Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Verimli tarım arazisine fabrikaya büyük tepki Savaş KÜRKLÜ Karamanlı, çimento fabrikası istemiyor liğine, milli gelire katkısına siz karar verin. Avrupa Topluluğu Ülkelerinde olduğu gibi Karamanlı üretici de artık elma, karpuz, kavun, fasulyeyi ekolojik yöntemlerle üretmeye başlamıştır. Ayrıca; yöreye yılda 250 – 300 bin dolayında işçi gelir. Karaman kendi kendine yeten sayılı illerimizden birisidir. Eğer fabrika bu yörede kurulursa önümüzdeki yıllarda fabrika atıkları, artıkları ve ağır uçucu metallerin vereceği zararlar yüzünden üreticinin maliyeti artacak çalışmaya gelen işçi sayısında azalma olacak, bu nedenle işsizlik oranı artarken, ekonomimiz de zarara uğrayacaktır." Yöre insanı ve üreticisinin toprağı ve diğer çevre olanaklarını uzun yıllardır dengeli kullandığını, bu yüzden şimdiye dek çevresel etki anlamında olumsuz bir durumla karşılaşılmadığına değinen yetkililer, yeraltı su kaynaklarının temiz kalan, bilinçli ilaçlama ile ekolojik dengesi bozulmamış, dengeli gübreleme ile toprak yapısı bozulmamış, zararlı emisyon olmadığı için havası, suyu temiz kalmış bir bölgenin çimento fabrikası kurulmak istenmesini, "adeta kirletmek istiyorlar" diye yorumlarken bazıları da tepkilerini şöyle dile getirdi: "Yüzyıllardır korunan bu yapı şimdi hem de yabancı bir çimento şirketinin, ülke kaynaklarından kolay ve ucuz yolla karlar elde etmesi uğruna bozulmaya çalışılmakta. Konya’da faaliyet gösteren ve sahibi Fransız olan bu çimento şirketi arsalara da şaibeli bir şekilde sahip olmaktadır. Öyle ki; Karalgazi köyü içinde, hammadde kaynağı olarak kullanacağı dağın eteğindeki arsaları, Kazımkarabekir ilçesinde oturan bir vatandaşın adına gizlice, arazide tarım işletmesi kurulacağı söylemi ile satın almıştır. Bu şirket neden böyle bir yolu seçmiştir yatırımını neden gizlemiştir? Kendi kaynaklarından ve kasasından ödeme yaptığı halde, taşınmazı, yöre halkından birinin üstüne aldırmaktadır? Bu örtünün sebebi nedir? Yapılması düşünülen yatırım, yöre halkının ve ekonomisinin yararına ise neden gizlenmek zorunda kalmışlardır? Konya Çimento A.Ş halka açık, borsaya kota edilmiş bir şirkettir. Sermaye piyasası mevzuatı gereği, tüm yatırımlarını, iştiraklerini ilgili kurullara başlamadan önce bildirmek zorundadır. Bu zorunluluğa rağmen neden bildirmediği duyulmaktadır. Anladığımız kadarıyla amaçları şudur: Öncelikle, yöre halkı çimento fabrikası kurulacağını duyduğu anda, şirkete arazi satmayacaktır. Nitekim gerçek malik ve gerçek amaç ortaya çıkınca arazi satan köylü vatandaş yaptığı satıştan nedamet duymaktadır. Konya Çimento A.Ş yi ayrıca böyle gizli işlemleri nedeni ile kamuoyu önünde ilgili kurullara ve T.C adaletine şikayet edeceklerin sayısı sanıyoruz çok olacaktır." Kurulacak olan fabrikanın çevreye ve insan sağlığına çok zarar vereceğini, üretimin başlaması durumunda, çıkan çimento tozlarının öncelikle fotosentezi engelleyerek ürünlerin verim ömrünü kısaltacağını vurgulayan tarım kuruluşları yetkilileri bu konuda da şu bilgileri verdi: "Toprağı kireç taşı tozu ile kirletecek, toprak da pH 12’ye kadar yükselebilecek ve çoraklaşacaktır. Ayrıca oluşan kaymak tabakası nedeniyle de bitkilerin kökleri gelişemeyecek, kuruyacak, dolayısıyla Karaman ovasının ekosistemi ve faunası bozulacaktır. Ayrıca dağların ortadan kalkmasıyla var olan rüzgar erezyonu nedeniyle bilim adamlarının bildirdiklerine göre fabrika yüzünden 30 – 40 yıl içinde 'Karaman'ın Çukurovası' kum çölü haline gelecektir. Kalkerin klinkere çevrilme sürecinde de kullanılan yüksek kalorili kömür yakıtı nedeni ile çıkan ağır metaller ve gazlar suyu, havayı, toprağı ve ürünlerimizi kirletecektir. Bu zehirli gazları soluyanlar ve kirletilmiş ürünleri yiyenlerde zaman içerisinde hastalanacak ve öleceklerdir. Sonuçta; Karaman’ın Karalgazi köyünde çimento fabrikası kurmanın yatırım maliyetinin az olacağını düşünen Fransızlar bu yörede 10 bin yıldır tarımla uğraşan insanlarımızın yaşam düzeylerini düşünmeden böyle bir girişimi yürütmektedir. Ve ne yazıktır ki; siyasiler de 'Karaman’da istihdam yaratıyoruz' diye övünüyorlar. A DANA Karaman'ın Karalgazi köyü arazileri üzerinde, Fransızların büyük ortak olduğu Konya Çimento A.Ş.'nin 'Toros Çimento' adı altında kurmak istediği fabrikaya tepkiler büyüyor. Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu aşamasında olan Fransız sermayeli, Yönetim Kurulu Başkanlığını da ANAP'lı eski bakanlardan Bülent Akarcalı'nın yaptığı Konya Çimento'nun bir yerde siyasi güç kullanarak AKP hükümetinden yeşil ışık aldığını belirten çevreler, fabrikanın 'olur' alınıp kurulmasıyla, 'Karamanın Çukurovası' diye bilinen Hacıbabadağı ile Karadağ arasındaki organik tarım havzasının yok olacağına dikkat çektiler. Başta Ziraat Odası olmak üzere birçok çiftçi ve üretici kuruluşlarının karşı çıktığı fabrikanın kurulması halinde çok büyük bir alanı kapsayan verimli arazilerin en geç 30 – 40 yıl içinde kum çölü haline geleceği bildirildi. Konya Çimento A.Ş. tarafından kurulması planlanan fabrikanın gerek yüzölçümünün büyüklüğü, gerekse üzerinde üretilen ürünlerin çeşitliliği, ekolojik yapıya uygunluğu, toprak yapısının gücü, yörede modern ve bilimsel tarım tekniklerinin uygulanması açısından, Toprak Yasası kapsamında "Büyük Ova" niteliği taşıdığını anımsatan ilgililer, arazilerin hepsinin "mutlak tarım arazisi" olarak tanımlanan sulu tarım arazileri olduğunu, hemen her arazinin başında elektrikle çalışan bir sulama kuyusu bulunduğunu vurgulayarak şunları söylediler: "Çimento fabrikasının kurulması planlanan bu düzlüklerde buğday ve fasulye üretimi yaklaşık 40 bin tona ulaşmıştır; ekolojik tarımla domates üretimi yaklaşık 25 bin tondur. En fazla elma Karaman’da üretilmektedir. Mısır üretimi Çukurova ile baş başa gitmektedir. Buna Karpuz, kavun pancarı da eklersek bu yörenin verimli Malatya 233 bin 500 karanfil üretti ALATYA (A.A) Malatya'nın çeşitli ilçelerinde, geçen yıl üretimine başlanan kesme çiçekte beklenen verim alınınca üretim alanı ve miktarı artırıldı. Tarım İl Müdürü Ahmet Güldal, geçen yıl başlanan kesme çiçek üretiminde Malatya'nın standartları yakaladığına işaret ederek, şunları söyledi: ''Malatya'da geçen yıl Battalgazi ilçesinde 40 bin 500, merkez ilçedeki Çarmuzu Mahallesi'nde 18 bin, Akçadağ'da 50 bin ve Doğanşehir'de 125 bin adet olmak üzere 233 bin 500 adet karanfil üretilmiştir. Bu karanfiller 51 bin 738 adet fideden elde edildi. Yaz üretimlerinde fide başına üretimin 4.5 olduğu kabul edilirse, Malatya fide başına 4.5 dal karanfille standartları yakaladı.'' Bu yıl 185 bin adet karanfil fidesi diktiklerine işaret eden Güldal, şu bilgiyi verdi: ''Bu yıl bin metrekare Doğanşehir'de, 500 M metrekare Akçadağ'da, 5 bin metrekare Akçadağ'ın Şıhlar köyünde, 500 metrekare de merkezdeki Yeşiltepe Mahallesi'nde olmak üzere toplam 185 bin adet fide diktik. Her fideden 4.5 karanfil elde ettiğimiz dikkate alınırsa, geçen yıl Malatya'da 233 bin 500 adet karanfil üretilirken bu yıl, bu rakamın 4 katı kadar, yani 750 bin adet karanfil üretimi bekliyoruz.'' Malatya'da üretilen karanfillerin ihracata uygun olduğunun tespit edildiğine de dikkat çeken Güldal, şöyle konuştu: ''Karanfil yetiştiriciliğinin ihracata uygun olduğu ihracatçılar ve uzmanlar tarafından tespit edildi. Geçen yıl üretilen karanfillerin 30 bini ihracatçı firmalar aracılığıyla AB ülkelerine ihraç edildi. Güldal, başarılı görülmesi halinde yüksek maliyetli sera yapılmadan, düşük gelirli çiftçilerin de üretime katılması için düşük maliyetli serada üretim yapılacağını dile getirdi. 24