02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Zeytin, toprağın en gür sesidir... Murat NARİN (Ulusal Zeytin, Zeytinyağı Konseyi İzleme Kurulu Üyesi) u toprağın onlarca, yüzlerce sesi var. Bunların en gür seslerinden biri de "zeytin". Binlerce yıldan bu yana, tarih öncesinden gelen, gür ve şiirsel! Gün görmüş gövdesi ve dört mevsim güneşte parlayan yeşilgümüşi yapraklarıyla, barışın simgesi olmuş zeytin ağacı. Anayurt olarak Anadolu toprağını seçmiş binlerce yıl öncesinden bu güne. Geçmişimizle geleceğimizin arasında sarsılmaz bir anıt olarak duruyor Anadolu’nun dört bir yanında. Hatay’dan Zonguldak’a, Artvin’den Çanakkale’ye dek. "Zeytindağı", "Zeytinliova", "Zeytineli", "Zeytinoba", "Zeytinlidere" adları ile özdeşleşerek Anadolu toprağını yurt edinmiş. Ölümsüzlüğün, kutsallığın simgesi zeytin ağacı. Anadolu toprağının bir diğer güçlü sesi Nazım Hikmet, zeytin için, "Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı/ yetmişinde bile/mesela zeytin dikeceksin/ hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,/ ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,/ yaşamak yanı ağır bastığından…" diyor. Zeytinin meyvesinin suyu, zeytinyağı, önce insanların gecelerini aydınlattı. Mabedlerini kutsadı, cildimizi, saçlarımızı geliştirdi, temizledi. Mutfakların baş tacı oldu. İnsanlar için o denli değerliydi ki, olimpiyatların ilk başladığı yıllarda dereceye giren sporculara üzerinde "Ben uygarlık tarihinin ödülüyüm" yazan amforalarda zeytinyağı verilirdi. Günümüz toplumları için çok daha önemli zeytin ve zeytinyağı. Teknolojinin gelişmesi, harekete dayalı bir mekanizma olan insan vücudunun daha az hareket etmesine neden oluyor. Kalp damar, kanser ve şeker hastalığı risklerine karşı beslenme kültüründe zeytin ve zeytinyağı bilimsel olarak da kanıtlanmış bir değer. Dünyada hızla yaygınlaşmakta olan "Akdeniz beslenme diyeti"nin başta gelen gıda maddesi. Türkiye’de yapılan beslenme ve insan sağlığına ilişkin araştırmada, Ege bölgesi ve özellikle Ayvalık yöresinde yoğun olarak zeytinyağı tüketimi nedeni ile kalp krizi ve damar hastalıklarından kaynaklı ölümlerin en az olduğu belirtiliyor. Dünya artık zeytinyağını daha hızlı tanıyor ve daha çok tüketiyor. UZK verilerine göre 20082010 yıllarında dünya zeytinzeytinyağı üretimi dünya tüketimini karşılamayacağını öngörüyor. 10 yıl önce sıfıra yakın değerlerde zeytinyağı tüketen Almanya, 2002 yılında 45 bin ton zeytinyağı tüketir düzeye gelmiş durumda. Ekosisteminde zeytin ağacı yetiştirilemeyen bir ülke olduğunu dikkate alırsak, bir kez daha önemi anlaşılır olacaktır. Dünyadaki gelişmeye ilişkin sayısız örnekler vermemiz mümkün. Ülkemizde zeytin ağacı sayısı 95 milyon civarında. Özellikleri nedeniyle 600 metre rakım ve uygun iklim bölgelerinde yetişmekte. Özellikle kıyı bölgelerimizde yayılmış durumda. Urfa, Gaziantep, Hatay’dan başlayarak Akdeniz kıyı şeridinde ve ağırlıklı olarak Ege kıyıla B rında. Dünyada alt gurupları ile birlikte 480 civarında çeşidin 80 civarındaki çeşidi ülkemizde bulunmakta. Binlerce yıllık doğal seleksiyon sonucu sofralık zeytinde Gemlik, yağlık zeytinde de Ayvalık çeşidi ülkemizin önemli zenginliklerinden. Dünya zeytin üretiminin tüketimi karşılamakta yeterli olmadığını gören Suriye, Avustralya, Çin gibi ülkeler yaygın zeytin ağacı yetiştirmek ve geliştirme programları uyguluyorlar. Önemli devlet destekleri veriyorlar. Komşu Suriye ağaç sayısında da üretiminde de bizi geçmek üzere! Ülkemizin zeytin alanları genişleyebilir potansiyele sahiptir ve hızla 95 milyon ağaç sayımızın 250–300 milyonlara çıkarılması gerekmektedir. İnsanlarımızın sağlığı için iç tüketimin artırılması önemlidir. Bununla birlikte Türkiye, zeytinyağı üretiminde 300 bin ton her yıl istikrarlı üretim yapabilen bir ülke konumuna gelecek ve bu gün dünyanın zeytinyağı pazarını elinde tutan uluslararası tekellerin tedarikçisi olmak yerine, dünya zeytinyağı piyasasında söz sahibi ülke haline de gelmiş olacaktır. Kutsal zeytin ağacının binlerce yıllık anayurdu Anadolu’da, zeytinciliğin başında çeşitli dönemlerde kara bulutlar dolaştı. Geçen yıl başında dolaşan bela "Maden Yasası" idi. Zeytinciler, birlik ve kooperatif örgütleri ile, ziraat odaları, ticaret oda ve borsaları, diğer bütün örgütlenmeler, bu yasanın karşısına dikildi. İzmir Gündoğdu Meydanı’nda toplanan 60 bini aşkın üreticinin gücünü de arkasına alarak karşı çıktı Maden Yasası Tasarısı’na. Zeytinlik alanlarda "madencilik" adı altında, uluslararası kötü üne sahip sabıkalı şirketlerin, özellikle altın madenciliğini amaçlayan girişimlerine engel olundu ve zeytinlik alanlara 3 kilometre mesafede maden arama izni verilmesine, zeytincilik yasasının delinmesine karşı çıkıldı. Parlamentodan çıkan Maden Yasası’nda, Zeytincilik Yasası’nda yapılmak istenen değişiklik gerçekleştirilemedi. Çünkü zeytinci için ".. yaşamak yanı ağır bastığı" kadar, "yaşatmak" da önemliydi. Zeytinyağı doğanın insanlara sunduğu muhteşem iksir! Bin yıllardır yaşadığını bin yıllar sonrasına da aktaracaktı doğal olarak zeytinciler. Ve yapmaları gerekeni yaptılar. Yağma ve talana "dur" dediler. Parlamentonun çıkardığı Maden Yasası, bugün Anayasa Mahkemesi’nde iptal edilmeyi bekliyor. Ormanlar, sulak alanlar,milli parklar, SİT alanları, meralar ve nihayet ulusal çıkarlarımız söz konusu. Ardından ne oldu? Zeytinci yasasını korudu, deldirmedi ama başka yasa ve yönetmelikler yayınladılar ülkenin yöneticileri, karar verenler. Son dönemlerde "torba yasa" çıkarmak moda oldu ya. Bunlardan biri Toprak Yasası! Kimsenin haberi olmadı. 13. maddesinde zeytincilik alanlarında maden aramaya izin veriyor. Bu yasayla zeytinlik alanlar ve zeytinciliğimiz yine tehdit altında. Zeytinciler, hukukçular ve ilgili her yurttaş, Toprak Yasası’nda ve diğer bazı yönetmeliklerle yapılan değişikliklerin ortadan kaldırılması için duyarlı olmalı ve üzerine düşeni yapmalıdır. 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle