Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
30 TEMMUZ 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr
Prof. Dr. Korkut Boratav, “Hükümet ayakta dursun diye aktarõlan bir para mõ değil mi açõklanmalõ” dedi
18.3 milyar dolarõn kaynağõ ‘sõr’
AYŞE SAYIN
ANKARA - AKP hükümetinin
IMF ile anlaşmayõ ağõrdan almasõna
neden olduğu belirtilen ve Türki-
ye’ye Ekim 2008-Mayõs 2009 tarihleri
arasõnda giren 18.3 milyar dolarlõk
“faili meçhul” kaynakla ilgili tartõş-
malar büyüyor.
Türkiye’nin küresel ekonomik kri-
zin etkisi altõna girdiği Ekim 2008 ile
Mayõs 2009 arasõnda Merkez Banka-
sõ kayõtlarõna giren 18.3 milyon do-
larlõk kaynakla ilgili çeşitli spekülas-
yonlar yapõlmasõna rağmen hükümet
veya Merkez Bankasõ’ndan şimdiye
kadar net bir açõklama yapõlmamasõ
dikkat çekiyor.
Şenol Özel adlõ bir avukat ise bu pa-
ranõn finans işiyle uğraşan İranlõ bir
işadamõna ait olduğunu ileri sürdü.
Özel, müvekkili olan İsmail Safari-
yan Nasab’a ait olan paranõn 7.5
milyar dolarõ nakit, geri kalanõ 20 ton
külçe altõn olmak üzere konteynerlerle
7 Ekim’de Türkiye’ye getirildiğini sa-
vundu. Özel Ankara gümrük girişin-
de para bildirimi olmadõğõ için bu pa-
raya el konulduğunu, parayõ getiren
küçük ortaklarõnõn da korkup kaçtõğõnõ
söyledi. Özel, İranlõ işadamõnõn para-
yõ, kamuoyunda “bavul yasası” ola-
rak bilinen ve “bazı varlıkların eko-
nomiye kazandırılmasına” ilişkin
yasa çerçevesinde, tamamen Türki-
ye’de yatõrõm yapmak için getirdiği-
ni, gümrükte el konulan bu parayõ, hü-
kümetin kullandõğõna inandõğõnõ ileri
sürdü. Ancak Özel’in, müvekkiline ait
olduğunu savunduğu paranõn Türki-
ye’ye giriş tarihi olarak açõkladõğõ 7
Ekim’de, “bavul yasası” henüz Mec-
lis’ten çõkmamõştõ. Yasa 22 Kasõm
2008’de yürürlüğe girmişti.
Söylemez:
Manipülasyon
amaçlı
Konuya ilişkin
Cumhuriyet’in soru-
larõnõ yanõtlayan eski
Ekonomiden Sorumlu
Devlet Bakanõ ve DP
Genel Başkan Yardõmcõsõ Ufuk Söy-
lemez, paranõn İranlõ işadamõna ait ol-
duğu iddiasõnõn doğruluğuna hiç ihti-
mal vermediğini söyledi. Söylemez,
Merkez Bankasõ kayõtlarõnda görünen
paranõn Ekim 2008’den Mayõs 2009’a
kadar parça parça girdiğine dikkat çek-
ti. Ancak AKP hükümetinin bu para-
nõn kaynağõnõ bir türlü açõklayamadõ-
ğõna dikkat çeken Söylemez, “Bu
para Araplar üzerinden dolandı-
rılarak gelen ve belki de dış
servislerin yönlendirilmesiyle ge-
len, AKP’yi ekonomik krizde yüz-
dürmek isteyenlerin, iktidarın
devamını isteyen dış güçlerin
sağladığı kayıt dışı gelen sıcak pa-
radır” görüşünü dile getirdi.
AKP hükümetinin bu parayõ
yastõk altõndaki paralarõn sisteme
kazandõrõlmasõ veya yurtdõşõnda-
ki kaynaklarõn Türkiye’ye getirilme-
siyle açõklamaya çalõşmasõnõn da inan-
dõrõcõ olmadõğõnõ belirten Söylemez,
“Çünkü bu yastık altı dövizlerin
bozdurulması ile izah edilemeyecek
kadar çok ve sürekli olan bir kay-
nak akışı. Merkez Bankası’nın inan-
dırıcı açıklama yapmaması da şüp-
helerimizi kuvvetlendiriyor. Onun
için AKP iktidarının derin kriz ko-
şullarında ayakta kalmasını sağla-
maya dönük manipülasyon
amaçlı sokulan sıcak para ih-
timali en kuvvetli teoridir”
görüşünü dile getirdi.
Öztrak: Kaynağı
açıklanmalı
Eski Hazine Müsteşarõ ve CHP
Tekirdağ Milletvekili Faik Özt-
rak ise AKP hükümetinin yastõk al-
tõ paralarõ veya off-shore hesaplarõn-
den getirilen paralarõ, bu kaynağa
gerekçe göstermeye çalõştõğõnõ ancak
inandõrõcõ olmadõğõnõ belirterek şun-
larõ söyledi:“Çünkü her iki du-
rumda da bu kadar yüklü bir mik-
tarın gelmesi mümkün değil. Nite-
kim, para akışı ekimde başlıyor, oy-
sa bu varlık barışı yasası kasım
ayında çıktı. Rakamın çok
büyük olması da kayıt dı-
şından kayda girmeyen
para izlenimi veriyor.
Onun için ne olduğunun
ortaya çıkarılması la-
zım. İki açıdan bilme-
miz lazım. Birincisi ka-
yıtdışılık ve kara para
aklaması açısından bil-
mek lazım. İkincisi,
kaynağı belli olmayan paranın ne
kadar ödemeler dengesini finanse
edeceğini karar alıcıların bilmesi la-
zım ki, bir kez daha bu para gire-
cek mi, girmeyecekse hareketlenme
nasıl engellenecek ona göre önlem
almak lazım. Onun için karar alı-
cıların bir an önce bu kaynağı
açıklamaları gerekir.”
Yılmaz: Bu para 100 ton
çeker
Merkez Bankasõ Başkanõ Durmuş
Yılmaz ise İranlõ bir işadamõnõn 18,5
milyar dolar parayla Türkiye’ye gir-
diği ancak bu paraya el konulduğu id-
diasõyla ilgili soru üzerine, bunun yak-
laşõk 100 ton edeceğine dikkati çek-
ti. Böyle bir iddiayõ ilk kez duydu-
ğunu ifade eden Yõlmaz, “Bizde
böyle bir bilgi yok, olacağını da dü-
şünmüyorum” yanõtõnõ verdi.
Ödemeler dengesindeki ölçüm ha-
talarõ, tablodaki verilerin eksik veya
fazla derlenmesinden kaynaklanan
“Net hata ve noksan kaleminin 18
milyar doları aştığı yönündeki id-
diaların” sorulmasõ üzerine de Yõl-
maz, 2008 yõlõ son çeyreğinde görü-
len 11.3 milyar dolar tutarõndaki net
hata noksan kaleminin 6.9 milyar
dolara düştüğünü kaydetti. Rakamõn
“revize” edilmediğini ve edilmeye-
ceğini ifade eden Yõlmaz, açõklana-
bilecek birtakõm verilere ulaştõklarõ-
nõ ve bunun, net hata noksandan çõ-
karõlarak finans hesaplarõ içinde baş-
ka bir kalemde gösterileceğini söyledi.
Yõlmaz, “Bu, 10 Ağustos 2009 ta-
rihinde yayımlanacak olan öde-
meler dengesi istatistiklerinde yer
alacak. 2009 yılına ilişkin çalış-
malarımız da devam ediyor” diye
konuştu. Yõlmaz ayrõca, net hata
noksanõn, yalnõzca Türkiye’ye özgü
bir durum olmadõğõnõ kaydederek
başta AB ülkeleri olmak üzere diğer
ülkeleri incelediklerini söyledi ve
“Net hata ve noksan kaleminin
sermaye hareketlerinin durgun-
laştığı kriz dönemlerinde birçok ül-
kede sorun yaratabildiğini gör-
dük” dedi.
Son küresel ekonomik kriz öncesine kadar
milli gelir üzerinde arttõrõcõ etki yapan “stok
hareketlerinin” de çok yüksek göründüğünü
hatõrlatan Prof. Dr. Boratav, Merkez Bankasõ’nõn da
bu konuya açõklõk getirmesi gerektiğini belirtti.
AKP hükümetinin yastõk altõndan veya off-
shore hesaplarõndan getirilen paralarõ bu
kaynağa gerekçe göstermeye çalõştõğõnõ,
belirten eski Hazine Müsteşarõ Faik Öztrak da her iki
durumun da sorunu açõklamadõğõnõ söyledi.
Paralarõ bir İranlõ işadamõnõn getirdiği gibi
ilginç iddialarõn da ortaya atõldõğõ tartõşmalarõ
değerlendiren eski Devlet Bakanõ Söylemez,
“Esas kaynak AKP’yi ekonomik krizde yüzdürmek
isteyen dõş güçlerin gönderdiği sõcak para” dedi.
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Yargının
Sonuçlanmamışı...
soner@cumhuriyet.com.tr
Bizim ülkemizde yargının sonuçlandırılmamışı, yar-
gısız infaz, zan altında bırakma makbul, geçerlidir. So-
nuçlanmış yargı kararları ile ortaya çıkmış suçsuz-
lukların ya da mahkûmiyetlerin ise fazlaca bir anlamı
yoktur. Gerçeğin kendisi değil, gerçek olarak neyin pa-
zarlandığı, kitlelere inandırıldığı, üzerinden siyaset ya-
pıldığı önemlidir...
Anayasa Mahkemesi’nin sonuçlanmış kararı ile
AKP’nin, bugünkü çoğunluk iktidarının, Cumhuriyet
rejimi, laiklik, anayasal düzen için tehdit odağı oldu-
ğu saptanmış, sonuç karar metnine yazılmıştır. Mah-
keme kapatma kararı vermedi, hükümet kurtuldu ya...
Kararın mürekkebi kurumadan içeriği unutuldu gitti...
Erdoğan hükümeti astığı astık, kestiği kestik, Ana-
yasa Mahkemesi kararına gerekçe oluşturan içerik-
teki eylemlerine, yenilerini daha pervasız, sınır hak ta-
nımaz boyutlarda katmakta hiçbir sakınca görmüyor.
Bağımsız yargıyı ortadan kaldırmaya yönelik girişim
tartışmalarında da, toz duman kalktığında bağımsız
yargı, hukuk, gerçek adalet adına ortada kalan bir tek
sonuç var; HSYK iki ay önce Ergenekon soruştur-
masında insan hakları ihlallerinin önlenmesi için dev-
reye girmiş, Adalet Bakanlığı’ndan hatalı kararları Yar-
gıtay’a taşımasını istemiş. Bakanlık bu kararın gere-
ğini yerine getirmemiş.. Dahası HSYK’den Ergenekon
hâkimleri hakkında atanma önerilmediği, AKP kad-
rolarınca yandaş basına sızdırılan haberlerle siya-
setçilerin yargıyı etkileyecek şekilde müdahale edil-
mesini sağladıkları anlaşılıyor. Üstüne üstlük Başba-
kan, Adalet Bakanı açıklamaları ile, doğrudan ger-
çeklerin tersyüz edildiği kamuoyunun oluşmasında ön-
cü rol oynuyorlar.
Ergenekon davası, şimdiye kadar ortaya çıkmış id-
dianamelerin bütününde sonuçta AKP iktidarlarını he-
def almış, hukuk diliyle “nakıs teşebüs” olarak kal-
mış darbeleri kapsıyor ya... Sözde demokratların en
son, en geçerli ortak söylemlerinde “Kimi insan hak-
ları, hukuk ihlaleri, yargısız infazlar olsa da, ger-
çek darbeciler yanında AKP karşıtlarını sindirme
operasyonu içeriğini kazanmış bulunsa da... So-
nuçta Türkiye’de darbeler geleneğini yıkmaya
yönelik büyük bir operasyon var...” deniliyor.
Darbecilerin cezalandırılması adına birbiriyle
ilişkilendirilemeyecek insanlar, örgütler, suç ey-
lemleri, faili meçhul cinayetler, hukuksal geçerli-
liği kanıtlanamayacak gizli tanıklar, itirafçılar üze-
rinden birleştirilip, böylesine kitlesel suçlu, mad-
di koşulları kanıtlanamayacak suç örgütü yaratıl-
maya çalışılırken, atlanan, ağızlara alınmak isten-
meyen küçücük ayrıntı ise suçlamanın odağında
darbecilik dururken, darbenin bırakınız kendisini,
nakıs teşebbüs içeriğinde girişimlerinin ortalıkta bir
tek somut kanıtının görülememesi...
Tabii söz konusu boşluk çok fazla göze battıkça,
toplumun sorgulamasını önlemeye yönelik yeni kamu
oyu oluşturma araçları yaratılıyor. Fotokopi darbe bel-
gesi ile insanların bilinçaltı doldurulduktan sonra
yargısız infazcılar cephesinin galiba öngöremediği bir
gelişme yaşandı. Bugünün Genelkurmay Başkanı İl-
ker Başbuğ yasal sorumlulukları gereği olayı yargı-
sal sorgulamadan geçirerek belgenin hukuki değeri-
nin bugünkü aşamada bir kâğıt parçasından öteye gi-
demediğini açıkladı. Fotokopi belgenin aslının bu-
lunmasını, yoksa düzenleyenlerin yakalanmasını istedi.
Başbuğ’un yargısal sonuç bilgilendirmesi niteli-
ğindeki açıklamasının ardından AKP, yandaş medya,
yargısız infazcılar, tutuklama operasyoncuları cephesi
geri adım atıp söz konusu belgeyi ağızlarına almaz ol-
dular. Yerine eski Genelkurmay Başkanı’nın verdiği
ifade ile darbeciler operasyonu imajının korunması aşa-
masına gelindi. Eski Başkan Hilmi Özkök, Ayışığı, Ya-
kamoz konularını, darbe girşimlerini biliyormuş, an-
cak delil bulamamış. Özetle delilini aramakla yükümlü
iken, delilini bulamadığı bir darbe girişiminden söz edi-
liyor...
Muhalefeti beğenelim, beğenmeyelim; sonuç ola-
rak CHP’nin AKP iktidar icraatlarına karşı üst yargı-
ya gidip sonuç aldığı tüm yargı kararlarının tek bir an-
lamı var; AKP Meclis çoğunluğunu, Cumhurbaşkan-
lığı ve bağımsız pek çok kamu kurumunu fethini, ka-
mu yararı, hukuka, yasama, yürütme yargı bağımsızlığı
olan demokratik düzene karşı kullanıyor. CHP’nin en
son mayınların temizlenip, sınır topraklarının temizleyen
firmaya tarım için peşkeş çekilmesi yasa girişimi da-
hil, çok fazla sayıda Meclis’ten çıkmış yasayı iptal et-
tirmiş olması, demokratik hukuk düzeninde AKP ic-
ratlarının kamu yararı, anayasal düzene karşıt icra-
atlarının çokluğunun belgesi.
Hukuk, insan hakları, demokratik düzen, çağdaş-
lık savunuculuğu, yargıya inanıp güveneceksek, ba-
ğımsızlığından söz edebileceksek, yargının sonuç-
lanmış kararları ile ölçülür. İster askeri, isterse sivil dar-
be hukukunun mantığında ise suç-ceza ilişkisi yok-
tur. Kurunun yanında yaşın yakılabilmesi, darbenin
ideolojik amacına ulaşabilmesi uğruna direnebilecek
tüm bireyler ve örgütlenmelerin, sonuç kararlara as-
la varılamasa da fiilen cezalandırılmaları, mahkûm edil-
meleri, yıldırılmaları, sindirilmeleri vardır...
Ekonomi Servisi- Küresel ekonomik krizin
bütün ülkeleri olumsuz etkilemeye başladõğõ
geçen yõl, yatõrõmlarõndan zarar edenler
arasõnda, dünyanõn en büyük ekonomisi
ABD’nin Merkez Bankasõ (FED) Başkanõ
bulunuyor. Geçen yõl FED Başkanõ’nõn serveti
yüzde 25’den fazla yani 850 bin ile 1.9 milyon
dolar arasõnda eridi. Bernanke’nin, 2007’deki
serveti 1.2 milyon dolardan 2.5 milyon dolara
çõkmõştõ. Yatõrõmlarõnõ emeklilik programlarõ,
yatõrõm fonlarõ ve tasarruf mevduatlarõnda
değerlendiren Bernanke’nin, 50 bin ile 100 bin
dolar nakit parasõ bulunuyor. Servetinin büyük
bölümünü, ABD’nin akademik, sağlõk,
araştõrma ve kültürel alanda önde gelen
emeklilik hizmetleri ve finansal hizmetler
kuruluşu TIAA-CREF’nin yönettiği iki fondan
elde eden Bernanke’nin zararõ, geçen yõlõn
tamamõnda borsadan daha kötü değildi.
Standart and Poors 500 Endeksi geçen yõl yüzde
39 değer kaybetti.
‘Faizlerdeki düşüş sürecek’ sinyali
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Merkez Bankasõ (MB) Başkanõ
Durmuş Yılmaz, 2009 yõl sonu en-
flasyonunun yüzde 70 olasõlõkla, or-
ta noktasõ yüzde 5.9 olmak üzere
yüzde 4.9 ile yüzde 6.9 aralõğõnda
olacağõnõ belirtti. Yõlmaz, 2011 yõ-
lõnda enflasyonun yüzde 4.9, 2012
yõlõ sonunda ise yüzde 4.8 olmasõ-
nõ öngördüklerini kaydetti.
Yõlmaz, İdare Merkezi’nde ban-
kanõn “Enflasyon Raporu”nun ta-
nõtõmõna ilişkin düzenlediği basõn
toplantõsõnda, küresel krizin derin-
leştiği 2008 yõlõ son çeyreğinden iti-
baren enflasyonda hõzlõ bir düşüş
olacağõnõ öngörerek krizin iktisadi
faaliyet ve finansal istikrar üzerin-
deki olumsuz etkilerini sõnõrlamaya
odaklandõklarõnõ belirtti. Yõlmaz,
bu süreçte bir yandan kõsa vadeli fa-
iz oranlarõnõ süratli bir şekilde aşa-
ğõ çekerken diğer yandan dengele-
yici bir likidite politikasõ izleyerek
piyasalarda sõkõşõklõğõ rahatlatmayõ
amaçladõklarõnõ ifade etti. Yõlmaz,
küresel ekonomideki toparlanmanõn
yavaş olacağõ anlaşõlmakla birlikte,
krizin en kötü döneminin geride bõ-
rakõldõğõna dair algõlamalarõn güç-
lenmesinin emtia fiyatlarõndaki ha-
reketlenmeyi de beraberinde getir-
diğini söyledi. Petrol fiyatlarõnõn ni-
san ayõ raporunda 55 dolar varsa-
yõmõnõn üzerinde seyrettiğini, pet-
rol fiyatlarõna ilişkin varsayõmlarõ-
nõ güncellenirken temmuz ayõnõn
ilkyarõsõ boyunca vadeli piyasada
oluşan fiyatlarõn ortalamasõnõn temel
alõndõğõnõ ifade eden Yõlmaz, bu çer-
çevede, petrol fiyatlarõnõn 2009 yõ-
lõnda ortalama 60 dolar, 2010 ve
sonrasõnda ise 70 dolar civarõnda
gerçekleşeceğinin varsayõldõğõnõ
belirtti.
Yõlmaz şöyle devam etti:
“Tahminlerimiz güncellenir-
ken küresel ölçekte faizlerin uzun
süre düşük düzeylerde kalacağı
bir görünüm esas alınmıştır. Ma-
liye politikası tarafında ise bütçe
disiplinini sağlayacak orta vade-
li bir mali programın uygulama-
ya koyulacağı varsayılmıştır. Ay-
rıca, 2009 yılı ikinci yarısında
yönetilen/yönlendirilen fiyatlar-
daki ve vergi oranlarındaki ayar-
lamaların enflasyon üzerindeki et-
kisinin 1.5 puana yaklaşacağı bir
kısa vadeli görünüm çizilmiştir.
Bu noktaya kadar çizmiş oldu-
ğum çerçeve doğrultusunda, ya-
kın dönemde politika faizlerinde
bir miktar daha indirim gerçek-
leştirildiği ve sonrasında faizlerin
2010 yılı sonuna kadar sabit tu-
tulduğu varsayımı altında; en-
flasyonun, yüzde 70 olasılıkla,
2009 yıl sonunda orta noktası
yüzde 5.9 olmak üzere yüzde 4.9
ile 6.9 aralığında, 2010 yıl so-
nunda ise orta noktası yüzde 5.3
olmak üzere yüzde 3.7 ile 6.9
aralığında gerçekleşeceği tahmin
edilmektedir. Enflasyonun 2011
yıl sonunda yüzde 4.9, 2012 yıl or-
tasında ise yüzde 4,8 seviyesine ge-
rileyeceği öngörülmektedir.”
‘Daralma
yüzde 5.2
olacak’
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türk Sanayicileri
ve İşadamlarõ Derneği (TÜ-
SİAD) Başkanõ Arzuhan Do-
ğan Yalçındağ, “Borsa iyi gi-
diyor olsa bile, tablo hiç iç
açıcı değil. İşsizlik rakamları
oldukça yüksek. Ekonomik
daralma yıl sonu itibarıyla
5.2 civarında olacak” dedi.
Merkez Bankasõ Durmuş
Yılmaz, TÜSİAD Başkanõ
Yalçõndağ ve beraberindeki
yönetim kurulu üyelerini ka-
bul etti. Kabulün ardõndan
bir açõklama yapan Yalçõn-
dağ, durum tespiti ve kon-
jonktür değerlendirmesi yap-
tõklarõnõ, daha çok ileriye dö-
nük beklentilerini dile getir-
diklerini söyledi. Orta vade-
li bir ekonomik program bek-
lentisi içinde olduklarõnõ be-
lirten Yalçõndağ, programõn
2010 yõlõndan itibaren sürdü-
rülebilir büyümenin önünü
açacak, üretimi teşvik edecek
bir program olmasõ gerekti-
ğini kaydetti. Yalçõndağ, şöy-
le devam etti:
“Borsa iyi gidiyor olsa
bile ekonomik göstergele-
re bakarken aslında üreti-
me bakmak lazım, istih-
dam rakamlarına bakmak
lazım. Öyle bakıldığında
tablo hiç iç açıcı değil. İş-
sizlik rakamları oldukça
yüksek. Ekonomik daral-
ma yıl sonu itibarıyla 5.2
civarında olacak. Buna
bağlantılı olarak yeniden
büyümeyi yakalayacak ve
sürdürülebilir büyümeyi
devam ettirebilecek bir or-
ta vadeli program olmalı.”
PROF. BORATAV: BU İŞTE BİR HESAP HATASI VAR
K
onuyu gündeme ilk taşõyan
isim olan Prof. Dr. Kor-
kut Boratav da Merkez
Bankasõ kayõtlarõndaki 18.3 milyar
dolarlõk “net hata noksan” mikta-
rõyla ilgili çeşitli olasõlõklar bulun-
duğuna dikkat çekti. Ancak bu ra-
kamõn tek başõna, yurtdõşõndaki pa-
ralarõn Türkiye’ye getirilmesi ile açõk-
lanmasõnõn güç olduğuna dikkat çeken
Boratav, bu kapsamda gelen paranõn
miktarõnõn belli olduğuna işaret etti. Bu
kaynağõn bir bölümünün Türk işa-
damlarõnõn faiz, vergi avantajlarõ nede-
niyle yurtdõşõnda şubesi bulunan ban-
kalardan aldõklarõ kredi dönüşleri oldu-
ğu iddialarõ da bulunduğunu belirten
Boratav, ancak bunlarõn da “kayıt dışı”
görünemeyeceğine dikkat çekti. Bu kadar yüklü mik-
tarõn bavulla gelmesinin de mümkün olmadõğõnõ belirten
Boratav, şu görüşleri dile getirdi:
“Bir ara Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Türk-
lerin dışarıda çok parası var demişti. Türkler pa-
rayı nasıl çıkardılar? Bunlar araştırılması gereken
problemler. Bizim şunu tespit etmemiz lazım. Da-
ha önce açıkladıklarım da, bu da ekonomik işlem-
ler. Peki bir de ekonomi dışı ihtimaller var mı? Or-
tada siyasi iktidarla, şu veya bu motivasyonlarla, şu
veya bu taahhüdün veya hizmetin karşı-
lığında, koordineli veya koordinasyonsuz
bir dayanışma konumu var mı? Türki-
ye’de kasalardaki dövizler bankalara ya-
tırılsa, bu net hata noksan olarak gös-
terilir ödemeler dengesinde. Bu kadar
desteklenecek kasa parası var mıydı,
böyle bir hareket oldu mu? Hükümet
ayakta dursun, sarsılmasın diye, yas-
tık altındaki, yani kasadaki paraları
Türk iş camiası veya Türk müminler
veya dışarıdaki destekçileri Türkiye
Cumhuriyeti’ne kaynak olarak ver-
diler mi? Verildiyse ne karşılığında
verildi? Net hata noksan kalemin-
deki kaynakla ilgili bunlar da ihti-
maller listesine eklenebilir.”
Son küresel ekonomik kriz öncesine kadar milli ge-
lir üzerinde arttõrõcõ etki yapan “stok hareketlerinin”
çok yüksek göründüğünü, bu kadar yüklü stokun na-
sõl saklanacağõ sorulunca TÜİK’in “bu stok hare-
ketlerinin, hataları da içerecek şekilde yansıtıl-
dığı” açõklamasõ yaptõğõnõ anõmsatan Boratav,
Merkez Bankasõ’nõn da net hata noksan kalemiyle
ilgili böyle bir hesap hatasõ olup olmadõğõna açõk-
lõk getirmesi gerektiğini belirtti. Boratav, böyle bir
hesap hatasõ dõşõnda, ekonomik işlemlerle bu kay-
nağõ izah etmenin zor olduğunu söyledi.
Başkan Durmuş Yõlmaz, “yakõn dönemde politika
faizlerinde bir miktar daha indirim gerçekleştirilebileceği ve
sonrasõnda faizlerin 2010 yõlõ sonuna kadar sabit tutulduğu
varsayõmõ altõnda” enflasyonun yüzde 70 olasõlõkla orta
noktasõ yüzde 5.9 olan bir banda oturacağõnõ belirtti.
Merkez Bankası Başkanı
Durmuş Yılmaz (ortada)
bankanın hazırladığı Enflasyon
Raporu’nu Başkan
Yardımcıları Erdem Başçı
(solda) Burhan Göklemez ve
kurmaylarıyla birlikte tanıttı.
Kriz Bernanke’nin de
servetini vurdu