28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
kuduğum Kitaplar Kalp Zamanı I ngeborg Bachmann günümüzün çağdaş klasiklerinden. Bire- yin yalnızlığını olabildi- ğince duyarlı bir dille yansıtan eserleriyle dün- yada ve özellikle 80li yıl- lardan başlayarak da Türkîye'de okurların en sevdiği yazarlar arasın- da yer aldı. Başta Otu- zuncu Yaş ve Malina ol- mak üzere birçok eseri Türkçeye çevrildi. Eser- lerinden bize yansıyan imgede hep trajik aşklar, kırık kalpler olduğundan olsa gerek Paul Celan'la yaşadığı ilişkinin mek- tuplarından oluşan Kalp Zamanı (Ekim 2009, çev. İlknur özdemir, Turku- vaz Kitap) ilginç bir sürpriz oldu. Cazze Blues, Israllll Etgar Keret lle Fllis- tinli Samlr El Yous- sefln (altta, sağda) ortak kltabı. Mektuplara dökülen bu aşkın diğer kahramanının Paul Celan gibi "II. Dünya Savaşı sonrası Alman edebiyatının güçlü ve çağdaş seslerinden" diye tanıtılan dünya şiirinin çağdaş klasiklerinden bir adın olması işi daha da ilginçleştiriyor. Celan, Türkiye'de de kitapları yayımlan- mış, tanınan, sevilen bir şair. Anne-ba- basını Nazi toplama kamplarında yitiren Celan'ın kendisinin de savaşın bitimine dek on sekiz ay toplama kampında tu- tulmuş olması ve hayatını Seine nehrin- de noktalaması biyografisiyte de ilgimizi çekmesine neden oluyor. Bachmann'ın ateşle sonlanan hayatı ile Celan'ın suya atlayıp intihar etmesi simgesel olarak ateşle suyun birlikteliği gibi görülse de ilgi alanları, hayata ba- kışları birçok yerde kesişiyor. Araya gi- ren uzaklığa, zamana ve hayatta yaşa- nan gelişmelere rağmen uzun yıllar mek- tuplarla da olsa bağlarını kopartmıyorlar. 16 Mayıs 1948'de Viyana'da tanıştık- tan hemen sonra aşkları başlıyor. Bir ay sonra, Celan'ın Paris'e gitmesiyle mek- tuplaşmaya başlıyorlar. 1967 sonbaharı- na kadar mektuplaşıyorlar. Biri tanınmış ama edebiyat çevrelerinden dışlandığını düşünen bir şair (Oelan), diğeri henüz yazarlık serüveninin başlarında başarıla- ra koşan bir yazar (Bachmann). llişkile- rinde bu konumlarının yansımalarını da görüyoruz. Celan yol gösteriyor, Bach- mann, sevdiğinin eserlerinin yayımlan- ması için gizli - açık destek oluyor. Yaklaşık yirmi yıl süren ilişkilerinde ka- çınılmaz olarak, kopmalar, kesintiler olu- yor. Başlarda hep yapıcı olan, aşkı kalı- cılaştırmaya çalışan Bachmann. Ama Celan'dan beklediği karşılığı bulamıyor. Hatta Celan, Bachmann'la ilişkisi sürer- ken, başka bir kadınla, Gisele ile 1952'de evlenıyor, çocuğu oluyor. Bu gelişme ilk kopmayı yaratıyor. 1957'de bu kez Celan, Bachmann'la yeniden iliş- ki kurmaya çahşıyor. Tekrar mektuplaş- maya başlıyorlar. Bu sırada Bach- mann'ın hayatına bir başka yazar, Max Frisch giriyor. Hayatlarında başkalarının olması mektuplaşmalarını engellemiyor. 1967'ye dek mektuplaşmayı sürdürü- yorlar. Mektuplarla birlikte şiirler de paylaşılıyor. Sonuçta okuduğumuz mektuplar ol- duğu için Bachmann'la Celan'ın ilişki- sindeki tüm aşamaları, sevgililerin ruh halleri bir yana günlük hayatta tam ola- rak neler yaşadıklarını bilebilmek olası değil. Bunları satır aralarında keşfetme- ye çalışmakla yetinmeyelim diye kitabın Almanca baskısını hazırlayanlar arkaya hemen her mektup için açıklayıcı notlar eklemiş- ler ki bu da okuduklarımı- zı daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor. Ayrıca Bachmann'la Celan'ın karşılıklı akan birer krono- lojileri de var. Bu da iki hayatın nerede buluşup nerede ayrıldığını görmek açısından önemli bir yar- dımcı. GAZZE BLUES Bir arada yaşayan, aynı toprakları pay- laşmak durumunda olan, birbirine çok yakın ama bir o kadar da uzak, yabancı iki halkın öyküleri var Gazze Blues'da (Ekim 2009, Çev. Avi Pardo, Siren yay.). Israilli Etgar Keret ve Filistinli Samir El- Youssef'un ortak kitabı Gazze Blues Sa- mir El Youssef'un uzun öyküsü Canava- nn Susadığı Gün ile Etgar Keret'in on beş kısa öyküsünden oluşuyor. Etgar Keret, Israil'in genç kuşak yazar- larının en başarılrtarından. Eserleri 14 dile çevrilmiş, Türkçede de bir kitabı yayım- lanmış bir yazar. Sinema ve çizgi filmle de ilgileniyor. Kolay okunan, rahat bir an- ! latımı var. Israil'deki gündelik hayatı, | özellikle gençlerin yaşadıklarını mizahi ve gerçeküstü bir bakış açısıyla, zaman za- man fantastikleştirerek eleştirel bir dille öykülerinde yansıtıyor. Bukovvski'nin kısa öykülerinin tadını aldığımı söyleyebilirım. Çok yakınlarında onlarca yıldır süren bir savaş var ve her genç askere gidip bu savaşın bir parçası oluyor ama diğer yandan da gündelik hayat modern bir ül- kedeki gibi sürüyor. Gençlerin kendi ara- larındaki sorunlar, aileleriyle ilişkileri ge- lişmiş ülkelerde yaşananlardan pek farklı değil ve Keret bu bireysel sorunlara gençlerin gözüyle bakıyor. Keret'in bu denli çok dile çevrilmesinde kuşkusuz bu durumun payı var. Fılistin'in Israil'le benzerlikleri olsa da onlar savaşın yakınında değil içindeler. Her an tepelerinde bir bombanın patla- yabileceğinin, yoluna girmekte olduğunu sandıkları hayatlarının mahvolabileceği- nin bilincindeler. İlk kez bir eserini Türk- çede okuduğum Samir El Youssef bir Fi- listin mülteci kampında büyümüş, halen Ingiltere'de yaşayan ve tüm Arap ülkele- rinde hem eserleriyle hem de gazeteler- de yayınlanan yazılarıyla tanınan bir ya- zarmış. Samir El Youssef, Gazze Blu- es'da yer alan uzun öyküsünde savaş koşullarında Filistin'de yaşayan ve ilk fır- satta yurtdışına çıkmak için girişimlerde bulunan genç bir entelektüelin öyküsünü anlatıyor. Bitecek gibi görünmeyen sa- vaş bir yandan umutsuzluğu iyice arttırır- ken diğer yandan da insanlara o koşul- larda yaşamayı öğretmiş. Samir El Yous- sef, kaybedenlerden olmaya aday kahra- manın ve onun arkadaşlarının yaşamlan- nı aktarırken Filistin'deki gündelik hayatı Keret'e benzer bir üslupla eleştiriyor. Is- rail'deki yarına umutla baktığı umulan gençle Filistin'deki gelecekten pek umut- lu olmayan, tek çıkar yolu yurtdışına kaç- makta gören gençi arasında bireysel ola- rak pek fark olmadığını görüyoruz. Bit- meyen bir savaşla ayrılmış, düşman ol- muş iki toplumun diyalog yolunu bulduk- larında çok kolay anlaşabileceğini, dost olabileceğini hissediyoruz. SÖZLERİN SOYAĞACI Türkçenin etimolojisi, sözcüklerin ne- reden geldikleri, nasıl değişime uğradık- ları üzerine pek çalışma yoktur. Sözlük düzeyine ulaşabilmiş olanların sayısı ise çok azdır. Sevan Nişanyan'ın Sözlerin Soyağacı (4. Baskı, Ekim 2009, Everest yay.), çağdaş Türk- çenin etimolojisi ko- nusunda yapıjmış bu az sayıda çalışma- dan. "Çağdaş Türk- çenin Etimolojik Söz- lüğü" alt başlığını ta- şıyan kitapta günümüz Türkçesinde kul- lanılan 13.000'den fazla kelimenin kökeni araştırılrnış- Her kelimenin Türkçe metin- lerde kayda geçtiği en erken tarih, yıl ve- ya yüzyıl olarak belgelenmiş. Yabancı dillerden alınmış olan kelimelerin o dilde- ki kökleri en eski yazılı kaynaklara dek iz- lenmiş. Sözlüğü inceleyince yabancı dil- lerden alınan birçok sözcüğün Türkçede asıllarından farklı anlamlar kazandıklarını görüyoruz. İlk baskısı 2002'de yapılan sözlüğün dördüncü baskısına, çoğu son yıllarda kullanıma giren yeni kelimeler olmak üzere 550 dolayında yeni madde başlığı eklenmiş. Sözlüğü inceledikçe Türkçenin ne kadar çok dille etkileşim içinde oldu- ğunu görüyoruz. Arapça, Farsça, Ingiliz- ce, Fransızca gibi bildiğimiz dillerin ya- nında Güney Afrikalıların Afrikaans'ından başlayıp Avustralya yerli dillerinden Slav dillerine, oradan Güney Amerika'nın Tupi diline dek uzanan ve neredeyse tüm eski ve yeni Dünya dillerini kapsayan bir liste var. Bu listeyi görünce Türkçenin ne ka- dar dilin etimolojisine katkıda bulundu- ğunu merak etmemek elde değil. Sevan Nişanyan'ın etimoloji çalışması- nın ürünü yeni bir kitabı daha var; Keli- mebaz 1 (Ekim 2009, Everest yay.). Keli- mebaz'da sözcüklerin Türkçeye geçer- ken nasıl yeni anlamlar kazandıklarının, kaynak dilde hangi anlama geliyorken hangi aşamalardan geçip Türkçedeki an- lamlarına kavuştuklarının neşeli öyküleri anlatılıyor. "Kullandığımız her kelimede, adeta arkeolojik katmanlar gibi, dünya tarihinin izleri var..." diyerek tarihe, siya- sete ve gündelik yaşama uzanıyor. Bu kısa yazılar bir anlamda fıkra da sayılabi- lir. O tatta okunuyorlar. Nişanyan, Sözle- rin Soyağacfnda sözlük hazırladığının bi- linciyle bilimsel bir yöntem uygulamış, sözcüklerin anlamlarını, kökenlerini o yöntemle yazmış. Kelimebaz'\ okuyunca, Sözlerin Soyağacı'nda maddeleri bu bi- çimde yazsa ne kadar okunaklı olurdu diye düşünmeden edemiyorsunuz. Belki de Kelimebaz'\ar birike birike böyle ne- şeli yeni bir sözlük oluşturur. • SAYFA 12 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 3 6
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear