04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

le edildiğini yazmıştım. Gerçekten de Allah kimseyi dönek, gaf kaynağı E.G.’nin durumuna düşürmesin. Almanya Savunma Bakanı KarlTheodor zu Guttenberg, doktora tezinde intihal (bir kişinin, bir başka kişiye ait ifade, buluş veya düşüncesini kendisine aitmişçesine kaynak göstermeksizin yapıtında kullanması) yaptığı eleştirisi alınca görevinden derhal istifa etti. Başbakanlık eski müsteşarı Ömer Dinçer (Ö.D.), intihal suçu işlediği gerekçesiyle YÖK tarafından öğretim üyeliğinden atılırken, Ankara İdare Mahkemesi de onu suçlu bulmuştu. Derken Ö.D. 2007 seçimlerinde milletvekili seçildi; ardından bakanlığa tırmandı. Futbol takımları başarısız olunca, başkanlarının ortaokullu fanatikleri utandıracak düzeyde açıklamalar yapmasına inanasım gelmiyor. “Klasik müzik eserlerinin neredeyse teneffüs zilinde Beethoven’in Für Elise’i veya reklam cıngılı ya da deprem haberleri için dramatik fon müziği düzeyinde girmiş olması, evrensel çoksesliliğin hâlâ ya da henüz kulaklarımıza sadece bölük pörçük olarak ulaşabildiğini gösteriyor.” (Cumhuriyet Kitap – 17.02.11, Prof. Dr. Pınar Aydın) ¥ zılarında, bir köyenstitüsü kaynak kitabının sıcaklığını duyumsarım. 2472 Aylık “designinteriorfashionartlifestyle” dergisi WALLPAPER, bazı tasarım okullarında kaynak kitap niyetine okutulur. WALLPAPER’in geleneksel küresel tasarım ödülleri şubat ayında sahiplerini bulur. Bu “Yılın en iyi çalışma ortamı” ödülü VAKKO’nun yeni merkezine verilirken; Türk firması AUTOBAHN ise Hong Kong’ta “208 Duecento Otto” firması için uyguladığı tasarımla, “en iyi yeni restoran” kategorisinde finalist oldu. (Bağlarbaşı’nda, Kuşbakışı Caddesi’nde konuşlanmıştır VAKKO’nun albenili binası; görmeye değer. Karşısındaki 130 dönümlük arazi Yapı Kredi’ye aittir. İçindeki, son Halife Abdülmecid Efendi’nin köşkü yalnızca ülkenin değil, dünyanın da en görkemli dış cephelerinden birine sahiptir; duvara rağmen buna kısmen tanık olabilirsiniz. Giriş katının içinde dev bir Avni Lifij duvar panosu vardır. Yapı Kredi’de görevliyken, o tarihi başyapıtı kutsal emanet bellemiştim.) 2473 KATARAKT! Değerli yazar, eleştirmen ve estet John Berger (doğ.1926) ile küresel çizer(imiz) Selçuk Demirel’in (doğ.1954) turfanda ortak yapıtı bibliyofiller için “elzem” kitap. John Berger geçen yıl geçirdiği ameliyatı öz notlarla kayıt altına alırken, katarakt sanki onun, “Seninle de olmuyor, sensiz de olmuyor” kıvamında bir arkadaşı. Kataraktın anlamı (Yunan kökenli; çağlayan veya üstten inerken girişi engelleyen kafes), onun gururla taşıdığı apolet midir bilemem; ama onun Bizanslı bir resim eleştirmeni olduğu kanısına, kitabı bir oturuşta bitirirken vardım. 2474 İkon ressamım Howard Hodgkin’dir (doğ.1932). Benim için Asım İşler (19412007) Türkiye’nin Hodgkin’idir. 1990’dan itibaren yaptığı soyut dışavurumcu “işler” küresel boyuttadır. Nicedir resim toplamayı bırakıp kitaba yönelmiştim. Bir Asım İşler’im, bir de Yavuz Tanyel’im olmalı diye düşünür oldum. (Hangi koleksiyon natamam değildir ki?) Asım İşler’in Tirebolulu olduğunu okumuştum. (Denizden yaklaşırken bence Türkiye’nin en güzel ilçesidir.) Üstadın kızı Şevgan İşler’in armağan ettiği ve döne döne izlediğim monografide, onun yedek subaylığını ca’nım Artvin’de yaptığını öğreniyorum. Evet, bir Asım İşler’imiz de olmalı! cı: 2468 Kaç Yıl Oldu? 2011’den – Fırat Buda Kanal 6’da Ceviz Kabuğu’nun canlı yayını sırasında, “Hulki Cevizoğlu’nun kanalımızla artık hiçbir ilgisi bulunmamaktadır!” diye bir altyazı geçeli 12 yıl, Hande Ataizi, bandajlı burnunu gazetecilere göstermemek için bir gece kulübünün tuvalet penceresinden kaçmaya çalışırken sıkışıp yardım isteyeli, 12 yıl, Kenan Evren’in emriyle Ankaragücü birinci lige çıkalı 29 yıl, Kurtlar Vadisi karakteri Çakır’ın dizideki ölümünden sonra, Türkiye’nin birçok yerinde cenaze namazı kılınalı ve gazetelere başsağlığı ilanları verileli 7 yıl, Bülent Ersoy, Adana konserinde bir seyirciden gelen, ‘Çırpınırdı Karadeniz’ isteğini söylemeyince, kurşunlanarak bir böbreğini kaybedeli 22 yıl olmuş… 2469 Kurşuni bir şubat ikindisi! Bir özel hastanede yoğun bakımdan, normal bakıma henüz alınan kadim dostumun başındayım. Karısı bir nedenle koşturarak lobiye inerken bir hemşire odaya giriyor. Nabız ve ateş ölçülmesinden sonra sanki otomatiğe bağlanmış bir sesle açıklamalarda bulunup birden, “Bir sorunuz var mı?” diyor. Dostum gözlerini açmaya zorlanırken, ben bir soru sormayarak kabalık etmiş olmak istemiyorum. “Fenerbahçeli misiniz?” diye şakıyorum. 2470 Mustafa Başarslan KİTAP İÇİN’de birkaç kez “milli” olmuştu. O, yayıncılık arenasının hem çeşnicibaşısı hem de ayaklı bilgisayarıydı. Pandora Kitabevi’nde çalışırken turfanda kitaplardan nitelikli bir seçkiyi özel raflarda hazır tuttuğu gibi, ıskaladığım kitaplarla ilgili nice sorunumu da çözerdi. O güya emekli oldu ve birikimiyle kitapseverlere artık değişik kanallarda yardımcı olacak. “Tozlu Kitap” nam bir web sitesi kurdu (www.tozlukitap.net / email: [email protected] ve [email protected]). Eski, baskısı bitmiş ve bulunamayan kitap ve dergiler, araştırma ve incelemeler için bilgi ve kaynak ve ezcümle kitaplarla ilgili her türlü sorun için yukarıdaki adreslerden ona ulaşılabilinir. 2471 Sadık Aslankara’nın (S.A.) Cumhuriyet Kitap’taki 10.02.11 tarihli yazısını bitirirken karşılaştırmadan edemedim. Sığlıkistan’ın Şeyhüleleştirmeni ve dönek Semih Gümüş tanınmış öykü yazarlarının kitaplarını sahiplenir. Onları klişe cümlelerle irdelerken, çevirisinden okuduğu demode eleştirmenlerden yerli yersiz alıntılar da yapar. Kişisel çıkarına göre onlara methiye düzmekten çekinmez. S.A.; ilk veya ikinci kitabı bir alçakgönüllü yayınevi tarafından yayımlanmış adı duyulmamış ama ıskalanmaması gerektiğine inandığı öykücüleri yeğler. Onları öz ve içten cümlelerle tanıtırken, sevecen bir eğitmen gibi eleştirir de. Ya Dimiter Hristoff ile Selçuk Altun, 17.03.2011. 2475 Dimiter Hristoff (doğ.1926) Sofya’da doğdu, çocukluğunda İstanbul’a taşındılar. Güzel Sanatlar Akademisi’nde İbrahim Çallı ve Zeki Faik atölyelerinde resim eğitimi aldı. Babası Peter Hristoff da ressamdı ve Hayri Çizel, A. Sami Boyar ve Şerif Renkgörür’le yakındı. Torun Peter Hristoff İstanbul’da doğdu, 1963’te beş yaşındayken bu kez ailecek New York’a taşındılar. Peter ressam ve akademisyen oldu. Üç kuşak Hristoff’lar, Kâzım Taşkent Sanat Galerisi’nde 2004’te “Üç İstanbullu” başlıklı bir sergi açmışlardı. (Üç ustadan da resim edinmek kısmet olmuştu.) Dede Hristoff 1979’da Paris’te vefat etti. Baba, oğul Hristoff’lar New Yorkİstanbul hattında gelgitlerini sürdürmekteler; KİTAP İÇİN’e az konuk olmamışlardır. 17.03.11 akşamı Asmalımescit’te, Dimiter Hristoff’un C.A.M. Galerisi’ndeki Remembering Istanbul (İstanbul’u Anımsamak) başlıklı sergisinin açılışındaydık. Kadim İstanbul konulu resim ve baskılar 19401950 döneminde, İstanbul’da yapılmışlardı. Altmış yıl sonra kentlerine dönmenin sevincini yaşar gibiydiler. Bir ara, bir ney sesi sergi salonunu ağır ağır dolduracak sandım. 5 MAYIS 2011 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1107 SAYFA 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle