02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Türkiye’de 10 bin zeytin işletmesi var Yrd. Doç. Dr. Mihriban KORUKLUOĞLU (Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü) S ofralık siyah zeytin, yüksek oranda yağ içerdiğinden kalori değeri fazla, bunun yanı sıra biyolojik değeri de yüksek bir gıda maddesidir. Az miktarda içerdiği proteinin kalitesinin ağırlığı, sindirim açısından önem taşıyan ham selüloz miktarının iyi dengelenmiş olması, mineral maddeleri (Ca, Mg, K, Na, Fe, Cu gbi) yeterince içermesi ve az miktarda olduğunda iştah açıcı özellik taşıyan oleuropeine sahip olması, zeytinin aranan bir gıda olmasını sağlamaktadır. Beslenmemizdeki yeri kadar, ekonomimizdeki yeri de son derece önemli olan zeytinciliğimiz, üretiminin ancak 1/3’lik kısmını sofralık olarak değerlendirmektedir. Bunun en önemli nedenleri; bilinçli ve bilimsel bir seçimin yapılmaması sonucu, mevcut çeşitler arasında salamuraya işlemeye az sayıda çeşidin katılması ve salamura zeytinlerin yalnızca yurt içi pazarda değerlendirilmesinin düşünülmesidir. Ülkemizde 3500’e yakın kayıtlı, 65007000 kadarı da kayıtsız olmak üzere 10 0000 civarında salamura zeytin işletmesi bulunmaktadır. Bursa’da daha geniş olarak Marmara Bölgesinde yetiştirilen zeytinlerin tamamına yakını salamuraya işlenmekte, yalnızca salamuralık değeri olmayan, dip ve elek altı zeytinleri yağa işlenerek değerlendirilmektedir. Ülkemiz zeytin ağacı sayısı ve üretim miktarı bakımından dünya ülkeleri arasında başta yer almakla birlikte, ürünün değerlendirilmesinde uygulanan yöntemler genelde eski teknolojilere dayalı, havuzlar bakımsız, temizlik koşullarından yoksun olup, standart değildir. Bu da ürünün yeterli değeri bulmasını, dış pazara açılmayı engellemekte ve tüketimin de düşük düzeylerde kalmasına neden olmaktadır. Küçük kapasiteli aile işletmelerinin alt yapısının yetersizliği, standart teknolojinin olmayışı ve anadanbabadan kalma metotların terk edilemeyişi sonucu sanayileşme tam gerçekleşememiştir. Böylece bölgesel ve ülkesel sorunlar yaşanmaktadır. Son yıllarda gıda ile ilgili yasal yükümlülüklerin devreye girmesi küçük ve orta ölçekli işletmelere belirli bir disiplin kazandırmıştır. Ayrıca, salamura siyah zeytinlere boya katıldığına dair beyanlar, dürüst çalışan her ölçekteki firmaları olumsuz etkilediği gibi, beslenmede değerli bir yeri olan zeytin tüketimini azaltmakta ve en önemlisi dünya ölçeğinde eşsizliği kabul görmüş Gemlik zeytinin ihraç olanaklarını da zorlamaktadır. Bir başka sorunda zeytin çeşitlerinin (Gemlik, Memecik, Domat vb.) mevcut standartta (TS 774) tanımlanmalarının yetersiz olması nedeniyle hakkettikleri yerlerde olmayışlarıdır. Bu amaçla ülkemizde olan zeytinlerin genetik haritası çıkarılmalı ve fiziksel, kimyasal karakteri ile beraber tüm özellikleri koruma altına alınmalıdır. Böylece her zeytin çeşidi kendi adı altında özellikleri ile birlikte anılmalı ve sonuçta haksız rekabet ortadan kaldırılmalıdır. Ayrıca, AB ülkelerinin kendi aralarında gümrük vergilerini kaldırıp, diğer ülkelere kota koymaları Türkiye’nin ihracatını güçleştirmektedir. Bu durumda özellikle İspanya ve Yunanistan’la rekabet olasılığı ortadan kalkmaktadır. Bu olumsuzluklara rağmen Türkiye’den yurtdışına gönderilen zeytinin kontrolü yapılarak AB standartlarında olması denetlemelidir. Bu çıkmazların giderilmesi için Türkiye’nin gereksinimi olan Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) oluşumunun gerçekleştirilmesi gereklidir. Böylece ülke zeytinciliği ve zeytinyağı alanında ekonomik, teknolojik, tarımsal ve ticari politikaların oluşturulmasında, işbirliği sağlayacak sürekli, kalıcı ve etkin bir ortam yaratarak, çalışma ve danışma niteliğinde ortak görüş belirlemeyi amaç edinen bir kurumun oluşturulması sağlanabilecektir. “AKP’nin zeytin politikası yok” BURSA (Cumhuriyet) CHP Bursa Milletvekili Kemal Demirel, çeşitli dönemlerde verdiği soru önergeleriyle zeytincilik sorunlarını TBMM’ye taşıdı. Demirel’in zeytine yönelik yaklaşık 10 soru önergesine verilen yanıtlarda AKP hükümetlerinin "siyah altın"ın dış pazarlarda hak ettiği yeri almasına yönelik politikasının olmadığı ortaya çıkıyor. Demirel’in "zeytin sorgusu"na verilen yanıtların neredeyse tümünde çok eski yıllarda oluşturulan ancak AKP döneminde uzmanları kızağa alınan ya da sürülen araştırma merkezlerinin çalışmalarına gönderme yapılıyor. Hükümet, zeytinle ilgili tüm sorunların çözümü için içlerini boşalttığı İzmir Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü ile Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü’nü adres olarak gösteriyor. Hükümet adına verilen yanıtlarda, "Zeytin ve zeytinyağı üretiminde Türkiye’nin çok önemli ülkeler arasında olduğu ısrarla vurgulanıyor ve çözümün kamu yatırımları yerine özel sektör yatırımlarında aranacağı açıklanıyor. Soru önergelerinin neredeyse tümünün gerekçesinde, zeytincilikle uğraşan binlerce ailenin, üretimden pazarlamaya kadar çok sayıda sorunla karşı karşıya olduğunu vurgulayan Demirel, "kısa dönemde bu sorunların aşılması için hangi önlemler alınmaktadır" sorusunu ısrarla vurgulamasına karşın tatmin edici yanıtlar alamadığını bildiriyor. Demirel, zeytinin ülkemiz açısından son derece önemli olduğunu, Bursa’da, Gemlik, Orhangazi, Mudanya, İznik, Karacabey ve Mustafakemalpaşa’da zeytin üretildiğini ancak yeterli bilimsel desteğin devlet eliyle verilmediğini, bu ilçelerde zeytinci ailelerin çocuklarının eğitilebileceği Zeytin Teknolojisi Meslek Lisesi’nin açılmasının şart olduğunu savunuyor. Demirel, bu okulun açılmasının takipçisi olacağını söylüyor. Kemal Demirel, Bursa’daki verimli tarım topraklarının sağlıksız kentleşme nedeniyle hızla yok olduğunu, zeytin alanlarındaki yapılaşmanın insan sağlığını tehdit eder boyuta geldiğini de anımsatıyor. Demirel’e göre, Bursa’nın zeytinci ilçelerinin ülke ekonomisine katkıları çok büyük ve her türlü devlet desteğini hak ediyorlar. 18
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle