02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 Yrd. Doç. Dr. Sait YILMAZ Beykent Üniversitesi SAM Müdürü [email protected] Kaynak, hedef ve yapılanma açısından SAM’ların geleceği… C S TRATEJİ eski dışişleri memurlarını, akademisyenleri, şirketlerin seçkin yöneticilerini bir araya getiren örgütlemeler "thinktank" adı altında toplanıyor. ABD’de bu tanıma uyan binden fazla "thinktank" kuruluşu bulunuyor. Thinktank kuruluşları, genelde şahıs ve şirket bağışlarıyla, bir kısmı da kamu fonlarıyla ayakta duruyor. Amaçları, iç politikadan dış siyasete çeşitli alanlarda kamuoyuna ve yönetime politika alternatifleri sunmak, bir anlamda düşünce üretmek ve pazarlamaktır. Bu örgütler, emekli dışişleri ve istihbarat elemanları, operasyonlarda dünya deneyimli CIA eski istasyon şefleri ve akademisyenler için önemli bir iş kapısı oluşturuyor. Bu tür kuruluşların en önemli yararı, ABD yönetimini sorumluluktan kurtarmalarıdır. ABD resmi organlarının başka ülkelerde casusluk suçu ile karşılaşmadan araştırma ve inceleme yapma ihtiyacı thinktank örtüsü altında gerçekleştiriliyor. Yani thinktank'ler Amerikan hegemonya sisteminin doğal bir parçasıdır. ABD’de akademik görünüşlü "Institute" ve ideolojik görünüşlü "Heritage Foundation" gibi tutucuların örgütlediği vakıflar ile CFR, Carnegie Endowment, Woodrow Wilson Centre gibi dış siyaseti tepeden yönlendirici seçkinler kulüpleri aslında birer thinktank kuruluşudur. Bunların yanı sıra, devlet tarafından kurulmuş CSIS gibi raporcu şirketler, IRFC gibi doğrudan Dışişleri Bakanlığı’na bağlı bürolar, Middle East Forum, Washington Institute, Freedom House, CMCU, USIP gibi yarı resmi merkezler de "think tank" olarak nitelendiriliyor. ABD’nin "resmi" üniversitesi niteliğinde olan ve dâhili ve harici kararlarda önemle danışılan "ThinkTank"lerin başında; "American Enteprise Enstitute (AEE)" ve buna bağlı olarak çalışan "Project For New American Century (PNAC)", "Council of Foreign Relations (CFR)", "Washington Institute for Near East Policy (WINEP)", Rand Corporation ve meşhur "The American Israel Politic Affairs Comittee (AIPAC)" geliyor. 1945'te kurulan ve Graham Fuller'ın çalıştığı Rand Corporation, 600 kişilik kadrosuyla bir thinktank devidir. Merkezi Kaliforniya’da olan kuruluşun Washington, New York ve Avrupa'da kolları bulunuyor. Bütçesinin yüzde 80'i devlet kurumlarının fonlarından geliyor. Çalışma alanı dış politikadan ekonomi ve güvenliğe kadar geniş bir alana yayılıyor. Bugün bilgiiktidar ilişkisindeki saç ayağının birini üniversiteler, diğerini devlet oluştururken, üçüncüsünü büyük çokuluslu şirketler oluşturuyor. Üniversitelerden yararlanmak Amerikan sisteminde bir siyasi gelenektir. Siyasi iktidarlar proje bazında dışarıdan yararlanmak kadar akademisyenleri geçici olarak istihdam etmeye de özen gösterirler. Özellikle Dışişleri Bakanlığı'nda bakan yardımcısı düzeyinde bile bu tür kullanımlara rastlanıyor. Üniversiteler, siyasi yönetimler ve özel sektörle yakın ilişkiler geliştiriyor. Milyon dolarlar karşılığında özel sektöre araştırmageliştirme hizmetleri veren Amerikan üniversiteleri, sorunlarını uluslararası (akademik) camiaya mal etmek isteyen yabancı devletlere de, . Yüzyılın başlarında Türkiye’nin önündeki en öncelikli problem alanlarından birini özellikle dış politika ve güvenlik alanında ülkenin politika üreticileri, planlayıcıları, yürütme organları ve hatta yasa uygulayıcılarının ihtiyacı olan bilimsel bilginin ulusal yollardan üretilmesi ve bilgieylem ilişkisinin kurulma ihtiyacı oluşturuyor. 1945’lerden beri büyük ölçüde Batının bize algılattığı tehditler ve dezenformatif öğretilerin etkisinde kendi güvenliğini şekillendirmeye çalışmış Türkiye, bugün hala Soğuk Savaş sonrası dönemin gerektirdiği dönüşümleri yapamıyor, kendi bünyesine uygun politika ve stratejiler üretmekte zorlanıyor. Türkiye, bir yandan küreselleşmenin olumsuz etkilerine karşı korumasız halde tutulurken, diğer yandan kendi vizyonunu geliştirmeden ve içindeki fay hatlarını tamir etmeden post modern entegrasyon teorilerinin merkezindeki AB sürecine iyi düşünülmemiş süreçler ve stratejik alternatifsizliklerle mahkum ediliyor. Ulusal çıkarlarından tek taraflı olarak sürekli taviz vermeye zorlanan AB sürecindeki Türkiye, hiçbir zaman gerçekleşmeyecek sanal beklentilerle uyutularak, çok iyi planlanmış bu düzenekte sistemli olarak parçalanmaya çalışılan bir mütareke ülkesi haline getirilmiş durumda. Türkiye dışarıdan yönlendirilen ve içerden temin ettikleri unsurları ile desteklenen büyük bir propaganda ve psikolojik savaşın içindedir ve gündemi sorgulanmaksızın AB isteklerini yerine getirmek şeklinde kurgulu. Gelinen aşamada etrafımızdaki dezonformasyonu bir an önce kırarak, ülkemizi yönetenlerin öncelikle Atatürkçü düşünceye, yeniden tanımlanmış ulusal çıkarlarımıza, bölünmez bütünlüğümüze ve ülke gerçeklerine uygun bir şekilde; Türkiye’nin küreselbölgesel bir aktör olma rolüne uygun ulusdevlet yapısı ve güvenlik kurgusu ile ilgili dönüşümleri başlatması gereklidir. Bu ise ancak politika ve güvenlik ile ilgili tüm resmi ve özel birimlerin kurumsal rollerinin yeniden belirlenmesi ve bir sinerji yaratacak şekilde entegrasyonunu zorunlu kılıyor. 21 Sistematik ulusal bilgi üretilmeli Yumuşak güç unsuru olan bilgiyi üreten kurumlar Türkiye’de son yıllarda kurulmaya başlandı. Stratejik araştırma merkezlerinin, Türk devlet ve toplum yaşamına daha büyük katkı sağlayabilmesi için kaynak ve yapılanma sorunlarının çözümlenmesi gerekiyor. SAM’ın ne olduğu ve nasıl olması gerektiği yanında bu merkezlerden üst düzeyde yarar sağlanması için alınması gereken önlemler konusunda kamuoyu ve devlet adamlarımızın bilinçlendirmektir. Çünkü SAM’lar –yurt dışındaki örnekleri gibi, Türkiye’nin yumuşak gücünün en önde gelen savaşçıları olacaktır ve çok geç kaldığımız bu gücün kullanılmasına bugün her şeyden daha fazla ihtiyacımız bulunuyor. ABD’DEKİ SAM’LAR ABD ordusunda, planların ve stratejilerin değerlendirildiği, güvenliği sağlanmış, gizli ve özel odaya "thinktank" deniliyor. "Thinktank" adlandırılması, ordu dışında ilk kez, 1950’lerde, yine orduyla bağlantılı olarak, savaş sonrasında kurulmuş olan, özel şirket görünümlü "RAND Corporation" adlı kuruluşu tanımlamada kullanıldı. ABD’de, daha çok dış ülkelerde izlenecek ABD çıkarlarına uygun ayarlama işlerine denk düşen araştırma, inceleme, değerlendirme çalışmalarını gerçekleştirecek olan dernek, vakıf, enstitü adı altında kurulan ENTELEKTÜEL BİRİKİM Özellikle savunma ve istihbarat yapılanmasının yeni koşullara uydurulması yanında "yumuşak güç" yapısı için de artık düşünsel ve kurumsal zemin oluşturulması zorunlu bir hale gelmiş durumda. Üniversitelerimizin ve stratejik araştırma merkezlerimizin söz konusu sürece katılımı ve desteklenmesi bu kapsamda yaşamsal TUSAM’da önem taşıyor. Türkiye’nin 21. yüzyıl için toplantı gerekli dönüşümleri yapması; her öncesi... şeyden önce fikirsel altyapı için gerekli harcı yani bilimsel ve ulusal bilgi üretimini sağlayacak stratejik araştırma merkezleri ve bu merkezlerin yetiştirdiği entelektüel bilim adamları ile mümkün olabilir. Bugün Türkiye’de kurulmuş bulunan Stratejik Araştırma Merkezlerine baktığımızda ülke gündeminin oluşturulmasında sınırlı katkıları olmakla birlikte henüz daha yolun çok başında olduğumuzu ve ciddi eksiklerimizin bir an önce tamamlanması gerektiğini kaydetmeliyiz. Bu yazının amacı, Batıdaki örneklerine de bakarak bir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle