Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C S oyunu yeniden kurma çabasında… TRATEJİ 13 çıkış arıyor Birleşik Devletler ve Irak Hükümeti, Bağdat’ta bir konferans veya toplantı düzenlenmesini desteklemelidir. İslam Konferansı ve Arap Birliği’nin organizasyonuyla düzenlenecek bu toplantı, hem bu iki kuruluşun Irak’taki diplomatik varlıklarını yeniden şekillendirecek hem de Irak Hükümetini milli uzlaşma sağlaması konusunda destekleyecektir. 4. Yeni Diplomatik Çalışma’nın başlatılmasını takiben, bu çalışmanın aracı niteliğinde bir Irak Uluslararası Destek Grubu oluşturulmalıdır. 5. Bu destek grubu, Iran ve Suriye de dâhil olmak üzere, Irak’ın sınır komşusu olan tüm ülkeleri, Mısır ve Körfez ülkeleri gibi bölgenin kilit ülkelerini, BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesini, Avrupa Birliği’ni ve elbette Irak’ı içine almalıdır. Irak’ı etkileyen politik, diplomatik ve güvenlik sorunlarının çözümüne katkıda bulunmak isteyen Almanya, Japonya ve Güney Kore gibi – diğer ülkeler de gruba dâhil olabilirler. KÜRTLER RAHATSIZ İlk beş maddesi böyle sıralanan rapor, bazı bölge ülkelerinde ve Türkiye’de olumlu karşılandı. Ancak, Irak içindeki Kürt grupları son derece rahatsız etti. Çünkü raporda getirilen önerilerin yaşama geçmesi durumunda, ABD’nin kendilerine sağladığı siyasi avantaj tamamen ortadan kalkacaktı. Büyük bir propaganda faaliyeti başladı. Irak’ın Kürt kökenli Cumhurbaşkanı Celal Talabani bu raporu reddettiğini açıkladı ardından toplanan bölgesel Kürt yönetiminin parlamentosu, "rapor kabul edilemez" bildirisi yayınladı. Peki, Kürtleri bu kadar rahatsız eden neydi? Raporun, "Kerkük’teki çok tehlikeli ortam göz önüne alındığında, toplumsal şiddetin önlenmesi için uluslararası yaptırımların uygulanması şarttır. Kerkük’ün Arap, Kürt ve Türkmen nüfustan oluşan yapısı büyük tehlikeye dönüşebilir. Kerkük’ün geleceğiyle ilgili olarak yapılacak bir referandum (2007 öncesi Irak Anayasası’nda öngörüldüğü şekilde) tetikleyici etki yaratabilir ve bu yüzden ertelenmelidir. Bu konu, Yeni Diplomatik Çalışma’nın bir parçası olarak Irak destek Grubu’nun gündeminde yer almalıdır" yönündeki 30. maddesi, Kürtlerin elde etmeye çalıştığı bütün kazanımların sıfırla çarpılması anlamına geliyordu. Bu madde, Kerkük sorunun referanduma gidilmeden çözülmesi ve Kerkük’ün bölgesel Kürt yönetimine bağlanmamasını isteyen Ankara’da büyük memnuniyet yarattı. Ankara’nın öneri paketine ilişkin olumlu değerlendirmeleri 30. madde ile sınırlı kalmadı. Raporda, "Politik uzlaşmanın sağlanabilmesi için, Baasçıların ve Arap milliyetçilerinin ulusal hayatla bütünleşmeleri gerekli olduğunun vurgulanması, Irak’ın toprak bütünlüğünün korunmasının önemine işaret edilmesi, petrol gelirleri konusunda ise "Petrol gelirleri merkezi hükümet tarafından toplanmalı ve nüfus temel alınarak paylaştırılmalıdır. Gelecekteki petrol yataklarının kontrolünü veya gelirini belirli bir Uzun süren yeni politika arayışları asker sayısını artırma ve çatışmalı bölgelere peşmergelerin kaydırılması noktasına odaklandı. Bu sorunlara çözüm getirmeyeceği gibi çatışmayı daha da derinleştirebilir. bölgeye vermeyi öngören herhangi bir formül, milli uzlaşmayla ters düşer" yönünde ifadelerin yer alması Ankara’da umutları arttırdı. UMUTLAR UZUN SÜRMEDİ Ancak, yıl sonuna doğru yayınlanan bu rapor ABD’de neocon’ların –ağırlıklı olarak yönetim üzerinde etkili olan bölümü tepkisine neden oldu. Uzun soluklu Irak politikasında kırılma yaşanmaması için, en azından uygulamada revizyona gidilmesi kararlaştırıldı. Söz konusu plan açıklanmadan önce basına sızan bilgiler, ABD’nin Irak’ta sorunlara kalıcı bir çözüm getirmek yerine, deyim yerindeyse "durumu kurtarma" üzerine kurulu bir strateji geliştirmekte olduğunu gösterdi. HamiltonBaker raporunun aksine asker sayısında artırıma gidilmesi düşünüldü. Cumhuriyetçilerin yeni projesi 20 bin takviye Amerikan askerinin Bağdat'a gönderilmesi ve Iraklıların okul binalarını boyama, sokakları temizleme gibi pozisyonlar için istihdam edilmesini içeren 1 milyar dolarlık bir projenin devreye sokulması öngörüldü. Bu plana göre, ayda bir tugay olmak üzere beş tugay asker bölgeye gönderilecek. Gelecek 1,5 ay içinde de Bağdat'a üç tugay daha sevk edilecek. Ancak, ortaya konan çözüm önerileri ABD’li yetkilileri de çok fazla tatmin etmemiş olacak ki, basına sızdırılan bilgiler, Amerikalı yetkililerin, bu yeni planın başarısından şüphe duymakta olduğunu gösterdi. Amerikalı yetkililere göre, Irak kuvvetlerinin üçte ikisi, Irak’ın kuzeyinden gelecek peşmergelerden oluşacak ve bu birliklerin gerçekten Bağdat'a gelmeye razı olup olmayacağı veya mezhep savaşını engellemedeki yararı tartışma konusu… Bu noktada, Bağdat’a getirilmesi düşünülen peşmergelerin, direk olarak Sünnilerin hedefi durumuna gelmesi kaçınılmaz olacak. Böylece, Şiiler ile Sünniler arasındaki mezhep çatışmalarının boyutu, Kürtleri de kapsayacak şekilde genişleyecek. Amerikan basınına göre, Bush'un yeni planında, takviye birliklerin Bağdat'ta ne kadar süre kalacağı konusunda bilgi verilmiyor, ancak takviye birliklerinin bir yıldan fazla bölgede kalması düşünülmüyor. Bu durum, Irak’taki duruma ilişkin olarak Washington yönetiminin hala kafasının karışık olduğunun da bir göstergesi. Amerikan basınına konuşan bazı gözlemcilere göre, Bush'un, Iraklıları istihdam ederek terörizme alet olmalarını engelleme projesi ise 2003 veya 2004 yılında daha yararlı olabilirdi, ancak şimdi geç kalınmış oldu. Yeni plana göre, İngilizce adının kısaltılmışı "PRT" olarak bilinen bölgesel yeniden imar ekiplerinin sayısı da ikiye katlanacak. Böylece ABD, yeniden imar çalışmalarına ağırlık vermiş olacak. Bush'un yeni planının, Irak'a yeni komutan olarak atanması beklenen David Petraeus ile aynı paraleldeki görüşleri yansıttığı da belirtiliyor. Bu çerçevede Irak güvenlik güçlerini eğiten Amerikan askerlerinin sayısının da artması öngörülüyor. Ancak görünen o ki, ABD yönetimi, Irak’ta akan kanı durdurmak yerine, çatışma ortamını daha da arttıracak önlemler almakta kararlı… Ancak bunu yaparken de "Irak halkını kazanma" adına "halkla ilişkiler" uygulamalarını da devreye sokma çabası da dikkatlerden kaçmıyor. Revize edilmiş Irak politikasının, geçmişte yapılan hataların önüne geçecek herhangi bir açılımı beraberinde getirmediği ilk bakışta göze çarpıyor. Bir başka deyişle Bush, 2003’ten sonra Irak’ta içine düştüğü bataklıktan çıkma çabası içinde ve Irak’ta BOP’ün çöküşünün önüne geçmek için yeniden deniyor. Ancak, bu deneme de umut vermediği gibi Irak’ın durumunu daha da içinden çıkılmaz hale getireceğinin önemli işaretlerini ortaya koyuyor.