26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
m farklt bir yeri var. Karakterlerin hemen hepsi kandırılmış. Kandml- makla ilgili ortak derdi olanlar toplu- mu mu anlattıg'ınız? - Bir anlamda evet... On dört yaşın- da bir kızı kendinden bir yaş küçük bir oğlanla evlendirenler hem çocuk- ları, hem kendilerini kandırmıyor mu? Gülcan'ın yaşamı korkunç bir yalan üstüne kurulu... Analar çocuk- larını, kocalar karılarını, iktidarlar halkı, halk birbirini kandırıyor. Hâlâ böyle... Ailem kendi koşullarında mutlu ve varlıklıydı; büyüklerimin "Demirgıratlar" dediği iktidar, el ka- dar toprağı olana eşek yükü borçla traktör, biçerdöver gibi araçlar verdi. Köylü kendi tohumunu iyileştirip ekemedi; borçla ve yüksek faizle to- hum gübre aldı. Bir de toprak davala- rı vardı. Orneğin Gümüşanaları top- rağından eden, silahlı kavgalara yol açan, bütün köylülerin bitti bitecek diye kandırıldığı davalar hâlâ bitmedi. Anlattığım dönemde biz çocuklar da kandırıldık; okullarm bodrum katırı- da kaynatılan iğrenç süttozunu içtik; yabancının kirli oyuncaklarıyla oya- landık... Yalanlar birbirine eklendi; küçük, pembe yalan kalmadı. Yöne- tenler, yönetilenler, hâlâ uçurtma ye- rine en kuyruklusundan yalan uçuru- yorlar. . -Romanın beni çok etkileyen yerle- rinden biri, Gülcan'ın Samanpaza- rı'rida kurulan sehpada idam edilen, gün boyu halka gösterilen adamd bakı- şı. O bakış ki, yaşam boyu izler bırakı- yor Gülcan'da. Okurda da iz btrakaca- ğını düsünüyor musutıuz o sahnenin? - O sahnenin tanığı benim. Roman- da okuru irkiltecek başka şeyler de var; okurlar beni bağışlasın. Köpekle- rin kesilmesi, tecavüz edilip asılan Ümmü, Gümüşana'nın karlı bir gün- de yaşadığı saldırı, Gümüşana gibi bir kadının silah taşıması, Gülcan'ın yaşa- mını allak bullak eden sır... Zeli- ha'mn ve ailesinin başına gelenler... Dedim ya okur beni bağışlasın... CERÇEK SIKINTI - "Kim Türk, kim Kürt, kim Çerkez; kim Sünni, kim Alevi ya da kim her neyse, nereliyse; kimse kimseyi açıktan sorgulamazdı" diyor anlatta romanda. Özellikle genç okurların bilmesi gete- ken bir ayrıntı bu değil mi? - Küçük adımlarla 30lu yillardan 90'lara uzanan bir yolculuk yaptım. Bu yolculuğun tek tanığı ben değilim. Pek çok insanda iz bırakan bir yolcu- luktur bu. Çocukken Kürt, Laz, Tatar komşulanmızla akşam sabah birlik- teydÜc. Ara ara kavga çıkar, atışmalar, küslükler yaşanırdı. Kürtlerin küçük oğlan, Tatar Melahat'ın kızı, köylüle- rin bahçesi... gibi tanımlar yapüır, kimse kimseye bu yüzden sataşmazdı. Ancak o yıllarda da en sıkıntılı kesim Alevilerdi; açıkça söyleyemiyorlardı. Bu da gösteriyor ki bu ülkede gerçek sıkıntı köken farkından değil, dinin korkutma, sindirme aracı olarak kul- lanılmasından, inancın sömürülmesin- den kaynaklanıyor. Laik eğitimi başa- rabilsek, aklı ve bilimi herşeyin önü- ne geçirebilseydik, bugün bu denli te- dirgin olmazdık. Bunları romana yan- sıtmak bence ayrıntı değil, kahraman- larımın yaşamını bilerek ya da bilme- den etkileyen olgular... - Gülcan, sırlarınt kimseye anlatama- dtğt için defter sayfalarına aküıyor öf- kesini. Gülcan'ın açmazlarına çözüm olabiliyor mu bu eylemi? "Yazmak" konusunda "niye yazmak", "ne işe ya- rar yazmak" gibi sorular sorduruyor Gülcan'ın defterleri? - Gülcan o denli yalnız bir kız ki bir arkadaşa, bir sırdaşa çok gereksi- nimi vardı. Bunu, yaşamöyküsünü öğ- renen doktoru hemen anladı; bir anı defteri armağari ederek ona ağzı sıkı bir sırdaş buldu. Yazmak, kimi zaman bizleri de yalnızlıktan, öfkemizden, kaygdarımızdan arındıran, kimi kez bütün uç duygulanmızı kabartan bir eylem değil mi? Roman okununca gö- rüleceği gibi Gülcan'ı başka türlü ayakta tutamazdım; eline bir kalem, bir defter verip sakinleştirdim. YARALI BERELİ YAŞAMAK - Güvenli bir uzakhktan izlediği ger- çek, bir anda okurun yüzünde patlıyor. "Dünyanm her yerinde insanlar aynı... Belki yasama biçimleri, giyimleri, evle- ri, kullandıklan araç gereçler, dilleri, inançlan ayrı ama... Insan, her yerde aynı insan; çabuk kirleten, çabuk kırıp döken bir yaratık... Seni kim yarala- dı?" Hepimizi yaralayan birileri var değil mi? - Doğru; hepimizi yaralayan şeyler, birileri var; çoklan yaralı bereli yaşa- maya alıştı. En kötüsü de bu. Canımı- zın yanmasına alışmak; canı yananları görmezden gelmeye, işsiz aşsıza, daya- ğa, kötü söze alışmak... Yalana alış- mak. .. Insan kırk yıldır dil işleriyle yatıp kalkınca karşısıridakinin beden dilinden, sesinden, bakışlarından doğ- ru ya da yalan söyleyip söylemediğini anlayabüiyor. Ekonomi tıkırında, geli- şiyoruz diyenlerin çoğu kullandığı dil- le, sesiyle, bakışlarıyla kendini ele ve- riyor; yalan söylüyor; binlerce çocuğu yaralıyor; gel gör ki ne çocuklar işin ayrımında ne ana babaları. -Küçük bir kızken tecavüz eden am- caunın oğluyla evlendirilen, çok geç- meden terk edilen, ytllar sonra eski ko- casından dayak yiyen, iyileşir gibi olunca ortadan kaybolan Zeliha'ntn öyküsü özellikle mi yartm? Zeliha'ntn yitip gitmesi, Gühevil'in çözemediği bilmece olarak kaldı... - Zeliha gibilerin öyküsü hep yarım. Bazen gömütlükte tamamlanıyor; ba- zen gömütlükten beter bir yaşantıy- la... Benim de bu öyküyü tamamla- mam olanaksızdı. Kadıncağız kaçıp gitti; bulunsa ne olacak? Orneğin yine romandaki baba dayağından koca da- yağına kaçan Seher'in yaşamı yarım değil mi? lki bebesiyle gelinlik giyince ne değişti; koca aynı koca, yatak aynı yatak... Yaşamları yarım kalan kadın- ları göz hapsinde tutanlar da aynı... Değişen bir şey yok. -Gümüşana'nın, Gülcan'ın dilinin alttnda ne var, diye meraklanıyor okur. Romanda merak öğesi son sayfalara kadar sürdürülmekle birlikte daha ilk - sayfalardan "Birisi bu çocuklar, şuna X benziyor, buna benziyor dedikçe... Amanın yüreğim ağzıma gelirdi" tüm- cesiyle ipucu veriliyor aslında. Baştan tahmin olanağtnı niçin verdiniz okura? Şaşırtmayı sevmiyor musunuz? - Şaşırtmayı severim; ama bu ana kız arasındaki çekişmeyi daha inandı- rıcı kılabilmek için ipucunu ilk sayfa- lara yerleştirmeyi gerekli buldum. • ALEYİÜK "ISHÎİV KAYN.UİIPIR. ANCAK İ1F.R "İSIK". "1S1K" DElîll.DIR! Sâbiî, Esşeni, Paulikien, Bogomil ve Kathar Düalizminin; Aleviliği İlk Hıristiyanlık Sanan Modern Keşişlerin Eleştirisi ••ı • VE ALEVİLERÜNSAL ÖZTÜRK "Kilisede despot keşiş, İsaAllah'moğludemiş Meryem ana neyin imiş, Bu işin var bir de senin..." Aşık Veysel • lşık Alemi ve Karalık Zulmet Alemi Nedir? • Yer Gök Yok İken Ne Vardı? • Dünya Nasıl ve Hangi Maddeden Yapıldı? • Insan Vücudunu Kimler Yaptı? • Ruh Vücuda Nasıl ve Kim Tarafmdan Konuldu? • 7 Gezegen ve İ 2 Burç Nasıl Yapıldı? • İlk Hıristiyanlar Alevi miydiler? • Katil Bir Topluluk Olan Esseniler Batıni miydi? • Et Yemeyen, Dem Almayan, Evlenmeyen ve Evliliği Zina Olarak Gören Paulikienler, Bogomiller, Katharlar Kimlerdi? Kitap bugüne kadar yapılmış olan manipülâsyonlara ağır bir darbe vurmaktadır. Ezoterik anlatıma başvuranlar binlerce yıl öncesinde ve günümüzde "7 ve 12'ler"e yüklenen anlam ile bu anlamın özüniin aynı içerikte olduğunu düşünmektedir. Orneğin 12 Burç, 12 Ay, 12 Hayvan, 12 Titan, 12 Ana Tanrı, Miîhrax nın 12] si, 12 Kabile, Kudüsy ün 12 Kapısı, İsa'nın 12 Havarisi, 12 İmam... Ezoterik gruplar arasında çok önemli birfigür olan Sâbnlikteki: Dünyanın, insan cesedinin, özellikle 7 gezegen ve 12 burcun nasıl ve kimler tarafından, ne için yapıldığı kavrandığında, tek olarak kurgulanan zincir parçalanacaktır. Ve Aleviliği kendi Yol çizgisinden çıkartıp, Yahudiliğe bağlamak isteyenlerin planları darmadağın olacaktır. 'Havva Aııaıı IKinkii DAMLANIN İÇİNDEKİ GERÇEK ALEVİLERİN BÜYÜK SIRR1 ÜNSAL ÖZTÜRK Sa> ılırî.. Üçltr, Beşler, Yeükr, Kvtiar, İnsam Cem Olması, EınYıüarthr Saklanan Akvikrin Büyuk Sun Gümüşana/'Sevgi Özel/ Cumhuriyet Kitapları/ 436 s. Konur Sokak No: 2(>/3 Kı/.ıla> A Tcl: (0.312) 417 35 4 l > Fa\: (03 e-ıuail: yurtkiiap^^yurtkitap.com www.yuiikitap.com Kı/.ıla> ANKARA Fa\: (0311) 425 3h 40 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 0 3 6 SAYFA 5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear