04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ahmet Say’ın anıları Gelecekteki geçmiş Ahmet Say yaşamını, yaşananlarla örtüştürerek yazdı. Ağaçlar Çiçekteydi adını verdiği kitabında kendinden daha çok toplumsal olandan, öteki bireylerin yaşadıklarından söz ediyor. Bu nedenle, kendisini büyük oranda sakladığı düşünülebilir. Ë Veysel ÇOLAK e yazılırsa yazılsın, onun sakladıklarına açıklık getirmenin olanağı yok ama toplumsal yaşantıda kurduğu, geliştirdiği dostlukların öznelerinde Ahmet Say’ın başka fotoğraflarının da kalıcı olduğu rahatça söylenebilir. Bu anılar kitabı, belki de daha çok o fotoğrafları tamamlayacaktır. Belki, buradan yola çıkılarak birçok anı yeniden anımsanacak ve yaşanacaktır. 1974, Yeni Dergi, Yansıma, Yeni Adımlar, Varlık, Yeni A dergilerini soluk soluğa okuduğum günler. Yeni Adımlar’da yayımlanan, “Kara Lastiğin Mutsuzluğu” adlı öyküsüyle tanıyorum Ahmet Say’ı. Sonrasında Türkiye Yazıları dergisi buluşturucu oluyor. Onun kan ter içinde çalışmasına, hüznüne, coşkusuna, dimdik duruşuna, vefakârlığına, ideolojik tutarlılığına, umutla umutsuzluk arasındaki gelgitlerine, Fazıl Say’ın üzerine titremesine tanık oluyorum. İlk yazısının 1960’ta Ataç’ta yayımlanan “Diyalektik ve Estetik” adını taşıması, bu adlandırmanın içeriği açıklayıcı oluyor benim için. Bu, Bertolt Brecht sevgisi gibi görünebilir; elbette biraz öyledir. Diyalektik ve estetik tutum, daha çok hayatı doğru yöntemle kavramanın, anlamanın, yorumlamanın, değiştirmenin ve insana ilişkin her şeyde güzeli aramanın biricik olanağıydı. Ahmet Say’ın yaşam biçiminin açıklaması da bu. Ataç’ta, Eylem’de, Türk Solu‘nda, Türkiye Yazıları’nda, Cumhuriyet gazetesinde yayımladığı yazılarında kolayca görülebiliyor bu. Elbette 19501970 arası toplumsal değişimi, bu dönemin ekonomik, politik, kültürel yaşantısını anlattığı Koca Kurt romanı da bu bağlamda değerlendirilebilir, öyküleri de öyle. Onun bu özelliğini Fethi Naci, “Ahmet Sayın’ın ustalığı Türkiye’nin ekonomik, toplumsal yapısı hakkındaki 1107 N bilgisini bilgiçliğe kaçmadan vermesidir” diye ortaya koyar. Cemal Süreya ise “1960 kuşağı ve 1960 öykücülerinde pek rastlanmayan bir humor’la, eğleniyle dolup taşan anlatı” diyerek Ahmet Say’ın Türk edebiyatındaki yerini belirler. Gerek “Güneşin Savrulduğu Yerden” gerekse “İpek Halıya Ters Binen Kedi” bu bakış açısıyla okunabilir ama hikâyelerdeki diyalektik kavrayış da gözden kaçırılmamalı. Bu arada, Ahmet Say’ın “İpek Bir Halıya Ters Binen Kedi” adlı uzun hikâyesinden, epik bir çalışma diye söz ettiğini, bu hikâyenin oyunlaştırılmasını istediğini de belirmek istiyorum. Bu kadar değil elbette. Say, müzik alanında da Türkiye’de ilk olan çalışmalar koydu ortaya. Müzik Tarihi, üç ciltlik Müzik Ansiklopedisi, Müzik Sözlüğü, bugün müzik alanının temel yapıtlarından. Müzik Yazıları adlı yapıtı da, bu bağlamda değerlendirilebilir. Şimdilerde 1960 ve 1970’li yıllardaki gibi liselerde önemli kimliklerin yaşam öyküleri okutulmuyor öğrencilere. Bu tutumun pedagojik amacı unutulmuş gibi. Say’ın Ağaçlar Çiçekteydi kitabı bunu anımsatıyor nedense. Anılarının olması önemlidir her insan için. Anısız kalmak, ölüm gibi ürkütücüdür. Böyle düşündüğüm için, “Anısız kalasın dese ya biri/ inan, çeker silahımı vururum” dizelerini yazmıştım. Say’ın anıları, gelecekteki geçmişi düşünen; onun için yaşayan, eylemli olan, çalışan, düştüğü yerden kalkmayı bilen bir özneyle buluşturuyor okuyucuyu. Tanıştıklarında kendisine, “Anlattığın gibi yaz” diyen Orhan Kemal’in öğüdünü tutmaya devam ediyor bu kitabında da. Kendi yaşamından kesitler sunarken Türkiye’nin toplumsal, kültürel, ekonomik, politik tarihini, bu tarihin öznelerini de anlatıyor. Bir değil, yüzlerce fotoğraf canlanıyor yazdıklarında. Ağaçlar Çiçekteydi‘de 1950’den bu yana tüm yaşananlar, eşzamanlı ve artzamanlı olarak konuyor ortaya. Bu diyalektik kavrayış, anıların yazılışında da işlerlikte tutuluyor. Anlatılan her şey, alabildiğine somut, dipdiri. Ahmet Say, onca öznenin yaşadığı, tanık olduğu olguların, olayların; özetle, Türkiye’nin ve bir anlamda dünyanın net bir fotoğrafını koyuyor ortaya. Buram buram insan kokan bir kitap. Bir yaşamöyküsü, bir anılar kitabı özetlenebilir mi? Bunun olanaksız olduğu açık ama şu söylenebilir sanıyorum: Kış gelir ağaçlar değişir fakat gün gelir yeniden çiçeğe bürünür o ağaçlar. Ağaçlar Çiçekteydi/ Ahmet Say/ Evrensel Basın Yayın/ 388 s. 5 MAYIS 2011 SAYFA 25 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1107
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle