24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Posbıyıklı Ali Taygun, bakışları, duruşu, sınıfsal tahlilleri, 12 Eylül’ün acımasızlığı içinden çıkıp gelen başkaldırıyı anımsatır bana hep... Eşi Yekta Kara’nın direnci, yaşamın derin vadilerinden yükselen soluğu, sevginin kış çiçeklerinin türküsünü yansıtır. Yıldız Sertel, Ali Taygun ve Zeki Ökten... İlhan Ağabey hastaneye kaldırıldığı gün gazetedeki odamda Zeki Ökten, Arif Keskiner, Rutkay Aziz ve Tarık Akan’la sohbet ettiğimiz o sonbahar gününü düşündüm. Pazar günü, Koç Vakfı Hastanesi’ne İlhan Selçuk’la haftalık sohbetimizi yapmaya gittiğimde eşi tiyatro sanatçısı Güler Ökten ve yakınlarını görünce, yanlarına yanaşıp başsağlığı diledim. Yaşamın o ince suyunda yürüyen, alçakgönüllü, çelebi insan Zeki’yi bir gün önce yitirmiştik... Ak saçları, gözlükleriyle odamda koltukta oturan insancıl yönetmen Zeki Ökten yaşamıyordu artık... Kirlenmiş bir evrende yaşamaya çalışıyoruz... Her türlü kirli oyunun yazılıp oynandığı bir Türkiye daha da kötü günlere gidiyor. Sömürüye karşı çıkan, bu kahrolası düzenin içinde dik durmasını bilen, gerdan kırmayan, sözünü esirgemeyen, 12 Eylül’ün o baskıcı, aşağılık faşist düzenine başkaldıran insanlar gidiyordu birer birer. Emeğin örgütlü gücünden yana, sosyalist, güzel insanlar! 1978’de çekilen “Sürü” filmi... Senaryosunu Yılmaz Güney yazmıştı İzmit Cezaevi’nde... O filmi Zeki çekmiş, Tarık olağanüstü bir oyun sergilemişti. Zeki, Arif, Rutkay ve Tarık, o sonbahar gününde gazeteye geldiklerinde “Sürü”den söz etmiş miydi anımsayamadım. Galiba hastanede yatan İlhan Ağabey’in kulaklarını çınlatmıştık. Artık aylar değil, yıllar çok çabuk geçiyor! Yıldız Sertel yıllar önce, Cağaloğlu’ndaki demir sürgülü Pembe Konak’a gelirdi sık sık... Üst kattaki odamda Vedat Günyol ve Yıldız Sertel’le sohbet ederdik... Kimi zaman bu sohbetlere, Ergun Balcı ve Orhan Erinç de katılırdı. Yaşamın coşkulu bir ırmağıydı Sertel... Gözlerindeki yaşam sevinci onu daha da güçlü kılardı... Zülfü’nün de değindiği gibi, o yıllarda Nâzım Hikmet’le ilgili projeleri vardı... Nâzım’ın dalgalı bir denizi andıran yaşamı, çevresindeki dostları... Son aylarda göremiyordum Yıldız Sertel’i... Yaşam gecenin sesi soluğu oluyor, dostlarımızı, o güzel, dirençli ve dik duruşlu arkadaşlarımızı, sosyalistleri, yurtseverleri birer birer yitiriyoruz işte. Yazımı yazarken boğazım düğümleniyor, beylik tabancasıyla intihar eden Deniz Yarbay Ali Tatar’ın kızının, “Bizi bırakıp gitme baba” çığlığını duyuyorum... İçim üşüyor... Attila Jozsef’in dizelerini hatırlamaya çalışıyorum: “Muhtacım sana, çalışan kalabalık nasıl işe, ekmeğe, özgürlüğe muhtaçsa/Ve nasıl avuntuya muhtaçlarsa kuşatıldıklarında/Çünkü gelecek doğmadı daha acılardan.” Tüm gelecekler acılardan doğar, tıpkı şafağın söküşü gibi... Demokratik tepkilerimiz sürecek, başkaldırımız dağ çiçekleri gibi çoğalacak... Ali Taygun’un o isyancıl tutkusu, dürüstlüğü... Yıldız Sertel’in mücadelesi... Zeki Ökten’in ağırbaşlı, çelebi duruşu... Hepsi ama hepsi bizlere yol gösterecek! Dönekler pazarında dolaşmaksa... Dincilerle işbirliği yapıp cami avlusundan toplananları demokrat görmekse... Din baronlarının ayaklarına kapanmaksa... Darbecilerle, darbe severlerle yaşamaksa, yaşam... Ben isyancıl bir tutkuyla yaşamak isterim, yaşayabildiğim kadar! Sessiz sözcükleri çoğaltırım gücüm yettiğince... Yıldız Hanım, Zeki ve Ali... Sanki mavi renkli bir zamanın içinden geçiyorum. 12 Eylül darbesi ve sosyalist Zeki Ökten’in sete gelen binbaşıya yüz vermeyip sert çıkışı: “Ben bu ülkenin çocuklarını işkenceden geçirenlere selam vermem!” CMYB C M Y B 24 ARALIK 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Mavi Renkli Zaman... hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 Kõlõçdaroğlu,Erzurum2.AğõrCezaMahkemesi’ninkararõnõbasõnadağõttõ ‘Hamilineçek’gibi birmahkemekararõ Örneğin, Telekomünikasyon İletişim Başkanı, medya karşısına çıkıp ‘Yargõtay’õn santralõnõ dinle- medik’ diyebiliyor... Peki, Yargı- tay santralı üzerinden dinleme yapıldığı ortaya çıktığında, Baş- bakan’ın uğruna Anayasa Mah- kemesi kararını bile göz ardı et- tiği bu başkan görevinde kala- bilecek mi?” açõklamasõnõ yaptõ. Kõlõçdaroğlu, Erzurum 2. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin bir arama ka- rarõnõ basõna dağõttõ. Bu kararda “Gereği düşünüldü-İstemin ka- bulü ile” yazõsõnõn altõnda boş bõrakõlan bir yerden sonra “Yu- karıda yazılı adreslerde bulunan evlerde, müştemilatlarında, şüp- helilerin ve evde oturan kişilerin üzerleri ile varsa araçlarında suç delillerinin elde edilebilece- ğine ilişkin makul şüphe bu- lunduğundan 18.11.2009 günü saat 10.00’dan itibaren başla- mak üzere, delillerin tespiti ama- cıyla bir defaya mahsus olmak üzere gündüzleyin CMK 116 ve devamı maddeleri gereğince ara- ma yapılmasına ve arama sonucu elde edilecek suç ve suç unsuru oluşturacak nesnelere CMK’nin 127. ve devamı maddeleri gerğin- ce el konulmasına...” deniliyor. Ceza Muhakemesi Yasasõ’nõn 119. maddesine göre, arama karar veya emrinde “Aramanın nedeni- ni oluşturan fiilin, aranılacak ki- şi, aramanın yapılacağı konut ve- ya diğer yerin adresi ya da eşya- nın, arama kararının geçerli ola- cağı zaman süresinin açıkça gös- terilmesi gerektiğinin hüküm al- tına alındığını” vurgulayan Kõlõç- daroğlu, şunlarõ söyledi: “Erzurum 2. Ağır Ceza Mah- kemesi’nin kararında ise yasa- nın bu açık hükmünün ihlal edi- lerek; ne, aramanın nedenini oluş- turan fiilin, ne aranılacak kişinin, ne de arama yapılacak evlerin adreslerinin bulunmadığı görüle- cektir. Yani, ‘hamiline çek’ gibi bir mahkeme kararı söz konusudur. 18.11.2009 tarihinden sonra han- gi ev ya da mekân ya da kişi aranmak isteniyorsa, bu mahke- me kararının boş bırakılan ilgili bölümünün doldurulması duru- munda söz konusu yerlerin aran- ması olanaklı olmaktadır. Bu açıkça yargının yürütmenin em- rine verilmesi demektir. İşin bir diğer vahim kısmı da, bu karara dayalı olarak gözaltına alınacak kişilerin, Terörle Mücadele Yasası kapsamında, 24 saat süre ile avu- katları ile görüşmesinin kısıtlan- ması ve dosya hakkında gizlilik kararı alınmasıdır. Yani gözaltı- na alınanlar aynı Ergenekon da- vasında olduğu gibi, ne ile suç- landıklarını bile öğrenemeye- ceklerdir. Söz konusu kararı alan mah- kemenin, yargıcın, kâtibin adı, karar tarihi ve numarası orta- dadır. Buradan ilgililere sesle- niyorum, böyle bir mahkeme kararı var mıdır? Sayın Başba- kan, Adalet Bakanı derhal çıkıp bu sorunun yanıtını vermelidir. Eğer böyle bir karar var ise, de- mokratik hukuk devletlerinde böyle mahkeme kararlarına ni- çin ihtiyaç duyulur? Bu yürüt- menin kanunsuz işlemlerine yar- gı kararı ile kılıf hazırlanması anlamına gelmez mi?” Kõlõçdaroğlu, “Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görev ya- pan bu sayın yargıç, gerçekten de açığa imza atmış mıdır? Yargıç Ceza Muhakemesi Kanunu ile bağdaşmayacak bir şekilde böyle bir karar verebilir mi? Bu karar nerede ve kimler için uygulan- mıştır? Bu kişiler ne ile suçlan- maktadırlar? Bu konuyla ilgili olarak, Sayın Adalet Bakanı’ndan, Sayın Başbakan’dan yanıt bekli- yoruz. Ayrıca bu konuda Hâkim- ler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelerini de göreve davet ediyoruz” açõklamasõnõ yaptõ. DURAN KALKAN: ÇÖZÜMSÜZLÜK SÜRECİ UZATILMASIN PKK’den iç savaş tehdidi Yurt Haberleri Servisi - Te- rör örgütü PKK’nin üst düzey yöneticilerinden Duran Kal- kan, Kürt sorununun çözüm- lenmemesi halinde, “ayaklan- malar ve sokak çatışmalarının ortaya çıkacağı” tehdidinde bulundu. Kalkan, “Çözümsüz- lük süreci daha fazla uzatılır- sa Türkiye’nin gideceği yer da- ha yaygın ve derin bir iç sa- vaştır. Bunu hiç kimse önle- yemez” dedi. Terör örgütüne yakõnlõğõyla bi- linen Fõrat Haber Ajansõ’na açõk- lamalarda bulunan Kalkan, Tür- kiye’de yaşanan sokak gösteri- lerinin daha fazla derinleşmesi- ni, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’õn önlediğini iddia etti. Kalkan, “Ama bu, Kürt soru- nunun demokratik siyasi çö- zümünün gerçekleştirilmesi içindir. Böyle bir sonuca gi- derse anlamlı olur, iç savaş tehdidi ve tehlikesi ortadan kalkar. Fakat böyle yapılmaz da, mevcut yönetim ‘Günü bir kez daha bu biçimde kurtardõk’ diye değerlendirirse, o zaman iç savaş tehdidini, tehlikesini her zaman potansiyel olarak gündemde tutuyor demektir. Bugün bu durum engellense ve ertelense bile, yarın ve yakın gelecekte her zaman böyle bir tehdit ve tehlike Türkiye için var olur” diye konuştu. Öcalan’õn gerginliğin derin- leşmesini istemediğini ifade eden Kalkan, “Demokratik si- yasetin önünün açılmasını ve demokratik siyasete bir kez daha şans tanınmasını gerek- li gördü. Milletvekillerinin ye- niden Meclis çatısı altında mücadeleye dönüşleri de böy- le bir yaklaşım ve tutum te- melinde gerçekleşti. Bunu her- kesin görmesi, doğru okuma- sı, anlaması gerekiyor” dedi. Kürt sorunu devam ettiği süre- ce Türkiye’de iç savaş tehlike- si olduğunu ileri süren Kalkan, şunlarõ söyledi: “Her an daha büyük patlamalar olabilir. Hatta ayaklanmalar bile gün- deme gelebilir. Sokak çatış- maları ortaya çıkabilir. Çö- zümsüzlük süreci daha fazla uzatılırsa Türkiye’nin gide- ceği yer daha yaygın ve derin bir iç savaştır. Bunu hiç kim- se önleyemez. Onun için de de- mokratik siyasi çözüme sa- mimiyetle, ısrarla yaklaşmak ve mutlaka ilerletmek gereki- yor. Her türlü gerginlik her an büyük patlamalara yol açabi- lir. Bu tehlikeli bir durumdur. Bu tehlikeli duruma son ve- rebilmek gerekiyor.” DTP’li 94 başkan artık BDP’li DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bü- rosu) - Anayasa Mahkemesi tarafõn- dan kapatõlan DTP’nin 94 belediye başkanõ, Diyarbakõr Büyükşehir Be- lediyesi Tiyatro Salonu’nda düzen- lenen tören ile BDP’ye geçti. BDP Genel Başkanõ Demir Çelik, “Tüm dünya ülkeleri gibi Türkiye de değişmek zorunda. Türkiye de bu gerçeğin farkında. Türkiye, sı- nır devletlerine düşman gözüyle bakmaktan vazgeçti ve bu değişime ayak uydurmaya çalışıyor” dedi. Çelik, terör örgütü PKK’nin eylem- sizlik süreci ve Öcalan’õn yol harita- sõnõn Türkiye’nin demokratikleşme- si için bir fõrsat olduğunu iddia etti. Konuşmalarõn ardõndan Çelik ve kapatõlan DTP’nin siyasi yasak geti- rilen milletvekili Aysel Tuğluk, be- lediye başkanlarõna BDP rozeti tak- tõ. Diyarbakõr Büyükşehir Belediye Başkanõ Osman Baydemir ise “Bü- tün coğrafyamızda mutlaka onur- lu barış ve özgür yaşamı birlikte kurgulayacağız” dedi. Baştarafı 1. Sayfada
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear