Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Memleket Yazıları Önsöz Ayfer Tunç Önsöz Hanneke van der Heijden “Siyasetle ilgili oldum ama siyasi bir teşkilât içinde olmadım.” >> Önsöz Savaş Kılıç Önsöz Gökhan Akçura Önsöz Levent Cantek Önsöz Aslı Biçen Önsöz Erol Üyepazarcı Önsöz Artun Ünsal dar, eşinin, dostunun, çevresinin, ülkenin, dünyanın, iktidar ve muhalefetin varlığı ve sağlığı için de tehlike arz eder. Bunu deneyerek öğrenmiş nice tecrübeli gazeteci bu durumu çok iyi bilir. Beni gözleyen bir yakın dostum da... Bakmış ki bir yerde terk edilmiş, ne zaman nasıl patlayacağı belli olmayan pimi çekilmiş bir saatli bomba gibi küsüp köşesine büzülmüş bir gazeteci varsa o zaman onun eline derhal bir kalem tutuşturulmalı. Gerisi kendiliğinden gelir. Öyle de oldu. Bana T24 internet haber sitesinden bir telefon geleceği ve şaşırmamam gerektiği söylendi. Telefon geldi ve ben, T24’te çizip yazmaya başladım. Benim gibi aynı durumda olan gazetecilerin toplaştığı bir rehabilite merkezi gibiydi orası. Neşem yerine geldi. Hayata gülümseyerek bakmaya başladım. İnternet gazeteciliği ilginç. Ne yapacaksan yap gece saat yirmi dörde bir kala’ya kadar, maille gönder. Saat sıfır bir olunca, yani iki dakika sonra siteye bak, senin işin yayına girmiş bile. Çağdaş gazeteciliği de böylece yakalamış bulunuyorum. Her şerde bir hayır vardır derler ya... Önsöz Behçet Çelik Önsöz Tanıl Bora Önsöz Selim İleri Hazırlayan: Tuncay Birkan İSTANBUL/Merkez Yenibosna İSTANBUL/Sanal Mağaza İSTANBUL/Fatih Historia İSTANBUL/Avcılar Pelican Mall İSTANBUL/Levent Metrocity İSTANBUL/Acarkent Coliseum İSTANBUL/Bahçelievler Metroport İSTANBUL/Maltepe Carrefour İSTANBUL/Beykent Perla Vista İSTANBUL / Ataşehir Migros İSTANBUL/Cağaloğlu Sirkeci İSTANBUL/İNKILAP KIDS Acarkent ANKARA/Atlantis City Avm İZMİR/Balçova İZMİR/Çiğli BURSA/Nilüfer n Siz konuşmanın ben dinlemenin şehvetine kapılmışken devam edelim lütfen... Sizin dernek çalışmalarınız da vardır... n Örgütlü olmaktan bahsediliyordu ama herkes kendi sorumluluğunda ve kendi yalnızlığındaydı. Babam çok daha eskiden, ortada fol yok yumurta yokken bana, “Anlamadığın şeylere itibar etme, uzak dur,” anlamında mırıltı halinde bir nasihat geçmişti, aklımda kalmış. Biraz dediği gibi oldu. Siyasetle ilgili oldum ama siyasi bir teşkilât içinde olma SİYASET VE SANAT... dım. Sanatın güncelliği ve işlev yeteneği bana hep çekici gelirdi. Sonuçta Türkiye Sanatçılar Birliği ve Karikatürcüler Derneği gibi örgütlenmelerde, bana başkanlık dahil yönetim sorumlulukları verildi. Sanatçıların, ülkede ve dünyada umudu pompalayan devrimci siyasetin doğrultusunda, ortaya koyacakları yaratıcı üretimleriyle, mutlu gelecek adına etkin bir rol almalarını doğru bulurdum. Bu bakış, ne yazık ki pek çok kişi için devrimci sanat, siyasetin emrinde ve güdümünde olmalıdır şeklinde anlaşılıyordu. Kendi adıma vermeye çalıştığım mücadele işte bu anlayışa karşıydı; sanat üretiminin güncel etkisi ancak onun emir dinlemez, özgür ve özgün tutumu ile ortaya çıkabilir, anlamındaydı. n Katılıyorum... n Bu düşünceler ve bu hissiyat, beni kişisel çizimlerin ötesinde eksikliğini ve gerekliliğini fark ettiğim bazı uğraşlara yöneltti. İlgi alanımıza giren işlere baktığımızda, ne kendi geçmişimizi, ne de dünyanınkini biliyorduk. Bugün dünyada kimler neler çiziyor, nasıl çiziyor ondan haberimiz yoktu. Uzun yılların yöneticileri ülkemizi hem dışa kapalı hem de içine dönük halde tutmuşlar. Sonra gelen sınırlı anayasal özgürlük ortamı, bu konulardaki açlığımızı feci halde ortaya çıkardı. Bu açlığı doyurucu anlamda ilk gideren Turgut Çeviker’in 1986’da yayımına başladığı üçü büyük boy, toplam on üç ciltlik “Gelişim SürecindeTürk Karikatürü” adlı çizgi tarihi dizi kitaplarıdır. Kendi ilgi alanımız içinde yer alan çizgi dünyası ile tanışmak için de uluslararası sergi, kitap, yarışma gibi işlere kafa yormaya başladık. Akşehir’de yıllardan beri tanınmış tarihi mizah ustası Nasreddin Hoca adına doğal >> www.inkilap.com 16 5 Kasım 2015 KItap