Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
somatik Kurumu’nun kurucusu Pierre Marty’nin psikosomatik bakış açısı, biri 1976’da yayımlanan “Bireysel Yaşam ve Ölüm Hareketleri”, diğeri 1980’de basılan “Psikosomatik Düzen” adlı iki önemli eserinde tam açıklamasını bulur. Marty burada psike/ soma ikiliğinin terk edilmesini salık verir ve insanın bir bütün olarak ele alınması gerektiğini ancak bu karmaşık bütünün genel dengesinin kişinin hayat akışının bir döneminde sonsuz sayıda, değişken ve farklı düzenlemelerin sonucu olduğunu ortaya koyar. Bu düzenlemelerin her biri, kendince bir denge halinin ya da dengesizliğin gerçekleşmesine katkıda bulunur, ki bu da söz konusu kişinin psikosomatik ekonomisine denk düşer. Rosine Debray, Christophe Dejours ve Pierre Fedida, “Beden Deneyimi Psikopatolojisi”nde bu yolu izleyerek hem temel psikanalitik başlıklarla ilgili klasik kuramları ve klinik verileri hatırlatıyor hem de çağdaş bakış açılarını ele alıyor. >> daki halkların zulüm, göç, acı ve hasretle ortaklaşan tarihine, taraf tutmadan gerçekçi bir bakış sunan “AyvaliAyvalık”, okuyucuyu sinematografik bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. İstanbul’dan Bağdat’a / Arnon Grunberg, Hanco Kolk / Çeviren: Gül Özlen / Alef Yayınevi / 128 s. Arnon Grunberg, 2010 Martı’nda İstanbul’a gelir ve Irak’a uzanan ilginç bir seyahate çıkar. Halepçe katliamında ölen bir çocuğun hayaleti ona eşlik edecektir. Başından geçenleri kendisinden bekleneceği üzere “Grunbergvari” bir üslupla kaleme alır. Bu seyahatinin notları NRC Handelsblad gazetesinde yayımlanır. Usta çizer Hanco Kolk da yazılarını derleyip bir olay örgüsü oluşturarak çizgi roman haline getirir. Bu yolculukta yaşadığı olaylar karşısında kendini romanlarından birinin içine düşmüş gibi hisseden Grunberg, kaos içindeki Bağdat’a ulaştığında sözleştiği gazeteci arkadaşını bulabilecek midir? Onu Bağdat’ta neler beklemektedir? Gülnuş / Barlas Özarıkça / Encore Yayınları / 360 s. Her birimize önemliönemsiz meşguliyetler dağıtıp bir ömür bizleri çıkarı doğrultusunda oyalayan, yönlendiren Kurum, kullanıma hazırladığı Gülnuş’la sorun yaşamaktadır. Ölümün hem temsilcisi hem de icraatçısı olan Osmanlı cariyesi Gülnuş, meçhul bilgileri ifşa ederek Kurum’un kadim çalışma sistemini canlı bomba gibi bozmak üzeredir. “Hepimizin sorduğu ama cevap alamadığı soruydu Gülnuş belki. Bilincin dışındaydı çünkü. Dışımızdakileri, Kurum’un bozduğu içimize yaklaştırdığımızda ne olacaktı acaba?” Barlas Özarıkça, yeni romanıyla okur karşısında. Savaş ve Doğum / Yavuzer Çetinkaya / Alakarga Yayınları / 104 s. Tiyatro ve sinemamızın usta oyuncusu Yavuzer Çetinkaya, sanatın pek çok alanıyla ilgilenir, kamera önünde olduğu kadar kamera arkasında da verimli olmaya çalışırdı. Senaryolar, film öyküleri ve sinema yazıları dışında öyküler de yazmıştı. “Savaş ve Doğum”, Çetinkaya’nın, ölümünden kısa bir süre önce yayımladığı ve Haldun Taner Öykü Ödülü’nü kazandığı tek öykü kitabı. Halkını, barış içinde yaşamayı, hoşgörüyü, mizahı ve sanatla dopdolu bir yaşamı özleyen, anlatan Çetinkaya’nın önemli kitabı uzun bir aradan sonra yapılan yeni baskısıyla tekrar okurların dikkatine sunuludu. Bir Kaplumbağanın Bir Sincabın Boynunu Isırması / Süreyyya Evren / Varlık Yayınları / 142 s. “Bir Kaplumbağanın Bir Sincabın Boynunu Isırması”, her duyguyu içinde taşıyan bir kitap. Sincabın neşesi ve akışı var içinde; olaylarla ağaçtan ağaca sürüklenmenin tadı da var. Sonra sertlik, boyunda beklenmedik bir yerden gelen bir ısırık var. Boğuk bir melankoli. Sürekli bir sevişme bahsi. Kentsel dönüşümden yeni göç dalgalarına, gözaltılardan Hrant Dink’in öldürülmesine toplumsal olaylar; derken iki eski arkadaşın ilk kez sevişmeyi başarma mücadelesi. Bazen klasik kısa öykünün rafine bir örneği, bazen bambaşka imkânlarla paslaşan yenilikçi formlar. Lolito/ Ben Brooks/ Çeviren: Kıvanç Güney/ APRIL Yayıncılık/ 244 s. “Lolito”, 1992 doğumlu yazar Ben Brooks’ın altıncı kitabı. “15 yaşında bir çocuk internette başını ne kadar belaya sokabilir?” sorusuyla yayımlanan romanda, sevgilisinden ayrılan bir çocuğun, internetteki sohbet odalarından birinde orta yaşlı bir kadınla tanışması ve sohbetlerinin tehlikeli bir ilişkiye evrilme süreci anlatılıyor. Ben Brooks, okura ergenlerin gizemli dünyasının kapılarını açıyor, bu dünyayı internet aşklarıyla birleştiriyor ve ortaya mizahi bir kitap çıkarıyor: Lolito Lugat365 – Bazı Kelimeler Çok Güzel / Banu Ertuğrul, Onur Ertuğrul / Can Yayınları / 304 s. Lugat 365 projesi, 2014’ün sonlarına doğru, BanuOnur Ertuğrul çiftinin aklına düşer. “Hissikablelvuku”, “müşkülpesent” gibi bazı kelimeler, hem söylenişleri hem de kapsadıkları anlam alanları, dolu dolu geçmişleri ile ne güzeldir. Kolları sıvar, 2015 boyunca her gün beğendikleri bir kelimeyi Twitter üzerinden paylaşmaya, eski kelimeleri unutmuş ya da hiç duymamış günümüz toplumunun dikkatine sunmaya başlarlar... Öyle ki zamanla paylaşılan kelimeler o günün güncel olaylarına, duygularına göndermeler içermeye, âdeta “yaşamaya” başlar.. Takipçileri kısa zamanda yüz binleri bulur... Lugat365 paylaşımları 2015’in bitişiyle sonlandı ama kitap, o kelimeleri bir araya getirerek belleğe ve kelimelere bir selam gönderiyor. Ya Bizdensin Ya da... / Tuluhan Tekelioğlu / Kırmızı Kedi Yayınevi / 234 s. Tuluhan Tekelioğlu’nun kitabı, medya kuşatma altındayken yazıldı. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böylesi görülmedi. 2015’te işsiz bırakılan gazeteci sayısı, bir önceki yıla oranla tam dokuz kat arttı. İçinden geçtiğimiz dönem, gazetecisiyle, okuruyla, özgürlükleri kısıtlananıyla, hepimizin canını yakıyor. Bu fotoğrafın içindeki herkes, her kademedeki gazeteciler, medya yöneticileri ve patronlar içinde yüzdüğümüz suyun ne kadar kirli olduğunu biliyorlar. Bu kitapta, okurlar işten atanla atılanın yüzleşmesine tanık olacak. Mamak Mektupları / Zeki Sarıhan / Öğretmen Dünyası Yayınları / 96 s. “Mamak Mektupları”, Zeki Sarıhan’ın 19731974 yıllarında tutuklu olduğu Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Cezaevi’nden annesine ve kız kardeşine yazdığı mektuplardan oluşuyor. Mektuplar, Türkiye’nin faşizm koşullarından çıkma sürecinde cezaevi şartlarını, tutukluların ruh halini ve dışarıdaki tutuklu yakınlarının çabalarını yansıtması açısından döneme ışık tutuyor. Perihan Velioğlu: Hemşirelikte Bir Öncü / Zuhal Özaydın / Perihan Velioğlu Hemşirelik Fonu Yayınları / 320 s. Perihan Velioğlu, çeşitli yönleriyle tez konusu. Hemşireliğin eğitim ve felsefesi yönetim ile ilgili görüş ve çalışmaları hakkında tezler yapılabileceği gibi felsefi yönü, katıldığı kongreler, sunduğu bildiriler, uluslararası çalışmaları, ayrı ayrı incelenebilir. Kitapta, Velioğlu tüm yönleriyle ele alınmakla birlikte, yapılacak araştırmalar için ayrıntılı bir şekilde tanıtılıyor. Futbolun Dengeleri / Taner Karaman / Sinemis Yayınları / 146 s. Taner Karaman, “Futbolun Dengeleri”de Türkiye’deki futbol başta olmak üzere çok sayıda özel çalışmayı yer alıyor. Sayılarla futbolun izahını yapan yazar, okurlarda farklı bir bakış açısı yaratmayı amaçlıyor. Kitapta, ülkede yaşanan futbol olaylarının sayıları, sponsorluk gelirleri, tribün doluluk oranları gibi birçok araştırma yer alıyor. n Evrenden Mesajınız Var / Evren Çolak / İnkılâp Kitabevi / 224 s. Çoğumuz, bizi mutlu eden şeyleri yeniden keşfetmek ve hatta yeniden anlamlandırmak yerine ömrümüzü bilmediğimiz türden bir mutluluk arayışıyla geçiriyoruz. Nedense bu bize daha kolay geliyor. Mutluluğu kalıcı bir şekilde içimizde var etmek varken sıcak pide misali sunulan geçici tatminlerle vakit geçirip yaşadıklarımız bizi artık mutlu etmemeye başladığında başkasına sıçrıyoruz. Tatminsizlikler ve hayal kırıklıkları tanıdık duygular olarak hayatımıza kök salıyor. Peki ya sonra? Belki hemen değil ama bir gün gerçek mutluluk kaynağının ne olduğunu anlamlandırmanın peşine düşüyor insan. Yaşadıklarının ve yaşadığı duyguların tanımlanmasına ihtiyaç duyuyor. İşte o anda hayatının en büyük sorusu devreye giriyor: Mutlu muyum, mutsuz mu? Evren Çolak, “Evrenden Mesajınız Var”da işte bu yoldan giderek okurlara sesleniyor. Ayvali – Ayvalık / Soloup / Sunuş: Bruce Clark / Çeviren: Hasan Özgür Tuna / İstos Yayın / 448 s. Yunanistan’da 2015 yılı En İyi Çizgi Roman ve En İyi Senaryo ödüllü, Fransa’da yılın en iyi çıkış yapan yabancı çizgi romanı sayılan, çizgi ve karikatür üstadı Soloúp’un başyapıt niteliğindeki 448 sayfalık eseri “AyvaliAyvalık” Fransızcadan sonra ilk kez Türkçede yayımlanıyor. “AyvaliAyvalık” grafik romanı, Ayvalık kökenli, üç ayrı kuşaktan dört önemli yazarın yaşanmış hikâyelerini, günümüzde gerçekleşen, Midilli ile Ayvalık arasındaki günübirlik bir gemi yolculuğu kurgusu içinde harmanlıyor. Ege’nin iki yakasın 40 14 Ocak 2016 KItap