Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Türkiye biyodizelde dünya ikincisi ONYA(A.A) Yılda 2,3 milyon tonluk kurulu biyodizel kapasitesi ile Almanya'dan sonra dünya ikincisi olan Türkiye'nin, elindeki potansiyeli yeterince .değerlendiremediği bildirildi. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Öğüt, Türkiye ile birlikte birçok dünya ülkesinde biyodizele hızlı bir yöneliş olduğunu söyledi. Birçok ülkede tarım ve sanayi alanında biyodizel üretimiyle ilgili büyük yatırımlar yapıldığını dile getiren Öğüt, bu alanda önemli gelişme gösteren Türkiye'nin kurulu kapasitesi ile dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer aldığını bildirdi. Bugün itibariyle ülkede 286 biyodizel üreticisinin toplam 2,3 milyon ton kurulu kapasitesinin bulunduğunu vurgulayan Öğüt, şöyle konuştu: K ''Bu rakamla Türkiye, kurulu biyodizel üretimi kapasitesi açısından Almanya'dan sonra dünya ikincisi konumunda bulunuyor. Bu kapasitenin 1.5 milyon tonluk kısmı lisanslandırılmıştır ve yıllık üretim sadece 100 bin tondur. Potansiyel değerlendirilemiyor, çünkü bu konuda bazı mevzuatlar engel oluşturuyor. Bitkisel yağların üçüncü bin yılın en stratejik ürünleri arasında olduğunun kabul edildiği bir dönemde potansiyel harekete geçirilmelidir. Mevcut durumda firmalar karlılıklarının düşük olduğu bu dönemde üretime sıcak bakmıyorlar.'' Öğüt, biyodizel üretim maliyetinin yüzde 84'ünü ham madde yani bitkisel üretim oluşturduğunu belirterek, yağlı bitkilerin Türk çiftçisinin refahını yükseltecek ürün olduğunu bildirdi. Türkiye'de bölünmüşlük ve terk edilmişlik yüzünden kullanılmayan 1,9 milyon hektarlık alanda yağlı bitkiler üretimi yapılabileceğini ve böylece yılda 1,25 milyon ton biyodizel elde edilebileceğini dile getiren Öğüt, şöyle devam etti: ''Bu alanda yağlı tohumlu bitkilerin üretimiyle 82 bin kişiye iş imkanı sağlanmış da olacak. Türkiye tarım topraklarının sadece yüzde 7'sinde yağlı tohumlu bitki üretiliyor. Ancak AB'nin ihtiyacı düşünüldüğünde bu oranın artırılması gerekiyor. AB'nin 2005 yılı biyodizel ihtiyacı 5,8 milyon ton olmasına karşın, bu rakamı yeterli toprakları olmadığı için karşılayamadı. AB'nin 2030 yılı hedefi ise 50 milyon tonun üzerinde biyodizel kullanımı. Bunu sadece ithalatta karşılayabilecek.'' Öğüt, bu durumda Türkiye'nin karşısında, milyarlarca dolarlık biyodizel ithal edecek AB devinin durduğunu belirterek, Türkiye'nin şu anda karşısında hiçbir sektörde ulaşamayacağı bir ihracat potansiyeli bulunduğunu, bunu da başaracak güçte olduğunu kaydetti. Bu çerçevede Konya'nın biyoyakıt üssü olabileceğini ifade eden Öğüt, ''Konya, hububat ve şeker pancarı konusunda önemli bir potansiyele sahip. Buna bir de yağlı tohum bitkisi üretimi de eklenirse Konya, biyoyakıt ve biyodizelde merkez konumuna gelebilir. Bu konuda Tarım ve Köyişleri Bakanlığının Konya'da yağlı tohum bitkisi üretiminin artırılması için teşvik çalışması var'' diye konuştu. Sektörün sorunları panelde tartışıldı Yumurtanın sağlıklı insanda kolesterol artırıcı etkisi yok İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Yumurtanın sağlıklı insanda kolesterol artırıcı etkisi bulunmadığı bildirildi. Yumurta Üreticileri Merkez Birliği ve Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından yumurtanın besin değerini anlatmak ve bilinen lezzetini hatırlatmak üzere İzmir’de "Hayatın Kaynağı Yumurta" konulu bir panel düzenlendi. Başkanlığını Zootekni Derneği Başkanı Prof. Dr. Çetin Kolçak’ın üstlendiği panelin açılışında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Semih Erkan, YumBir Başkanı Derya Pala, Tarım İl Müdürü Muzaffer Ağar ve Zootekni Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı birer konuşma yaptılar. Kurumsal işbirliğinin ve beraber çalışmanın önemine dikkat çeken konuşmacılar, yumurtanın üretimi, tanıtımı, üretici sorunları ve diğer konularda yaptıkları çalışmaları ve müştereken yapılabilecek yeni faaliyetler hakkında düşüncelerini anlattılar. Yumurtanın insan beslenmesindeki önemini aktaran Prof. Dr. Neslişah Rakıcıoğlu, yumurtanın protein “Hayatın Kaynağı Yumurta” konulu açık oturum İzmir’de yapıldı. değeri, mineral değeri, yağ içeri ve diğer besleyici özellikleri üzerinde durdu. Yumurtanın sağlıklı beslenme için her yaşta tüketilmesi gereken bir gıda olduğunu bilimsel araştırmalardan örneklerle anlatan Rakıcı oğlu, sağlıklı insanda yumurtanın kolesterol artırıcı bir etkisi olmadığını belirterek sözlerini tamamladı. Benzer konulara değinen Prof. Dr. Mustafa Tayyar, daha çok yumurta hakkında yanlış bilinenler üzerinde durdu. Başarı ve zekâ gelişimi için özellikle çocuklara ve gençlere yumurta tükettirilmesi gerektiğini söyleyen Tayyar, yumurta tanıtımı ile toplumdaki yanlış bilinenlerin düzeltilmesi gerektiğini ayrıca vurguladı. Yumurtada kalite konusunu ele alan Prof. Dr. Özge Altan ise, tüketiciler ve endüstri açısından kalite ölçütlerinin ne olduğu, yumurta tüketirken dikkate alınması gereken hususlar hakkında bilgi verdi. Türkiye yumurta üretimi, ticareti konusunda sunuş yapan Dr. Berna Türkekul, yumurtanın ekonomik boyutunu izleyiciler ile paylaştı. Panelde son konuşmayı ise gazeteci ve tatbilir sıfatı ile Engin Akın yaptı. Osmanlı ve saray mutfağında yer alan yumurtalı yemeklerden ve Fatih döneminden örnekler veren Akın, Türkiye’den canlı örneklerle yumurta lezzetini izleyiciler ile paylaştı. 22