23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

V TR NDEK LER ¥ mış ve kitle iletişim araçları ile birlikte seçmenler bilinçlenerek siyasette aktif rol oynamaya başlamışlardır. Hiç şüphesiz ki seçmenlerin siyasal tercihleri sahip oldukları sosyokültürel yapıdan etkilenmektedir.” Ahmet Burak Kahraman da bu çalışmada Isparta seçmenlerinin sosyokültürel yapıları çerçevesinde siyasal katılımlarına etki eden faktörleri ele almaya çalışmış. Bunun yanında seçmenlerin siyaseti algılayış biçimleri ve beklentileri de, Isparta özelinden Türkiye geneline uzanmaya çabalayarak, incelenmiş. Güneş Ülkesi/ Tommaso Campanella/ Çeviren: Selahattin Bağdatlı/ Say Yayınları/ 112 s. Tomasso Campanella’nın İtalyanca olarak kaleme aldığı “Güneş Ülkesi”, yaşamını adadığı özgürlük düşüncesinin ve otoriteye karşı boyun eğmezliğinin bir simgesi niteliğinde. “Güneş Ülkesi”, adaletsizliğin bilincinde olan, toprağından sürülmüş, zorunlu ihtiyaçlarını bile karşılamakta güçlük çekmiş ve bunun acısını taşımış bir insanın, adil ve dayanışmacı, baskı ve sefaletten arınmış bir toplum düşünün somutlaştırıldığı bir ideal kent tasarımıdır. Mutlu bir cumhuriyetin betimlemesi olan bu küçük kitap, 17. yüzyılda Fransa’da ve Almanya’da konuşulup tartışılmış; 19. yüzyılda pozitivistler ve sosyalistler arasında da yayılmış. “Güneş Ülkesi1, Avrupa tarihine ve kültürüne karşı aldığı mesafe ve ele aldığı ekonomik kolektivizmin yanı sıra, üslubu ve doğallığıyla da dikkat çekmiş. stanbul’un Köyleri/ Editör: A. Görkem Esin/ stanbul l Özel daresi/ 352 s. İl Özel İdaresi ile İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı tarafından birlikte gerçekleştirilen İstanbul’un köylerinin tanıtımını amaçlayan “İstanbul Köyleri Araştırması” kitaplaştırıldı. Araştırmada, İstanbul il sınırlarında bulunan yüz elli bir köyün tanıtımı yapılırken bu köylerin sosyokültürel yapılarına ışık tutuluyor. Çalışma, aynı zamanda farklı açıdan ele alınan ilin kırsal özellikleri üzerine de yoğunlaşıyor. Araştırmada her bir köyün günümüzdeki durumlarına ek olarak kuruluş hikâyeleri, geçim kaynakları, demografik yapıları ve yöre halklarının kültürel değerleri hakkında da genel bilgilendirme yapılırken; özellikle 1950 ve sonrasında yoğunlaşan göç olgusunun köylerin genel durumuna olan etkisi de ele alınıyor. Kaliteli bir baskıya meraklılarına sunulan kitap, il sınırlarındaki yüz elli bir köyü birlikte ele alan ilk proje olması nedeniyle de özel bir önem taşıyor. Her Kuşakta Atatürk/ Güner Demiray/ Babıali Kitaplığı/ 222 s. Güner Demiray’ın kaleminden çıkan bu kitap, Atatürk ve Atatürkçülük üzerine belli süreçler içinde ele alınan inceleme ve deneme yazılarından meydana geliyor. Bu yazılarda genellikle Atatürk Cumhuriyeti’nin özünde yeralan ilkeler ve seküler felsefe yorumlanarak çağdaş Türk insanı ve yurttaşı olma bilinci dile getiriliyor. Yazıların bir bölümünde Türk Ulusu’nun yeniden varolma mücadelesinde, Atatürk’ün lider, kurtuluşçu, bağımsızlıkçı, devrimci, uygarlıkçı, birlikçi düşün savaşımları yansıtılıyor ve Anadolu aydınlanmasının önemi üzerinde duruluyor. Diğer bir bölümünde ise; küreselleşmenin dünyada, Türkiye ve Kıbrıs’ta yarattığı sancılara değinilerek, Batı’nın tavrına ve entrikalarına yer veriliyor. Anılarım ve Küçük Arkadaşlarım/ Nezihi Onaran/ Kendi Yayını/ 188 s. Hayatının kırk beş yılını çocuklara adayan Doktor Nezihi Onaran’ın küçük dostları, kendisi için her zaman mesleğinin ötesinde bir öneme sahip olmuş. Onaran yeni kitabı “Anılarım ve Küçük Arkadaşlarım” da onlara bir ithaf niteliğinde adeta. Çocuk doktoru Onaran, 1930’ların İstanbulu’ndan günümüze gelen yaşanmışlıklarını okuyucuyu, zaman tünelinin nostaljik labirentlerinde dolaştırarak aktarmış. Kitapta Onaran’ın hayatı boyunca irtibatını kesmediği dünün çocukları bugünün yetişkinlerinin sevgili doktor amcalarıyla ilgili anılarına da yer verilmiş. Nişantaşı’ndaki Üçgen Kitabevi’nde satışa sunulan kitabın tüm geliri Tohum Otizm Vakfı’na bağışlanacak. Osmanlı Kadınlarının Hayat Hakkı Arayışının Bir Hikâyesi/ Aynur Demir Direk/ Ayizi Kitap/ 104 s. “Vatandaşlık haklarının kadınlara altın tepside sunulduğu miti, kuşaklar boyunca dinlediğimiz, inandığımız, sorgulamadığımız bir “bilgi” olarak durdu. Ta ki feminist kadınlar o kadar da uzak olmayan bir tarihe bakana kadar. Gördük ki, bu topraklarda kadınlar söz almış, mücadele etmiş, sorgulamış… Feministler yüz yıl önce de varmış!” Aynur Demirdirek, okuyucuları Osmanlı kadınlarının sesiyle, sözüyle buluşturuyor kitabında. Kadınların eğitim hakkından çalışmaya, kılık kıyafetten evlilik düzenine, tacizden evlilik düzenine, kısacası hayat hakkı arayışlarına, tanıklık ediyor okuyucular Demirdirek’in çalışmasıyla birlikte. Karşı Anılar/ André Malraux/ Çeviren: Ömer Laçiner/ letişim Yayınları/ 532 s. “Karşı Anılar” 20. yüzyılı şekillendiren büyük tarihsel olayların birçoğuna ya aktif olarak katılmış ya da yakından tanık olmuş André Malraux’nun bu arka plan eşliğinde yaptığı bir ‘çağ muhasebesi’ niteliğindeki yapıtı. Renkli, derinlikli bir politik pratik ve entelektüel hayatın kazandırdığı bilgi, deneyim zenginliği ve olgunlukla, çarpıcı anılarla harmanlanmış “20. yüzyıl neydi?” sorusunun cevabını arıyor “Karşı Anılar”da Malraux. Yazar bu kitabında okuru Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’ndan İspanya İç Savaşı’na, Nazizme karşı direnişten toplama kamplarına, Çin, Vietnam ve Hindistan’ın devrimkurtuluş mücadelelerinden sömürgeciliğin tasfiyesi sürecine götürürken bu sürükleyici anlatıya insanın ve insanlığın ezeli sorunlarının, umut ve hayal kırıklıklarının gerilimini yüklemeyi de ihmal etmiyor. Günlerin Getirdiği/ Isabel Allende/ Çeviren: nci Kut/ Can Yayınları/ 436 s. Şilili yazar Isabel Allende, bu kitabında, ailesinin öyküsünü, kızı Paula’nın ölümünden alıp 2007 yılına kadar getiriyor. Bütün aile sorunlarının, boşanmaların, barışmaların, yerleşik toplum kurallarına ters düşen olayların, aşkların ve ayrılmaların arasında aynı zamanda kendi başarılarını ve acılarını, ilham perisinin peşinden dünyanın uzak yerlerine yaptığı yolculukları, hem aşklarını hem de mizah duygularını yitirmeden pek çok tehlikeyi atlatan, artık olgun bir yaşa gelmiş bir erkek ile kadının aşk hikâyesini gözler önüne seriyor. “Günlerin Getirdiği”, Allende okuyucuları için gerçek bir armağan niteliği taşıyor. Kitapla birlikte okuyucular, onun yapıtlarına daha içerlikli gözle bakıp eserlerinde yazarın hayatının izini sürebilecek. Postane/ Charles Bukowski/ Çeviren: Avi Pardo/ Parantez Yayınları/ 166 s. “Postane”, Bukowski’nin ilk romanı. Yazarın yaşamının önemli bir parçasını oluşturan postacılık günlerini, o günlerde çektiği acıları, zorlukları, bürokrasiyle ve anlayışsız yöneticilerle boğuşmalarını ve tabii posta alıcıları ile maceralarını anlattığı romanı, Avi Pardo çevirisiyle okuyucuların karşısında. Roman, yayımlanması ile birlikte Amerikan edebiyat çevrelerinde de büyük ilgi görmüş ve ‘çığır açan bir eser’ olarak nitelenmiş. Amerika’daki bu başarı kısa zamanda tüm dünyaya da yansımış ve “Postane”, on beş dile çevrilmiş. Rahat anlatımı ve konusunun ilginçliği yanında taşıdığı mizah unsurlarıyla da dikkat çeken roman, kahramanı Henry Chinaski’yi ve onun başından geçenleri neredeyse okuyucuya kahkaha attırcak kadar tatlı bir dille ama eleştiri oklarını eksiltmeden anlatır. Soul Kitchen/ Jasmin Ramadan/ Çeviren: Regaip Minareci/ Everest Yayınları/ 232 s. Her şey, üç arkadaşın Fatih Akın, Jasmin Ramadan ve Adam Bousdoukos’un, Hamburg’da sürekli gittikleri Sotiris adlı restoranda başlar. Akın, midelerine olduğu kadar ruhlarına da iyi gelen bu mekândan ilham alarak, arkadaşlarının başrolde olduğu bir hikâye yazmaya koyulur; sonraları bir projeye dönüşecek bu hikâyenin adı ise “Soul Kitchen”dır. Jasmin Ramadan projenin bu roman kısmında okuyucuları hikâyenin başlangıcına götürüyor. Okuyucular romanda Zinos’un çocukluğundan başlayarak, ailesi, arkadaşları, bir Yunan adasında yaşayan teyzesi ve âşık olduğu kadınlar ile tanışıyor; onun bir yetişkin olurken aldığı ya da almadığı, derslere tanıklık ediyor. Ramadan; Zinos’un rehberliğinde, Hamburg’dan Yunan Adaları’na, oradan da Karayipler’e uzanan çokkültürlü ve lezzet dolu bir yolculuğa davet ediyor herkesi. Ardâvirâfnâme/ Ardâvirâf/ Çeviren: Nimet Yıldırım/ Pinhan Yayınları/ 198 s. “İskender Avesta ve Zend’i yakınca temel dini kaynaklarını kaybeden İrânşehr halkı dini gerçekleri yeniden öğrenmek amacıyla Ardavirâf’ı ruhlar âlemine gönderir. Ruhu Çinvâd Köprüsü’nden geçtikten sonra Suruş ve Tanrı Azer onu ellerinden tutup Arâf’tan geçirir. Önce cennetin tabakalarını tek tek gezip Hürmüz’ün makamına varan Ardavirâf daha sonra cehennemi ve cehennemliklerin durumunu görür.” “Ardavirâfnâme” Sasanîler döneminde yaşamış ünlü Zerdüşt din adamı Ardavirâf’ın cenneti de içine alan öteler dünyasına seyahatini, cennet, cehennem, berzah seferini konu alan önemli bir yapıtı. Kitabın yazarı ayrıca, cennetcehennem seyahatine çıkan ilk gezgin olarak bilinir. Bu bağlamda “Ardavirâfnâme” de ahiret alemine seyahat konusunda yazılmış en eski kaynak olarak nitele¥ nir. 28 TEMMUZ 2011 SAYFA 27 ¥ ğund yollar namma... tizci C roma da. Y uzakl roma kâyes na Ne dildiğ yük b man i hatta du da fer ve tabın şirilen impa kadar getire cular ditler rerek bedel deyke ne ge olmas bu bü okuyu açıda luşan denem Mısır CUMHURİYET KİTAP SAYI 1119 SAYF
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle