04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

R Ş R ği ür’ Kapıyı ‘umutla’ çalıyor! Ünal Ersözlü Yunus Nadi Şiir Ödülü’ne değer görülen Ersözlü, yaşama ayna tutmaya çalıştığını vurguluyor. Bir başkasının yüzüne atılan tokadı kendi yanağında hisseden, yaşadığımız yüzyılın kavgalarla, savaşlarla cehennem yerine döndüğünü bilen, “Orta yerde acımasız bir çark var” diyen; bu çarkın gölgesinde hayatın anlamını arayan, insana dair ne varsa ona ayna tutmaya çalışan, Anadolu’nun değerlerini melodik bir dille aktaran bir gazeteci çalıyor kapınızı. Ë Ozan YAYMAN 011 Yunus Nadi Şiir Ödülü’ne, “Kapıyı Çalıyorum” adlı dosyasıyla değer görülen gazetecişair Ünal Ersözlü, kapıyı hüzünle çaldığını söyleyerek ekliyor: “Ama bir yandan da umutla, şiirle...” Yunus Nadi Ödülü’nü almanın kendisi için büyük onur olduğunu aktaran Ersözlü, “Bu onuru şiirseverlerle paylaşmanın mutluluğunu yaşıyorum” diyor. 1980 yılında başladığı şiir serüvenini aralıksız sürdüren Ersözlü, kendisini değerlendirme konusunda zorlanacağını ifade ederek, “Az yazan, yazdıklarını yaşanmışlıklardan süzmeye çalışan bir şairim” diye konuşuyor. Çok iyi şairlerin yetiştiği bir ülkede şiir serüvenine katılmanın zor yol olduğunu aktaran Ersözlü, şiir ve şairliği adına şunları söylüyor: “Onca iyi usta şairin yanında, şiir serüvenimde amacım, hep iyi şiirin peşinde koşmak oldu. Zaman dehlizinde, insanlık sahnesinde, şiirle kalıcı olmak istedim. Şiir ve şairlik, benim için, bazen totaliter sınırlarla, bazen zorbalıklarla çevrilen, soluklarımıza kıyılmış bu telaşlı gündelik hayattan; emek vererek, mücadele ederek kurtarılmış bir ada. Ancak o ‘özel adaya sığınarak’, yaşamı tüm boyutlarıyla hissedip, yaşayabiliyorum. O şiir adası acı ile bazen de yoğun sevinçlerle kurulu. Yazdığım her dizeyi, emek vererek, kocaman Türk şiirine layık olmaya çalışarak, üretme çabasında oldum. Ayrıca kendimi derinlikli şiir sanatının, çok mütevazı bir yolcusu, sadece bir şiir işçisi olarak görüyorum. Bu nedenle Yunus Nadi Ödülü, benim için çok anlamlı, şiirime büyük değer katan, tarifsiz güzellikte bir onur.” Ünal Ersözlü’nün, Yunus Nadi Ödülü’ne değer görülen, “Kapıyı Çalıyorum” adlı şiir dosyası önümüzdeki günlerde Kırmızı Yayınları tarafından yayımlanacak. Şair, dosyasıyla ilgili olarak, “Şiirde biçim ve ses anlamında yeni yollar açmaya çalıştığım, özde ve biçimde peşinde koştuğum yeni arayışlarımın devamı niteli nar, Buan orum... m, geleer geşte ka olan … Şiii elinde mişi, kesinl olaygular. ması luğu urada ağı ka ileri, kışıyla nuz. ci mi? nu halde rşı duin vazbirka 2 başkalsöyler muhaleırı şiir etkileerecek ağlar manlaüzel telik k aktaçok dönem men, klı dalsizin e şiirlegeldiği elli medim renBunukoşulun ayrıce. Dil lışkanmiş dek katuyorki de ği olue. 1107 ğinde bir yapıt. Bu çalışmamda, bir yandan bugünden geçmişe, eylül yıllarına, darbe günlerine giderken; diğer yandan günümüzün acımasız çarklarında; hayatın anlamı, aşk, inanç, insanın tüm halleri, zorbalık, hüzün üzerine, günümüze ayna tutmaya çalışıyorum” görüşlerini vurguluyor. “Kapıyı Çalıyorum” ile ayrıca insanın özündeki gerçek acıyı yansıtmaya çalıştığını aktaran Ersözlü şunları söylüyor: “Günümüzün bu kapısını çalarken, bunu fısıltıyla yapıyorum. Sessizce, sessiz şair çığlığı ile ‘lütfen sesime kulak verin’ deme arzusundayım. Çığlığım, fısıltılı halinde. Herkesin bağırarak, birbirini ötekileştirerek konuştuğu günümüz Türkiyesi’nde, sessiz, sahici, fısıltılı çığlıkların daha etkin olacağına inanıyorum. Ülkemi ölümden uzaklaşmaya ve sahici barışa çağırıyorum. Kötü bir çağda yaşıyoruz. Başta kendi coğrafyamız olmak üzere kanla kirlenen, kanla beslenen kötü bir dünya var. Ortadoğu’da bebeklerin öldürüldüğü dünya söz konusu. Şiirsel duyarlılığın bu tablonun dışına taşması söz konusu olamaz. Ölümlerin, acıların, savaşın, kötülüklerin teşhirinin, barış arzusunun şiire girmemesi mümkün değil. Barış çağrısının şiirde olmaması olanaksız. Goethe’nin deyişiyle ‘insan kendisini, sadece insanda tanır’ ve kanımca gerçek şiir de, özünde hayatın, insanın aynasıdır.” Ersözlü, kendisinin 78 Kuşağı’ndan olduğunu söyleyerek, “Kuşağım, sevgiyle, saygıyla, alkışlayarak anabileceğim, dostluklarını da paylaştığım çok değerli şairlere sahip. Bu şairlerin, benim de dahil olduğum bazıları, geçmişte cezaevlerinde olgunlaştı. Elbette şiirin genel serüveni, sadece cezaevlerine, duvarların ardına sığdırılamaz. Ama demir parmaklıkların arkası da, hem şiire başlamak, hem de şiiri sürdürmek için başlı başına kışkırtıcı bir nedendir” diyor. 12 Eylül süreciyle birlikte tanıştığı cezaevi yıllarının şiirinin üzerinde derin izler taşıdığını söyleyen Ersözlü, “Kapıyı Çalıyorum’da da, görünenin altında, bu iz hep var, o yılların izi hep sürüyor” diyor. 5 MAYIS 2011 SAYFA 17 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1107
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle