22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

lan ? diğ mı? Onla ta yazan kadar do Savaş Ü RENKLER SESLER HARFLER AYTÜL AKAL NİLAY YILMAZ ÇİĞDEM GÜNDEŞ MAVİSEL YENER MUSTAFA DELİOĞLU KİTAPÇI ? M. YENER, A. AKAL, N. YILMAZ, Ç. GÜNDEŞ KİTAP GÖLGESİ Rosros Efendi ile Zenzen Hanım’ın gölgesinden payımıza düşenler... Üzüm satan kediler, balık tutan köpekler, “insanca” konuşmayı unutmuş insanlar ve daha neler… Filiz Özdem’in çocuklar için yazdığı son kitabı Rosros İle Zenzen, “tadı damağımızda kalanlar” listesine girmeye aday. Her çocuk kendine “tadı damağımda kalanlar” listesi yapsa, “büyük”ler o işlevsiz reçete/listelerden vazgeçer belki! anımsatmaktır. Evde artık kendi dillerinde değil, sadece insan dilinde konuşup insan dilini unutan sahiplerinin kafasını karıştırmaya karar verirler. Üstelik üç gün boyunca hiç iş yapmayacaklardır. Hınzır kedi ve hınzır köpeklerin bu tuhaf davranışları sahiplerini üzer, kızdırır. Her işlerini kedileri ve köpekleri yaptığı için kendilerine yemek bile hazırlayamazlar, karınları acıkır. Üçüncü günün sabahında, Pıtpıt ile Çıtçıt, Rosros Efendi’ye, Bitbit ile Gitgit, Zenzen Hanım’a kırk bir kere aynı şeyi söyleyerek onları aynı yere gönderirler. Çaresizce bu yönergeyi uygulayan sahipleri bir kuyunun başında bulurlar kendilerini. Kuyunun kapağını kaldırıp suya baktıklarında kendi gölgelerini göreceklerdir. Önce kendileriyle yüzleşmeleri, sonrasında birbirlerinin gözlerinde kendi yansımalarını görmeleri gerçeği keşfetme yolundaki kocaman adımlarını simgeler. İçinde bulundukları açmazları fark etmenin ötesine geçebilecekler mi bakalım… Filiz Özdem’in fabl tadındaki bu masalının çeşitli yaş gruplarına vereceği farklı iletiler var. Ustalıkla örülmüş alt metinler, farklı gerçekliklere dikkat çekiyor. Rosros Efendi ve Zenzen Hanım’ın simgelediği dünyalar düşündürüyor okuru. İnsanoğlunun bozduğu düzeni, hayvanlar yola koyabilecek mi bakalım… Masalın sarmalında vardığımız “öte”ler, dostluk, aşk, sevgi, kaygı, can sıkıntısı, umut, aptallık, mutluluk, özgürlük, inanmak gibi farklı duygular üzerine düşündürüyor okuru. Yazarın Rosros Efendi ve Zenzen Hanım’ı kuyunun içindeki suya baktırması, masalın doruk noktası. “Habersiz, bilinçsiz” bireylerin kendileriyle yüzleşmesinin simgesi su. Kişiler kendilerine erişebildiğinde mutlu olabiliyor ancak. Önce yazarı, sonra da okuru kımıldatan sorularla dolu felsefi bir yolculuk bu. Kitap “yazgı” üzerine de düşündürüyor. Yazgıya başkaldırılabilir mi? Yazgıya karşı çıkarak, insanı, toplumu, doğayı çağdaş bir çizgiye çekebilir miyiz? Rosros ile Zenzen’de birikmiş olan tatları yansıtmaya bir yazı elvermez; okuyun, tadın… Çocuklarımız “Tadı damağımızda kalanlar listesi”ni, hemen şimdi oluşturmaya başlasınlar! Nermi Uygur bir denemesinde kitapları “besin”e benzetiyor. İnsanın en çok gereksinim duyduğu bir besin olarak niteliyor onları. Diyor ki: “Tanıdık tanımadık, kitap okuyan herkesin yanına sokulup en dost sesimle ‘yarasın’ diye fısıldamak istiyorum.” Ben de diyorum ki; Rosros ile Zenzen yarasın! İyi okumalar.? www.maviselyener.com Rosros ile Zenzen/ Filiz Özdem/ Resimleyen: Buket Topakoğlu Gencer/ Yapı Kredi Yayınları/ 2012/ 41 s./ 6+ Kral ve Tohum/ Eric Maddern/ Resimleyen: Paul Hess/ Çeviren: Dilanaz Ünal/ Mandolin/ 2011/ 28 s./ 5+ En Güzel Dünya Hikâyeleri serisinde yer alan Kral ve Tohum, “Tohum” adlı bir Çin masalının Avrupa sürümüdür. Yaşlandığını ve ölüme yaklaştığını düşünen Kral Karnak, kendisinden sonra tahta geçecek vârisi olmadığı için üzgündür. Sonunda aklına bir fikir gelir. Bir yarışma düzenleyeceğini ilan eder. At üstünde mızrak ve kılıç kullanarak düello yapacak yarışmacılardan en iyi kim savaşırsa, onun kral olacağını söyler. Böylece kral olmaya hevesliler toplanır. Ama asıl yarışma bu değildir! Cesaretin ve dürüstlüğün sınanacağı bu yarışma, “savaş” sözcüğünden çok uzaktır… Koyasan, Ruhlar Onu Bekliyor.../ Darren Shan/ Çeviren: Arif Cem Ünver/ Tudem/ 2011/ 88 s./ 10+ Koyasan, köyde yaşayan diğer çocuklardan farklıdır. Nehrin karşı tarafındaki mezarlıkta oynamak diğer çocuklara çok eğlenceli gelirken bu Koyasan için bir kâbustur. Aslında mezarlık gündüzleri güvenlidir, ruhlar akşam karanlığında ortaya çıktıkları için gündüzleri çocukların mezarlığın etrafında oynamasında sakınca yoktur. Ama yine de ruhların varlığı Koyasan’ı gündüzleri de rahatsız etmekte, onların nefesini gündüz de olsa sürekli hissetmektedir. Yıllardır köprünün diğer tarafına geçemeyen kızın bu korkusunu diğer çocuklar da bilir ve onunla dalga geçerler. Koyasan her gün köprünün diğer tarafına geçme amacıyla nehir kıyısına gitse de bunu başaramaz. Ancak bir gün küçük kız kardeşi onu dinlemez, akşam karanlığı çökerken köprüden geçer ve mezarlık içinde gözden kaybolur. Kardeşi ruhlar tarafından esir alınan Koyasan’ın artık nehrin karşısına geçmek ve kardeşini kurtarmaktan başka çaresi yoktur. Korkularıyla yüzleşmenin zamanı gelmiştir. Ancak her şekle bürünebilen ruhların eline geçen bir ruhu almak hiç de kolay bir iş değildir. Koyasan kardeşini kurtarmak, ruhlar da Koyasan’ın ruhuna sahip olmak isterken gece karanlığında ruhların mezarlığında neler yaşanacak dersiniz? Ucubeler Sirki ile uluslararası üne kavuşan yazar Darren Shan’dan heyecanlı bir öykü daha... Etkili Sıfır/ Kambiz Kakavand/ Evrensel Çocuk Kitaplığı/ Resimleyen: Samira Alikhanzadeh/ Türkçeleştiren: Cihan Gerçek/ 32 s./ 2011/ 5+ Sıfır! Ah! Ne olumsuz anlamlar yükleriz sıfıra. “Otur, Sıfır!” Ya da “Senin bu işe yeteneğin sıfır!”. Taraftarı olduğumuz takım golsüz berabere kalınca pek üzülürüz; “Sıfır sıfır bitti.” Yüzümüzü ekşitir bu sonuç. Oysa 22 berabere kalmak öyle mi ya? Bir gol onlardan bir gol bizden derken 22, güzel bir beraberliktir. İşte Etkili Sıfır, böyle bir sıfırın, iki çizgi ve bir çemberden (0) oluşan ve yalnız yaşayan bir sıfırın öyküsü. Kimse onu sevmediği için etkili sıfır çok mutsuzmuş. Bir gün bu duruma daha fazla dayanamamış ve yapayalnız yaşadığı defterden kaçıp gitmiş. İlk durak bir boyama kitabı olmuş. Çok güzel bir resmin olduğu bir sayfaya varmış etkili sıfır. Bir dağ, gökyüzü, ağaçlar, çiçekler, bir ırmak, balıkların olduğu bu sayfada güneş yokmuş. Etkili sıfır, resimdeki gökyüzüne doğru yürümüş, güneş oluvermiş. “Etkisiz eleman” olarak da bilinen sıfırın aslında yaşamımızda ne denli etkili olduğunu anlatan kitabı çocuklar severek okuyacak. Cik!/ Yazan ve resimleyen: Joke van Leeuwen/Çeviren: Burak Sengir/ Hayykitap/ 2012/ 168 s./ 9+ Günlerden bir gün, dürbünüyle kuş gözlemeye çıkan Warre, çalılıkların dibinde yatan tuhaf görünümlü minik bir şeye rastlar. Onun bebeğe benzeyen bir kuş mu, yoksa kuşa benzeyen bir bebek mi olduğunu bir türlü kestiremez. Çünkü bu miniğin kanatları vardır! Etrafa seslenip bir sahibi olup olmadığını sorar, yanıt alamayınca da onu alıp evine götürür. Karıkoca onu çok sever, ona çok bağlanırlar; üzerine titredikleri bu kuş bebeği sıradan bir kız çocuğuymuş gibi eğitmeye, terbiye etmeye çalışırlar. Kuş bebek diğer kuşlar gibi ötmeyi ya da cıvıldamayı da bilmez. Çıkardığı, “cik” sesidir yalnız. Birkaç kelime öğretebilseler de onu eğitmeyi bir türlü beceremezler. Üstelik işler hiç de istedikleri gibi gitmez... Winx ClubKalp Asla Yalan Söylemez/ Iginio Straffi/ Resimleyen: Francesco Visicchio/ Çev.: Bahar Ulukan/ Artemis Çocuk/ 2011/ 63 s./ 8+ Bol renkli resimler ve desenlerle bezeli sayfalar ve periler… Winx perilerinin bu kitabında Riven, Miusa’ya evlenme teklif eder. Winx perisi, Tecna’dan akıl danışmak isterken, Riven birden ortadan kayboluverir! Trixlerden Darcy, Miusa’nın nişanlısı Riven’in aklını çelmiştir. Miusa ise Tecna’ya verdiği sırrın korunmasını ister. Ama Bloom ve Stella bu sırrı ortaya çıkarıverir. Ardından kıyamet kopar! Miusa kaçıp Melody’ye gider ama orada da onu bir tuzak bekler. Miusa ve Riven bir araya gelebilecekler mi acaba? Annem Babam Yalanı Sevmez/ Savaş Ünlü/ Resimleyen: Volkan Akmeşe/ Bu Yay./ 2011/ 96 s./ 9+ Yalnızca anne babalar mı? Yalanı kimse sevmez. Öğretmenler de. Bu nedenle öğretmenin söyledikleri hiç kulağından gitmez Tunç’un: “İnsan sevmediği kişiye yalan söyler. Sevdiği insana ölse yalan söylemez.” Peki ama, yalanı sevmeyen şu büyükler, beya? zı, pembesi, mavisi…neden kendileri ya Neşeli rek izled etmeyi ç anlatılıyo düşünün yoldan g cek… Fi ma yeter hemen a Ayaklar 2 tapta Mu da. Üste deniz filin kalabilir man bir bunu öğ lar… ? Mavisel YENER ağlar mahallesi Vesves sokaktaki kocaman bir konağa davet ediyor okuru Filiz Özdem. Kırk bir penceresi, dört kapısı olan üç katlı bir konaktayız. İnip çıkarken ahşap basamakları gıcır gıcır ötüyor, rüzgâr estiğinde kepenkleri zangır zangır titriyor. Rosros Efendi, bu konakta kedileri Pıtpıt ve Çıtçıt ile birlikte yaşıyor. Aslına bakarsanız, sokağa pek çıktığı yok. Evde kedileriyle konuşa konuşa insan dilini unutmuş, kedi dilinde konuşuyormuş. Rosros Efendi dışarı çıkmazmış ya, geçimini kedileri sağlarmış. Her sabah erkenden kalkar, evi derleyip toplar, Rosros Efendi’nin üzüm bağlarına giderlermiş. Bağbozumu zamanı gelince köylülerle birlikte üzümleri toplar, kasabada satarlarmış. Pıtpıt ile Çıtçıt hem insan dilini hem de kedi dilini konuşuyorlarmış. Günlerden bir gün, kasabanın biraz uzağındaki bir balıkçı köyünden geçerken kendi yaşadıkları konağın tıpatıp aynısını görmüşler. Üstüne üstlük, konağın kapısında iki köpek duruyormuş. “Birinin elinde kocaman bir tencere varmış. Sütçüden süt alıyormuş. Diğeri de elinde parayla bekliyormuş. Bir de bakmışlar ki, köpekler sütçüyle insan diliyle konuşuyorlar.” (s.11) Köpeklerin isimleri Bitbit ile Gitgit’miş. Evin sahibesi de, huyu suyu Rosros Efendi’ye benzeyen Zenzen Hanım’mış. Bitbit ile Gitgit evde köpek dilinde, sokakta insan dilinde konuşuyorlarmış. Evin geçimini, kayıklarında çalışan balıkçıların tuttukları balıkları satarak sağlıyorlarmış. Kediler ve köpeklerin tanışıp ortak yanlarını keşfetmelerinden sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmamış. “Biz artık insan işleriyle uğraşmak istemiyoruz! Ayrıca kendi dilimizde konuşmak istiyoruz!” (s, 15) İşte bu düşünceleri, bir şeylerin değişmesi için itici güç olacaktır. Onlar artık “kedice”, “köpekçe” işlerle uğraşmak istediklerini fark etmişlerdir. Bunu yapabilmenin en iyi yolu Rosros Efendi ve Zenzen Hanım’a birer insan olduklarını yeniden B Hanım v benzeme Hemen G Hep birli lışırlar. G ler. Biraz OK H kü ? Ö açaca düşün gınlaş kanlığ nın te ve ifa dir. D korkm korkm madığ yeteri sevgi şartla mayı olmal lerine sabırl ilen ran, s tiştire sevgi SAYFA 22 ? 23 ŞUBAT 2012 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1149 CUM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle