balyoz mu yakında onu da öğreniriz inşallah! Edelman, kendisine verilen belgelerin sahte olduğunu öğrenince bunlara yüz vermemiş. Yıllar sonra Edelman konuşunca dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök de konuşmuş. Cıvanımın padişahı, son halife adayı, adeta ikinci peygamber, İslam âleminin lideri, Yahudilerin korkulu rüyası, Arapların kahramanı Fatih Sultan Recep’in “hoca”sı emekli orgeneral Hilmi Özkök “benzer ihbar mektupları bana da geldi” buyurmuş. Gelmiş de ne olmuş, Özkök anlatmış: “Önemli olan devlet ciddiyeti ile bunların ne kadarının ciddiye alınması gerektiğidir. Bilgisi, belgesi, imzası ve delili olmayan mektuplar ciddiye bile alınmaz; alınmamalı. Böyle o kadar çok mektup gelir ki bırakın darbeyi yarın zelzele olacak diye ihbar mektubu gönderenler bile var.” Neymiş, ihbar mektubunda bilgi gerekiyormuş, belge gerekiyormuş, imza gerekiyormuş, delil gerekiyormuş. “Var diyemem, yok da diyemem” demek yeterli olmuyormuş. Özetle “Kasaptaki ete soğan doğramam” lafı lafta kalırken askeri darbe izi süren savcıların ısmarladığı ekmek arası köfteyi mideye indirmekle de bu işler olmuyormuş! Haydi, gel vatandaş gel, tezgâha gel! İbadullah bunlar! İbadullah HARBİ SEMİH POROY HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Sivri gagalõ ve kõsa bacaklõ bir de- niz kuşu... Anado- lu halklarõnõn en eski ana tanrõçasõ. 2/ Vücutta biriken azotlu madde... Makinelerde devi- nimin hõzõnõ düz- gün tutmaya yara- yan tekerlek. 3/ Genellikle 15 Ekim’de meydana gelen bir fõrtõnanõn adõ. 4/ Dejenere... Siirt ilinde bir kaplõca. 5/ Sivrisi- neğe benzer, kan emici bir böcek... Neon ele- mentinin simgesi. 6/ Do- ğu Anadolu’nun bazõ bö- lümlerinde yaygõn olan geçici kõrsal yerleşme ti- pi... Göz değmesi. 7/ Bursa yöresine özgü, pü- re haline getirilmiş patatesle yapõlan bir tür salata. 8/ Halk edebiyatõnda, genellikle dört dizeden oluşan şiir türü... İşaret olarak yere dikilen çubuk. 9/ Yolsuz ya da emeksiz elde edilen şey... Balõk yakalama aracõ. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Uyuşuk, miskin, mõymõntõ... Fas’õn plaka imi. 2/ Ya- pay reçine verniği ve tutkalõ üretiminde kullanõlan be- yaz ve billursu toz... Kadõn giysilerinin etek ucu, kol gibi yerlerine verev kesilmiş kumaştan yapõlan süs. 3/ “Devedikeni, kengel” gibi adlar da verilen otsu bitki. 4/ Halk dilinde dişi deveye verilen ad... Doku teli. 5/ Muşmulaya benzer bir yemiş... Bir soru sözü. 6/ Kü- çük yayla evi... Bakõş, bakma. 7/ Lale bahçesi. 8/ “ -- - oluyor halimi takrire hicabõm” (Nigâr Hanõm)... Me- riç Irmağõ’nõn bir kolu. 9/ Suyun hõzlõ dönme hareke- ti ve bu hareket sonucunda oluşan çevrinti... File şek- lindeki örgü. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 M A K U M B A L A L İ Z E S K İ R A K L A P A S A D T E R A N E Ş A R A Ş U R A O Ğ U Z Z A R A T T I R G A F U R İ A T A İ A N A B A S İ S 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear