02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KItap ‘Neredesin Janinka?’ Kitap Gölgesi Mavisel YENER www.maviselyener.com Renkler... Sesler... Harfler... AYTÜL AKAL l ÇİĞDEM GÜNDEŞ l MAVİSEL YENER l MUSTAFA DELİOĞLU “Savaş en çok çocukları mı etkiler?” sorusunu da yüreğimize koyan roman, korkunç savaşların altüst ettiği nice hayatı gözler önüne seriyor. S “Sanırım insanlar açlık çekiyorlardı. Çünkü yüzlerindeki ifade, biz aç köpeklerin yüzündeki ifadeyle aynıydı!” avaş, yıkım, yalnızlık, aile ilişkileri, sevgi, vefa kavramlarını sorgulayan roman aynı zamanda pasifizm konusunda da düşündürüyor çocukları. Heyecan verici kurgu, aslında sıkı bir sosyal eleştiri metni. “İnsanlardan” daha insancıl davranışlar sergileyen köpeğin okurun yüreğine koyduğu sorularla savaşı yeniden sorguluyoruz. On beş kısa bölümden oluşan romanın anlatıcısı Yosun adındaki köpek. Yosun havai fişeklerden hiç hoşlanmıyor çünkü ona bombaları hatırlatıyor! David Cirici, 1954’te İspanya’nın Barselona kentinde dünyaya geldi. Dil ve edebiyat öğretmenliği, radyo ve televizyon oyun yazarlığı ve reklamcılık gibi çeşitli işlerde çalıştı ve hikâye anlatımını geliştirdi. Yetişkinlerin yanı sıra çocuklar ve gençler için de çok sayıda roman yazan Cirici, “Neredesin Janinka?” ile 2013 Edebé Çocuk Edebiyatı Ödülü’ne layık görüldü. Romanda adlandırma yapılmaz fakat yetişkin okur, kurgunun Naziler tarafından işgal bir ülkede, İkinci Dünya Savaşı tarihleri etrafında döndüğünü tahmin edebilir. Toplama kampının anlatıldığı bölüm çok çarpıcı. Janinka, küçük kardeşi Mirek, annesi, babası ve köpekleri Yosun’la birlikte mutlu bir hayat sürerken o korkunç savaş kapılarını çalar. Bir gecede her şey değişiverir. Bombalar evlerinin üzerine düşer. Sığınağa kaçmak için zamanları olmaz. Bombalar sustuktan sonra, ortalıkta yıkılmış evlerden başka şey kalmaz. Bir ev köpeği olan Yosun’un artık ne evi vardır ne de sevdikleri… “Yokuşun sonunda evin enkazını, bir sürü direk, kiremit ve tuğladan oluşan moloz yığınını görüyordum. Oraya yaklaşıyor, kokluyor, bulmaya çalışıyordum, fakat orada hiçbir şey yoktu; o bilindik mutluluk artık orada değildi” (s. 26). Günler, haftalar, aylar geçer, Yosun hep bu enkazın yanına gider ama ailesinin herhangi bir üyesini bulması mümkün olmaz. olurlar. Kasap tehlikesinden kaçıp kurtulmaya çalışırken bu sefer de karşılarına çok daha farklı bir sorun çıkar. Bir parça yiyecekle tuzağa düşürülürler, bir sirkin sahibi tarafından yakalanırlar. Vahşi aslana karşı yem olarak sunulur, gösteri malzemesi olarak kullanılırlar. Yosun’un ve diğer sokak köpeklerinin iç burkan serüveni sirkin ardından, bir esir kampında devam eder. Yakınlardaki bir esir kampındaki Pavel adlı bir mahkumun onları okşayıp beslemesiyle başlayan yeni serüven Pavel’in köpekler sayesinde tel örgülerden kaçmasıyla sonuçlanır. Vefalı köpek Yosun, “Söyleyecek çok şeyim var!” diyerek bizi çağırıyor. Bombaların yok ettiği korkulu kokuların kıyısında yeniden umut yükselecek mi bakalım. David Cirici, Savaşın ürperten yanını, çocuk okuru zedelemeyen, şiddetten uzak bir dille anlatıyor. tren raylarında gezinip durur. Aradığı tek şey vardır; sahibi Janinka’nın kokusuna bir yerlerde rastlayabilmek. Şehirdeki türlü kokular arasında sahibi Janinka’nın kokusunu aramaktan bir an olsun vazgeçmeyecektir. Ama hayat kolay değildir, diğer sokak köpekleriyle birlikte en büyük sorunları açlıktır. Yosun, insanların da açlıkla mücadele ettiğini bakın nasıl anlatır. “Sanırım insanlar açlık çekiyorlardı. Çünkü yüzlerindeki ifade, biz aç köpeklerin yüzündeki ifadeyle aynıydı!” (s. 31). Açlıklarını gidermek için dükkânına dadandıkları kasap ve karısı köpeklerin korkulu rüyası SÖYLEYECEK ÇOK ŞEYİM VAR… Yazar, Yosun’un adını uzunca bir süre anmaz çünkü onu gerçek adıyla çağıran kimse yoktur. Yosun’un adını okurun da öğrendiği sayfalar, sürprizlerle doludur. Yosun, okura “iyi” ya da “kötü” vurgulamaları yapmaz, sadece rasyonel biçimde anlatır; kararı verecek olan okurdur. David Cirici, roman boyunca köpeğin koku duygusunu öne çıkararak betimlemeleri zenginleştirmiş. İşte birkaç koku örneği: “…Bir pazar öğleden sonra kokusu”, “çamaşır makinesi kokusu”, “okul kitabı kokusu”, “aşınmış demir kokusu”… Yosun, arkadaş olduğu sokak köpeklerine de kokularına göre isimler takıyor: “Baharatlı” baharat, “Eskiçiş” çiş, “Lokomotif” tren, “Darsokak” sokak kokuyor. Sevdiklerimiz olmadığında her yanın hüzün koktuğunu vurgular Yosun. Köpeklerle insanlar dünyayı farklı koklayıp nesneleri farklı yükseklikten görseler de Yosun’un benzersiz mücadelesinden öğreneceğimiz pek çok şey var. “Savaş en çok çocukları mı etkiler?” sorusunu da yüreğimize koyan roman, korkunç savaşların altüst ettiği nice hayatı gözler önüne seriyor. Savaşın ürperten yanını, çocuk okuru zedelemeyen, şiddetten uzak bir dille anlatıyor. Birçok dile çevrilerek yankı sağlayan bu roman savaş izlekli çocuk romanları arasında başı çekecek gibi görünüyor. n Neredesin Janinka / David Cirici / Çeviren: Fatmagül Ezici / Final Kültür Sanat Yayınları / 2015 / 128 s. / 10+ SAVAŞIN ÜRPERTEN YANI Yosun sokak köpekleriyle karşılaşır, sokaklarda, karanlık köşelerde, 78 5 Kasım 2015 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle