Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
“Türk Kirazı” dünya markası ONYA (A.A) KONYA (A.A) Kiraz ihracatında dünyada önde gelen ülkelerden olan Türkiye'nin, geçtiğimiz yıl ABD'yi geride bırakarak en fazla kiraz ihracatı yapan ülke olduğu belirtildi. Konya Tarım İl Müdürü İbrahim Doster, Türkiye'nin, içinde bulunduğu iklim kuşağı ve coğrafi avantajları nedeniyle kiraz yetiştirilmesinde uygun koşullara sahip olduğunu söyledi. Konya'nın ise Türkiye'deki önemli kiraz üretim merkezlerinden biri olduğunu anlatan Doster, bölgedeki kiraz üretiminin genel olarak geç hasat özelliği gösterdiğini, bu nedenle Konya'nın, özellikle son turfanda kiraz üretimi açısından stratejik bir konumu bulunduğunu ifade etti. Kirazda iç pazarın sınırlı olduğunu, bu açıdan ihracatın büyük önem taşıdığını dile getiren Doster, ''Kiraz üretim miktarımız, gerek Konya gerekse yurt genelinde mevcut kapasitenin altında bulunuyor. Üretimin artırılması ve ihraç değerinin yükseltilmesi için yeni kiraz fidanları, yüksek rakımlı yerlere dikilmeli, yeni tesis edilecek alanların yüzde 20'si geç hasat edilen kirazlardan oluşmalıdır'' dedi. Doster, kaliteli, sağlıklı ve ilaç kalıntısız kiraz üretimi için ise üreticilere yönelik etkin çiftçi eğitim faaliyetlerinde bulunulması gerektiğinin altını çizdi. Türkiye'nin, son yayınlanan BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) rakamlarına göre, kiraz üretiminde dünyada ön K sırada yer alan ülkelerden biri olduğunu vurgulayan Doster, şunları kaydetti: ''Türkiye kiraz üretim miktarı yönünden yıllara göre ortalama 250 bin ton üretim ile dünyada bazen birinci bazen de ikinci sırada yer almaktadır. Dünya kiraz üretiminde ABD yüzde 14 ile birinci, Türkiye yüzde 13 ile ikinci, İran yüzde 12 ile 3. sırada bulunuyor. Bu ülkeleri Almanya, Rusya ve İtalya izliyor. Türkiye, gerek üretimde gerek ihracatta istikrarlı bir şekilde yükselmektedir. Türkiye, 2006 yılında 54 bin ton kiraz ihracatıyla dünya lideri olmuştur.'' Doster, dünya piyasalarında mevcut durumumuzu ko rumak ve daha iyiye götürmek için kaliteli kiraz üretilmesi ve bu konuda gelecek için plan yapılmasının şart olduğuna vurgu yaptı. Türkiye'de yaygın olarak üretilen 0900 Ziraat Kirazı'nın tat, aroma, sertliği ve dayanıklılığı yönünden ''Türk Kirazı'' olarak dünyada ün yaptığını söyleyen Doster, ''Kiraz, dünyada tarımsal ürün ihracatı içerisinde giderek artan öneme sahip. Türkiye uzun süre hasat dönemi ve yüksek güneşlenme süresi gibi açılardan çok şanslıdır ve büyük bir üretim potansiyeline sahiptir. Özellikle hastalık ve zararlıların az olduğu yaylalar, rahatlıkla organik kiraz üretimi için düşünülebilir'' diye konuştu. Ürün güvenliği sistemine doğru… A NKARA (A.A) Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Cömert, Hollanda ile birlikte yürütülen ''Türkiye'de Ürün Güvenliği Sisteminin Kurulması İçin İdari Kapasitenin Güçlendirilmesi'' Eşleştirme Projesi'nin başlangıcından bu yana geçen sürede, Türkiye'nin piyasa gözetimi ve denetimi konusunda ilk resmi çektiklerini söyledi. DTM bünyesinde oluşturulan Ürün Güvenliği Sistemi'nin AB'ye bildirim yapar hale getirilmesini de öngören Hollanda ile birlikte yürütülecek ''Türkiye'de Ürün Güvenliği Sisteminin Kurulması İçin İdari Kapasitenin Güçlendirilmesi'' Eşleştirme Projesi çerçevesinde Hazine Müsteşarlığında ''Türkiye Piyasa Gözetimi ve Denetimi Sisteminin Analizi'' Konferansı düzenlendi. DTM Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Cömert, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, Hollanda Gıda ve Tüketici Ürünleri Güvenliği Kurumu ile birlikte yürüttükleri eşleştirme projesini 26 Ocak'ta başlattıklarını belirterek, geçen sürede Türkiye'de piyasa gözetimi ve denetimi, ürün güvenliği konusunda kamu kurumları merkez ve teşkilatlarından elde ettikleri verilerle ilk resmi çektiklerini söyledi. Ürün güvenliği konusundaki bu 1,5 milyon Avroluk projenin 1 yıl daha süreceğini anlatan Cömert, projeye birçok bakanlığın yanı sıra Enerji Piyasası Denetleme Kurumu (EPDK), Telekomünikasyon Kurumu, Denizcilik Müsteşarlığı, TSE gibi kuruluşlar ile AB Ankara delegasyon üyeleri ve Hollanda Büyükelçiliğinin de katıldığını ifade etti. Proje Yerleşik Eşleştirme Danışmanı Muadili Timur Dikbayır da projenin ilk aşamasında, taşra teşkilatlarına yapılacak ziyaretlerde Türk tarafının dahli olmaması için uğraştıklarına dikkat çekerek, böylece projede yer alan yabancı gözlemcilerin görüşlerini aktarmak istediklerini anlattı. Hollanda tarafı yerleşik Eşleştirme Danışmanı Cornelis Verhart da piyasanın gözetim ve denetimi sisteminin analizi yaparken, gıda dışı ürünlere baktıklarının belirtti. Piyasa gözetimi ve denetimi için tüketicinin korunmasının çok önemli olduğunu dile getiren Verhart, özellikle iletişim ve tutarlılığa da dikkat ettiklerini belirtti. Türkiye'deki piyasa gözetimi ve denetimi sisteminin analizini yapmak için Ankara'da bakanlıklarda 13, 8 farklı bölgede ise 50'den fazla mülakat gerçekleştirdiklerini belirterek, bütün bu görüşmelerde piyasa gözetim ve denetiminin bütün alanlarını kapsayan bir anket yaptıklarını ifade etti. Hollanda Gıda ve Tüketici Ürünleri Güvenliği Kurumu ve Proje 1. Bileşen Lideri Herman Wehkamp da bakanlık ve diğer projeye katılan kuruluşlarda yapılan görüşmelerin sonuçlarına ilişkin bilgi verdi. Wehkamp, bakanlıklar bünyesinde farklı denetim organları olmasını normal karşıladıklarını, ancak bu organlar arasında eşgüdümün oldukça zayıf olduğunu söyledi. Türkiye'de denetim ve gözetim politikasının merkezi olarak belirlendiğini ifade eden Wehkamp, bu nedenle bölge organlarının elinde yerel meselelerde karar vermek için daha az yetki olduğunu kaydetti. Wehkamp, teorik olarak denetim ve gözetimi yürüten çok fazla sayıda müfettiş olduğunu, ancak bunların bir çoğunun tam zamanlı olarak bu işi yürütmediklerini tespit ettiklerini de belirtti. Piyasa gözetim ve denetim faaliyetleri için bütçenin merkezi olarak belirlendiğini belirten Wehkamp, ayrıca raporlama da yapılmadığını söyledi. ''Türkiye'de Ürün Güvenliği Sisteminin Kurulması İçin İdari Kapasitenin Güçlendirilmesi Projesi'', tüketicilerin tehlikeli ürünlere karşı korunması, ürünlere ilişkin mevzuatın ülke genelinde uygulanması ve böylece ürün güvenliğinin sağlanmasında etkili bir araç olan piyasa gözetimi ve denetiminin mevcut kapasitesinin güçlendirilmesi, uygun idari yapıların belirlenmesi ve tehlikeli ürünlerle ilgili AB ve Türkiye arasında yapılacak bildirimler için teknik altyapıyı oluşturacak bir enformasyon mekanizmasının hayata geçirilmesini öngörüyor. Proje çerçevesinde, Türkiye'deki mevcut piyasa gözetimi ve denetiminin hukuki, idari ve teknik altyapısı incelenerek, olası eksiklikler piyasa gözetimi ve denetimi kuruluşları görüşülerek tespit edilecek, etkin bir piyasa gözetim ve denetimi için öneriler geliştirilecek. 2