26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

22 Melek KIRMACI TUSAM Avrupa Araştırmaları Masası [email protected] Daha ucuz işgücü barındıran ülkelerin üyeliğine karşı ulgaristan ve Romanya… Birliğin yeni "yoksul" üyeleri… Cari açığın GSYİH’ye oranının Türkiye’den oldukça yüksek olduğu iki yeni üye. Adalet ve içişleri konularında tam uyum sağlamadan "evet" denilen bu ülkelerin uyumlaştırma süreçleri ise oldukça zahmetli. Üstelik çok da masraflı. Genişlemenin getirdiği yük, mevcut üyelerin sırtında bir kambur gibi. Genişlemenin maliyeti, mevcut üyeler arasında asimetrik olarak dağıldığından genişlemeye verilen destek, aday ülkenin kim olduğuna göre değişiyor. Üye ülkeler arasındaki bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılması, herkes için ortak sayılabilecek bir yaşam standardının sağlanması hiç kolay değil. Yapısal fonlar ve uyum fonu aracılığıyla azaltılmaya çalışılan bölgesel farklar, görece yoksul üye ülkeler arasındaki farklılıkları derinleştirebiliyor kimi zaman. Birliğin eski "yoksul" üyeleri İspanya, Portekiz ve İtalya ile yeni yoksulları eski Doğu Bloku ülkeleri arasında bölüştürülen yapısal fonlar ve uyum fonu, eski üyelerin bundan sonraki genişlemeye soğuk bakmalarına neden oluyor. Görece yoksul ülkeler için genişleme karşıtlığı, aday ülkenin kim olduğu ve o ülkenin ekonomik yapısıyla ilgili. Oldukça uzun, sekiz yıl süren müzakerelerden sonra üye olan Portekiz, oldukça ilginç bir ülke. Birliğe yirmi yıl önce üye olan bu İberik ülkesi, yapısal fonlar ve uyum fonu aracılığıyla zenginleşti. Fakat ekonomik verilerin iyileşmesi olarak tanımlanan zenginlik, Portekiz’in birlik içerisindeki görece yoksul durumunu değiştirmedi. Aksine eski Doğu Bloku ülkelerinin birliğe alınmasının getirdiği maliyet, Portekiz için oldukça ağır oldu. 1990’lı yıllarda Avrupa’nın ucuz işgücü olma özelliğini İspanya’dan devraldıktan sonra çok uluslu şirketlerin yatırım yapmayı tercih ettikleri ülkelerin başında gelen Portekiz, bu özelliğini Doğu Avrupalılara kaptırmanın sıkıntılarını fazlasıyla çekti. İşte bu yüzden Bulgaristan ve Romanya’nın katılmasıyla tamamlanan beşinci dalga genişlemesi, Portekiz için yapısal fonlar ve uyum fonunun daha da azalması ve ucuz yatırım avantajından yararlanmak isteyen şirketlerin Portekiz’i terketmeleri anlamını taşıyor. Birliğe üye oldukları 1986 yılından bu yana Portekizlilerin yaşamlarından duydukları memnuniyet, hep Avrupa ortalamasının altında oldu. Ancak bu memnuniyetsizlik, son yıllarda oldukça artmış görünüyor. Sonbahar 2006 dönemi Eurobarometer 66 araştırmasına göre, ülkelerinin ekonomik durumu ve genel olarak yaşamları hakkında oldukça karamsar olan Portekizlilerin büyük bir kısmı, AB içerisinde seslerinin cılızlaştığını düşünüyor. Her ne B Portekiz genişlemeden rahatsız AB’nin eski yoksullarından Portekiz, yeni yoksulların ve kendi işgücünden daha ucuz işgücü barındıran ülkelerin birliğe üyeliğini istemiyor. Ülkedeki yabancı yatırımcılar artık Bulgaristan ve Romanya seçeneğine de sahip. ucuz işgücü kaynağı olmanın Portekiz’e getirdiği yük, oldukça fazla. Dünya Bankası’nın 2007 Yılı İş Yapma Raporu’nda iş yapma kolaylığı açısından 175 ülke içerisinde sırasıyla 49. ve 54. sıralarda yer alan Bulgaristan ve Romanya, çok uluslu şirketlerin doğrudan yabancı yatırımları için gözde ülkeler haline geldiler. Ancak bu durum yabancı yatırımın, Portekiz ve İspanya gibi mevcut ucuz işgücü pazarlarından daha ucuz Doğu Avrupa işgücü pazarına kaymasına neden oluyor. Yalnızca 2003 yılında günde ortalama iki şirket, Çek Cumhuriyeti, Polonya ya da Bulgaristan’da yatırım yapmayı tercih ederek Portekiz’i terk etti. Bu kaçış Büyüme ve İstikrar Paktı gereğince bütçe açığının GSYİH’ye oranını yüzde 3’ün altında tutmaya çabalayan mevcut üyelerin ekonomik durumunu kötüleştiriyor. Portekiz’de 2002’de yüzde 4.3 olan işsizlik oranı 2003’te yüzde 6.7’ye yükselirken, bütçe açığı yüzde 4.1 idi. Türkiye’ye gelince Portekiz, Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olmadığını söylese de mevcut durum tersini işaret ediyor. Her ne kadar Portekiz’in Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Manuel Lobo Antunes, Kasım 2006’da Türkiye’nin başmüzakerecisi Ali Babacan ile gerçekleştirdiği toplantıda, "Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğini her zaman destekleyeceğiz" dese de, Türkiye’nin AB’ye üyeliği konusuna olumlu bakmıyor. Bugüne kadar Türkiye’nin AB üyeliğini destekleyen ülkeler içerisinde ilk kadar AB’ye duydukları güven, Avrupa ortalamasının sıralarda gelen Portekiz, Türkiye ile müzakerelerin üstünde çıksa da (yüzde 58: Sonbahar 2006 sürdürülmesinden yana tavır sergilerken bugün, Eurobarometer), AB’nin siyasal olarak etkin olmadığı Türkiye ile ilişkilerde birliğin daha sert bir tutum görüşünü taşıyanlar, AB’ye güven duymuyor. izlemesi gerektiğine inananlar arasında. 1415 Aralık Portekizlilerin büyük bir bölümü için işsizlik ve genel 2006’da gerçekleştirilen zirvede Yunanistan, Fransa, ekonomik görünüm ise ele alınması gereken öncelikli Avusturya ve GKRY ile birlikte Türkiye karşıtı konuların başında geliyor. Halkın yüzde 87’si ulusal cephede yer alan Portekiz, Türkiye ile askıya alınacak ekonomilerinin kötü durumda olduğunu düşünürken başlık sayısının artırılmasını istedi ve Türkiye’nin Ek yüzde 91’i emek piyasalarının kötü gidişatından Protokol’u GKRY’yi de kapsayacak şekilde en geç 18 yakınıyor. Avrupa bütünleşmesinin ulusal ayda genişletmesi koşulunu getirdi. Böylelikle ekonomilerine zarar getirdiğini düşünenlerin oranı ise Türkiye’nin AB üyeliğine karşıtlığını açıkça belli yüzde 50. Küreselleşmenin olumsuz ekonomik etmiş oldu. Eurobarometer 66 kamuoyu yoklamasına etkilere sahip olduğu görüşünü paylaşanlardan (yüzde göre, AB’nin genelinde olduğu gibi Portekiz’de de 37) daha fazlası; halkın yüzde 46’sı serbest piyasa kamuoyu İsveç, İzlanda ve Norveç’in birliğe rekabetinin, ekonomik refahın asli bir parçası olduğu katılımını Sırbistan, Arnavutluk ve Türkiye’nin fikrine karşı çıkıyor. katılımından daha çok destekliyor. Haziran 2007’de dönem başkanlığını Almanya’dan AB üyeliğine verdikleri destek azalıyorsa da devralacak olan Portekiz, Bulgaristan ve Portekiz halkının büyük bir bölümü, AB’nin "iyi bir Romanya’nın üyeliğine prensipte karşı değil. Aslında şey" olduğunu düşünüyor. Sorun, görece yoksul ve bu iki ülke hakkında bilgiye de sahip değil. Ancak ucuz işgücüne sahip ülkelerin Birliğe katılımını hedefleyen Protestocu Portekizliler... genişleme politikası… Bu türden genişlemenin Portekiz ekonomisine getireceği maliyet azımsanacak gibi değil. Entegrasyon; ücretleri, gelir dağılımını ve istihdamı ticaret ve doğrudan yabancı yatırımdaki değişiklikler yoluyla etkileyebileceğinden Portekiz, görece yoksul ülkelerin birliğe katılımının ülkesine pahalıya mal olacağını düşünüyor. Bir yandan uzun dönemde Türkiye’nin AB üyeliği, bir Akdeniz blokunun oluşturulması yoluyla Portekiz’e fayda sağlayabilir. Öte yandan, aynı ürünleri ihraç eden Türkiye gibi ucuz işgücü ve yatırım olanaklarına sahip büyük bir ülkenin olası AB üyeliği, Portekiz’in durumunu daha da kötüleştirebilir. Bu nedenle Portekizliler, Türkiye’nin AB üyeliğine temkinli yaklaşmayı tercih ediyor. C S TRATEJİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle