04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Merdan Yanardağ cemaate dokundu Ha Cumhuriyetin sonbaharı Hep birlikte heyecanlı bir polisiye izler gibi izlediğimiz Ergenekon operasyonunun aktörleri, bunların erekleri, tarihsel ve ideolojik arka planı aydınlığa kavuşturulmaya muhtaçtı. Deneyimli gazeteci Merdan Yanardağ, tam da bu ihtiyaçtan yola çıkarak kaleme aldığı yeni çalışması, I. Cumhuriyetin Sonbaharı adlı kitabında Ergenekon operasyonunu tarihsel, ideolojik, hatta felsefi bir çerçeve içine oturtuyor. Ë Ümit DERTLİ rgenekon operasyonunun en önemli sonuçlarından biri belki de ülkemizin siyasal fikir ikliminin, özellikle de solsosyalist kavrayışın büyük ölçüde sakatlaması, güdükleşmesi ve sığlaşması. Operasyonun polisiye gelişimine paralel olarak, ağır bir liberal hegemonyanın kurulduğu, solun etrafındaki ideolojik kuşatmanın gittikçe daraldığı, solun önemli bir kesiminin şu ya da bu biçimde bu liberal kuşatmaya teslim olduğu bir dönemden geçiyoruz. “Ezberleri bozma” sloganıyla yola çıkan liberal ideolojik saldırı solun pek çok mevzisini ele geçirdi. Ezberler gerçekten de bozuldu, kadim doğrular terk edildi. Ancak, ezberlerini bozup hakikati terk edenler analiz yeteneklerini de yitirdi. Siyasal süreçleri özneler ve erekler üzerinden değil, eylemler ve nesneler üzerinden okumaya ve anlamı bu okumadan çıkarmaya başlayanlar öznenin yedeğine düştüler. “Veli Küçük içeri atılıyorsa Ergenekon operasyonu iyi bir şeydir” diyerek bilimsel ve akılcı kuşkuculuğu bir yana bıraktılar. Bu tutum bazı çevreleri nesnel olarak iktidarın arkasında saf tutmaya itti. Arada, mesela Ahmet Şık’ın da hapse atıldığı son dalgada olduğu gibi acar dedektifin kahramanlığına gölge düşse de, hikâye ile ilgili şüpheler uyansa da, bu da yine sürecin faili üzerinden değil mağduru üzerinden yapılan bir analize dayandığı için davanın esasına ilişkin esaslı bir itiraz yükselemiyor. Ergenekon operasyonunun dört yıllık polisiye macerasını emperyalizmin son 2025 yıldır yürüttüğü, neoliberal dönüşüm, yeniden sömürgeleştirme saldırısı, “Büyük Ortadoğu” ve “Ilımlı İslam Projesi”nin de dahil olduğu tarihsel süreç içinde ele alıyor. I. Cumhuriyetin Sonbaharı adlı kitabının sunuş yazısında Merdan Yanardağ bu çerçeveyi şöyle özetliyor: “Ergenekon operasyonu ve soruşturmasının Cumhuriyet tarihinin en önemli siyasal ve toplumsal kırılma noktalarından biri olduğu açıktır. Bu siyasal hamle ve saldırı üzerinden düşük SAYFA 22 5 MAYIS 2011 E yoğunluklu bir islamizasyon projesinin hayata geçirilmek istendiği, artık tartışılmayacak şekilde ortaya çıkan bir gerçekliktir. Dolayısıyla Ergenekon operasyonunun Türkiye’de rejimi daha islami temellerde dönüştürmeye yönelik örtülü bir darbe olduğu, çok sayıda kanıtla desteklenen kesin bir olgu niteliğindedir.” “Bir ABDAKP Cemaat Projesi: Ergenekon Darbesi” üst başlığını taşıyan kitap somut olgu ve kanıtlara dayanarak bu operasyonu bütün veçheleriyle çözümleme ve gerçek bir tablo ortaya koymaya çalışıyor. Çarpıcı sonuçlara ulaşıyor. Örneğin, operasyona toplumsal bir meşruiyet ve onay üretmeye yarayacak psikolojik ortamın oluşturulması için işlenen Hrant Dink ve Danıştay cinayetlerinin içyüzü, somut verilere dayanılarak ortaya konuluyor. Yazar, “Birinci Cumhuriyet”in büyük ölçüde çözülmesi ve İslamofaşist karakterli bir polis devleti olduğu anlaşılan “İkinci Cumhuriyet”in kurulması sürecinde kilit bir rol oynadığını savunduğu Gülen Cemaati’nin emniyet ve adliye teşkilatındaki örgütlenmesinin geldiği endişe verici boyutu da gözler önüne seriyor. Kitaba yazdığı sunuş yazısında “Ergenekon operasyonunun demokratikleşme ve derin devletin tasfiyesiyle ilgisinin bulunmadığını; ABD, AKP ve Cemaat ortak projesinin hayata geçirilmesinden başka bir anlam taşımadığı tatmin edici gerekçeler ve kanıtlar eşliğinde sergilenecektir” diyen Yanardağ, “Ergenekon”un esas olarak toplumu susturmaya yönelik bir “psikolojik harp” operasyonu olduğunu ortaya koyuyor. Operasyonun başlangıcında “Sonuna kadar gidilsin” diyen, Silivri’deki mahkeme önünde “Operasyonun arkasındayız” gibi destek açıklamalarına imza atan bir kısım solsosyalist çevrelerin içine düştüğü hayati yanılgı da, gerek Marksist temelli tarihsel ve felsefi çözümlemelerle gerekse de “operasyonun sonu”nun gelip bu solsosyalist çevrelere kadar uzandığı gerçeğiyle kanıtlanıyor kitapta. Bir takım JİTEM ve kontrgerilla artıklarının bu davaya dahil edilmesinin, bu karanlık kurumların yargılanması anlamına gelmediğini, Veli Küçük ve benzerlerinin asıl suçlarından dolayı yargılanmadığını, davaya dahil edilmelerinin sebebinin meşruiyet üretme kaygısı ve inandırıcılık kazandırma endişesi olduğunu açık seçik ortaya koyan Yanardağ, “Ergenekon” soruşturmasının Cumhuriyet tarihinin en büyük siyasal komplosu olduğunu ileri sürüyor. Gerek daha önceki çalışmaları gerekse yazdığı analiz yazılarıyla içinden geçtiğimiz sürecin aktörlerini teşhir eden ve neoliberal ideolojik hegemonyaya karşı net ve tutarlı bir mücadele sergileyen Merdan Yanardağ, I. Cumhuriyetin Sonbaharı kitabıyla kralın çıplak olduğunu bir kez daha ilan ediyor. I.Cumhuriyetin Sonbaharı/ Merdan Yanardağ/ Destek Yayınları/ 222 s. “K ve rım lem Se ya D Gü y m Ë yen Y ok mu yayıla telefo Yoksa beslen bir ür diyor kemiğ rının ler ya şimdi her ye türün küçük de içi Dik lığınd mazlı mızda Bilme da gö örtük edilm Nie pekişt “Mor ma gü bilme dinley çek aş Hal Niedzviecki CUMHURİYET KİTAP SAYI 1107 CUMH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle